04-09-2007
|
#1
|
|
suskun
|
Bir Ayrılığın Anatomisi!...
insanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır" der dostoyevski 
veda acısı, kabuğunu soyar insanın; yaldızını kazıyıp çırılçıplak ortaya serer birlikteliğin örttüğü tüm kusurları, ayrılık sergiler bir ayrılık arifesinde helalleşilir ve o an hakiki tabiatlarıyla yüzleşilir
"ölene kadar" diye söz verilmiştir, ama "ölüm yolunda" başka tercihler belirmiştir
kararsız prensesin vicdanı azap çekerken 7 cücelerin somurtkanı "aklını başına al" diye fısıldar kulağına; haytası ise "kalbinin sesini dinle" diye çekiştirir eteğinden 
hep hayran bakan gözlere, hatalar takılmaya başlar
"ama"yla biter alelade iltifat cümleleri:
"sen iyi bir insansın, ama arkadaşların kötü", "seni seviyorum, ama bu ilişkide mutlu değilim", "ben başka türlü bir beraberlik düşlemiştim" vs vs 
sonra gelsin uykusuz geceler  bir türlü karar verememeler  ruhen gidip gelmeler  "hele biraz daha zaman geçsin" diye nikah ertelemeler 
birlikteymiş gibi yaparken, sevecek başka yüzler, yüzecek başka denizler kollamalar 
"aslında bütün bunlar bizim iyiliğimiz için"e kendini inandırmalar 
sonrası hep aynı:
bekleyenin "hani sonbaharda buluşacaktık hazan geldi geçti, sen gelmez oldun" sızlanmaları 
bekletenin "geliyorum az kaldı" oyalamaları 
bittiğini bile bile işi uzatmalar; söyleyemedikçe hepten batağa saplanmalar  terke makul bir gerekçe ararken hepten çarşafa dolanmalar  veda konuşmasında süslü iltifat cümlelerinin arasına, o cümleleri hiçleştiren mayınlar serpiştirmeler  üzgün görünmeler  bağış dilenmeler "  ama kaçınılmazdı" demeler  "sözünden caydın"yakınmalarını "sen de eski sen değilsin değişmişsin" diye göğüslemeler  asıl kendinin değiştiğini bilmezden gelmeler  ve son sahne:
terk edenin o mahcup "gönlüm başkasında" itirafına karşılık terk edilenin kırık çalımı:
"uğurlar olsun! ben yoluma devam ediyorum" ihanetler böyledir:ilki, bir yenisine gebedir; ikincisi daha az acı verir ondan sonra dur durak yoktur: güvenilmez aşık, sevdikçe kıran, gezdikçe ardında bir kırık kalpler mezarlığı bırakan biçare dervişe döner artık acılara hapsolmuştur: buluşmak istedikçe ayrılacak, birleşmeye çalıştıkça parçalanacak, sonunda terk ettiklerinin "ah"ı tutup terk edildiğinde mukadder yalnızlığına kapanacaktır
|
|
|
|