Konu
:
Dinler Tarihi: Şamanizm
Yalnız Mesajı Göster
Dinler Tarihi: Şamanizm
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Dinler Tarihi: Şamanizm
Şamanizm
insanlığın belki de en eski dinlerinden biridir
Temel olarak sihir ve büyüye dayanır
Her hangi bir kurucusu veya kutsal kitabı olmadığı gibi ortaya çıkış tarihi de belli değildir
Şamanizm ´ in köken olarak anaerkil dönemde ortaya çıktığı tahmin edilmektedir
Yakutlarda erkek Şamanlar özel cübbeleri bulunmadığı zamanlarda kadın entarisi giyerek ayin yaparlar
Şamanların çoğunun saçlarını uzatma nedenlerinden biri de budur
İnanç ve İbadetleri
Şamanist inanca göre dünya
gök
yeryüzü ve yeraltı olmak üzere üç kısma ayrılır
Altay Türklerine göre "Aydınlık Alemi"
yukarıdaki dünyayı yani gökyüzünü Tanrı Ülgen´le ona bağlı iyi ruhları temsil eder
Yeryüzünü
yani "Orta Dünya"yi insanlar oluşturur
Yer altı dünyası olan "Aşağıdaki Dünya"yı ise Tanrı Erlik ve ona bağlı kötü ruhlar oluşturur
İyi ruhlarla ilişki kurup
iyilik yapan Şamanlara ak-Şaman
yeraltı ruhlarıyla konuşup
Erlik ´in hizmetinde olanlaraysa kara-Şaman denir
Eski Türklerin de inandığı din Şamanizm ´ di
Bu Şamanizm
Yakutlar ve Altaylar´da yaşayan ilkel Şamanizm aşamasını bir süre sonra geride bırakmış
gelişmişti
Avcılık ve ilkel tarımla dar bir bölgede yaşayan boyların inanışlarıyla
büyük devletler kuran
Çin Duvarı ´ yla Bizans arasına yayılmış halkların inanışları aynı kalmamıştı
Çin kaynaklarından anlaşıldığına göre eski Orta-Asya Şamanizm ´ inin temelleri Gök-Tanrı
Güneş
yer
su
atalar ve ocak (ateş) kültleridir
Bu bağlamda Asya halklarının inandığı Şamanlığın temelinde insan ve doğanın birlik ile beraberliği ve uyumu düşüncesi yer alır
Evren
dünya
insan
hayvan ve bitkiler alemi bir bütün olarak düşünülür
Dünya ve Gök
yaratma eylemini birlikte işbirliği halinde gerçekleştirmektedir
Bunlar bütün varlıkların yaratıcısı olmalarından ötürü kutsaldır
İşte bu yüzden Asya ´nın Şamanist göçebe halklarında Gökle Yer Su´yu sayma ve bunlara saygı gösterme
bu göçebe halkların inanışlarının özünü oluşturmaktadır
Dağın eteğinde ya da zirvesinde
nehrin ya da gölün kıyısında
yolun ya da atın bağlandığı direğin yanında
bir göçebenin kutsamayla eylemleri
tüm yaşamın ortak bir bilinci paylaştığı doğaya dönüktür
Şamanlıktaki bir diğer inanışta
insan neslinin sonsuz bir şekilde devamlılığı düşüncesi
Şamanist olan birisi kendini
baba
dede
ve atalarına ait olan bir hayatın devamı olarak görür
bunları bilir ve sayar (Atalar kültü)
Bununla birlikte
söz konusu bu insan aynı zamanda kendi geleceğini de sonraki nesillerde görmektedir
ki bu durum varoluşun ana anlamıdır
Bundan dolayı bu insanin görevi çocuk ve torunlarına toplumun en iyi yanlarını aşılayarak yetiştirmek ve hayata hazırlamaktır
Şaman Kimdir Kimler Şaman Olabilir
Şaman dininin ayin ve törenlerini yapan
ruhlarla insanlar arasında aracılık eden kişiye Şaman denir
Şaman sözcüğü Türkçe kökenli değildir
Türkler Şaman yerine kam sözcüğünü kullanırlardı
Avrupa´da 18
yüzyılda kabul edilen Şaman sözcüğü
Rusların
Kuzey Sibirya´da Tunguzlardan öğrendiği bir sözcük
Aslında bu sözcüğün kökeni hâlâ tartışmalı
Bazı bilim adamları sözcüğün Pali dilinde bulunan "şamna" olduğunu
Sanskritçe´de bulunan "çramana" ile aynı kökten geldiğini ileri sürüyorlardı
Bazıları da bu sözcüğün Mançu ´ ca olduğunu
"zıplayan
dans eden" anlamına geldiği görüşündeler
Bir başka teori de Şaman sözcüğünün Buda inanışına ait bir sözcük olduğudur
Firdevsi´nin sehname´sinde geçen "Semen" (Buda rahibi) sözcüğü dolayısıyla Şaman sözcüğünün Hindistan kökenli olduğu söylenir
Kasgarlı Mahmut´tan öğrendiğimize göre kamlar
Müslüman Türkler zamanında da unutulmuş değil
Divan-i Lugat-it Türk´te "Kamlar kamik arvisti: kamlar (ayin sırasında) anlaşılmayan bir takım sözler söyledi
" gibi cümlelere rastlanmaktadır
Benzer biçimde Balasagunlu Yusuf Has Hacib
"Kutadgu Bilig" adli eserinde kamlarla hekimleri (otacıları) bir tutmuş
ikisini de insanlar için yararlı isler yapan kişiler olarak göstermişti
Bir yerde söyle der: "Kerek tut otaçi
kerek kam
öligligke her giz asig kilmaz em
(Gerek hekim tut
gerekse kam
eceli gelene ilaç fayda etmez
)
Şaman (kam)
tanrılar ve ruhlarla insanlar arasında aracılık yapma gücüne sahip olan kişidir
İnsan
ufak tefek ruhlara
aileyi koruyan ateş ve iyi yer-su ruhlarına bizzat kurbanlar ve saçılar sunabilirse de
kuvvetli
hele kötü ruhlara doğrudan başvuramaz
Kötü ruhlar insanların en büyük düşmanlarıdır
İnsanlara ve hayvan sürülerine hastalık göndermek suretiyle kurban isterler
Bunların istediklerini yerine getirmek gerekir
İnsanlar onların ne istediklerini bilmezler
Ne istediklerini ancak gücünü göklerden ve atalarının ruhlarından alan Şamanlar bilir
Şamanlık bilgisi öğrenmekle elde edilemez
Şaman olmak için belli başlı bir Şamanın neslinden olmak gerekir
Kimse Şaman olmayı istemez
ancak geçmiş ataların ruhundan biri
Şaman olacak torununa musallat olur; onu Şaman olmaya zorlar
Bu hale Altaylılar "töz basıp yat" (ruh basıyor) derler
Ata ruhu musallat olan adam Şamanlığı kabul etmezse deli olur
Şaman Davulu
Bugün Rusya Federasyonu içinde yer alan Hakasya ´da Şamanizm hâlâ canlı tutuluyor
Hakasyalı bir araştırmacı olan Katanov
Minusinsk Tatarlarından aldığı bilgilere göre Şaman davulunu anlatır
Buna göre davulun önemli üç bölümü vardır: içi
dışı ve tokmağı
Davul
bir arşın çapındadır
İskeleti genellikle sepet yapımında kullanılan söğütten yapılır ve at derisiyle kaplanır
Davulun içinde dikey olarak duran sapı genellikle kayın ağacından yapılır
Sapta mars denilen
kamın yer altı dünyasında yaşayan erliklerin lideri Erlik Han ´a ulaşmasını sağlayan on iki delik bulunur
Deliklerin arasındaki kabartmalar
kamın uçarak ya da yürüyerek geçmek zorunda olduğu dağ sıralarını temsil eder
Sapın üst kısmında
enlemesine kamın kendisinin ya da hastasının düşmanlarını püskürttüğü yay kirişi olarak adlandırılan sopa bulunur
Bu demir sopaya hastanın içindeki kötü ruhları kovan on sekiz kadar demir çıngırak bağlanır
Ayrıca
kamın habercilerini temsil eden iki çan da demir sopaya bağlanır
Davulun üst kısmında hastanın düşmanlarını temsil eden dört ya da altı demir kanca tutturulmuştur
Demir sopaya kamın kudretini simgeleyen bez parçalari asılır
Bu bez parçaları genellikle kamın hastaları tarafından bağlanır
Erlik Han´a herhangi bir hayvan adandığında bu hayvana demir sopadan alınan iki üç bez parçası bağlanır
Adak hayvanın boynunda asılı duran bu bez parçaları onu kötü güçlerden korur
Davulun üst kısmında yedi renkli gökkuşağı tasvir edilir
Gökkuşağının iki ucundan da
iki geniş kare şeklinde merdiven sarkar
Bu merdivenle kam
Kan Kuday´in huzuruna çıkmak için gökyüzüne yükselir
Kan Kuday´in önünde beyaz boyayla çizilen iki kayın ağacı vardır
Kam
gökyüzüne yükselerek Kan Kuday´dan hastayı iyileştirmek ya da ya da öldürmek için emir alır
Gökkuşağının altında ışık saçan iki daire vardır
Ayrıca 14-18 kadar yıldız bulunur
Merdivenin üst kısmındaysa beyaz renkle yedi dağ kızı resmedilmiştir
Bu kızlar eğer ruh erkekse onu uzaklaştırmada kama yardım ederler
Kız figürlerinin yanında iki kuş tasviri vardır
Kam bu iki kuşla göğe yükselir
Davulda bundan başka kırmızı renkte at
süvari ve keçi bulunur
Kızıl at üzerindeki Kızıl süvari
erliklerden biri olan Kızıl adakların basında gider
Beyaz renkle çizilen beyaz at üzerindeki atlı Kuday´a gider
Davulun ortasındaki üç çizgi bu dünya ile öte dünyayı ayıran bir tabakadır
Davulun alt tarafında
kutsal koyunları himaye eden kurbağa resmi vardır
Ayrıca on sıradağın ardında
kara ve altın denizin kıyısında yaşayan hayvanları sulamak için altın oluğu ve at bağlamak için altın direkleri bulunan Erlik Han ´ ın kötü ruhları yargıladığı yere götüren yılan ve kertenkelenin resmi yer alır
Bu deniz doğudadır
kurbağa
yılan ve kertenkele
koyunlara dokunmak isteyen kötü ruhları korkutur
Aynı şekilde su iyelerini temsil eden iki balık tasvir edilir
Balıkların iç hastalıkları iyileştirdiğine inanılır
Eğer kam kötü ruhlardan daha güçlüyse onları dağ ruhlarının Haninin yaşadığı dokuz denizin sonuna kadar sürebilir
eğer kam zayıfsa
yolun yarısından döner ve balık hastayı yeniden alt eder
Bunun dışında davulun üzerinde kötü ruhların yaklaştığını kama haber veren kara ve ala renkli iki köpek resmi vardır
Davulun alt tarafında yedi at ve yedi insan tasvir edilir
Bunlar Erlik Han ´ ın hizmetçileridir
Bütün kötülükler yeraltı dünyasında yasayan Erlik Han´dan kaynaklanır
Davulda yine kırmızı renkle kama kamla mayi öğreten kam resmedilmiştir
Öldükten sonra kaynayan denize doğru gittiği düşünülen kam tasvirinin uyuz hastalığını tedavi ettiğine inanılır
Davuldaki tavşan resmi
kamın aletlerinin koruyucusunu simgeler
Davulun üzerinde "meme" diye adlandırılan altı kabartı vardır
Bunlar kamın aletlerinin koruyucusu sayılan ruhu besleyip koruma işlevini üstlenir
Bir önemli öğe de tokmaktır
Tokmak
ya tavşan derisiyle kaplanarak söğüt dalından; ya geyik kemiği ya da boynuzu ya da kayın ağacından yapılır
Tokmağın sapına hastaya gelen kötü ruhları kovmak için kamçı görevi üstlenen bez ve deri parçaları yapıştırılır
Şamanlar ayin yapmak için davul kullanırlar; fakat zaman zaman bunun yerini kopuzun aldığı da görülmüştür
11
yüzyıl tarihçilerinden Gardizi
eski Yenisey Kırgızları ´ nın Şaman ayinlerinde saz çaldıklarını söyler
Eski Oğuzlarda
İslam ´ ın kabulünden sonra Şaman geleneklerini sürdüren ozanlar kopuzu kutsal saymışlardır
Sözgelimi
Dede Korkut her öykünün sonunda kopuzuyla gelir
ad verirken
dua (alkış) ederken kopuz çalar
Şaman davulunun asıl kısmı olan ağaç ve demir parçalar asla değiştirilmez
Derisiyse değiştirilebilir
Biri ölen evde bulunan davul
Erlik´in elçisi Aldaçi´nin yaklaşmasıyla kirlenmiş ve kuvvetini kaybetmiş sayılır
Kirlenmiş ve kuvvetini kaybetmiş davulların derisi derhal değiştirilir
Tedbirli davranmak isteyen Şamanlar ve ev sahipleri
hastanın öleceği anlaşıldığı zaman Şamana ait eşyaları evden çıkarırlar
Her davul Şamanın ölümünden sonra ormana götürülüp parçalanır ve bir ağacın dalına asılır
Şamanın ölüsü de bu ağacın dibine gömülür
Şaman Giysisi
Şaman için davuldan daha önemli bir şey varsa o da Şaman giysisidir
Geleneğe uygun bir elbise hazırlamanın zor geldiği kamlar
ruhların özel izinleriyle birkaç yıl cübbesiz ayin yaparlar
Fakat cübbesiz kamlar kötü ruhlara karşı fazla cesaret gösteremezler
Bunun için kamlar ne yapıp edip Şaman kıyafeti edinirler
Şaman
cübbe ve davulunu kendi arzu ve isteğiyle değil
hizmetinde bulunduğu ruhun emir ve ilhamına göre yaptırır
Cübbe ve davulun nitelikleri ve biçimi
süsleri bütün ayrıntılarıyla bu ruh tarafından belirlenir
Ruhun istediklerinden en ufak biri bile eksik kalsa cübbe ve davul ayin yapmaya yaramaz
Giysi hazırlandıktan sonra özel bir törenle ruhların beğenisine sunulur
Şaman cübbesi gelenek olarak otuz parçadan yapılmış sayılsa da gerçekte altmışa yakın çok çeşitli parçaya sahiptir
Cübbenin asıl kısmı maral ya da beyaz koyun derisinden yapılan ceketten ibarettir
başka parçalar bu cekete dikilir
Bu parçalar Şamanların ruhlar dünyasında bulunduğunu düşündüğü varlıkların sembolleridir
Sözgelimi cübbenin yakasından sallanan dokuz küçük kukla Ülgen´in dokuz kızını
küçücük cübbeler onların elbiselerini temsil eder
Kötü ruhlarla mücadelede kullandığı "manevi" yayın ve diğer silahların sembolleri
küçücük yay ve çıngıraklardır
Kötü ruhların fısıltılarını dinlemek için kulak
ay
güneş yıldızlar
Erlik dünyasında yaşayan kurbağalar
yılanlar cübbede tasvir edilir
Şamanın cübbesiyle birlikte külahı (börk)da hazırlanır
Külahın esas kısmı üç karış uzunluğunda kırmızı kumaştan olur
etrafına da üç tane düğme konur
Astarı kaba ve adi kumaştandır
Külahın üç yerine vaşak derisi dikilir; bunlardan biri göz
biri alın ortası biri de ense hizasına konur
Böylece Külahın üç kısmı olur ki buna "üç üyelüü kuspörük" (üç boğumlu kuskülah) denir
Göz üzerindeki kısma türlü türlü boncuklardan diziler konur
Her dizide beş boncuk ve ucunda bir yılan başı bulunur
Dizilerin sayısı 5
9 ya da 16 olabilir
Günümüzde Şamanizm ve Diğer Dinlere Etkileri
Kitaplı dinler olarak kabul edilen dinlerin hiçbiri eski yerel inanışların etkisinden kendilerini arındırabilmiş değil
Dünyanın her yerindeki Hıristiyanlığın ya da Müslümanlığın farklı olmasının en önemli nedenlerinden biri eski inanışların bu dinlere eklenmiş olması
İslam dinini kabul etmiş Türkler için de bu durum geçerliliğini korumakta
Türklerin inanışlarında bugün bile Şaman geleneğinin izlerini görmek olası
Müslüman olan Oğuzlar
Dede Korkut öykülerinden anlaşıldığına göre Şaman geleneklerini korumuşlardı
Matem töreninde ölünün bindiği atin kuyruğunu keserek kurban etmek
ağacı kutlu saymak gibi gelenekler bunlardandır
Ayrıca uzun ömürlü olması
daha önce ölen çocuklar gibi ölmemesi için çocuklara Yasar
Durmuş
Duran
Satılmış
Sati gibi isimlerin konması
türbelere adak adanması
dilek ağaçlarına çaput (bez parçası) bağlanması gibi adetler bu kapsamda değerlendirilir
Şamanizm günümüzde Türkler ve diğer Orta Asya halklarının hayatını değişik oranlarda etkilemeye devam etmekle birlikte halen Orta Asya ´ da başlı başına bir din olarak devam etmektedir
Tatarların bir kısmı Özellikle Hakasya Türklerinin hemen hemen tamamen Şamanisttir
Günümüzde Rusya
Moğolistan
Tacikistan
Kazakistan gibi ülkelerde Şamanist topluluklara rastlanmaktadır
Sayıları gittikçe azalmakla birlikte günümüzde yaklaşık olarak 650
000 kadar taraftarı olduğu tahmin edilmektedir
Alıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul