Konu
:
Türklerde Çağlara Göre Dil Anlayışı Nedir?-Dil Anlayışı Hakkında
Yalnız Mesajı Göster
Türklerde Çağlara Göre Dil Anlayışı Nedir?-Dil Anlayışı Hakkında
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Türklerde Çağlara Göre Dil Anlayışı Nedir?-Dil Anlayışı Hakkında
Türklerde Çağlara Göre Dil Anlayışı Nedir?-Dil Anlayışı Hakkında
Yazıtların dilinin konuşma dili ile aynı olduğu görüşü yaygındır
Yazıtlardaki bir iki yabancısözcük zaten
özel
addır
Uygur yazmalarında dinsel kitaplar aracılığıile bir iki yabancısözcük girer; fakat Türkler o dönemde din terimlerinin birçoğunu olduğu gibi almamışlar
Türkçeleştirmişlerdir
İslâm dininin etkisi ile düzyazı diline
de önce din terimleri sonra sosyal içerikli sözcükler girmiştir
O dönemde dilimize giren yabancı sözcüklerden sanat eserlerinde yoğunluk Farsça sözcüklerde
bilim eserlerinde yoğunluk Arapça sözcüklerdedir
Aynızamanda Türk halkının Orta Asya'dan beri kendi içinde anlatımını sürdürdüğü diğer masallar
destanlar
halk hikâyeleri
evliyaların yaşam öyküleri
dinsel bilgi vermeyi amaçlayan Kuran açıklamaları
kırk hadis açıklamaları ve doğaçlama yarattıkları orta oyunları birer düz anlatı örnekleri sayılabilir
Başından beri bunlar
yazıya geçirildiklerinde
halkın yararlanabilmesi için
dilinin anlaşılırlığına özen gösterilmiştir
Anadolu'da din
bilim ve sanat alanlarında yazılmış ilk düzyazılar daha çok Osmanlıdönemine rastlar
Osmanlıdöneminde şiirden düz yazıya geçişbirdenbire olmamıştır
İlk düzyazı örneklerinde cümle sonu ve sözcük öbeklerinin sonlarında seci denilen bir tür uyak kullanılmıştır
Dili anlaşılmayacak kadar Arapça ve Farsça sözcüklerle doludur
Cümleleri uzundur
Bunlara o dönemdesüslü nesir denir
Yine 18
yüzyıldaki Sebk-i Hindiakımıbilmece gibi gizemli anlatımıyla dilin anlaşılırlığını olumsuz etkilemiştir
Din
bilim ve sanatlanlarında yazılmışdüzyazılarda anlatım daha anlaşılır durumdadır:
Hitabiyyat'tan
Alîmsin
ilmine gayet yok
Kadîrsin
kudretine nihayet yok
Kadîmsin
ukuul-i mütekaddimîn ve müteahhirîn dâire-i kıdemine kadem basamaz
Hakîmsin
hükema-yı evvelîn ve âhirîn hikmetin ma'rifetinden dem uramaz
Bir mâşûksun ki aşkun havâsında felekler çerhe girüp oynar
Bir mahbûbsun ki şevkin derdinden bütün gün âsiyâ-yıçerh inler
Sinan Paşa
Tasarrunâme
15
yy
Görülüyor ki düzyazıyı kullanmamak bakımından Divan edebiyatı ile halk edebiyatı arasında görüş ayrılığı yoktur
İkisinde de ön sırayı şiir almış
düzyazı ikinci sıraya itilmiştir
Bir farkla; halk arasında okuryazar sayısı çok az olduğu halde Divan şairlerinin hepsi okur-yazardır
Buna karşın bu edebiyatın düzyazıörneği birkaç seyahatname
tezkire
mektup
bilim eseri ve yine şiire çok yaklaşan münşeat ile sınırlıdır
Düzyazı dili Tanzimattan sonra başlatılan dilde yalınlaşma çabalarından sonra konuşma diline yaklaştı
Günümüzde artık düzyazı ile hem duygular
düşünceler anlatılmakta; hem bilimsel bilgiler verilmekte; hem de öykü
roman
tiyatro gibi sanatlı anlatımlar yazılmaktadır
Hepsinin de dili ve
anlatımı
herkesin anlayacağı kadar yalındır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul