Konu
:
Milli Edebiyat Dönemi Türk Tiyatrosu - Dönemin Özellikleri
Yalnız Mesajı Göster
Milli Edebiyat Dönemi Türk Tiyatrosu - Dönemin Özellikleri
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Milli Edebiyat Dönemi Türk Tiyatrosu - Dönemin Özellikleri
Miili Edebiyat Dönemi Türk Tiyatrosu - Dönemin Özellikleri
Bu dönemde özel tiyatroların yanında Darülbedâyi’nin kuruluşu (1914)
tiyatronun gelişmesi açısından önemli bir aşamadır
Darülbedâyi (Güzel Sanatlar Okulu); sanatçı yetiştirecek
tiyatro eğitimi verecek
tiyatroyu okullaştıracak bir kurumdur
Bu kurumun başına Fransız tiyatrosunun ünlü rejisörlerinden Andre Antoine (Andre Antuvan) getirilir
Burada okuma
telâffuz
dram
dans
edebiyat gibi dersler verilir
önemli tiyatro adamları yetiştirilir
Ünlü tiyatro adamımız Muhsin Ertuğrul da Darülbedâyi’de öğretmenlik yapar
Daha sonra (1927-1928) Darülbedâyi’nin başına getirilir ve çağdaş tiyatronun kurulmasına büyük katkıları olur
Bu döneme kadar kadın oyuncular azınlıklardan seçilmekteydi
İlk defa Müslüman kadın oyuncu Afife Jale’nin sahneye çıkmasıyla Müslüman kadınlara da sahne yolu açılmıştır
Millî Edebiyat döneminde Türkçülük akımı
tiyatroda daha fazla hissedilir
Ancak savaş yıllarıdır
Ekonomik sorunlar
karamsarlık
yılgınlık da vardır
Bunlar tiyatroya da yansır
Siyasal ve belgesel nitelikli oyunlar
istibdat dönemi eleştirileri
saray yaşamı
sosyal dramlar ve aile dramları tiyatroda ilgi görür
Yakın tarih
Türk dünyası idealleri tiyatro eserlerine konu olur
İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci
Musahipzade Celâl
bu dönemde sadece tiyatroyla uğraşan yazarlardır
Ayrıca Aka Gündüz
Reşat Nuri Güntekin
Halit Fahri Ozansoy
Yusuf Ziya Ortaç
Faruk Nafiz Çamlıbel
Mithat Cemal Kûntáÿ
Refik Halit Karay
Halide Edip Adıvar
Raif Necdet gibi yazarlar da tiyatro eserleri yazmışlardır
1839-1923 Dönemi TÜRK TİYATROSU
Çağdaş Türk tiyatrosuna ilk öneli adım 1860′ta yapılan Gedikpaşa Tiyatrosu’yla atılmıştır
1861′de bu tiyatroyu kiralayan Güllü Agop
1868′de Osmanlı Tiyatrosu adlı bir topluluk kurarak Türk yazarlarına ve Türkçe oyunlara yöneldi
1870′te Sadrazam Ali Paşa’nın İstanbul’un çeşitli bölgelerinde Türkçe oyunlar sergileyen tiyatrolar kurması koşuluyla kendisine sağladığı destekle
Türkçe oyunlar oynama imtiyazını 10 yıl elinde tutan Güllü Agop’un topluluğunda Ermeni oyuncular yanında Müslüman Türk oyuncularda yetişti
Bu oyuncular içinde en ünlüsü Ahmed Fehim’dir
Osmanlı Tiyatrosu’nda Namık Kemal
Ahmed Mithat Efendi
Abdülhak Hamid
Recaizade Mahmut Ekrem gibi ünlü şair ve yazarların yapıtları
Ahmed Vefik Paşa‘nın usta işi Moliere uyarlamaları
özellikle ünlü Fransız melodram
güldürü ve vodvillerinin çevirileri
kantolar
müzikli oyunlar ve operetler sahnelendi
Güllü Agop’un Osmanlı Tiyatrosuna yön verdiği 15 yılın en önemli sonuçlarından biri de izleyicinin tiyatroya alışması oldu
Bu arada padişahlarda tiyatroya büyük ilgi gösteriyordu
Abdülmecid 1858′de Dolmabahçe sarayının yakınında bir saray tiyatrosu
tiyatroya baskı ve sansür koymasıyla ünlü Abdülhamid de 1889′da Yıldız Sarayı’nın bahçesinde yabancı tiyatro ve opera oyunlarının sahnelendiği bir tiyatro salonu yaptırdı
Türkiye’de Batılı anlamda tiyatronun kuramsallaşması ve Türkçe oyun sergilenmesi yolunda Ermeni sanatçıların katkısı
melodrama ağırlık veren Mardiros Mınakyan ve Ahmed Vefik Paşa’nın Moliere uyarlamalarına ağırlık veren Tomas Fasulyeciyan’ın katkılarıyla sürdü
Bu dönemde halk tiyatrosu sanatçılarının tuluat adı verilen yeni tür bir tiyatro geliştirdiği görüldü
Batı tiyatrosunun konukları ve tipleriyle geleneksel tiyatronun tiplerini ve oyunculuk biçimini birleştiren ve doğaçlamaya dayanan tuluat
bir anlamda ortaoyunun sahne üstüne çıkarılmış biçimiydi
Ortaoyunu ustalarından Kavuklu Hamdi’nin önderliğinde 1875′te ortaya çıkan bu tür
Cumhuriyet’in ilk yıllarına değin yaygın bir biçimde yaşadı
Ayrılmaz öğesi olan kantoyla birlikte İstanbul’un Şehzadebaşı semtinde ramazan ayında şenlenen Direklerarası’nın başlıca gösterilerinden biri olmayı sürdürdü
Türk oyuncuların eğitimi için bir konservatuvar ve yerel yönetimce parasal açıdan desteklenen bir uygulama sahnesi oluşturulması yolunda ilk adım ise 1914′te Darülbedayi’nin kurulmasıyla atıldı; ilk Türk-Müslüman kadın sanatçı olan Afife Jale’de sahneye ilk kez 1920′de Darülbedayi’de çıktı
Tiyatroda Batı modelinin benimsendiği hazırlık aşaması döneminde oyun yazarlığında patlak bir atılım görülmedi
Yazarlar
daha önce hiç denemedikleri bir türde kalem oynatırken ister istemez Batılı ustalara öykündüler
Türk yazarları en çok etkileyen yabancı kaynaklar Victor Hugo’nun
Shakespeare’nin
Moliere’nin oyunlarıyla yabancı melodramlar oldu
Bu bakımdan Türk dram sanatının İbrahim Şinasi’nin yazdığı ve ilk özgün Türk oyunu olan Şair Evlenmesi’yle (1860) başladığı kabul edilir
Bu oyunu
özellikle romantik yurtsever duygularıyla yüklü oyunlar izledi
Bu yapıtlar içinde en ünlüsü Namık Kemal’in Vatan Yahut Silistresi’ydi (1873)
Meşrutiyet’ten sonra da özgürlük konusunu işleyen romantik tarihsel oyunlar ağırlık kazandı
1839- 1923 dönemi içinde yazılan oyunlar genel olarak komediler
tarihsel dramlar
romantik dramlar
orta sınıf trajedileri ve melodramlardı
Bu dönemde yazılmış yüzlerce oyundan günümüzde de oynanabilir olanların sayısı çok azdır
Bu tür oyunların başında Ahmed Vefik Paşa’nın Moliere’den yaptığı uyarlamalarla oyun yazarlığını Cumhuriyet döneminde de sürdüren Musaphizade Celal’in Batı’nın töre komedisi geleniği içinde Osmanlı toplumunu eleştirdiği oyunlar gelir
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul