Konu
:
Ülkeler Tarihi: Afganistan
Yalnız Mesajı Göster
Ülkeler Tarihi: Afganistan
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Ülkeler Tarihi: Afganistan
Afganistan Devleti
Afganların bölgedeki diğer topluluklar üzerinde üstünlük kazanmaları ile 18
asırda kurulmuştur
Dil ve ırk birliği bulunmayan bu ülkede
siyasi birlikte yoktur
Bugün yaklaşık 25 milyon insanın yaşadığı Afganistan ın toprak büyüklüğü
657
500 km2 lik bir yüzölçüme sahiptir
Afganistan; kuzeyinde Türkmenistan
Özbekistan ve Tacikistan ile; doğusunda Çin Türkistan ı (Doğu Türkistan)
Keşmir ve Pakistan ile; güneyinde Pakistan ve batısında ise
İran ile komşudur
Afganistan ın coğrafi yapısı; genellikle üzerinde sıra dağların bulunduğu yaylalardan ve yer yer de ovalardan oluşmaktadır
Bir ziraat ve tarım ülkesi olan Afganistan da kuraklığın yaygın olması ve elverişsiz tabii şartlardan ötürü toprakların ancak onda biri kullanılabilmektedir
Coğrafi şartları çerçevesinde idari olarak da Afganistan
bazı bölümlere ayrılmıştır
Bunlar; Kabil
Kandehar
Herat
Hezaristan
Nuristan
Vehan
Bedahşan ve Türkistan dan oluşmaktadır
Çok karışık bir etnik özellik gösteren Afganistan; esas itibari ile Afgan
Tacik ve Türklerden meydana gelmektedir
Ülkedeki ikinci büyük etnik grubu oluşturan Türklerin nüfusu
5-6 milyon dolayındadır
Özbekler
Türk grupları içinde en çok nüfusa sahiplerdir
Bunlar; genellikle esnaf ve çiftçi olarak çalışırlar ve Afgan Türkistan ı denilen bölgede yaşarlar
Bugün Özbek nüfusunun 3 milyonu geçtiği tahmin edilmektedir
Kunduz
Andhoy
Meymene
Akça ve Balar
Mugap
Katagon ve Bedahşah
Özbekler in yaşadığı bölgelerdir
İkinci büyük Türk grubunu oluşturan Afganistan Türkmenleri
Özbekler den farklı olarak hayvancılık yaparlar
Afganistan ihracaatında canlı hayvanın önemli bir kalem teşkil etmesinden ötürü Türkmenler
ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır
Herat
Meymene
Andhoy
Taş-Kurgan
Mezar-ı Şerif
Belh
Akça
Katagan
Bedehşan ve Bala ile Murgap
Türkmenlerin yaşadığı bölgelerdir
Türkmenler
hayvanlarına otlak bulabilmek için sık sık yer değiştirdiklerinden nüfusları kesin olarak tespit edilememekle beraber 600
000 civarında oldukları tahmin edilmektedir
Afganistan da yaşayan Türkmenlerin çoğunluğunu Alieli boyu ile Teke
Salur
Sarık
Çavdar ve bilhassa Ersarı boylarından oymaklar teşkil etmektedir
Afganistan daki üçüncü büyük Türk grubunu teşkil eden Kızılbaş Türkleri nin sayıları
400
000 dolayında tahmin edilmektedir
Bu Türkler
1738 de Herat - Kabil arası güvenliği sağlamak için Nadir Şah tarafından yerleştirilen ataların torunlarıdır
Yukarıda belirilenlerin dışında en kalabalık Türk grubunu Kırgızlar oluşturmaktadır
Büyük ve Küçük Pamir dağlık bölgesinde yaşayan Kırgızlar ın sayıları
1950 lerde Doğu Türkistan daki Çin zulmünden kaçanlarla birlikte 100
000 ni geçmiştir
Bunların dışında Afganistan da
az sayıda Kıpçak
Karluk ve Çağatay Türkleri de yaşamaktadır
Ayrıca Türk-Moğol karışımı olduğu kabul edilen Hezare ve Aymak (oymak) gruplarının da son yapılan çalışmalarla Türk oldukları anlaşılmıştır
Böylece 25 milyon civarında olan Afgan nüfusunun yarısının Türk olduğu kabül edilebilir
Bu makale
tarihsel boyutu içinde Afganistan da yaşanılan gelişmeler ve Türkiye - Afganistan arası ilişkileri ele almaktadır
Makalenin diğer kısımları şu şekilde organize edilmiştir: İkinci Kısım
bağımsızlık öncesi Afganistan ın durumu ve kısa bir tarihçesini özetlemektedir
Kısım 3
bağımsızlık sonrası Afganistan daki gelişmeler ve Türk - Afgan ilişkilerini incelemektedir
Bu inceleme
alt başlıklarla ele alınan şu dört dönemi içermektedir:
(1) 1919 -1945 arası dönem (Afganistan bağımsız oluşu ile II
Dünya savaşı sonuna kadarki devre)
(2) 1945-1979 arası dönem (Sovyet işgaline kadarki devre)
(3) 1979-1989 arası devre (Sovyet işgali altındaki devre) ve
(4) 1989 sonrası dönem (Sovyetler in Afganistan dan çekilmesi sonrası iç savaş ve Taliban olayı devresi)
Son olarak 4
Kısım da genel bir değerlendirme verilecektir
2
Bağımsızlık Öncesi Afganistan
Afganistan
sahip olduğu coğrafi konumdan dolayı tarih bounca çeşitli milletlerin istila ve işgaline maruz kalmıştır
M
Ö
500 lü yıllarda ilk defa İranlılar ca işgal edilen bölge
daha sonra Büyük İskender orduları tarafından ele geçirilmiştir
Arkasından bölgede Baktriana Devleti kurulmuştur
Bu devlet
kurulmasından yaklaşık bir asır sonra Hindistan da bulunan Çandragupta devletli ile mücadele etmek zorunda kalmıştır
Baktriana Devleti
bu mücadele ve kuzeyden gelen baskılar sonucu
M
S
50 de yıkılmıştır
Böylece bölge
batıdan gelen tehlikeleri atlattıktan sonra kuzeyden gelen kavimler tarafından tehdit edilmeye başlamıştır
Bölge; 50-125 yılları arası Türk asıllı oldukları tahmin edilen İskit ve 125-480 yılları arasında ise
Kuşanlar ın hakimiyet altına girmiştir
480 yılından sonra Afganistan ın yeni hakimleri
başka Türk kavimleri olmuştur
Önce Akhunlar
bu topraklara yerleşmiş; ancak Göktürkler in baskısı sonucu 4
yy da hakimiyetlerini kaybetmişlerdir
Daha sonra Akhunlar
bölgede kalmış ve Halaçlar olarak yaşamayı sürdürmüşlerdir
7
yy sonlarına doğru bölge
İslamiyeti yayan Arap ordularının istilasına uğramıştır
Bu istila kısa sürmesine rağmen İslamiyet Afganistan da önemli ölçüde kabul görmüştür
İslamiyet in yayılmasıyla burada Samani
Gazneli
Büyük Selçuklu Devleti ve Harzemşahlar gibi Müslüman-Türk devletlerinin hakimiyetleri görüldü
1220 den sonra Moğollar
Afganistan ı istila edip uzun bir süre (bir buçuk asra yakın) ülkeye hakim oldular
Moğol hakimiyeti
Afganistan da yaşayan Türk boylarını Anadolu ya göçe zorlamıştır
Bölgedeki Moğol eğemenliği
14
yy sonlarında Timur ordularınca sona erdirilmiştir
Timur un kurduğu devlet
ölümünden sonra dağılmışsa da torunlarından Muhammed Babür un bölgede kurduğu Türk devleti uzun süre yaşamıştır
Babür un Afganistan ı merkez yaparak kurduğu devlet
sadece buraya değil Hindistan a da Türkler in tekrar yerleşmesini sağlamıştır
Babür Devleti
Afganistan ı hakimiyet altında tutmakla birlikte Hindistan ve Afganistan arası dengeyi sağlayamamış ve ağırlığı Hindistan a kaydırmıştır
Bu durum; kuzeyden Özbek ve kuzey-batıdan da Safeviler in Afganistan a inmesine sebep olmuştur
Böylece 17
yy ortalarına doğru Abdali ve Galzay adını almış olan Halaçlar
dağlık bölgelerden Kandehar ve Zemindaver in daha verimli bölgeri olan Tarnak Argandap vadilerine göçmüşlerdir
18
yy da Babür Devletinin zayıflaması üzerine
Afgan kabileleri de bağımsız hareket etmeye başlamıştır
Bu durumda Gılzay gibi bazı kabilelerin Babür
Abdaliler gibi bazılarının da İran tarafında yer almaları
ülkedeki karışıklığı artırmıştır
Bu esnada Nadir Kulu komutasındaki Türkmen ordusu Afganistan ve İran ı yönetim altına almış; Hindistan Babür Türk Devletini de vergiye bağlamıştır
Nadir Şah ın ölümünden sonra yönetime geçen Ahmet Şah
Hindistan daki Babür Devleti ni hakimiyeti altına almıştır (1756-1757)
Bu yıllarda İran ın sergilediği yayılmacışii tehlikesini gören Ahmet Şah
bu konuda Osmanlı Devleti ile müşterek hareket etmeyi istedi ise de
girişimlerinden bir netice alamamıştır
Ahmet Şah tan sonra Afganistan yönetiminde bulunan Timur Şah ve Zaman Şah dönemlerinde ülke
önceki ihtişamlı ve güçlü durumunu koruyamamış
iç karışıklıklar başgöstermiştir
Bu karışılıklar 19
asrın ilk çeyreğine kadar sürdükten sonra
Dost Muhammed in yönetime geçmesi ile ülkedeki birlik tekrar sağlanmıştır
Ancak bu dönemde ise Kuzey Hindistan
Afgan birliğini zayıflatma çabası içine girmiştir
Bu yıllarda İngilizler in yavaş yavaş Hindistan ı hakimiyetleri altına aldıkları gözlenmektedir
İlk Afgan-İngiliz ilişkisi
Kuzey Hindistan da Peşaver sorununun çözümünde İngiliz hakemliği ile olmuştur
Arkasından 1839-1842 yılları arasında süren ilk İngiliz-Afgan harbi patlak vermiştir
Dost Muhammed
ülkesi İngilizler ce işgal edilmesine rağmen 1863 te Kabil e dönerek tekrar Afgan birliğini sağlamıştı
Dost Muhammed in 9 Haziran 1863 tarihinde vefat etmesi ile Afganistan
tekrar iktidar mücadele kaosuna sürüklenmiştir
Şir Ali nin 1868 de iktidarı ele geçirmesiyle bu mücadele durulmuştur
Ruslar ın Türkistan ı işgali
Afganlar ile İngilizleri doğal müttefik yapmıştır
Ruslar
Türkistan ı işgal etmelerine rağmen Afganistan önderliğinde Orta Asya Devletleri ni de içine alan bir birlik oluşmasından hep çekinmişlerdir
1879 da vefaat eden Şir Ali nin yerine Yakup Han geçtiyse de
kısa bir süre sonra Afganistan ın hakimiyetini Abdurrahman Han ele geçirmiştir
1901 de vefaat eden Abdurrahman Han zamanında ikinci İngiliz-Afgan savaşı yaşanmıştır (1878-1880)
Bu savaş sonunda ülke
büyük çapta harap olmuş ve milli birlik zayıflamıştır
Afganistan ın içinde bulunduğu bu olumsuz şartları fırsat bilen Ruslar
1881 de Türkmenistan ı işgal etmiş ve böylece de Afganistan ile komşu olmuşlardır
1901 de başa geçen Habibullah Han
1919 da ölünce yerine Emanullah Han geçti
Emanullah Han
Hindistan daki İngiliz valiye bir mektup göndererek Afganistan ın bağımsız bir devlet olduğunu ve İngiltere ile iyi ilişkiler kurmak istediğini iletmiştir
İngiltere ise
Afganistan bağımsızlığını kabul edip-etmemekte tereddüt etmiştir
Bu durum ilişkilerin gerginleşmesine ve üçüncü İngiliz-Afgan harbinin başlamasına sebep olmuştur (1919)
Bu savaşta başarı elde edemeyen İngilizler
8 Ağustos 1919 da yapılan anlaşma ile Afganistan ın bağımsızlığını tanımıştır
3
Afganistan daki Gelişmeler ve Türk - Afgan İlişkileri
3
1
1919 - 1945 Arası Dönem
Sovyetler Birliği ve Afganistan birbirini ilk tanıyan ülkeler olmuşlardır
Sovyet-Afgan anlaşmasının imzalanmasından üç gün sonra
yani 1 Mart 1921 de
Afgan heyeti ile Türk elçilik heyeti arasında da ilk Türk-Afgan ittifakı Moskova da imzalanmıştır
Bu anlaşmaya göre Türkiye Afganistan ın bağımsızlığını tanıyordu
Ayrıca taraflardan birine yapılacak saldırıyı diğer taraf kendine yapılmış sayacaktı
Yine bu anlaşmaya göre
Türkiye kültürel yardım çerçevesinde Afganistan a öğretmen ve subaylar gönderecekti
Böylece iki kardeş millet arasında mevcut olan manevi birlik
resmi bir anlaşma şekline dönüşmüş oluyordu
Bu anlaşmanın Ankara ve Kabil hükümetlerince onaylanmasından sonra
eski Medine muhafızı Fahreddin Paşa
Kabil e ilk Türk sefiri olarak atandı
Diğer taraftan Sovyetler
anlaşma şartlarına göre Afganlara yardım etmemiş ve ayrıca Buhara ve Hive nin istiklallerini tanımayarak buradaki Müslümanları ezmeye başlamıştır
Bu durum Afganlar ın Sovyetler e karşı daha dikkatli davranmalarını sağlamıştır
Böylece İngiliz aleyhtarı bir tutum yerine İngiltere ve Sovyetler Birliği arasında bir denge politikası izlemişlerdir
Türkiye ile Afganistan arasındaki dostluğun geliştirilmesinde Enver Paşa ve Cemal Paşa çok önemli rol aynamışlardır
I
Dünya Savaşı sonrası bu paşalar
önce Almanya ve arkasından da Rusya ya gitmişlerdir
Cemal Paşa
Avrupa ülkelerinin (özellikle Almanya ve Fransa nın) Afganistan ı tanıması hususunda girişimlerde bulunmuş ve bunu sağlamıştır
Bu sırada Enver Paşa
Türkistan da bulunan Türkleri organize ederek Sovyetlere karşı bağımsızlık savaşı yürütmelerine çalışmaktadır
Sovyetler
Almanya da bulunan Cemal Paşa nın Afganistan a döndükten sonra Afganistan Türklerini de Enver Paşa gibi organize edeceğini ve Türkistan ın bağımsızlık mücadelesini destekleyeceğini hesap etmiş ve Cemal Paşa nın Afganistan a dönüşünü engellemek istemişlerdir
Bunu başaramayan Sovyetler
Afganistan a dönmekte olan Cemal Paşa yı Tiflis te 1922 yılında kiralık bir Ermeni katile öldürtmüşlerdir
Afganistan ve Türkiye
aynı yıllarda İngiliz emperyalizmine karşı bağımsızlık savaşı yürütmüşlerdir
Benzer duyguların paylaşılmasına vesile olan bu durum
iki ülke halklarını biririne daha fazla yaklaştırmıştır
Bu kapsamda Türk dostluğunun Afganistan da gelişmesine Mahmud Beg Tarzi önemli katkı sağlamıştır
Tarzi
eğitiminin bir bölümünü İstanbul da tamamladıktan sonra Afganistan a gittiğinde Habibullah Han a
ülke kalkınmasında Türkiye ve Türk aydınlarından faydalanılması gerektiğini belirtmiştir
Bu talebin olumlu bulunması üzerine de
Türkiye den bir aydın grubu davet edilmiş ve bunlarla ortak çalışmalar yürütülmüştür
Cemal Paşa nın katkıları ile başlayan Afgan ordusundaki yenilik çabaları
Paşa nın şehit edilmesi üzerine bir süre kesintiye uğramıştır
Ancak 1 Mart 1921 de Türkiye ile Afganistan arasında imzalanan anlaşma ile
Türkiye
Afganistan a sadece askeri değil aynı zamanda eğitim ve ideri alanda da modernleşmesi hususunda destek sağlayacaktı
Böylece Türkiye den gelen uzmanlar ile Afganistan da modernleşme çabaları hızlanırken
diğer taraftan da Avrupa ve özellikle Türkiye ye tahsil için yüzlerce Afgan gencini gönderilmeye başlanmıştır
Emanullah Han
Afganistan ın eğitim ve modernleşme çalışmalarına katkı ve destek için diğer ülkelerdeki yenilikleri yerinde görmek ve yetişmiş eleman temin amacıyla Aralık 1927 de bir dış geziye çıktı
Mısır
Fransa
Belçika
İsviçre
Almanya
İngiltere ve Rusya yı ziyaret etti
Son olarak Mayıs 1928 de Türkiye ye gelen Emanullah Han
çok içten ve sıcak karşılanmıştır
Mustafa Kemal
Emanullah Han ve onun şahsında Afgan milletine ilgi ve dostluk göstermiştir
Mustafa Kemal
Emanullah Han ve eşi onuruna verdiği yemekte Türk milletinin Afgan milletine karşı sıcak duygularını belirten bir konuşma yapmış ve Emanullah Han a
öncelikle güçlü bir ordu kurmayı tavsiye etmiştir
Bu ziyaret esnasında
1 Mart 1921 de imzalanan Türk-Afgan Anlaşmasına ek olarak
Türkiye ve Afganistan arasında dostluk ve teşrik-i mesai muahedenamesi adıyla yeni bir anlaşma imzalandı (1928)
Bu anlaşmada; iki devletin birbirleriyle dost oldukları
düşmanlarına karşı ortak tavır alınması ve ilerlemek için gerekenleri sağlamada imkanları iyi olan tarafın diğerine yardımcı olması gibi esaslar yer alıyordu
Buna göre Türkiye Cumhuriyeti; ilmi
hukuki
askeri alanlardaki uzmanlarından bir kısmını Afganistan da görevlendirecekti
Emanullah Han
Afganistan a döndüğünde önceki ihmallerden ötürü biriken sorunların iç huzursuzluk ve karışıklığa yol açtığını gördü
Ancak bütün bu olumsuzlukları ciddiye almadan Avrupa ve Türkiye de gözlemlediği yenilikleri uygulamaya girişti
Acil çözüm gerektiren sorunların ertelenmesi
yeni bir hata idi
Her alanda yenilik yapmak istiyen Han
ülke gerçekleri doğrultusunda hareket etmiyordu
Para ve eleman eksikliği de karşılaştığı önemli engellerden biriydi
Ayrıca Mustafa Kemal in güçlü bir ordu kurma önerisini yerine getiremediğinden ülkede otorite zayıflamış ve inkılaplarda başarılı olamamıştır
Emanullah Han
danışman seçimi konusunda da isabetsiz davranmıştır
Bütün bu hatalarından sonra geç de olsa acilen güçlü bir orduya sahip olması gerektiğini anlamış ve hemen çalışmalara başlamıştır
Türkiye den Afganistan a giden Kazım Orbay başkanlığındaki heyet çalışmalara başladığında ülkedeki iç isyanlarda kontrolden çıkmıştı
Emanullah Han
bu yenilik çabalarından sonuç alamadan yönetimden ayrılmak ve İtalya ya gitmek zorunda kaldı
Yerine kardeşi İnayetullah Han geçti
Ülkedeki karışıklıkların önlenememesi üzerine ise yönetim
çeteci Habibullah Han a geçmiştir
Bu yönetim
Afganistan da bulunan Türk askeri heyetini geri göndermiştir
Bu arada Fransa da sürgünde bulunan Nadir Şah
ülkesine dönerek Habibullah dan Kabil ve Afganistan ı kurtarmıştır
Nadir Şah
Afganistan da büyükelçi olarak bulunan Yusuf Hikmet Bayur un da tasvibini alarak Afganistan hükümdarı oldu
Nadir Şah ın özellikle Türk büyükelçisinin tasvibini alması
Türk dostluğuna verdiği önem bakımından dikkat çekicidir
Nadir Şah
ülke gerçeklerine uygun ve halk tarafından benimsenen reformlar yapmıştır
Türkiye nin çok önem verdiği Emanullah Han ın başarısız olması
Nadir Şah ın da din kuralları ve din adamlarına öncelik vermesi
Türkiye tarafından hoş karşılanmamıştır
Ancak bir süre sonra Nadir Şah ın yerine geçen oğlu Zahir Şah ın reform hareketlerine devam etmesi üzerine Türkiye
tekrar Afganistan a yaklaşmıştır
Nadir Şah
Afganistan dış politikasında İngiltere ve Rusya arasında bir denge kurmaya çalışmıştır
Bu siyaset
Afganistan ın bu devletlerden birisinin hakimiyeti altına girmesini engelemiştir
Nadir Şah dan sonra oğlu Muhammed Zahir Şah da
aynı dış politikayı izlemiştir
Ancak bu durum
Afganistan ı uluslararası alanda yalnızlığa itmiştir
İran la olan sınır anlaşmazlığı da bu dönemde Afganistan ın bir başka sıkıntısı olmuştur
Bu zor günlerinde Afganistan ın yardımına hep Türkiye yetişmiştir
Afganistan ile İran arasında 1903 den beri devam eden sınır sorununda Türkiye nin 1934 de hakem olması istenmiştir
Türkiye
Kazım Orbay başkanlığında bir heyet gönderek sorunu halletmiştir
Ayrıca Türkiye
Afganistan ı uluslararası alanda düştüğü yalnızlıktan kurtarmak için Milletler Cemiyetine girmesini sağlamıştır
Yine aynı yıllarda Türkiye
çeşitli ülkelerdeki büyükelçilikleri vasıtası ile Afgan çıkarlarını korumaya çalışmıştır
1930 lu yıllarda Türk büyükelçisi olan Mahmut Şevket Esendal
Türk hükümeti ve Atatürk ün direktiflerini Afganistan da başarıyla uygulayarak Türk nüfuzunu artırmıştır
Ayrıca sempatik kişiliği ile de
Afgan kralı ve hükümetiyle yakın ilişkiler kurarak hükümetin başdanışmanı haline gelmiştir
Türkiye den giden doktor ve uzmanlar da Afganistan da üstün hizmetler vererek takdir kazanmışlardır
Afganistan da bulunan Türk uzmanlar
olağanüstü çabalar göstermişlerdir
Bunlardan birisi de Prof
Dr
Mehmet Ali Dağpınar dır
Dağpınar hukuk müşaviri olarak gittiği Kabil de Siyasal Bilgiler Fakültesi ni bina ve hoca yokluğuna rağmen
9 Haziran 1938 de kurmuştur
1957 de plan müşaviri olarak tekrar Afganistan a giden Dağpınar
kurduğu fakülte mezunlarıyla birlikte çalışmıştır
II
Dünya Savaşı öncesinde İtalya ve Almanya nın uyguladıkları işgal ve istila hareketleri çerçevesinde Afganistan da da faaliyet göstermeleri ve burayı ülkelerinin nüfuz alanı seçmeleri
Afgan liderlerini huzursuz etmiştir
Türkiye
tüm zor günlerinde olduğu gibi Afganistan a bu konuda da yardımcı olmuştur
Türkiye
8 Temmuz 1937 de İran
Afganistan ve daha sonra Irak ın katılmasıyla Sadabat Paktı nı kurarak Afganistan ı Alman ve İtalyan nüfuzuna düşmekten kurtarmıştır
Böylece bu dört İslam ülkesi
II
Dünya Savaşı öncesi zor günlerde birlikte hareket edip birbirlerine destek olmuşlardır
Sadabat Paktı ndan en çok rahatsız olan ülke Sovyet Rusya olmuştur
Türkiye
Dış İşleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ı Moskova ya gönderek bu Paktın Rusya aleyhinde bir cephe olmadığı ve dört İslam ülkesi arasında dostluk ve işbirliği amaçlı olduğunu izah gereği duymuştur
Atatürk ün önderliğindeki Balkan Paktı ile İtalya ve Almanya nın faşist tehdidi
Sadabat Paktı ile de
Sovyet Rusya nın komünist tehdidi önlenmiştir
II
Dünya Savaşı sırasında Afganistan ın tarafsız kalmasına rağmen bazı kabilelerin isyanı üzerine İngilizler in asker göndermesi
ülkeye yine zor günler yaşatmıştır
3
2
1945 - 1979 Arası Dönem
II
Dünya Savaşı sonrası yıllarda Türkiye
bazı sıkıntılı devreler yaşaması ve bunların üstesinden gelmesine rağmen hala Sovyet tehdit ve tehlikesi altında olacaktır
Bu şartlar altında NATO ittifakına giren ve güvenliğini teminat altına alan Türkiye
diğer dost ülkeler ve Afganistan la olan dış ilişkilerinde bazı değişiklikler yapmak durumunda kalmıştır
Bu durum
Afganistan ı içeride olduğu kadar dışarıda da sıkıntıya sokmuş ve yeniden yalnızlığa itmiştir
II
Dünya Savaşı sonrası Afganistan da gerçekleşen hükümet değişikliği ile başbakanlığa Şah Mahmut geçmiştir
Yeni hükümetle birlikte iç ve dış politikada önemli değişiklikler olmuştur
İç politik gelişmelerin bazıları; tutuklu muhalif liderlerin affedilmesi ve önemli bürokratik görevlere getirilmesi ve yurt dışında eğitim görmüş Afgan gençlere devlet kadrolarında görev verilmesi şeklinde belirtilebilir
Dış politikadaki önemli gelişmeler ise
dünyada artık savaş öncesi İngiltere rolünü üstlenmiş olan Amerika ile yakın ilişki kurulması ve Amerika dan ekonomik yardım temini şeklinde olmuştur
Bu yıllarda bazı Afgan kabileleri
Cinnah liderliğinde bağımsızlık mücadelesi veren ve daha sonra da Pakistan ı kuran Hindistan Müslümanlarına büyük destek vermiş ve hatta Hindularla yapılan savaşlarda bizzat yer almışlardır
Bu kabileler
yapılan bir plepistle de Pakistan a katılmak istediklerini beyan etmişlerdir
Pakistan ın da Afgan kabileleri ile aynı duyguları paylaşması
buna karşılık Afganistan ın bu kabilelere yarı bağımsızlık vermeyi kabulü
Afganistan ve Pakistan arasında anlaşmazlığa sebep olmuştur
Bunun üzerine Afganistan ın bir Paştunistan milleti oluşturma gayreti
sorunu büsbütün büyültmüştür
Amerika
Sovyet karşıtı bu iki ülke arasındaki sorunun çözümü konusunda arabuluculuk rolü üstlenebileceğini teklif etmiş; ancak bu teklif
Pakistan tarafından reddedilmiştir
Bunun üzerine Türkiye nin arabuluculuğu gündeme geldi ise de
yapılan uzlaşma teklifleri yine Pakistan ca kabul görmemiştir
1950 den sonraki yıllarda da Türkiye nin kardeş Afganistan a karşı çeşitli yardım ve dostça uyrıları sürmüştür
Bu kapsamda Türkiye; yayılmacı komünist tehlikesine karşı Afganlıları uyarmış
İran la olan sınır sorunlarının çözümünde yardımcı olmuş ve Afganistan ın Bağdat Paktı na katılmasına çalışmıştır
Ancak o günkü Afgan yöneticilerinin ileri görüşlü olmayışları ve içinde bulundukları uluslararası şartlar
Afganistan ı adım adım bir komünist işgale sürükleyecektir
Afganistan ve Pakistan arasındaki sorunların çözülememesi üzerine Afganistan
Rusya nın da etkisi altında Pakistan ın hasmı olan Hindistan la yakın ilişkiler kurdu
Daha sonrada Amerika dan talep ettiği modern silahları alamaması ve Pakistan hava kuvvetlerinin saldırısına maruz kalması
Afganistan ı ister istemez Sovyetler e yaklaştırdı
Ayrıca 1953 ten sonraki Amerikan yönetiminin Afganistan ı dışlayarak İran ve Pakistan a yaptığı büyük askeri yardımlar da
bu yakınlaşmayı çabuklaştıran diğer bir faktördür
Aynı yıllarda Sovyetler Birliği nde iktidara gelen yeni yönetimde (Nikita Hruşçev ve ekibi)
önceki Stalin döneminin baskıcı yayılma politikasını değiştirerek
yumuşak ve yardım görünümlü bir yayılma politikası benimsemişlerdir
Bu yeni Sovyet politikasının uygulanması için en uygun aday ülke
içinde bulunduğu şartlar itibari ile Afganistan olacaktır
Bu yeni Sovyet politikasının da etkisi ile Afganistan da başbakanlığa Muhammed Davud Han getirilmiştir
Yeni Afgan yönetimi
Amerika ile ilişkileri bozmak istememekle birlikte içinde bulundukları ve çevrelerinde gelişen olayların etkisi ile yavaş yavaş Sovyetler le yakın ilişkiler kurmuştur
Bu durum karşısında Türkiye
hiç bir şey yapamayacaktır
Davud Han ve diğer bazı Afgan yöneticileri; Afganistan da işçi sınıfının olmaması
ezilen köylülerin bulunmaması
kalabalık şehirlerin olmaması
yüksek bürokrat bir sınıfın yokluğu ve Afgan halkının İslamiyete çok bağlılığı gibi faktörleri dikkate alarak komünizmin Afganistan a asla gelemeyeceği ve zemin bulamayacağı kanaatini taşıyorlardı
Ancak buna zıt olarak Sovyetler
yapacakları ekonomik yardımlar ve tesis edecekleri kültürel ilşkilerle
Afganistan ı da komünist ailenin bir üyesi yapacaklarını düşünüyorlardı
Amerika nın Afganistan ın yardım isteklerini yine geri çevirdiği bir sırada aradıkları fırsatı buldular ve Sovyetler in Kabil büyükelçisi aracılığıyla yardıma hazır olduklarını ilettiler
Davud Han
Sovyetler in bu teklifini geri çevirmedi
Bunun üzerine 1954 yılında iki ülke arasında ilk kredi anlaşması imzalandı
karşılıklı ziyaretler gerçekleşti
Başbakan Davud un 1956 da Sovyetler Birliğine yaptığı ziyareti müteakip Sovyet danışmanlar
Afganistan a gelmeye başladılar
1956 dan itibaren her sene 100 Afgan genci Sovyetler Birliği ne askeri ve eğitim amaçlı gönderildi
1960 dan sonra ise Sovyet uzmanlar
askeri akademilerde görev yapmak için Kabil e geldiler
Sovyet-Afgan işbirliği çerçevesinde eğitim dışında projeler
yol yapımı
sulama
makina tamiri ve daha sonra da Jeolojik araştırmalar ve ziraat alanlarındaki çalışmalar takip etti
Sovyetler
Afganistan da bazı zengin doğal kaynakları bulmalarına rağmen bunları çıkarıp işlememişlerdir
Sadece doğalgaz çıkartmışlar ve bunun da büyük bir kısmını
ülkelerine aktarıp kullanmışlarıdır
Sovyetler
izledikleri komünist yayılmacı politikadan sonuç almaya başlamışlardı
Sovyet-Rusya da eğitim gören Afganlı gençler
belkide farkında olmadan Sovyet propogandası yapmaya başlamışlardır
Sovyetler Birliği
1960-61 yıllarında Afganistan-Pakistan sorununu daha da büyüterek iki İslam ülkesinin diplomatik ilişkilerini kesmesine neden olmuştur
Pakistan ile ilişkilerini kesen Afganistan ın dış dünya ile bağlantı kurmak için yol olarak da Sovyetler den başka bir alternatifi kalmamıştı
Böylece Afganistan ı istediği gibi kendine bağlı bir hale getirmiştir
Amerika bu sırada devreye girerek
İran ı ikna etmiş ve Afganistan a ait vasıtaların bu ülke üzerinden transit geçmesini sağlamıştır
Amerikanın Sovyet nüfuzuna karşı Afganistan a destek vermesi ve Afganistan ın bu durumu çok iyi değerlendirmesi sonucu
önemli ilerlemeler kaydettiğini görüyoruz
Ancak bu durum
1970 li yıllara kadar sürmüştür
Amerika da değişen iktidarlarların Afganistan a karşı ilgisiz kalmaları
buna karşın Sovyetler in de Afganistan da hakimiyetlerini artırmaları sonucu iç çalkantılar ortaya çıkmıştır
Bu ortamdan faydalanan Davut Han (1963 de Başbakanlık tan ayrılmıştı)
Genelal Abdülkadir liderliğinde solcu subayların ve Muhammet Tereki önderliğindeki sivil marksistlerin yardımı ile Zahir Şah ı kansız bir şekilde devirerek iktidarı ele geçirmiştir
Davut Han
meşruti krallık idaresini kaldırıp kendisinin de başkanı olduğu Cumhuriyeti ilan etmiştir
Davut Han ın bu ikinci saltanatı
önemli ölçüde Afganistan daki acı olayların da başlangıcı olmuştur
Marksistlerin desteği ile gerçekleşen 1973 darbesinden sonra solcu subaylara orduda daha çok görev verilmeye başlandı
Ordudaki solcu atamaların hızlanması benzeri durum emniyet teşkilatında da görülmeye başlandı
Ancak Davut Han
1975 sonrası politikasında değişiklik yaptı
Sovyetlere karşı ne olduğu bilinmeyen bir ilişki dönemine girdi
Sovyetler Birliği nden açıkca uzaklaştı
Davut Han
solcu olmayan yöneticilere de görev vermeye ve batıyla iyi geçinme politikası izlemeye başladı
1976 da İran a gitti
1977 de Mısır
Pakistan ve Suudi Arabistan ı ziyaret etti
Sovyetler Birliği
Davut Han ın bu faaliyetlarini temkinli bir şekilde izliyor ve Afganistan daki danışmanlarının sayısını sürekli artırıyordu
Mayıs 1978 de Kabil de toplanacak Bağlantısız Ülkeler Bakanlar Konferansı nda Davut un tutumu ele alınacaktı
Aynı yılın Nisan ayında Kabil e gelen Küba heyetine karşı Afgan yönetiminin umursamaz tavrı ve daha önce sergilediği Küba alehtarı faaliyetler
sosyalist ülkeler arasında Afgan yönetimi karşıtı bir cephe oluşturdu
Diğer tarftan komünist Perçem Partisi nden Mir Ali Ekber Heybar ın öldürülmesi üzerine ülke içinde komünistlerin Davut Han a karşı başlattıkları muhalefet
17 Nisan 1978 deki hükümet darbesinin başlangıcı oldu
Heybar ın cenaze törenine 11 bin kişinin katılması Davut Han ı endişelendirdi
Davut Han
hemen harekete geçerek aralarında Babrak Karmal ve Nur Muhammed Tereki nin de bulunduğu komünist Halh ve Perçem liderlerini 24 Nisan da hapsetti
Tutuklananlardan Hafızullah Emin
kaçmayı ve orduya haber göndermeyi başardı
26 Nisan da Vatan Car
Kabil e bir tank birliği gönderirken; Abdülkadir de
Davut un sarayını bombalamak ve taraftarlarını ortadan kaldırmak için Hava Kuvvetlerini gönderdi
Askeri birliklerin çoğu
bunun komünist bir darbe olduğunun farkına bile varmadan destekledi
27 Nisan da Davut Han ve ailesi
darbeciler tarafından öldürüldü
Nur Muhammet Terekki
Hafızullah Emin ile Babrak Karmal
serbest bırakıldıktan sonra hükümet kurma çalışmalarına başladılar
Yayınladıkları bildiri ile izleyecekleri politikalarını açıkladılar
Darbeciler
bir taraftan güven tesise çalışırken diğer taraftan da Mayıs 1978 de bazı idam cezaları uyguladılar
Nisan 1978 de komünistlerin iktidara gelmesi ile
Afganistan daki Sovyet danışman sayısında büyük bir artış gözlendi
Bu danışmanlar
Afgan polis teşkilatında ve gizli emniyet teşkilatında birtakım düzenlemelere gittiler
Muhalefette bulunanlara çeşitli işkenceler uyguladılar ve toplu infazlar yaptılar
Ayrıca Şubat 1979 da A
B
D
Büyükelçisi Adolph Dubs
önce rehin alınmış ve sonra da öldürülmüştür
Büyükelçilerinin öldürülmesi ile Amerika
Afganistan daki Sovyet işgali karşıtı politikasında daha katı ve kararlı olmuştur
İlerleyen günlerde yönetime gelen komünistler arası siyasi rekabetten ötürü çözülmeler başladı
Bu durumda Sovyetler Birliği
orduda çoğunluğa sahip olan Halkçı ları desteklemiş ve Babrak Karmal ı yönetimden uzaklaştırmıştır
Perçem taraftarları
liberaller
üniversite proföserleri
muhafazakarlar ve milliyetçiler tutuklanmıştır
Bu tutuklanmaları takip eden infazlar
toplu katliamlar ve İran Şah ının devrilmesi
Afganistan da genel huzursuzluğu daha da artırmıştır
Eylül - Aralık arası dönemde huzursuzluk iyice tırmandı
Eylül 1979 da iktidarda sadece Emin bırakıldı
Nihayet 24 Aralık 1979 da kesin Sovyet işgali gerçekleşti
Sovyet işgali ve Emin in bir Sovyet ajanı tarafından öldürülmesinden sonra
Babrak Karmal başbakan oldu
Afgan halkı
Rus birliklerinin ülkelerine girmelerine büyük tepki gösterdi
Bunun üzerine Sovyetler
Karmal ı ve ideresini savunmak için Afganistan a takviye askeri birlikler sevketmişlerdir
Bu istiladan sonra ise
her alanda Sovyet danışmanların ağırlığı hissedildi ve Afgan ordusu tamamen hakimiyetlerine geçti
3
3
1979 - 1989 Arası Dönem
Sovyet danışman veya teknisyenlerden Orta Asya kökenlilerin çoğunluğunu Tacikler teşkil etmiştir
Sovyetler
Afganistan ı istilaları sırasında Öğretim Elemenları nın yetersiz oluşu nedeni ile fazla başarı sağlayamamışlardır
Ancak Sovyetler Birliği ne eğitim amaçlı gönderilen Afganlı öğrenci sayısı önemli miktarda artmıştır
Örneğin 1980 de Taşkent teki 600 Afganlı öğrenci varken daha sonra bu sayı
5
000 e yükselmiştir
1982 yılında Sovyetler Birliği nde eğitim gören toplam Afganlı öğrenci sayısı
25
000 e ulaşmıştır
Taşkent te bulunan ve Özbekçe bilen bazı Afganlı öğrenciler
ülkelerindeki mücahit faaliyetleri hakkında Özbeklerle bilgi veriyorlardı
Bu durumu önlemek isteyen Sovyet yetkilileri
Afganlı ögrencileri Moskova ve Leningrad a taşımak istemiştir
Ancak Özbek lider Reşidov ın girişimleri ile
bu durum önlenmiştir
Sovyetler
Afganistan ı işgal ederken oradaki yer altı ve yer üstü doğal kaynakları kullanmayı
Orta Doğu Petrol bölgesi ve Hint Okyanusu nu denetim altına alamayı hesap ettiler
Ancak 10 yıl süreli işgal döneminde bu hesap gerçekleşmemiştir
Bu başarısızlık
birçok sebepe dayanmakla birlikte bunlardan üç tanesi özel önem arzetmektedir
Bu önemli sebepler:
(1) Müslüman Afgan halkının olaganüstü bir direniş göstermesi
(2) Amerika nın dünya kamuoyunda konuyu sıcak tutması ve bazı yaptırımlar uygulaması
(3) Sovyetler in gerçekleştirdiği haksız işgalin ülke insanlarına getirdiği yükün ve insan kaybının daha sonra başlayan açıklık politikası ile Sovyet halkınca öğrenilmesi ve tasvip edilmemesi olarak belirtilebilir
Sovyet işgali üzerine Afgan halkı
direnişe başladı
Başlangıçta direniş gösteren Afganlılar ın eğitimsizliği ve yeterli modern silahlardan yoksun bulunmaları
başarılı olmalarını engelledi
Buna karşılık Sovyetler in çok üstün silah gücüne sahip olmaları
ülkeyi denetim altına almalarını kolaylaştırdı
Bunun üzerine
önemli bir Afgan mülteci grubu Pakistan a göçtü
Peşaver vadisi
kısa zamanda Afganlı mülteciler ile doldu
Sayıları milyonlara ulaşan bu insanlar
kabile yapılanmalarını orada da oluşturdular
Afgan kabileleri arasındaki rekabet
dini ve etnik farklılıklara dayanan mücahit grupları
arasında birlik oluşturmayı engelledi
Dost ülkeler
yaptıkları yardımlarla bu gruplaşmaları daha da teşvik ettiler
Afganistan da eğitim ve öğretime fazla önem verilmemesi
geri kalmalarına
kabile hayatını sürdürmelerine ve bir millet haline gelmelerine engel olmuştur
Ayrıca kurulan hükümetlerin
Afgan halkının %60 ını oluşturan Taştumları koruması
Türk kabilelerini (Özbek
Türkmen
Kırgız ve Hazera)
Tacik ve diğer toplulukları eğitim ve diğer sosyal haklardan mahrum etmesi
bu kabilelerin karışarak bir Afgan milletini oluşturmalarını engellemiştir
Afganistan daki Sovyet baskı ve katliamına paralel olarak Afganistan dan Pakistan a göç edenlerin sayısı da artmıştır
1983 yılında Peşevar vadisindeki mülteci sayısı
3
5 milyonu bulmuştu
Pakistan
buradaki mültecileri kabilelerine göre kamplara yerleştirmiştir
BM (çeşitli yardım organlarıyla)
Dünya Sağlık Teşkilatı
Milletlerarası Çalışma Teşkilatı
Türkiye Kızılay Teşkilatı gibi birçok yardım kuruluşu
bu mültecilere çeşitli yardımlar sağlamıştır
Suudi Arabistan ve Kuveyt başta olmak üzere bazı İslam ülkeleri de
Pakistan a maddi para yardımı yapmışlardır
Daha sonra bu mülteci kamplarına iskan edilen Afgan kabileleri
çeşitli Mücahidin Grupları oluşturmuşlardır
Bu mücahitlere Afgan ordusundan kaçan subayların katılması
Pakistan ve Amerika başta olmak üzere bazı ülkelerin de silah sağlaması üzerine
bu mücahitler
Afganistan içlerine girerek işgalci Sovyet güçlerine karşı savaşmışlardır
Fakat tüm bu gelişmelere rağmen bu gruplar
bir birlik altında toplanamamıştır
Bu olumsuz durum
hem Sovyetler e karşı başarıyı hem de siyasi birliği engellemiştir
Ne varki çeşitli ülkeler
bu grupları
etkisi bu gün dahi görülebileceği gibi kendi çıkarları doğrultusunda desteklemişlerdir
Ancak Afgan halkı ve mücahit grupların olağan üstü gayret ve kahramanlıkları ile Sovyetlere emperyalizmine büyük maddi ve manevi zararlar verdirilmiştir
Amerika
Sovyetler in Afganistan ı işgal etmesine büyük bir tepki gösterdi
Amerika nın bu tepkisini diğer NATO üyesi ülkeler de destekledi
Yukarıda da değinildiği gibi Amerika nın Sovyet işgaline karşı olmasındaki en önemli nedenlerden biri
1979 Şubat ında büyükelçilerinin öldürülmesiydi
Amerikan yönetimi
büyük kamuoyu baskısıyla kukla Karmal yönetimini tanımamış ve Senato onayına sunduğu SALT II anlaşmasını geri çekmiştir
Kongre desteğini de alan Amerikan yönetimi
Afgan halkına kendisini yönetme hakkı dahil her türlü yardımı yapmayı resmi politika olarak ilan etti
Ancak konuyla ilgili kesin bir çözümün sorumluluğunu ise
BM e havale etmiştir
Bu durum da sorunun sürünceme de kalmasına neden olmuştur
Ayrıca diğer NATO ülkeleri de Afganlı mülteci ve mücahitlere
para ve askeri malzeme yardımı yapmışlardır
Kendi çıkarları doğrultusunda Çin de
Amerika yanında yer almış ve mücahitlere yardım yapmıştır
Böylece Sovyetler Birliği
uluslararası alanda yalnız kalmıştır
Buna rağmen hiç bir hukuka dayanmayan haksız ve kanlı Afganistan daki Sovyet işgali
on yıl kadar sürmüştür
Kızıl ordu Afganistan a girdiği zaman Sovyetler
Afgan ordusundan ve Afgan hükümetinden bekledikleri ilgiyi bulamamışlardır
Kendilerine yalnızca Rusya da eğitim gören subaylar yardımcı olmuşlardır
Umduklarının tam tersine ordunun önemli bir kısmı
Sovyetlerle işbirliği yapmayı ve kendi halkını öldürmeyi reddetmiştir
Sonuçta 100 bin kişilik Afgan ordusundan 70 bini silahlarıyla birlikte mücahitler tarafına geçmişlerdir
Sovyetler
bu başarısızlıklarının yanısıra Afganistan ın sarp arazisi karşısında da çaresiz kalmışlardır
Bütün bu başarısızlıkları Kızıl orduyu kontrolden çıkarmış ve Afgan halkına karşı adeta bir soykırım başlatmışlardır
BM İnsan Hakları Komisyonu nun 20 Kasım 1985 tarihinde yayınladığı rapora göre
Ocak-Eylül 1985 arasında Sovyet ordusu
32
755 kişiyi öldürmüştür
Sovyetler in masum halka saldırılarını öğrenen mücahitler
karşı saldırılarını sıklaştırmış ve önemli kayıplar verdirmişlerdir
1979-1984 yılları arasında Sovyet ordusu 8 bini ölü olmak üzere 25 bin kayıp vermiştir
Aynıdönemde Sovyet maddi kaybı da 12 milyar doları bulmuştur
Sovyet ordusu bu kanlı işgaliyle 1987 e kadar hem kendisini hem de Afgan halkını çok yıpratmıştır
Bu tarihten sonra Sovyetler in politikalarında bazı değişiklikler görülmüş ve Sovyet hükümeti içeriden ve dışarıdan gelen baskılar karşısında Afganistan dan çekilme yolları aramaya başlamıştır
Sovyet ordusu
Brejnev devrinde Afganistan a girmişti
Bu haksız ve kanlı işgali sona erdiren Mihail Gorbaçev olacaktır
Gorbaçev
Afganistan dan çekilmek için önce uygun zemin ve zaman aramaya başladı
Bunun ilk adımını da
1979 da iş başına getirilen Karmal ı Afganistan Demokratik Halk Partisi ve hükümet başkanlıklarından alarak attı
Yerine Dr
Muhammed Necibullah ı getirdiler
Necibullah a bir Milli Uzlaşma Komisyonu kurdurdular
Bu komisyon üyeliklerine kabile reislerini getirerek hükümete karşı muhalefeti önlemek istiyorlardı
Ancak kabile temsilcilerine istediklerini yaptıramayınca hükümet değişikliğinden beklediklerini bulamadılar
Bu arada Gorbaçev
Afganistan sorunundan çok kendi ülkesinde olanlardan endişeliydi
Gorbaçev
1987 yılında uygulamaya koyduğu Perestroyka ve Glastnost ile açıklık ve yeniden yapılanma getirdi
Uygulanan bu politika ile de Rusya nın yıllardır mazlum milletleri nasıl sömürdüğü ortaya çıktı
Sovyetler
Afganistan dan çekilme konusunda Amerika ile başlattıkları gizli görüşmeleri hızlandırmak zorunda kaldılar
Gorbaçev
22 Şubat 1988 günü İsviçre nin Cenevre şehrinde başlayacak görüşmelerden önce 8 Şubat 1988 de bir açıklama yaparak
15 Mart a kadar anlaşma sağlanırsa 9 ayda Afganistan dan çekileceğini ilan etti
Sovyetler ve Amerika arasında yapılan anlaşma
14 Nisan 1988 tarihinde Cenevre de imzalandı
15 Mayıs 1988 de yürürlüğe giren bu anlaşmayla Sovyetler in Afganistan dan nasıl çekileceği açık bir şekilde belirtilmemiş olmasına rağmen taraflar arasında yapılan gizli bir protokolle Sovyetler
120 bin kişilik ordusunu 15 Mayıs 1988 ile 15 Şubat 1989 arasında Afganistan dan çekmiştir
Sonuç olarak on yıl süren işgali sırasında Sovyetler in yaptığı zulüm ve katliamlar cezasız kalmıştır
Bütün Müslüman ülkelerde olduğu gibi dünya kamuoyu da Afganistan daki haksızlıklar karşısında duyarsız kalmıştır
3
4
1979 Sonrası Dönem
Afganistan da iç savaşın çıkış sebeplerinin başında Afgan mücahit gruplarının kabile yapısından kendilerini kurtaramamaları gelir
Bu durum Sovyet ordusunun çekilmesinden sonra da devam etmiş
ülkede birlik ve beraberlik sağlanamamıştır
Mücahit gruplar kabilelere dayanmalarının yanısıra Ilımlılar ve Radikaller olmak üzere ikiye ayrılmışlardır
Ayrıca Afganistan da yaşayan 6 milyon dolayındaki Türk te Müslümanlar Birliği adlı ayrı bir grup oluşturmuştur
Türk mücahit grubunun başına geçen Azad Beg
Peşevar vadisine göç eden ve Afganistan da kalan Türkleri bir araya toplamıştır
Ancak bu Türk mücahit grubu
Türkiye veya uluslararası kuruluşların sağladığı yardımlardan faydalandırılmamıştır
Bunun üzerine Türkiye
Pakistan da yaşayan Afganlı mültecilerden 5 bin kişilik bir Türk grubu Türkiye ye getirmiş ve diğerlerine de özel yardım yapmıştır
Sovyetler in Afganistan dan geri çekilmelerinden sonra Azad Beg
Afgan Türklerinin liderliğini
bir zamanlar Afganistan ordusunda da görev yapmış olan General Raşit Dostum a bırakmıştır
Afganistan Türkleri arasında Türkiye Türkleri için Atatürk benzeri bir misyon yüklenen General Dostum
Türk mücahit gruplarını kısa sürede düzenli orduya çevirmiş ve haklarını korumaya çalışmıştır
Sovyetler ve Amerikalıların anlaşması üzerine Afgan mücahit gruplarından yedisi
Kasım 1987 de bir ittifak kurmuşlar ve Afganistan daki Necibullah hükümetini tanımadıklarını duyurmuşlardır
Ayrıca bu mücahit grupları arasında varılan mutabakat gereği; kurulacak yeni Afgan hükümetinde her bir mücahit grup lideri üçer aylık dönemler için başbakanlık görevi üstlenecekti
Ancak bu karar; Amerika
Sovyetler Birliği ve Pakistan tarafından desteklenmedi
Artık Afganistan için gelecek günlerde
mücahit gruplar arası iktidar mücadelelerinin sürdüğü kardeş kavgası felaketi yaşanacaktı
Afganistan dan çekilmeden önce Sovyetler
yönetime kukla Necibullah ı getirmişler ve daha sonrada bütün güçleri ile desteklemişlerdir
Necibullah kuvvetleri ile mücahit grupları arasındaki çarpışmalarda
her iki taraf ve sivil halk büyük kayıplar vermiştir
Kanlı çarpışmalardan sonra silah ve askeri azalan Necibullah
ailesi ile birlikte Kabil deki BM binasına sığınmıştır
Böylece Afganistan
mücahit grupların eline geçmiştir
Mücahidlerin kurdukları hükümette başbakanlık görevine Rabbani gelmiş ve yıllardır harap ve bitap düşmüş ülkedeki yaraları sarmaya çalışmıştır
Ancak kısa bir süre sonra ise
yeni hükümete karşı muhalefet büyümüştür
Ardından da bölgedeki Amerikan ve Pakistan çıkarlarını korumak amacıyla organize edilen Taliban örgütü
mevcut hükümeti tanımayarak ülkeyi silah zoruyla ele geçirmiştir
Taliban birlikleri ile hükümet yanında yer alan Ahmet Şah Mesut ve General Dostum birlikleri arasında çok çetin ve kanlı muharabeler olmuştur
Savaşan taraflar ve sivil halk
çok büyük kayıplar vermiştir
4
Sonuç
1900 öncesi haritaların incelenmesi ile Afganistan Devleti nin bulunduğu bölgede daha önce böyle bir devletin olmadığı anlaşılacaktır
Bu bölgede
ya eski adıyla; Tatarya
İskitler
Horosan
Cenubi (Güney) Türkistan gibi veya yönetim kurmuş hükümdar veya sülale adıyla; Hunlar
Oğuzlar
Gazneliler
Selçuklular
Babürlüler ve mahalli hanlıklar gibi isimlere rastlanacaktır
Tarihte Afgan diye bir millet olmamıştır
Yaklaşık bir asır önce İngilizler
böyle bir kelime yerleştirmiştir
Bölge halkı hayvancılıkla uğraştığından
hayvanlarına otlak bulabilmek için kışın Penjap vadisine göçer
ilkbaharda da geri dönerdi
Türkler bu halka
hareket eden veya göçebe manasına gelen Avghan derlerdi
Bu halk ise kendisini
Pushtu - Pushtan olarak anardı
Rusların Türkistan ı
İngilizler in de Hindistan ı işgal etmeleri
sınır komşuluklarını gündeme getirdi
Bunun üzerine yaptıkları hesaplar ve aralarında yürüttükleri gizli görüşmelerle
bir ara devlet oluşturmaya karar verdiler
Böylece 19
asırda bir Afganistan Devleti doğdu
Ancak Güney Türkistan ı da kapsayacak bu devletin yönetiminde bölge halkı veya Türklerin bulunması
İngiliz ve Rus çıkarlarına uygun değildi
Böylece İngilizler
Penjab Sihlerini teşvik ederek ve silahlandırarak
William Cambell adlı bir İngiliz subayın sevk ve idaresinde bölgeyi işgal etmelerini sağladılar
Daha sonra Müslüman olduğu ve general ünvanı aldığı görünümü verilen Cambell
General Muhammed olarak beş şahın Genelkurmay Başkanlığı görevini yürütmüştür (Emir Şir Ali den Emir Abdurrahman a kadar)
Yaklaşık bir asır önce cereyan eden bu hadise
Taliban olayında da tekrarlanacaktır
Taliban grubu
Pakistan ın Peşaver şehrinde organize edildikten sonra Afganistan a sokularak yönetime geçirilmiştir
Bu sefer
yerli Avghan kabileri silahları ile birlikte onlara katılmıştır
Sözlük anlamı öğrenci olan Taliban
Peşaver deki medreselerde din dersleri alan gençlerin kurduğu bir örgüttür
Bu çocukların
çok üstün savaş tecrübesine sahip mücahitler karşısında başarı kazanması akıl ve mantıkla açıklanabilecek bir şey değildir
Talibanla savaşan yerli halkın çoğunluğunu; Türkler
Tacikler ve Pushtan olmayan Turanlılar oluşturmaktadır
Ayrıca Taliban kuvvetleri arasınada birçok gayrimüslümün de bulunduğu alınan esirlerden anlaşılmıştır
Özellikle iç savaş ve kardeş kavgası dramının yaşandığı dönemde Afganistan da yaşayan halkların kaderine tesir edebilecek ve yaşadıkları derin ızdırapları azaltabilecek rolü
sadece Türkiye üstlenebilirdi
Çünkü; bölgedeki Türk soydaşlarının varlığı kadar diğer mücahit grupların güvenine sahip yegane ülke Türkiye idi
Ne varki gerek Türkiye nin aktif arabuluculuk girişimlerinin olmaması ve karşı taraftan da böyle bir talebin gelmemesi
bu fırsatın kaçırılmasına neden olmuştur
Yeni Afganistan Devletinin yapılanması
Saray ın da belirtiği gibi
Afgan
Türk ve Tacik bölgelerinden oluşacak bir federasyon ile Afganca
Türkçe ve Tacikce nin resmi diller kabül edilmesi şeklinde olması en mantıklı görülmektedir
Ancak bu şekilde ülkede kalıcı bir barış ve huzur tesis edilebilecektir
Alıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul