Konu
:
Diinler Tarihi: Voodoo (Vudu)
Yalnız Mesajı Göster
Diinler Tarihi: Voodoo (Vudu)
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Diinler Tarihi: Voodoo (Vudu)
Voodoo
müritleri için "korku"nun ve "zafer"in iç içe girdiği bir yaşam tarzı
Afrika´nın Benin Cumhuriyeti´nde konuşulan bir etnik dil olan "Fon" dilinde "voo" içe bakış
"doo" ise "bilinmeyen" anlamına geliyor
Voodooistler Tanrı "Djo"ya inanıyorlar
"Evrensel nefesin efendisi" olan Tanrı Djo
dolaysız olarak insanların kaderiyle ilgilenemeyecek kadar büyük bir varlık
Bu nedenle her insan
Voodoo dininde
potansiyel bir hayvandan farksız olarak dünyaya geliyor
Başlangıçta
her insana rehber olarak bir ruh
yani "loa" veriliyor
Böylece
potansiyel olarak hayvandan farksız olan "insan"
"ruhsal bir varlığa" dönüşüyor
Bu ruhsal varlık "birer küçük melek" olan üç ruhsal parçadan oluşuyor
İnsanın yaşamı boyunca bu ruhsal parçalarını kendi iradesiyle geliştirmesi ve mükemmelleştirmesi gerekiyor
Böylece "savunmasız" bir yaratık olan insanın yeniden "tanrı"ya dönmesi sağlanıyor
Voodoo dini
animist inançlarla da yakından ilişkili
Nitekim başlangıçta "birer küçük melek" olan üç ruhsal parça
tapınaklardaki özel odalarda
kilden yapılmış kavanozlar içine konuluyor
Amaç
onları kötü ruhlardan
büyücülerden korumak
Kişi öldüğünde
bu kavanoz kırılıyor ve serbest kalan ruh parçaları
cansız bedenin etrafında yedi gün boyunca dolaşıyor
Voodoo dini
tektanrılı dinlerin aksine
ruhun fiziksel olarak tekrar dirileceğine inanmıyor
Ama
ruhun bedenden ayrılıp yeni bir serüvene başladığını kabul ediyor
Ruhun bedenden ayrılma işlemi ise
ölümün üstünden 7 gün geçtikten sonra yapılan"asıl ölüm ayini" ile gerçekleştiriliyor
Bu ayinin sonunda bedenden ayrılan ruh
suların altında yaşamaya gidiyor
Derinliklerde bir yıl bir gün kalan ruh
daha sonra "Wete Mo Nan Dlo" töreni sırasında yeniden geri çağrılıyor ve bir kavanoza konup ormana bırakılıyor
16
yeniden doğuştan sonra ise bu ruh
Tanrı Djo ile birleşiyor ve her yeni doğan insana rehber olarak verilen "loa"ları üretiyor
Böylece voodooistler
ölümle sadece tanrılarına hizmet etmekle kalmıyor
onun yeniden doğmasını da sağlıyorlar
Tabii
böyle bir dini anlayışta
ölüm bir "son" değil
tam aksine "kutsal" bir göreve dönüşüyor
Voodoo dini
Afrika´nın batı sahillerindeki Benin (eski Dahomey)
Nijerya ve Kongo bölgelerinde yaygın bir dinken
nasıl oluyor da 20
yüzyılda Karaibler´de
Amerika´nın kuzey sahillerinde ve Kanada´da ortaya çıkıveriyor ve giderek Haiti´nin resmi
ulusal dini haline geliyor
Bunu anlamak için 500 yıl kadar geriye
Batı ve Orta Afrika´nın günlük yaşamına kadar gitmek gerekiyor
O çağlarda bazı kabileler
kendilerini temiz tutabilmek için
belirli zamanlarda binlerce kabile üyesini zehirleyerek kurban ediyordu
Bu
temel olarak belirli bir nüfus planlaması gereğiydi ama
Goa adasında demir alan ilk köle gemileri bu geleneğe daha temiz ve karlı bir yol getirmişti
Tarihler 1503 yılını gösterdiğinde
Atlantik Okyanusu´nu aşan bu gemiler
o zamanlar adı San Domingo adası olan Haiti´ye ulaştılar
Köle ticareti böylesine karlı bir hale gelmişti ama
siyahi Afrikalıları köleliğe ikna etmek pek de kolay olmuyordu
İşte tam bu sırada "Zombi"ler de ortaya çıktı
18
yüzyıla gelindiğinde
Haiti adasındaki köle sayısı 400 bini geçmişti
Başını Dahomey Kraliyet Ailesi´nin çektiği bu köle ticareti sonucu
büyük Afrika krallıkları bir bir yıkılmış
ve kıtanın nüfusu hızla azalmaya başlamıştı
Ancak
köle olarak satılan Afrikalıların çoğu zehir ve zombiler hakkında çok şey biliyordu ve tüm bu bilgileri kendileriyle birlikte Yeni Dünya´ya taşıyorlardı
Haiti´ye getirilen bu köleler arasında "Fon" ve "Yoruba" kökenli Voodoo inanışları da hızla yayılmaya başlamıştı
Bu Afrika dini
farklı dil ve inançlardaki Afrika´lıları birbirine bağlamakla kalmıyor
aynı zamanda bağımsızlık hareketinin de "motoru" haline geliyordu
Afrikalı köleler giderek "Ougan" denen şeflerin etrafında gizli cemiyetler biçiminde örgütleniyorlardı
Gizli cemiyetler
Batı Afrika´nın en önemli sosyal gücüydü
Kölelerin gözetim olmaksızın toplanmasına izin vermeyen acımasız sömürge sahiplerine karşı direniş başlatabilmek için gizliliği de sağlamaları gerekiyordu
Bu nedenle
gizli şifreler
değişik el işaretleri geliştirdiler
Köle´ye talep arttıkça
sıradan Afrika´lıların yanı sıra iyi eğitim görmüş Afrika soyluları da bu kalabalığa eklendi
Bunlar
Arap öğretmeler tarafından askeri disiplin
tıp
büyü ve fizik konularında eğitim görmüş kişilerdi
Sonuçta da
eğitimli köleler içlerinden ayaklanma liderleri
gizli cemiyet başkanları ve Voodoo büyücüleri çıkardılar
Ne var ki
1985 yılında
zencilerin bu faaliyetlerinden kuşkulanan beyazlar
"zenci toplantılarını ve danslarını" yasaklamakla kalmamış
"davul çalınmasını"da suç olarak kabul etmişlerdi
Köleler
batı ordularında görülen liderlerle kıyaslanabilecek güçlü kişilikler çıkaramadılar ama
bu ordular karşısında yenilmelerinin asıl nedeni başka bir unsurun yokluğuydu: Zehir
Ancak
Fransız Devrimi´nin dünyaya yaydığı bağımsızlık rüzgarları
bir süre sonra Haiti´de de ağırlığını hissettirmeye başlamıştı
Köleler önce şef Haalaou´nun önderliğinde isyan bayrağını açtılar
Haalaou
savaşa giderken kolunun altında beyaz bir tavuk taşıyor ve bu tavuğun ona tanrının isteklerini ilettiğini söylüyordu
Haalaou´nun öldürülmesinden sonra isyanın bayrağını devralan Toussaint Louverture´e de halk arasında "Siyah Spartaküs" adı takılmıştı
Kuşkusuz bu ayaklanmaların sonunda
Haiti hemen bağımsızlığını kazanamadı ama
beyazlar da önemli ödünler vermek zorunda kaldılar
Örneğin
köleler katolik kiliselerinde vaftiz olmaya hak kazanmışlardı
Bir köle için vaftiz olmak
günlük eziyetlerden az da olsa uzak bir hayat anlamına geliyordu
Kölelerin birçoğu vaftiz olmanın kendilerine rahibinkine benzer güçler kazandıracağını sanıyordu ve bunun için de vaftiz kuyruğuna giriyorlardı
Ancak
kısa sürede Fransızca´yı Batı Afrika dilinin kesik ritimlerine uyarlayan köleler
Katolik dinini isyan dinleri olan Voodoo ile özdeşleştirmekte gecikmediler
Örneğin
cennetin anahtarını elinde tutan Aziz Petrus´u Voodoo dininin "Legba"sı olarak kabul edip
her Voodoo ayininin başında onu çağırıyorlardı
"Syncretism" denilen ve "farklı din sistemlerinden alınan parçaların birleştirilmesi" demek olan bu uygulama
aslında maske takmaktan farksızdı ve köleler
geçerli olan bir dinin örtüsü altında kendi dinlerinin kurallarını uygulamayı sürdürüyorlardı
Voodoo dini özellikle 1915-1934 yılları arasında adayı işgal eden Amerikan Deniz Piyadeleri döneminde kanlı bir baskı altına alınmıştı
Bu dönemde binlerce Voodooist
Amerikan askerleriyle işbirliği yapan yerli şefler tarafından öldürüldü
Voodoo dini ancak
1957 yılında iktidara gelen Diktatör Duvalier döneminde yeniden soluk almaya başladı
Bu din Duvailer döneminde kağıt üzerinde yasaktı ama
diktatör
halkı baskı altında tutmak için Voodoo liderleriyle işbirliği yapıyordu
1986 yılında Duvalier´in devrilmesinden sonra
iş başına geçen rejim Voodoo şeflerinin etkinliğini azaltmak için bu dini resmen yasallaştırma yoluna gitti
Ancak
arka planda "Bizango" adıyla örgütlenen gizli cemiyetler
bu dinin "resmi olmayan"kimliğini hala kontrol altında tutuyor ve sürdürüyorlar
Haitililer´in dedikleri gibi
bugün ülkenin yüzde 85´i Katolik ise
yüzde 110´u da Voodoo dini mensubu
Günümüzde 2004 yılında Bağımsızlığının 200
yılını kutlayan 8 milyon nüfuslu Haiti´de Vodoo resmi din oldu
Alıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul