Konu
:
Sultan 5. Mehmet Reşat Kimdir?
Yalnız Mesajı Göster
Sultan 5. Mehmet Reşat Kimdir?
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Sultan 5. Mehmet Reşat Kimdir?
Sultan 5
Mehmet Reşat Kimdir?
Halk arasında Sultan Reşat olarak meşhur olan V
Mehmet Reşat hân
Sultân Abdülmecit’in Çırağan Sarayında 1844 yılında Gül-cemâl Kadın efendi’den dünyaya gelen 3
Oğludur
27 Nisan 1909 tarihinde 65 yaşında Osmanlı tahtına oturmuştur
Dehası itibariyle Abdülhamid ile kıyaslamak mümkün değilse de
İslâm kültürüne vâkıf
Arapça ve Farsçayı iyi bilen hattât
Mevlevî ve şâir bir padişah dır
Maalesef
İtti had ve Terakkinin meşru ve gayr-i meşru her isteklerine boyun eğerek padişahlığını doldurmuştur
İttihâdcılar
herkesi 31 Mart mürettipliği ve irtica ile suçlamaya başlamışlar
tehdit ile Talat Bey’i Dâhiliye nazırı yapmışlardır
Roma Büyükelçisi olan ve tam bir ahlaksız diye vasıflandırılan İbrahim Hakkı Bey
zorla sadrazamlığa getirilmiştir
Tabii ki
Trablusgarp’ın elden çıkmasına da sebep olmuştur
Hareket Ordusu Kumandanı Mahmûd Şevket Paşa ise
harbiye nazırı olarak kabinede yerini almıştır
Sonradan
İttihâdcılar için “beyinsiz mahlûklar” diyerek can verecektir
Kısaca Sultan Reşat döneminde iktidar
tamamen Talat
Enver ve Cemal Paşa üçlüsünün elindedir
İttihâdcıların zorbalığı ile
Kavalalı Hânedanından Mehmet Said Hâlim Paşa sonradan sadrazamlığa getirilmiştir
Hiç bir vasfı olmadığı halde
kurallar çiğnenerek Talat Paşa’nın sadrazamlığa getirilmesi de bu döneme rastlamaktadır
Son olarak
I
Cihan Harbine Osmanlı Devleti’nin girmesini dahi
Padişaha haber vermeden bu üçlünün yaptığını ifade edersek
Osmanlı Devleti’nin bu dönemde içine düştüğü çukuru daha iyi anlayabiliriz
Kısaca Osmanlı Devleti’nin bu kadar kötü eller tarafından idare edildiği başka bir dönemi mevcut değildir
Maalesef
İttihâdcıların Şeyhülislâmlarından Şeyhülislâm Musa Kazım Efendi’nin de farmason olduğu açıkça ifade edilmektedir
Bu kadro iş başına gelince
dış güçler Osmanlı Devleti vatandaşlarını tahrike başladılar
Suriye’de Dürzîler
Yemen’de Zeydîler ve Balkanlarda Arnavutlar isyan ettiler
İttihâdcı politikanın iflas ettiğini gören Sultan Reşat
yanına sadrazam ve diğer devlet erkânı ile Bediüzzaman gibi âlimleri de alarak
Rumeli Seyahatine çıktı
Mahmûd Şevket Paşa’nın büyük kuvvetlerle ve silahla susturamadığı isyanı
100
000 Arnavut ile Kosova Meydanında namaz kılarak teskin ettirdi (Haziran 1911)
İttihâdcılar kendilerine yakın olan Trablusgarp Valisi Recep Paşa’yı İstanbul’a davet ederek Harbiye Nazırı yaptılar ve Abdülhamit’in Libya’yı korumak üzere bulundurduğu tümeni
hatalı bir kararla Yemen’e sevk ettiler
Bunu fırsat bilen İtalya
İttihâdcıların adamı ve kendisinin de ajanı olan Emanuel Karaso’yu kullanarak Libya’yı işgal etmek üzere harb ilan etti
Ekim 1911’de İtalyanlar Trablus ve Bin gazi’yi işgal ettiler
Ancak Abdülhamit’in burada kurduğu milis teşkilâtı olan Senûsîler ve Kuloğulları sayesinde
Mussolini zamanına kadar Libya’yı tam olarak teslim alamadı
İtalyanlar daha sonra Mayıs 1912’de Akdeniz Adalarının merkezi olan Rodos’u işgal etti
Bu mağlubiyetlerin faturasının İttihâdcı Hakkı Paşa’ya kesilmemesi için itti had ve Terakki Partisi
Padişah'a Meclis’i fesh ettirdi ve Hakkı Paşa’yı Londra’ya gönderdi
İttihâdcıların tahriki ile Osmanlı ordusundaki subaylar
ittihâdcı ve halâskâr diye ikiye ayrıldılar; çeteler kurarak birbiriyle boğuşmaya başladılar
Bu rezaletin neticesinde Ekim 1912 Lozan Muahedesi ile İtalya Harbine son verildi ve Libya İtalya’ya bırakıldı
12 Ada ve Rodos Osmanlıya iade edildi
II
Abdülhamit’in itti had-ı İslâm siyasetini anlamayan İttihâdcıların Hakkı Paşa Hükümeti
itti had-ı anasır diyerek
meşhur Temmuz 1910 tarihli Kiliseler ve Mektepler Kanununu çıkardı
Böylece asırlardır
aralarındaki rekabetle birbirlerine düşen Bulgar
Sırp ve Yunan azınlıklar arasında hakemlik yapılmış ve düşman birleştirilmiş oldu
Bununla da kalınmayarak Rumeli’deki yetişmiş 120 tabur terhis edildi ve yerine acemiler gönderildi
İttihâdcılar bunu yaparken
azınlıklar Rusya ve diğer devletlerin yardımıyla ağır silahlar satın alıyordu; bundan Selanik’te oturan II
Abdülhamid haberdar oluyor; ama İttihâdcıların kulakları kapalı kalıyordu
Rusya ile anlaşan Bulgaristan
Sırbistan
Karadağ ve Yunanistan Ekim 1912’de arka arkaya Osmanlı Devleti’ne karşı harb ilan ettiler ve Osmanlı Devleti’ni perişan eden Balkan Harbi başladı
Böyle nazik bir dönemde Osmanlı Hariciye Nazırı Ermeni Gabriel Noradungiyan Efendi idi
Sonradan Osmanlı Devleti’ne hıyanet etti
Osmanlı Devleti’nin elinde Şark Ordusu denilen 5 kolordu dışında askeri olmadığı gibi
Arnavutlar da
Büyük Arnavutluk hayaliye gayr-i Müslim çetelerle birlikte hareket ediyorlardı
Aralarında ittihâdcı ve halâskâr diye ikiye bölünen Şark Ordusu
Bulgaristan kuvvetleri karşısında mağlup olarak Kasım 1912’de Çatalca’ya kadar geriledi
Garb Ordusu da Sırplara karşı mağlup olmuştu
Yunanlılar meşhur Preveze’yi aldılar ve 6 Kasım 1912’de Selanik Yunanlılara Tahsin Paşa tarafından teslim edildi
İtti had ve Terakki’ye göre mehd-i hürriyet olan Selanik
kendi siyasetleri neticesinde Yunanlılara teslim edilmiş ve orada ikamet eden II
Abdülhamid
gözyaşları içinde İstanbul Beylerbeyi Sarayı’na nakledilmişti
Mart 1913’de Edirne açlıktan dolayı Bulgarlara ve Yanya da Yunanlılara teslim edildi
Abdülhamit’in hal’ meselesindeki heyette bulunan Arnavut Es’ad Toptanî Paşa
devlete hıyanet ederek komutan Hasan Rıza Paşa’yı öldürüp İşkodra’ya el koydu
Osmanlı Devleti aleyhinde Bulgarlar
Sırplar
Yunanlılar ve Arnavutlar ittifak etmişlerdi
Arnavutları bu isyana iten sebeplerin başında İttihâdcıların dine aykırı hareketleri geliyordu
Bütün bu olan bitenlere karşı
adı büyük ama kendisi küçük olan Ahmet Muhtar Paşa’nın kabinesinde sadece Kıbrıslı Kâmil Paşa ve Şeyhülislâm Cemâleddin Efendi ittihâdcılar muhalif idiler
İtti had ve Terakki
sert tutumlarından dolayı Dâhiliye Nazırı Ahmet Reşit Bey’den de bunalmışlardı
Harbiye Nazırı ise
İttihâdcılara muhalif olan Halâskâr Zabitan Cuntasının lideriydi
Bu ittifak dan rahatsız olan İtti had ve Terakki’nin liderlerinden Yarbay Enver Bey ve Albay Cemal Bey
İttihâdcı Prens Said Hâlim Paşa’nın yalısında bir araya geldiler ve siyâsetle uğraşmayacaklarına dair yemin ettiler
Kâmil Paşa bu yeminlere inanmadı ve nitekim onun aleyhinde Edirne’yi Bulgarlara verecek diye propagandaya başladılar
23 Ocak 1913 günü Enver Bey
komitecilerini alarak Bâb-ı Âli’yi bastı
8 eri ve iki subayı şehit eden çeteler
kendilerine karşı çıkan Harbiye Nazırı Nâzım Paşa’yı şehit ettiler
Talat ve Enver Beyler
Kâmil Paşa’yı zorla istifa ettirdiler ve Mahmûd Şevket Paşa’yı sadrazam yaptılar
Talat kendini Dâhiliye Nazırı tayin ettirdi
Başta Kâmil Paşa
Şeyhülislâm ve Reşit Bey olmak üzere yüzlerce muhalif tevkif ve sürgün edildi
Tarihe Bâb-ı Âli Baskını diye geçen bu olay
askerin siyasete karıştığı en çirkin olaylardan biridir
Böyle bir iç karmaşada Balkan Harbine son vermek üzere Mayıs 1913 tarihli Londra Muahedesine imza koyan Osmanlı Devleti
Balkanları hemen hemen terk ediyordu
Edirne’yi bile Bulgaristan’a bırakan bu antlaşma
devlet için bir intihar gibiydi
Osmanlı Devleti’ne ihanet eden Arnavutlar da umduklarını bulamadılar
Arnavutluğa verecekleri toprakların yarısını (Kosova ve Manastır) Sırbistan’a verdiler ve bugüne kadar bu ihanetin cezasını masum Arnavutlar çektiler
Bu durumdan iyice kuduran İttihâdcılar
tatbik ettikleri örfî idare ile Kanun-ı Esasî’yi rafa kaldırdılar
Padişahla arası iyi olmayan ve tarafsız sadrazam adıyla İttihâdcılar tarafından bu makama getirilen Mahmûd Şevket Paşa da
İttihâdcılar dan bıkmıştı
İttihâdcılar
Mahmûd Şevket Paşa’yı hedef aldılar
İstanbul muhafızı Cemal Bey
Paşa ile ilgili suikast istihbaratını haber bile vermedi
Hedef
hem Paşa’yı ve hem de muhalefeti sindirmekti
Balkanlardaki mağlubiyet ve hele Edirne’yi Bulgarlara veren antlaşmadan dolayı
herkes İttihâdcılar dan nefret ediyordu
İngiltere’nin arkasında olduğu söylenen Mahmûd Paşa suikastı 11 Haziran 1913’de meydana geldi
Makam otomobiliyle Bâb-ı Âliye giden Paşa kurşunlanarak şehit edildi
İttihâdcılar
kendileri tertip ettikleri suikastı muhaliflere ve özellikle de Halâskâr Zabitan’a yüklediler
29 kişiyi idam ederek muhalefeti tasfiye ettiler
Tunuslu Hay reddin Paşa’nın hanedandan olan oğlu Dâmad Salih Paşa’yı bile idam ettirdiler
Sultan Reşat kukla gibiydi
Sıra Prens Said Hâlim Paşa’nın hem Hariciye Nazırı ve hem de Sadrazam olarak tayinine gelmişti; onu da yaptırdılar
Dâhiliye Nazırı Talat Bey’di; Enver Bey’e de ordunun bütün yetkileri verildi
3
adam olan Cemal Bey’e ise
önce donanma ve sonra da Devletin Arab Eyaletlerinin idaresi verildi
İttihâdcılar diktatörlüğü denilen bu çetede Ziya Gökalp de itti had ve Terakki Partisi Genel Sekreteri vazifesini ifa ediyordu
Kelimenin tam anlamıyla bir diktatörlük söz konusuydu
Mahmûd Paşa’nın katlinden 18 gün sonra 2
Balkan Harbi çıktı
Osmanlı Devleti Edirne ve Batı Trakya’yı geri aldı
Enver Bey
Temmuz 1913’de Edirne’ye girdi
10
08
1913 tarihli Bükreş Muahedesi ile harb sona erdi
Artık Edirne fethi sarhoşluğunun da tesiriyle Osmanlı Devleti
İtti had ve Terakki Partisi Genel Başkanı ve Dâhiliye Nazırı Talat Bey
ordudan tek sorumlu olan Yarbay Enver Bey (Ocak 1914’de Harbiye Nazırı olmuş ve sonra Naciye Sultan ile evlenerek Saray’a Dâmâd olmuştur)
Bahriye Nazırı ve Suriye’deki 4
Ordu Kumandanı Cemal Bey’in elindedir
Cemal Paşa
Fransız âşığı ve diğerleri ise Alman hayranıdırlar
Said Hâlim Paşa ise
tam bir kukladır
Orduyu kısa zamanda kısmen de olsa düzene sokan Enver Paşa
I
Cihan Harbinin patlak vermesinden de istifade ederek Eylül 1914’de Kapitülasyon denilen imtiyazları iptal etti
I
Cihan Harbi
Almanya
Avusturya
Bulgaristan ve sonra da Osmanlı Devleti’nin katıldığı İttifak Devletleri ile Rusya
İngiltere
Fransa
İtalya
Japonya
Sırbistan
Romanya
Belçika
Yunanistan
Portekiz ve Karadağ’dan oluşan İtilaf Devletleri arasında cereyan ediyordu
İngiliz ve Fransız kuvvetler
Eylül 1914’de Marne Muharebesinde müttefik kuvvetleri mağlup ettikten sonra
Osmanlı Devleti muhakemesiz bir şekilde harbe sokuldu
Tek sebep Enver-Talat ve Cemal Paşalar üçlüsü idi
Savaşa Almanlarla birlikte girmek üzere yayınladıkları talimatnameler bugün elimizdedir
Dolayısıyla bir asra yakındır
harbin resmi sebebi olarak gösterdikleri Osmanlı’ya sığınan iki Alman Harb gemisinin
Osmanlı’dan habersiz Karadeniz’e açılarak Rus limanlarını bombalaması ve bunun üzerine İtilaf devletlere ait kuvvetlerin de Osmanlı Devleti’ne harb açtıkları şeklindeki iddia
tamamen yalandır
Maalesef
Almanya ile yapılan gizli ittifaklar ve I
Cihan Harbine girmek kararı
Padişah
Sadrazam
Meclis ve Hükümetin haberi olmadan alınmıştır
28 Temmuz 1914’de başlayan harbe Osmanlı Devleti 29 Ekim 1914’de katılmıştır
Neticesi herkesçe malumdur
Sadece Enver Paşa
liyakatsiz idaresi yüzünden Rus cephesinde 90
000 askeri Sarıkamış’ta şehit etmiştir
Ocak 1918 tarihli Amerika Başkanı Wilson’un 14 maddelik prensipleri
İttifak devletlerini mağlubiyete mahkûm etmiştir
Ruslar işgal ettikleri (3
8
1915) Van Vilâyetini Ermenilere bırakıp çekilince
Ermeniler
asırlardır beraberce yaşadıkları Müslümanları kırmaya başladılar
Bunun üzerine 1915 Ermeni Tehciri diye bilinen ve ancak sonradan Ermeniler tarafından soykırım olarak gösterilen olay başladı
Osmanlı Devleti
kendi vatandaşı oldukları halde düşmanla birlikte hareket eden Doğu’daki 500
000 Ermeniyi
Dâhiliye Nazırı Talat Bey’in emri ve sadrazam Said Hâlim Paşa’nın tasdikiyle tehcire yani Kuzey Suriye ve Irak’a mecburi göçe zorladı
Yolda telef olanlar oldu
Ancak asla katliam yapılmadı
Bunu İttihâdcıların zayıf siyasetleri ve en önemlisi de dindeki zaafları sebebiyle
Arabistan’da Şerif Hüseyin Paşa’nın başlattığı Arab İsyanı takip etti (Haziran 1916)
1913’de İttihâdcıların takip ettiği Türkçülük siyaseti
Suriye’de Azım-zadelerin başını çektiği Fransızlarla ittifak hareketini doğurdu
Neticede Osmanlı Devleti bütün cephelerde mağlup oldu
Bu acıya dayanamayan II
Abdülhamid
Şubat 1918’de vefat etti
Cihan Harbinin son günleriydi
Onu kardeşi ve padişah olan Sultan Reşat takip etti ve 4
7
1918 tarihinde o da 74 yaşında dünyaya gözlerini yumdu
ZEVCELERİ: 1- Kâm-res Baş Kadın Efendi
2- Dürr-i Adn İkinci Kadın Efendi
3- Mihr-engîz İkinci Kadın Efendi
4- Naz-perver Üçüncü Kadın Efendi
5- Dil-firîb 4
Kadın Efendi
ÇOCUKLARI: 1- Mahmûd Necmeddin Efendi
2- Ömer Hilmi Efendi
3- Mehmet Ziyâeddin Efendi
4- Refî‘a Sultan
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul