Konu
:
Dinler Tarihi: Bogomiller
Yalnız Mesajı Göster
Dinler Tarihi: Bogomiller
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Dinler Tarihi: Bogomiller
10
Yüz yıldan başlayarak Bizans ´ta bulunan din adamları
Bulgaristan ´da " Bogomiller " adı verilen yeni bir dinsel akımın gelişmekte olduğunu fark ettiler
Akımın kurucusu Bogomil (Tanrı ´nın sevdiği) adında bir köy papazıydı
Yaklaşık 930 yıllarında papaz Bogomil yoksulluk
alçakgönüllülük
dua ve tövbe ile geçen bir yaşamı vaaz etmeye koyulmuştu
10
Yüz yıl ortalarında Bulgar Çariçesi Maria-Irena ´nin amcası İstanbul Patriği Theophilaktes
damadı Bulgar Çarı Petro ´dan iki endişe dolu mektup alır
Bu mektuplarda Çar
Bulgaristan ´da ortaya çıkmış yeni bir dinsel
ama Kilise karşıtı akımı anlatmakta ve bu akımla Nasıl bas edilmesi gerektiğini sormaktadır
Konuya eğilen Patrik
bu akımın Paflikyanlar ´ın yeniden canlanması olduğuna karar verir
954 Tarihli yanıtında
bu akımı iyi bildiğini ve bu kişilerin Kilise öğretisine geri çağrılmaları gerektiğini yazar
Ancak Patrik ´in yanıtı
bu akımı alışılagelmiş bir sapkınlık olarak açıklamasına karşın
bunun Bulgaristan ´da yeni ortaya çıkısına şaşırdığını ve bundan pek etkilendiğini açıkça sergilemektedir
Bogomilizm ´den ikinci kez söz eden kişi bir Ortodoks Bulgar papazı olan Kozmas ´tır: " Çar Petro ´nun zamanında Bulgaristan ´da Bogomil adlı bir papaz yasıyordu
O
Bulgaristan ´a sapkınlığı eken ilk kişiydi "
Kozmas
bu satırları içeren ve 977 yılında kaleme aldığı risalesinde
Bogomilizm ´in yeşermesine olanak sağlayan Ortodoks Kilisesinin tembellik ve savurganlığına çatmaktadır
Bogomil ´e göre dünya kötüydü
çünkü İsa ´nın kardeşi ve Tanrı ´nın diğer oğlu olan " Satanael " (Şeytan) tarafından yaratılmıştı; Şeytan
Eski Ahitteki kıyıcı Tanrı " Yehova "dan başkası değildi
Büyük olasılıkla Bogomil
6
ile 10
yüzyıllar arasında Anadolu ´da yaygın olan Paflikyanlar ´in ve Messalianlar ´in düalist inançlarından etkilenmişti
Bogomil akiminin inanışlarına göre Ortodoks kilisesinin törenleri
kutsal eşyalar ve ikonalar
Aslında Şeytan tarafından yaratıldıkları için anlamsız ve yararsızdılar; Haçtan da nefret etmek gerekliydi
zira İsa Haçın üzerinde işkence çekmiş ve öldürülmüştü; Geçerli olan tek dua
gece ve gündüz dörder kez yinelenmesi gereken " Bizim Babamız " duasıydı
Bogomiller ´in kozmolojik ilkeleri arasında Baba ile iki oğlu önde geliyordu
Baba süper kozmik yörelerde
İsa göklerde
Satanael adlı büyük oğul dünyada egemendiler
Satanael adı
" Tanrı ´ya karşı gelen " anlamına geliyordu
Çoğu Düalist topluluklar her iki oğlu da
küçüğünü sevgiden büyüğünü ise korkudan
yüceltiyorlardı
Paflikyanlar ´in Şeytanı Tanrı ´nın büyük oğlu olarak gördüklerine dair bir kanıt yoktur
Bu nedenle söz konusu öğretinin kökeni doğrudan Bogomiller´e dayandırılır
Doğal olarak Bogomiller
hiç kuskusuz Şeytanin kötülük ortakları olarak toprak ağalarını ve soyluları görüyorlar; yeryüzünün tüm mallarını ve zenginliklerini reddediyorlardı
" Eğer iyi bir Tanrı varsa
kötülükler nereden geliyor " İste Bogomiller´in yanıt bulmaya çabaladıkları soru buydu
9
ve 10
yüz yıllarda Trakya ´daki koşullar feodalitenin gelişmesine elverişliydi
Küçük toprak sahibi köylülerin aleyhine güçlü bir feodalitenin boy vermesi
köylü sınıfının sefaletine neden olmaktaydı
Bölgenin sahne olduğu sürekli savaş durumu halkın omuzlarına her gün artan vergiler yüklemekte
yoksulluğa düsen köylüler bir koruyucu (prostasia) aramak zorunda kalmaktaydılar
Aşırı ölçüde sert geçen 927-928 yılı kişini izleyen korkunç bir kıtlık ve veba ile birkaç yıl yinelenen kötü hasat
feodal sınıfa halka ait toprakları olabildiğince düşük fiyatlarla ya da birkaç besin maddesi karşılığında satın alma olanağını vermişti
Bu ekonomik koşullar hiç kuskusuz Bogomil propagandasının yayılmasına yardımcı olmaktaydı
yaygın sefalet
bir yandan Bogomiller ´in çağrısına uygun zemin hazırlarken
diğer yandan gelişen bir feodalitenin oluşmasını hızlandırıyordu
Tüm kudret ve zenginlikler bir azınlığın elinde toplanıyordu
Bu sosyal dengesizlik Bogomiller ´in sert karşı çıkışlarına yol açmaktaydı
Bogomil inancının sosyo-politik temeli
Bulgar köylüsünün toprak ağalarına karsı gelişen tepkisi olmuştur
Bu tepki yadsıyıcı
olumsuz
bozguncu bir tepkiydi ve hiç kuskusuz Çar Petro ve oğullarının dönemlerinde Bulgaristan ´ın gerilemesine yol açmıştı
Kozmas ´ın risalesini yazdığı dönemde Bogomilizm yeni gelişen bir akımdı ve kısa süre önce Bizans İmparatoru Yohan Tzimises
Philippopolis (Filibe) civarındaki yörelere Paflikyanlar ´ı göçe zorlamıştı
Bu bağlamda
hoşnutsuzluk yaratan ekonomik durumun ve yörede aniden ortaya çıkan düalist Paflikyan inançlarının Bogomilizm ´in temelini oluşturduğu düşünülebilir
Genel kural olarak Bogomil öğretisi
Gnostik akımlardan aktarılmış düalizm ile olabildiğince tam uygulanması istenen Hıristiyan öğretisinin arasındaki gizli ya da açık karsılaştırmalarda belirginleşiyor
Bir akımın ilerleyip gelişmesi
yalnızca diş etkiler ve üyelerinin ateşli çabalarıyla açıklanamaz
Ortam elverişli
insanlar etkilenmeye hazır olmalıdır
Bu koşullar
o dönemde Bulgaristan ve Bosna ´da yeterince bulunuyordu
Bogomiller ne et yiyorlar
ne de şarap içiyorlardı; evliliğe de karsıydılar
Topluluklarında hiyerarşik bir düzen yoktu
Birbirlerine günah çıkartıyorlar
birbirlerini affediyorlardı
Zenginleri eleştiriyorlar
soyluları aşağılıyorlar ve sıradan insanları
edilgin bir direniş göstererek
efendilerine bas kaldırmaya davet ediyorlardı
Bogomil akiminin basarisi
Kilisenin zenginlik ve ihtişamı ile papazların değersizliklerinin yarattığı düş kırıklığından kaynaklanan toplu bir adanmışlıkla açıklanabilir
Ancak asil etken
giderek yoksullaşan ve toprak köleliğine bile razı olan Bulgar köylülerinin
toprak sahiplerine ve Bizans işbirlikçilerine duydukları nefretti
Ortodoks inançlarına bu denli karsı çıkan bir öğretinin
ister istemez bölgenin sosyal yaşamının tüm öğeleri üzerinde önemli yankıları olmuştu
Özellikle Kilise ile Devlet çıkarlarının böylesine iç içe olduğu bir dönemde Ortodoks inancının reddi
kaçınılmaz olarak yasalara bir başkaldırı ve toplumsal düzenin tümüne yöneltilmiş bir meydan okumaydı
Bogomiller halkı sivil itaatsizliğe çağırıyorlardı: efendilerine itaat etmemeyi
zenginleri hor görmeyi
Çardan nefret etmeyi
Çar ´a hizmet edenleri alçak olarak değerlendirmeyi
soyluları gülünç duruma düşürmeyi
her ırgata ağası için çalışmayı reddetmeyi öğütlüyorlardı
Bu sosyal anarşizme karsı Kilise
siyasi yetkenin kutsallığını ileri sürerek karsı çıkmaya çabalıyor
Çar ve soyluların Tanrı tarafından görevlendirildiklerini ileri sürüyordu
Ancak bu toplumsal anarşizmin rolü abartılarak
Bogomiller Ortaçağın komünistleri gibi değerlendirilmemelidir
Bogomilizm ´in eşitlik ilkesi
yoksulluk ve ahlaki saflık arayışlarından türemiştir
Feodaliteye karsı savaşımları adeta Yılık ve Kötülük arasındaki kozmik savasın toplumsal düzeye oturtulması gibidir
yalnızca bu anlamıyla bile Bogomilizm
feodalitenin gelişimine karsı koymuştur ama
esas olarak hiçbir zaman bir politik akım biçimine dönüşmemiştir
Bogomiller her şeyin üstünde dinsel vaizler olarak kalmışlar
sivil işlevlere ilgi duymamışlardır
Gönüllü yoksullukla birlikte
çalışmanın Bogomiller tarafından hor görülmesi
gezgin keşiş tipini ortaya çıkarmıştır
Bu nitelik
Paflikyanlar ´dan çok Messalianlar ´a özgüdür
Bogomiller ´in edilgin tutumları
onları Paflikyanlar ´dan ayıran en önemli özellikleridir
Bogomiller ´e verilen diğer bir ad olan ve Türkçe " torba " sözcüğünden türemiş olan " Torbeshi "
gezgin Bogomil keşişlerinin omuzlarına astıkları ve içine aldıkları sadakaları koydukları torbadan kaynaklanmaktadır
Günümüzde Torbeshi adı
Makedonya ´nın Müslüman Bulgarları olan Pomak ´lara verilen bir addır
Bizans İmparatoru II
Basil ´in 1018 yılında Bulgaristan ´ı fethinden sonra
birçok Bulgar soylusu zorla İstanbul ´a yerleştirilmişti
Bu soylular ve hatta Bazı Bizanslı papazlar tarafından kabul edilen Bogomilizm kendi teolojisini geliştirme çabasını sürdürdü
Ne var ki
bu teolojik çabalar sonunda Bogomil akımı ikiye bölündü
Şeytanin yetkesini kabul ederek
onu ezeli ve mutlak bir Tanrı olarak görenler " Dragovitsa Kilisesi " adıyla örgütlendiler (Dragovitsa
Trakya ile Makedonya sınırı üzerinde bulunan bir köyün adıydı)
Şeytani İsa ´nın kötü kardeşi olarak gören eski Bogomiller ise " Bulgarlar " adını aldılar
Dragovitsa kolunun mutlak bir düalizmi
Bulgarların ise ilimli bir düalizmi savunmalarına karşın
iki grup birbirine hoşgörü ile bakmaktaydı
Bu dönemde Bogomilizm hızlı bir atılım gösterdi ; üyelerinin sayısı artarken
Anadolu ve Balkanlar ´da yeni topluluklar oluştu
10
Yüz yıl sonlarına doğru Bogomil toplulukları içinde hiyerarşik bir yapı gelişmeye başladı: rahipler ve inananlar birbirinden ayrıldı
Dua ve oruç
kesinlikle uyulması zorunlu uygulamalar haline geldiler; giderek törenlerin sayısı ve ayrıntısı arttı
Bir köylü hareketi olarak başlayan akım
12
yüz yıl sonlarında
ayrıntılı törenleri ve Hıristiyanlıktan giderek uzaklaşan düalist eğilimleri olan bir manastır tarikatı biçimine dönüştü
12
Yüz yılın başlarında
Bogomiller ´i baskı altına almak amacıyla Kilise örgütlenmeye koyuldu
Bunun üzerine Bogomiller Balkanların kuzeyine çekildiler
Buradan yola çıkan Bogomil misyonerleri Dalmaçya
İtalya ve Fransa ´ya kadar yayıldılar
Bazı dönemlerde Bogomilizm
devlet düzeyinde de başarılar kazandı
Örneğin; 13
Yüz yılın ilk yarısında Ban Kulin (1180-1214) yönetimi sırasında Bulgaristan ve Bosna ´da resmi din olarak kabul gördü
Bogomilizm ´in tüm tarihi boyunca sürdürdüğü bir başka belirgin özelliği ise
değişkenlik ve koşullara uyum sağlama yeteneğidir
Bu bağdaştırmacı nitelik
onlara çağrı etkinliklerini sürdürebilme ya da baskıları atlatabilme fırsatını tanımaktaydı
Bogomiller
diğer dinlerle ya da din dışı akımlarla bağdaşmaktan çekinmezlerdi
Bu eğilim zamanla daha belirgin biçime dönüştü ve 13
Yüz yıldan başlayarak Bogomilizm daha sik olarak Paganizm
büyü ve batıl inançlar ile iç içe geçti
Bu durum
herhangi bir sapkınlığı Bogomilizm olarak damgalayan Ortodoks eğilimini haklı duruma getirdi
14
Yüz yılda Bogomilizm giderek etkisini yitirdi ve Osmanlıların Bulgaristan ´ı (1393) ve Bosna ´yı fethetmelerinden sonra (1463) Bogomiller ´in büyük çoğunluğu İslam dinine geçti
Oysa Bogomilizm ´in dinsel etkileri uzun süre devam etti
Güneydoğu Avrupa ´da Bazı Bogomil inanç ve kavramları " Apokrifalar " (gizli ya da aslı olmayan İnciller) aracılığı ile yayılmayı sürdürdü
Ortaçağ süresince bu bölgede bir kaç Apokrifa
Jeremias adında bir Bogomil papazının adı ile bağlantılı biçimde elden ele dolaşmaktaydı
Ne var ki
bu kitapların hiçbiri Aslında Jeremias ´a ait değildi
Örneğin; tüm Ortaçağ Avrupa ´sında iyi tanınan " The Wood of the Cross " (Haçın Tahtası) adlı Apokrifa
Gnostik kökenli " Nicodemus İncili "nden alınmaydı
" İsa Nasıl Rahip Oldu " adındaki bir diğer Apokrifa
Bizanslılarca uzun zamandan beri biliniyordu
Bogomiller
bu eski metinlere düalist unsurlar eklemişlerdi
" Haçın Tahtası " adlı Apokrifanin Slovence çevirisi " Tanrı dünyayı yarattığı zaman
yalnızca kendisi ve Satanael vardı " diye başlamaktaydı
Bu kozmogonik motifin çok yaygın olduğu bilinmektedir
ancak Güneydoğu Avrupa ´daki Slavca uyarlamalarda Şeytanın rolü alabildiğine abartılmıştı
Kimi Gnostik tarikatların modelini izleyen Bogomiller
Şeytana verdikleri önemi abartarak
düalist yaklaşımlarını güçlendirme yolunu seçmişlerdi
Benzer biçimde " Adem ve Havva " adındaki Apokrifaya da Bogomiller
Adem ve Şeytan arasında gerçekleştirilen bir anlaşma hakkında bir bölüm eklemişlerdi
Bu anlaşma uyarınca
dünyayı yaratan Şeytan olduğu için
Adem ve soyundan gelenler
İsa ´nın gelişine kadar Şeytana ait olacaklardır
Bu temaya bugün bile Balkan folklorunda rastlanmaktadır
Bu Apokrifaları yorumlama yöntemi " Interrogatio Iohannis " adlı tek otantik Bogomil metninde açıklanmaktadır
İsa ile İncilci Yahya arasında geçen bir konuşmayı içeren söz konusu metin engizisyon görevlileri tarafından Güney Fransa ´da Latince ´ye çevrilmiştir
Konuşmanın konusu dünyanın yaratılısı
Şeytanin düşüşü
Enoch ´un göğe yükselişi çevresinde geçer
Aslında metinde yer alan bir çok bölüm diğer Apokrifalardan ve " İncilci Yahya ´nın Soruları " adında 12
yüz yıla ait Slavca bir yapıttan alınmıştır
Halbuki
anlatının özündeki teoloji tümüyle Bogomil inançlarını yansıtmaktadır
Yine de bu metnin özgün bir Bogomil yapıtı mi
yoksa Yunanca ´dan bir çeviri mi olduğu hakkında kesin bir yargıya varılamaz
Öğreti açısından bu yapıtın büyük olasılıkla eski Apokrifalardan yola çıkılarak Bogomiller tarafından derlendiği söylenebilir
Önemli olan Bogomil Apokrifalarının birkaç yüz yıl boyunca halkın dinsel inançları üzerinde oynadığı roldür
Bogomilizm ´le Şeytana verilen önem
Tanri ´nin edilgenligi ve anlaşılmaz aldırışsızlığı tüm bu unsurlar ilkel dinlerde de sıkça görülen " Deus Otiosus " motifinin ifadesi olarak düşünülmelidir
Bu inanışlara göre
dünyayı ve insani yaratan Tanrı
Yaratılısın sonuçları ile ilgilenmez
cennete çekilir ve yapıtının tamamlanmasını bir doğaüstü varlığa
yani " Demiurgos "a bırakır
11
Yüz yılın başlarından itibaren İtalya
Fransa ve Güney Almanya ´da Bogomil misyonerlerinin etkinlik gösterdikleri biliniyor
Örneğin
bu misyonerlerin Orleans ´ta birçok soyluyu ve hatta rahipleri bile kendi inançlarına çekmeyi başardıkları tarih belgelerinde yer alıyor
Ne var ki
Fransa kralı Robert bunları ortaya çıkarmakta ve yargılamakta gecikmedi
Batının ilk düalistleri (sapkınlıkla suçlananlar) 28 Aralık 1022 tarihinde ateşte can verdiler
Yine de akım yayılmasını sürdürdü
Bu kez İtalya ´da yerleşmiş olan Bogomil temelli Katlar (Yunanca Katharos saf
temiz- anlamına gelen bu isim 1163 yılından itibaren kullanılmaya başlandı) inancı Provence ve Languedoc yörelerine
hatta Pireneler ´e kadar misyonerler göndermeye başladı
Provence bölgesindeki topluluklar dört piskoposluk altında örgütlendiler ve 1167 yılında Toulouse ´da bir konsül toplandı
Bu konsüle İstanbul Bogomil piskoposunun katıldığı ve bu fırsattan yararlanarak Güney Fransa ´da birçok kişiyi kendi kökten düalizmine yönelttiği biliniyor
İşte böylelikle Bogomil öğretisi zaman içinde benzer düalist öğeleri içeren Katlar öğretisine dönüştü
Alıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul