Konu
:
Suikastler Tarihi...
Yalnız Mesajı Göster
Suikastler Tarihi...
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Suikastler Tarihi...
SUİKASTLER TARİHİ
1929 Yılında Atlanta'da doğan Martin Luther King'in öbür Amerikan zenci önderleri arasında özel bir yeri vardı
Amerikan zencilerini uygarca bir yaşayış düzeyine kavuşturmak ve ırk ayırımına son vermek için
şiddet yöntemlerine başvurmaktan kaçınıyordu
Onu en çok etkileyenlerden biri Gandi'ydi
Martin Luther King de
Gandi gibi
şiddete kaçmayan direnme yöntemiyle başarıya ulaşacağına inanıyordu
Gandi
tek kurşun sıkmadan koca İngiltere’yi dize getirip
ülkesini bağımsızlığa kavuşturmamış mıydı? Amerikan zencileri de aynı yoldan eşitliğe kavuşabilirler
ikinci sınıf yurttaş olmaktan kurtulabilirlerdi
Martin Luther King
öldürüldüğü güne kadar
bu inancına bağlı olarak
birçok eylemler düzenledi
başarılar kazandı ve bu insancıl
barışsever tutumu nedeniyle 1964 yılında Nobel Barış Ödülünü aldı
Ne var ki
şiddetten yana olmayan
sorunların kan dökülmeden çözümlenmesini öneren Martin Luther King
kendisi gibi düşünmeyen bir beyaz Amerikalının kurşununa hedef olarak can verdi
1968 yılında
Memphis şehrindeki temizlik işçileri greve başlamışlardı
Şehirde yaşayanların yüzde kırkı zenciydi ve temizlik işi gibi "aşağılık" bir meslekte çalışanların yüzde doksan beşi de kara renkli kişilerdi
Grevciler
Martin Luther King'i yardımlarına çağırmışlar
o da seve seve ırktaşlarının yanına koşmuş
gösteriler ve yürüyüşler düzenlemeye başlamıştı
Grevin ve gösterilerin sürüp gittiği sırada
4 Nisan 1968 perşembe günü
Memphis'e sivri burunlu
uzun boylu yabancı bir beyaz geldi
Öğleden sonra saat 15
30'da Bayan Bessie Brewer'in pansiyonuna giren bu adam
adının John Willard olduğunu söyleyerek bir haftalık kira karşılığı sekiz buçuk doları peşin olarak ödedi
Daha sonra Bayan Bessie Brewer
yüzüne pek dikkatle bakmadığı bu adam için şöyle diyecekti
"Yüzüne pek iyi bakmadım
fakat bir tek şeyi hatırlıyorum; pek aptalca bir gülümseyişi vardı
"
Pansiyon defterine adını John Willard olarak yazdıran adam
5 numaralı odaya çıktı
Buradan
Martin Luther King'in kaldığı Lormine Moteli olduğu gibi görülüyordu
özellikle motelin 306 numaralı odasına girip çıkanları
Bu
Martin Luther King'in odasıydı
Grev 12 Şubatta başlamıştı
1300 temizlik işçisi
sendikalarının belediyece tanınmasını ve ücretlerinin saat başına 60 sentlik bir zam görmesini istiyordu
Görevine 1 Ocakta başlamış olan Belediye Başkanı Henry Loeb'se
bu istekleri kabul etmemekte direniyordu
Loeb
temizlik işçilerinin istekleri yerine getirilirse
geri kalan belediye memurlarının da greve gideceğinden korkuyordu
İtfaiyeciler
polisler ve hastane görevlileri de daha fazla para isteyecek olursa
Belediye ya ücretleri yükseltecek ya da hizmetlerin aksamasını göze alacaktı
Grev giderek bir ırk çatışmasına dönüşmüştü
Zenci temizlik işçileri
belediyenin grev karşısındaki uzlaşmaz tutumunu ırk ayırımının yeni bir belirtisi sayıyorlardı
Memphis'te zencilerin iş bulmakta güçlük çektiklerini
daha düşük ücretlerle çalıştıklarını
gerektiğinde işten ilk çıkarılanların yine zenciler olduğunu ileri sürüyorlardı
Çöp yığınları büyüdükçe sinirler geriliyor
tedirginlik artıyordu
Gece yarısı olaylar çıkıyor
şehrin orta yerindeki dükkânların vitrinleri parçalanıyordu
İtfaiyeciler
sahte yangın ihbarlarına koşarken
taşan çöp tenekeleri ateşe veriliyordu
Memphis
Mississippi nehrinin
kıyısında
bir dinamit fıçısı gibiydi; her dakika patlayabilirdi
Şehrin din adamlarının çağrısı üzerine
Dr
Martin Luther King
grevcilerin bir toplantısında konuşmak üzere Memphis'e geldi
Medeni Haklar savunucularının en ünlüsü olan bu Güneyli rahip kendini
A
B
D
'de yaşayan talihsiz
yoksul insanları daha iyi bir hayata kavuşturmaya adamıştı
Dr
King
Memphis'te 12 bin zenciye seslendiği konuşmasında
grevcilerden cesaretlerini kaybetmemelerini istedi
"Fedakârlık yapmadan hiç bir şey elde edilemez
" diyordu bu konuşmasında
Bütün şehri kapsayacak bir günlük bir iş boykotu yapılmasını önerdi
Aynı zamanda
Güneyli Hıristiyan Önderler Birliğinin "S
C
L
C
" para yardımında bulunacağı hususunda söz vererek
iş boykotunun yapılacağı gün
göstericilerin başında bulunmak üzere Memphis'e döneceğini de sözlerine ekledi
Grevciler
bu yeni destekten cesaret bulmuşlardı
Zenci dinleyiciler en çok gene rahibin şu sözleriyle coşmuşlardı:
"Boykotun sonucu
sesinizin artık duyulması olacak
Memphis'te o gün hayat duracaktır
"
Konuşmanın yapıldığı alan
"evet" ve "âmin" sesleriyle çınlıyordu
28 Mart günü
Dr
King
Beale sokağındaki gösteride 6 bin kişinin başında yürüdü
Yürüyüş sakin başlamıştı
Göstericiler Dr
King'in ardı sıra sessiz ve ağır başlı bir biçimde yürüyorlardı
Birden
yaşları 13-20 arasında değişen 150 kadar zenci genç yürüyüşten koparak
vitrinleri kırmaya
dükkânları yağmalamaya
ateşe vermeye
polislere saldırmaya başladılar
Göz açıp kapayana kadar olaylar çığırından çıkmıştı
Yardımcıları
Dr
King'i bu durum karşısında hemen oradan uzaklaştırdılar
Memphis polisi
duruma hâkim olmak için
gaz bombası ve cop kullanmaya başlamıştı
Olayların daha da büyümesini önlemek isteyen Tennessee Valisi
eyalet askerlerini ve dört bin ulusal muhafızı Memphis'e yolladı
Sabaha kadar 300 zenci tutuklanmış
60 kişi yaralanmış
bir dükkânı yağmalarken polis tarafından kurşunlanan 16 yaşında bir zenci çocuk da ölmüştü
Dr
King başarısızlığa uğradığına inanıyordu: Şiddet aleyhtarı felsefesi Memphisli zenciler tarafından reddedilmişti
Bir daha dönmemek üzere şehirden ayrılmayı düşünüyordu
Fakat
Güneyli Hıristiyan Önderler Birliğindeki taraftarları
olayları küçük bir grubun çıkardığına onu inandırdıklarından
bir yürüyüş daha düzenlemeye karar verdi:
"Barışçı yollardan protesto
Memphis'te hüküm sandalyesinde oturmaktadır
" diyordu
Gerçekten de öyleydi
Beyazlar King'i artık toplulukları denetleyememekle suçluyorlardı
Zenci ırkçılar da King'in başının dertte oluşuna seviniyorlardı
Bunlar
zencilerin eşitliğinin barışçı yollardan sağlanamayacağını kesinlikle ileri sürüyorlardı
Dr
King beyaz ve siyah muhaliflerinin yanıldığını ispatlaması gerektiğine inanıyordu
Yardımcılarından
yeni bir yürüyüş için hazırlık yapılmasını istedi
İlk yürüyüş sırasında olayları başlatan gençlerin bağlı oldukları çeteyle görüşülerek
çocuklardan yeni yürüyüşte olay çıkarmayacaklarına dair söz alındı
King
yeni yürüyüşten önce
bir dizi toplantı düzenlemeye karar verdi
3 Nisanda Mason Street kilisesinde yapılan ilk toplantıda Dr
King
iki bin ateşli taraftarına seslendi
Değişikliklerin yavaş yavaş getirilmesini isteyenlerin yanında
hemen eyleme geçilmesini isteyen aşırıları da toplantıya çekmesini bilmişti
Memphisli bir rahip tek bir vücut haline gelmiş topluluğa bakarak
bir başka din adamına şu sözleri fısıldıyordu:
"Tanrım
King bizi kurtarmak için gönderdiğin önderdir
"
King
konuşmasında şöyle diyordu:
"Çağımızda ve günümüzde temel sorun
şiddet ile barışçı yollar arasında bir seçim yapmak değildir
çünkü ya barışçı yolları seçeriz
ya da hep birlikte yok oluruz
"
Ertesi gün
yani 4 Nisan 1968 perşembe günü
Dr
King ve yardımcıları
o akşam yapılacak ikinci toplantı üzerinde konuştular
Onlar görüşmelerini sürdürürken
adını John Willard olarak yazdıran adam
tuttuğu odada birasını yudumluyordu
Bir saat kadar odasında kaldıktan sonra
dışarıya çıkıp arabasına gitti
Pansiyona
elinde çocukların
spor araç ve gereçlerini koymakta kullandıkları türden mavi el çantasıyla döndü
Öbür kolunun altında
uzağa ateş edebilen 30
06 çapında
dürbünlü bir hava tüfeği taşıyordu
"Aptal gülümseyişli adam
" merdivenleri tırmanıp odasına çıktı
Saat beşe geliyordu
Saat altıya 3 kala
Dr
King moteldeki odasının balkonuna çıkmıştı
Günün yorgunluğunu çıkarmak için yemekten önce biraz hava almak istiyordu
Motelin karşısında
Bayan Besste Brewer'in pansiyonunda
tüfekli adam banyoya girmiş
kapıyı kilitlemişti
Tüfeği pencerenin pervazına dayadı
Lorraine Motelinin balkonuyla aralarında yalnız altmış beş metre vardı
Dr
King
balkonun yeşil parmaklığına yaslanmış
aşağıda
motelin park yerinde duran şoförü ve arkadaşlarıyla konuşuyordu
Yardımcılarından rahip Jesse Jackson
King'i o geceki toplantıda çalacak olan müzisyen Ben Branch'ie tanıştırdı
Dr
King
müzisyene:
"Aziz Tanrım ilâhisini mutlaka çalın bu akşam
güzel olsun hem
" diyordu
Bessie Brewer'in banyosundaki adam
tüfeği omzuna ***ürerek dürbünü hedefine göre ayarladı
King doğrulmuş
odasına dönmek üzere geri dönmüştü
Pansiyon'daki adam
derin bir nefes aldı
Saat altıyı bir geçiyordu
Dr
King'in balkonun beton tabanına düştüğünü görmeyenler
bir donanma fişeği patlatıldığını sanmışlardı
Kurşun
Dr
King'in ensesini ve çenesini parçalayıp geçmişti
Katil
ikinci kurşuna gerek kalmadığını anlayarak silahını bir kutuya koydu
Çantasını kaptığı gibi pansiyondan fırladı
İçinde tüfek bulunan kutuyu ve çantasını kaldırıma attıktan sonra ortadan kayboldu
King'in yardımcıları ve motelde bulunanlar
hemen ikinci kattaki balkona koştular
Yardım gelinceye kadar rahip Jackson
King'in başını dizine koydu
Adalet Bakanlığında görevli bir beyaz
odasından kapıp getirdiği bir havluyla yarayı temizlemeye çalışıyordu
Arkadaşlarından Rahip Ralph Abernathy
yaralının kurtarılamayacağını anlamıştı
King'in yanında diz çöktüğünde gözleri dolu doluydu
Boğuk bir sesle:
"Martin!
Martin!
" diye inliyordu
Cankurtaran
ölmek üzere olan Dr
King'i yakındaki St
Joseph's Hastanesinin ilk yardım bölümüne getirdiğinde
saat altıyı on altı geçiyordu
Elli dakika sonra Dr
Martin Luther King ölmüştü
Onun ölümü
Amerika'da
büyük şiddet hareketlerinin başlamasına yol açtı
Şiddetten yana olan zenci önderi Stokely Carmichael
şöyle haykırıyordu:
"Evlerinize gidin ve silahlarınızı alın!
Beyaz adam geldiğinde
amacı sizleri öldürmek olacaktır
Sokaklarda
artık hiç bir siyahın kanını görmek istemiyorum
Onun için diyorum ki
evinize gidip silahlanın!
"
Başkanlığa Demokrat Partiden adaylığını koymak için kampanya açmış bulunan Senatör Robert Kennedy
olayı duyduğunda İndianapolis'teydi
Şehrin zenci mahallesine giden Robert Kennedy
şöyle konuştu:
"Size verilecek çok acıklı bir haberim var; Martin Luther King bu akşam öldürüldü
Aranızda bulunan siyahlara sesleniyorum: Eğer böyle bir davranışın insafsızlığı karşısında içinizde doğan nefret ve kızgınlıkla bütün beyazları suçlamaya kalkışırsanız
hatırlayın ki ben de aynı tür duygularla doluyum
Benim de ağabeyim öldürülmüştü
Hem de bir beyaz tarafından
" (Bilindiği gibi
Robert Kennedy de
Martin Luther Kıng’ten tam dört ay sonra
5 Haziran 1968'de Los Angeles'te Ambassador Hotelde Filistinli bir Arap olan Sirhan tarafından öldürüldü
)
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul