Konu
:
Suikastler Tarihi (İi. Abdülhamit Suikastı)
Yalnız Mesajı Göster
Suikastler Tarihi (İi. Abdülhamit Suikastı)
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Suikastler Tarihi (İi. Abdülhamit Suikastı)
1905 yılının 21 temmuzuydu
Padişah II
Abdülhamit'e Yıldız camisindeki cuma selâmlığından çıkmış
arabasına doğru ilerliyordu
Her zamanki gibi
caminin merdivenlerinden inecek ve dört yüz metre ileride bekleyen arabasına binecekti
Fakat bu sefer ufak bir gecikme olmuştu
Şeyhülislâm Cemalettin Efendi
Abdülhamit’in yolunu kesmiş
bazı konularda bilgi istemişti
Padişah II
Abdülhamit'le Şeyhülislâm Cemalettin Efendi arasındaki konuşma oldukça uzamıştı
Tam bu sırada korkunç bir patlama duyulmuş
arkasından araba parçaları ve insan kol ve bacakları dört bir yana savrulmaya başlamıştı
Padişahın yanında bulunanlar korkuyla kaçışıyor
canlarını kurtarmak için sığınacak yer arıyorlardı
O kadar kalabalığın arasında kılını kıpırdatmayan
yüzünde en ufak bir heyecan ve korku izi görülmeyen tek bir kişi vardı: Kuruntu ve kuşkusu herkes tarafından bilinen II
Abdülhamit
Ortada heykel gibi kıpırdamadan duruyordu
Yaverlerinden Miralay Sadık Bey korku ve telâştan kılıcını yere düşürmüş
Miralay Süleyman Şefik Bey de apoletini kaybetmişti
Çevresindekilerin can kaygısına düşüp çil yavrusu gibi dağılmaları
II
Abdülhamit’i çok kızdırmış ve olaydan sonra yaveri için :
"Kılıcını düşüren yaveri maiyetimde görmek istemem
Trablus'a sürgün gidecek!
" emrini vermişti
Tehlike savuştuktan sonra
sığındıkları yerlerden çıkanlara Padişah şunları söylemişti:
"Arabamı çekiniz
burayı kordon altına alınız
sorumluları tutuklayınız!
" Bu sırada
muhafız kıtalarının tüfeklerine mermi sürdüklerini görünce
töreni yöneten subaya :
"Selâm emrini verdir
ne duruyorsun!
" diye bağırmıştı
Muhafız kıtası hazır ol durumuna geçince
cami kapısına getirilen arabaya binen Abdülhamit
âdeti olmadığı halde ayakta durmuş
dizginleri kendi kullanarak Çit köşküne varmıştı
Doğu Anadolu'da bağımsız bir Ermenistan kurmaya çalışan Ermeni Komitacıları karşılarında en büyük engel olarak gördükleri Padişah II
Sultan Abdülhamit'i öldürmek istemişlerdi
Kendileri bu işte yeteri kadar tecrübeli olmadıklarından
Avrupa ve Rusya'daki uluslararası anarşistlerle ilişki kurmuşlar
onlardan Abdülhamit'in öldürülmesi konusunda yardım ve destek sağlamışlardı
Bu iş için özel olarak İstanbul’a gelenlerden biri de Belçikalı ünlü anarşist Edvard Jorris'ti
O dönemde anarşizm bütün dünyayı sarmış
suikasta uğramayan hükümdar ya da cumhurbaşkanı hemen hemen kalmamıştı
Şimdi sıra II
Abdülhamit'teydi
Edvard Jorris
göze çarpmamak için Singer şirketine memur olarak girmiş
Padişah'ın cuma selâmlıklarını büyük bir dikkatle izlemeye başlamıştı
Abdülhamit
cuma günleri Yıldız camisinden çıktıktan sonra
1 dakika 42 saniyede arabasının yanına gidiyordu
Birkaç cuma selâmlığını gözleyen Jorris
bu sürenin hiç değişmediğini
Padişahın bir saat düzeni içinde bu yolu
daima 1 dakika 42 saniyede aldığını görmüştü
Suikastı hazırlayan örgüt oldukça genişti
Jorris'ten başka
Rusya'dan gelen Kristofor Mikaelyan ve kızı olarak tanıttığı Robina
Hacı Nişan Minasyan
Mıgırdıç Serkis Garibyan
Karabet Ohanesyan
Vahram Sabun Kendiryan
Silviyoriçi
Sari Torkom
Trase Yuvanoviç bu örgütün belli başlı üyeleriydiler
Hazırlanan plana göre
Yıldız camisi önünde bomba çatlatılıp II
Abdülhamit öldürüldükten sonra
Galata Köprüsü
Tünel
yabancı banka ve kurumlar havaya uçurulacak
yabancı devletlerin işe karışmaları sağlanacaktı
Filibe şehrinde Ermeni Komitacıları büyük bir toplantı yapmışlar
bu toplantıya Slav ve Siyonist örgütleri de katılmıştı
Pro Armenia gazetesi başyazarı Pirkiyar da bu toplantıda bulunanlar arasındaydı
Yapılan görüşmeler sonunda plan hazırlanmış ve II
Abdülhamit'in Yıldız camisinden çıkarken öldürülmesi kararlaştırılmıştı
Gerçek adı Kristofor Mikaelyan olan fakat Samuel Fayn takma adiyle dolaşan Rus Ermenisi
Viyana'da Neseldorfer Wagenbefcu Fabriks Geselschaft firmasına bir fayton yaptırmış ve bunu parça parça Türkiye'ye sokmuşlardı
Deniz yoluyla gelen faytonun parçalarını İstanbul’da komitenin adamı Silviyoriçi alıyor
muayenesiz geçmesi için de gümrük memurlarına para yediriyordu
İçine patlayıcı madde yerleştirilecek biçimde yaptırılan bu araba
bir araya getirildikten sonra
Şişli dışında denenmiş
amaca uygun bulunmuştu
Faytona 80 kilo patlayıcı maddeyle 20 kilo demir parçası konmuş
arabaya koşulacak atlar da
o dönemin ünlü tiyatrocularından "Kel" Hasan Efendi’den satın alınmıştı
"Machine İnfernale-Cehennem Makinesi" adı verilen ve bombayı istenilen zamanda patlatacak olan araç
Fransa'dan getirtilmişti
Bütün bunlar tamamlandıktan sonra
21 Temmuz 1905 cuma günü fayton
Abdülhamit'in dört at koşulu arabasının yanına bırakılmış
Padişahın camiden dışarıya çıkması beklenmeye başlanmıştı
Abdülhamit
caminin kapısında görününce Kristofor Mikaelyan ve kızı olarak tanıttığı Robina
Cehennem Makinesini çalıştırarak
bomba 1 dakika 42 saniye sonra patlayacak duruma getirilmişti
Fakat Padişah
kapı önünde Şeyhülislâm Cemalettin Efendi'yle konuşmaya dalınca
süre dolmuş
Abdülhamit ölümden kurtulmuştu
Suikast amacını gerçekleştirememişti ama
tam 26 kişi ölmüş
58 kişi de yaralanmıştı
Ayrıca
17 arabayla 20 at da parçalanmıştı
Cehennem Makinesi'ni çalıştırdıktan sonra kaçamayan Kristifor Mikaelyan da ölüler arasındaydı
Suikastçılardan birçoğu yabancı pasaport taşıdıklarından yurt dışına kaçmışlardı
Fakat Edvard Jorris yakalanmıştı
Arabanın parçaları arasında bulunan Neseldorfer kelimesiyle 11123 rakamı
olayın aydınlanmasını sağlamış
konuşmamakta direnen Edvard Jorris de her şeyin ortaya çıktığını görünce
bütün bildiklerini anlatmıştı
Suikastçılardan Hacı Nişan Minasyan
sorgusu sırasında gittiği yüznumarada
teneke ibrikle bilek damarlarını ve karnını yırtarak intihar etmiş
geri kalanlar idam cezasına çarptırılmışlardı
Abdülhamit
Edvard Jorris'i bağışlamış
ayrıca kendisine 500 altın vermişti
Jorris
daha sonraları Avrupa'da Abdülhamit'in bir ajanı olarak çatışmış
saraya önemli raporlar göndermiştir
Abdülhamit'in Ermeni Komitacıları tarafından öldürülememesi
nedense Tevfik Fikret'i pek üzmüş ve bu üzüntüsünü "Bir Lâhza-i Ta'ahhur - Bir anlık duraklama" adlı şiirinde şu mısralarla belirtmişti :
"Ey şanlı avcı
damını bihûde kurmadın
Attın fakat yazık ki
yazıklar ki
vurmadın"
ALıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul