Konu
:
Türk Dilinin Tarihi Gelişimi Nasıldır? Türk Dili Nasıl Gelişmiştir?
Yalnız Mesajı Göster
Türk Dilinin Tarihi Gelişimi Nasıldır? Türk Dili Nasıl Gelişmiştir?
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Türk Dilinin Tarihi Gelişimi Nasıldır? Türk Dili Nasıl Gelişmiştir?
Türk Dilinin Tarihi Gelişimi Nasıldır?
Altay dil teorisini kabul edenler için
Kuzey Buz Denizi?nden Basra Körfezi?ne
Kuzeydoğu Asya?dan Doğu Avrupa?ya kadar uzanan geniş bir alanda konuşulan Türk dili
bu dili konuşanların sayısı
yazılı metinlerinin eskiliği ve çokluğu bakımından Altay dilleri arasında en önemlisidir
Bugüne kadarki bilgiler ışığında
Türk dilinin tarihlendirilmiş en eski yazıtı
VII
yy?a ait Çoyren (Çoyr
688-692) yazıtıdır
Başka bir deyişle
Türk yazı dilinin ilk örnekleri VII
yy?a aittir
Çoyren yazıtı
Köl Tigin
Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtları gibi mezar taşı olarak dikilmiştir
Köktürk Kağanlığına bağlı bir kişinin
II
Köktürk Kağanlığını kuran Ilteriş?e katıldığını anlatan bu yazıt
sadece 6 satırdan ibarettir
Orhun yazıtlarının yazıldığı alfabe ile hâkkedilmiştir (taşa kazınmıştır)
Dilimizin ve tarihimizin en önemli belgeleri olan Orhun yazıtları (Köl Tigin
Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtı)
Çoyren yazıtından yaklaşık 40 yıl sonra yazılmaya başlanmıştır
Burada olduğu gibi
her ne kadar en eski yazıt olarak Çoyren yazıtı gösterilse de Orhun yazıtları Türk dilinin en eski belgeleri olarak değerlendirilir
Bunun nedeni bu yazıtlardaki metinlerin anlaşılabilecek uzunlukta olması
yani Köktürk harfleriyle yazılmış pek çok taşta olduğu gibi silinti ve tahribatın çok fazla olmamasıdır
Moğol dilinin en eski yazılı belgesi
1225 tarihli Yesünke Taşı?dır
Moğolların en önemli belgesi olan Moğolların Gizli Tarihi ise 1240 yılına aittir
Bu eseri Ahmet Temir
1948 yılında Türkiye Türkçesine aktarmıştır
Tunguzcanın en eski yazılı belgesi bugün artık ölü diller arasında sayılan Çuçen diline aittir
Bu belgelerden ilki 1413
ikincisi 1433′ten kalmadır
Tunguzca içinde en çok Mançular hakkında bilgi sahibiyiz
Mançuca belgelerin en eskileri ise XVI
yy?a aittir
Korecenin çok ufak parçalara yazılı olan ilk belgeleri ise 1443′ten başlamaktadır
Altay dilleri arasına çok geç dahil edilen ve bu sebeple Altay dil birliği üyesi olarak ?belki? ihtiyatı konularak gösterilen Japoncanın en eski yazılı belgesi ise 712 yılına aittir
Yukarıda görüldüğü üzere Türk dili
Altay dilleri arasında yazı dili kimliğini kazanmış en eski dildir
Dil dönemlendirmeleri
o dili konuşanlar tarafından yapılmaz
Çok daha sonraları o dille uğraşan dilbilimciler tarafından yapılır
O yüzden bazen birbiriyle örtüşmeyen değerlendirmelere rastlanabilir veya bir dönem için geçerli olan bir görüş daha sonra eskiyebilir; yerini yenilerine bırakmak zorunda kalabilir
Bir dilin çıkış noktasındaki ya da tanıklayamadığımız dönemlerindeki durumuna ilişkin olarak ancak bazı metotlar
özellikle rekonstrüksiyon (=yeniden kurma
yeniden oluşturma) metodunu kullanarak fikir sahibi olabiliriz
Bunu da dilin işleyiş mekanizmasını tespit etmek suretiyle yapabiliyoruz
Bir dili
sadece o dili konuşanlara ve dilin iç faktörlerine dayanarak sıınıflandıramayız
Türk dili
yazılı metinlere sahip olmadan önce de çok uzun zaman kullanılmıştır
Dilbilimciler
dilin akışı içindeki karakteristikleri belirleyerek yazılı olmayan Türkçenin özellikleri hakkında da bazı fikirler öne sürebilir
Ana Altayca Dönemi
Türk dilinin tarihinde en erken dönem ?Altay Dil Birliği? dönemidir; yani Türk
Moğol
Tunguz
Kore dilleri ve belki Japon dilinin ortak olduğu dönem
Bu ortak dil döneminde mahallî farklılıkların alt gruplar oluşturduğunu varsaymalıyız; yani Korelilerin
Türklerin
Moğolların ve Tunguzların atalarının
bu ortak dil döneminde birbirinden farklı
yani birinden öbürüne farklılıklar gösterebilen ortak dilin (=Ana Altayca) varyantlarına (=çeşitleme) sahip olduğunu düşünmek zorundayız
Bu dönemde mahallî farklılıkların oluşturduğu ağızlar
dil seviyesinde düşünülmelidir
Ortak coğrafya içindeki bölgesel dağılımlar
daha o dönemde bu farklılaşmanın ortaya çıkmasındaki bir faktördür; tıpkı bugün Türkiye dil alanı üzerinde farklı ağızların olması gibi
Ana Altayca döneminde Türk soyluların
Türk ağzını konuşanların diğerlerinden iyice ayrılıp Türk dilinin bağımsız bir dil olması konumuz açısından önemlidir
İlk Türkçe Dönemi
?Altay Dil Teorisi?ni
yani bu dillerin genetik akrabalığını kabul etmeyenler için Türk dilinin dönemlendirilmesindeki ilk evre
5000 yıllık geçmişi olan İlk Türkçe (=Erken En Eski Türkçe) dönemidir
Altay dil birliğini kabul edenler için ise bu dönemde Türk dili
Ana Altaycadan ayrılmış ve bağımsız bir dil olarak gelişmeye başlamıştır
Bu dönemin başlangıcı için kesin bir zaman verilmemekle birlikte M
Ö
35O0′lü yıllardan milat sıralarına kadarki süreç gösterilir
Bu dönem
Çuvaşça dahil bütün Türk dillerinin ata dönemidir
ön Türkçe döneminde r
z ve ş denklikleri sebebiyle daha sonra ortaya çıkacak olan ayrışma henüz olmamıştır
Dönemin en önemli Özelliği -daha sonra r ve z?ye gelişecek olan -f ve -daha sonra z ve ş?ye gelişecek olan-t fonemlerinin bulunmasıdır
Bu rekonstrüksiyon
Türkçe ve Çuvaşça arasındaki denklik sayesinde yapılabilmiştir
İlk Türkçe döneminde ogux şeklinde konuşanlar vardır
Daha sonraki Ana Türkçe döneminde Türk dili
ogur şeklinde x değişkeninin r?li konuşurları ile oğuz şeklinde x değişkeninin z?li konuşurları olarak
yani Ana Çuvaşça ve Ana Türkçe diye ayrılmıştır
Çuvaşça dışında bütün Türk dil ve diyalektleri Ana Türkçe; Çuvaşça ise Ana Çuvaşçadan gelişmiştir
Böylece Türk dil ve diyalektlerini gruplandırma çalışmasını yaparken kullanacağımız en önemli ölçüt
Tü
z = Çu
r denkliği ile ortaya konulmuş oldu
Ana Türkçe ve Ana Çuvaşça Dönemi
Ana Türkçe (=Geç En Eski Türkçe) ve Ana Çuvaşça dönemi
miladın ilk yıllarından Türk dilli ilk yazılı belgelerin bulunuşuna kadarki dönemi kapsamaktadır
Tarihte Türk asıllı oldukları bilinen Hun
Avar
Peçenek
Bulgar gibi boylardan kalan
tarihî kaynaklarda geçen boy
hükümdar ve yer adlarının Türkçe ile ilgili olması
bu dönemin tanıklardır
Bu adların geçtiği kaynaklar doğrudan Türkçe yazılmış kaynaklar olmayıp Çin ve Bizans kronikleri ve Bulgarlardan kalmış listelerdir
Bu dönem adından anlaşılacağı üzere Ana Türkçe ve Ana Çuvaşça dönemi olmak üzere iki dönemi içermektedir
R?li konuşurların dili olan Ana Çuvaşça (Ana Bulgarca) dönemi
söz konusu yüzyıllar içerisinde Karadeniz?in kuzeyinde ve Kuzey Kafkasya?da yaşamış olan Bulgar Türklerinden kalan belgeleri içine alır
R?li konuşurlar; yani bugünkü Çuvaşların ataları hakkında Bizans kaynakları bilgi vermektedir
Bizans kaynaklarındaki Türkçe malzeme bir Macar bilgini olan Moravcsik tarafından işlenmiştir (Bizantino Turcica I
II
Berlin 1958)
Bizans kaynaklan
r?li konuşurlara Ogur dışında On Ogur adının da verildiğini haber verir
Ayrıca böyle konuşanlar
Atilla?nın Hunlarının kalıntıları olarak tanıtılır
Z?li konuşurların dili olan Ana Türkçe dönemi ise Çuvaşça dışında bütün Türk dillerini kapsar
Bu tip konuşurlar hakkında ilk bilgileri Çin kaynaklarından temin edebiliyoruz
İlk yazılı belgelerimiz olan Orhun Yazıtlarında z?li bir dil kullanıldığı görülür
Biz
bugün yazılı dil tarihimizden söz ederken z?li konuşanların dil tarihinden söz ederiz
Bizans kaynaklarında
VI
yy?ın ortalarında On Ogur Bulgarlarının diline çevrildiği söylenen İncil bugün elimizde olsa idi
o zaman Ogur grubunun dil özellikleri hakkında söyleyecek bir hayli sözümüz olurdu
Diğer taraftan z?li konuşurlar için Çin kaynakları VI
yy?da
yani bugün için Türk diliyle yazılmış bilinen hiçbir belgenin bulunmadığı I
Köktürk Kağanlığı (552-630) döneminde
birtakım Budist ?sutra?ların (-Nirvanasulra) Türkçeye çevrildiğini haber veriyor
Bu sutraların da ele geçmesi durumunda Türk dilinin bir basamak gerisi hakkında daha çok bilgimi/olurdu
Bizans kaynakları
daha sonra an İ alacağı m iz gibi
Oğuz grubuna girenlerin Bizans?la olan ilişkilerini de anlatmaktadır
1
Köktürk Kağanlığı?nın Batı kanadından sorumlu olan İşlemi Kağan?ın Doğu Roma İmparatorluğuma bir elçilik heyeti gönderdiğini Bizans kaynaklan kaydeder
Bu elçilik heyetinin basında Sogd menseli biri vardır ve bu kişi İşlemi Kağan?ın mektubunu Bizans imparatoruna sunar
Bizans kaynaklarında
sunulan mektuptaki yazının İskit harflerine benzediği söylenir
Söz konusu mektubun bugüne kadar bulunmayan ve bilinmeyen İskit alfabesi ile gönderilmiş olduğunun söylenmesi
başka bir durumu anlatıyor olsa gerektir
Bundan da
z tipli konuşurların
1
Köktürk Devleti zamanında dış (diplomatik) yazışmalarım gerçekleştirmek üzere
Türkçe olup olmadığım bilmediğimiz bir yazı sistemi kurmuş oldukları anlaşılmalıdır
Bu
bizim dilimizin tarihi için önemlidir
ORHUN (KÖKTÜRK) VE UYGUR TÜRKÇELERİNİN DE İÇİNDE BULUNDUĞU ESKİ TÜRKÇE DÖNEMİ VE SONRASI
Türkologlar tarafından Türk dili
ilk yazılı Ürünlerden başlayarak üç dönemde ele alınıp incelenmiştir
Bu dönemler genelde şu adlandırma ile verilir;
1
Eski Türkçe
2
Orta Türkçe
3
Yeni Türkçe
Eski Türkçe Dönemi (V1I
-XIII
yy):
Köktürk
Uygur ve Karahanlı Türkçeleri?dir
Bugünkü bilgilerimiz ışığında Eski Türkçe dönemi
Türk yazı dili tarihinin başlangıç noktasıdır
Bu dönem
Türk dilinin yazılı ürünler vermeye başladığı ilk dönemdir
Başka bir deyişle
Eski Türkçe dönemi öncesinde Türkler tarafından yazıya geçmiş
Türk diliyle yazılmış herhangi bir belge bulunmamaktadır
Eski Türkçe döneminin başlangıç aşaması Köktürkçedir
Köktürkçe
?Türk? adının Türklere ait tarihi kaynaklarda ilk olarak geçtiği
Türkçenin ilk yazılı kaynaklarının bulunduğu ve Türkçenin yapısını gerçek bilgilerle tespit edebildiğimiz ilk dönemdir
Eski Türkçe dönemi
Türk dilinin yazıya geçirildiği Köktürkçe (Orhun Türkçesi)
Uygurca ve Karahanlı yazı dillerini (V1T-XIII yy) kapsar
XIII
yy?a kadar Türk dünyasının doğu kolunda iki ayrı bölgede iki ayrı yazı dili oluşmuştur
Bunlardan biri Ötüken?de ve daha sonra Doğu Türkistan?daki Tarım Bölgesi?nde kullanılan Köktürkçe ile Uygurca
diğeri de Kaşgar?da ortaya çıkan Karahanlı Türkçesidir
Uygur ve Karahanlı Türkçeleri birbirinin devamı olmakla beraber yan yana iki ayrı medeniyeti temsil ederek ürünlerini vermişlerdir
Türk dili
bu dönemde
bu uç yazı dili dışında henüz farklı bir yazı dili oluşturmamıştır
Elimizdeki veriler
farklı bir Türk yazı dili olan ve ?Eski Oğuz Türkçesi? adı verilen yazı dilinin ilk metinlerinin XIII
yy?a ait olduğunu sergilemektedir
XIII
yy ise ?Orta Türkçe? adlı yeni bir dönemin başlangıcıdır
Bu uç yazı dili arasında doğal olarak bazı dilbilgisel farklar bulunur
Köktürk ve Uygur Türkçeleri ile Karahanlı Türkçesi arasındaki farklar
bağlı oldukları kültür daireleri ile değişik Türk boylarına ail ağız farklılıklarının ortaya çıkardığı seslik
biçimlik ve söz dağarcığı farklılıklarından öte değildir
Tabiî ki bunda coğrafya ve zaman faktörleri de etkili olmuştur
Bu farklar
Köktürkçe ve Uygurca arasında bulunduğu gibi Köktürk alfabesiyle yazılmış üç büyük yazıt arasında da vardır
Eski Türkçe dönemi içerisinde yer alan Karahanlı Türkçesindeki -diğer yazı dilleri olan Köktürk ve Uygur Türkçelerine oranla- en köklü değişiklik
resmî din olarak kabul edilen İslimiydin etkisiyle Arap alfabesinin
başka bir deyişle Kur?an yazısının kullanılmaya başlanmasıdır; ancak Türkler alfabe ve din konusunda özellikle Eski Türkçe dönemi boyunca hiçbir zaman tutucu olmamışlardır
762 yılında
Uygur hükümdarı Bögü Kağan (759-780) zamanında da Mani dininin resmen kabulü ile Uygur alfabesinden farklı bir alfabe olan Mamhey alfabesi kullanılmıştı
Kısacası kabul edilen dinin alfabesini kullanmış olmak
o alfabe ile okuyup-yazmak
bir dili dönemlendirirken yeni bir dönemin başlatılması için yeterli sebep değildir
İlk Dönemlendirme Çalışmalarında ?Eski Türkçe?
Eski Türkçe dönemi başlangıçta
VI
ve X
yy?lar arası
yani Köktürkçe ve Uygurca için kullanılmıştı
Hatta kronolojik kaygı güdülmeden Uygurcanın İslâm! dönemde vermiş olduğu eserler de Eski Türkçe kapsamında değerlendirilmişti
Türk dilinin tarihî temellere dayanan dönemlendirmesi hakkındaki ilk çalışmalar
1936 yılında K
Grenbech ile başlar
Aslında bu konuda Aleksandr Nikolayeviç Samoyloviç?in 1928 yılında yaptığı bir çalışma da vardır
Bu çalışma Abdulkadir ban (1889-1976) tarafından ?Orta Asya Edebî Dili Tarihine Dair? adıyla Türkiye Türkçesine çevrilmiştir
Çalışmada
İslâmiyet! kabul ettikten sonraki Orta Asya
yani Türk dünyasının doğu kolundaki yazı dilleri yer almaktadır
Samoyloviç?in söz konusu etliğimiz makalesi
Türk dilinin tarihî dönemlere ayrılmasında Harezm Türkçesine yer vermesi bakımından önemlidir
Granbech (1873-1948)
çalışmasında Türk dilini
yazılı ürünler vermeye başladığı Orhun Türkçesinden başlayarak üç döneme ayırmıştır:
1
Eski Türkçe: Orhun (Köktürk)
Uygur
2
Orta Türkçe: Kaşgar (Karahanlı)
Çağatay
Kuman
Eski Osmanlı
3
Yenş Türkçe:
a
Güney Türkçesi: Osmanlı
Azeri
Türkmen
b
Ban Türkistan lehçeleri: Özbek
Hive
c
Doğu Türkçesi: Kaşgar
Kuca
Turfan
Komul
Tarançi
d
Kuzey Türkçesi: Koytal
Altay
Abakan
Soyan
Uryanhay
e
Kıpçak Türkçesi: Kırgız
Volga lehçeleri (Kazan vb
)
Başkurt
Karayım
Yani
Orhun Türkçesi ilk dönemin başlangıç yazı dili olmuştur
Bu iki araştırmacının çalışmalarında Eski Türkçe adı verilen dönemin içinde yer alan bir Türk yazı dili de Uygur Türkçesidir
Granbech
Eski Türkçe döneminden sonra gelen Orta Türkçe dönemini Karahanli Türkçesi ile başlatmış ve bu dönemi de bugünkü Türk dillerinin ortaya çıktığı döneme
yani XX
yy başlarına kadar getirmiştir
Türk dilinin dön e inlendirme çalışmalarından bir diğeri de Louis Ligeti (1902-1987)?ye aittir
?Çin Yazısiyle Yazılmış Barbar Olossalan Meselesi? adıyla Türkiye Türkçesine çevrilen ya/ı da bu konuda yazılmış ilk çalışmalardan biridir (Çeviren: Hasan Eren
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi
IX/3 Eylül
Ankara 1951
s
301-327)
Bu yazıda Ligeti
Türk yazı dilinin başlangıcını 6
yy olarak verir
Ligeti?nin dönemlendirmesi ise şöyledir:
1
Eski Türkçe (VI-IX
vvl: Kökıürkçe ve Uygurca devri
Eski Kırgızca da belki buraya dahil edilebilir
Het üç dil Eski Türkçenin özelliklerini taşır
2
Orta Türkçe (X-XV
w):
a
Mani ve Buda tercümeleri ile Uygur yazı dilinin kuruluş devri
b
Çağatay yazı dili devri
c
Kıpçak ve Oğuz dil yadigârları devri
3
Yeni Türkçe: XVI
asırdan itibaren
bugünkü Türkçenin kuruluş devri
Ligeti?nin yapmış olduğu dönemlendirmede ilk dikkati çeken özellik
kronolojik kaygının güdülmesi olmuştur
Onun için X
yy sonrası Uygurca yazılmış Maniheist ve Budist yazmalar
Orta Türkçe içinde değerlen¬dirilmiş; Köktürk ve Uygurca devirleri yine de Eski Türkçe dönemi içeri¬sine alınmıştır
Bunda hiç kuşkusuz
A
von Gabain (1901-1993)?in 1941′-de yazmış olduğu Ahıürkische Crammalik (Çeviren: Mehmet Akalın
Eski Türkçenin Grameri
TDK Yayınları
Ankara 1988) adlı eserinin etkisi vardır
Yalnız Gabain
Köktürk ve Uygur harfli yazmaların tamamını Eski Türkçe döneminde kabul ederek değerlendirmeye almıştır
Türk Dili Tarihi I adlı kitabı ile Türkiye?de bu konuda uzun yıllar tek kalmış çalışmanın sahibi Ahmet Caferoğlu (1899-1975) da Köktürk ve Uygur dönemlerini Eski Türkçe başlığı altında incelemiştir
Daha sonra 1987′deki çatışması ile Nuri Yüce de V1
-IX
yy?lar arasındaki dönemi Eski Türkçe diye adlandırmış
ardından gelen Orta Türkçe dönemini Karahanlı Türkçesi ile başlatmıştır
İlk Dönemlendirme Çalışmalarında Kullanılan Olgu
Karahanli Türkçesini yeni dönemin başlangıcı olarak göstermek hiç şüphesiz İslâmiyetin kabulünü ölçüt olarak alma düşüncesinden kaynaklanmaktadır
İslâmiyetin kabulünden önceki dönem ?Eski Türkçe?
sonraki dönem ise ?Orta Türkçe? olarak kabul edilmiştir
Bir dil döne m indirmesinde
bir dili konuşanların kabul ettiği dinin esas alınması ne derece doğrudur? Eski Türkçe dönemi içerisinde her halükârda değerlendirilen Köktürk ve Uygur Türkçeleri zamanında da Budizm
Maniheizm ve Hıristiyanlık gibi birden fazla din kabul edilmiş ve Uygur yazılı ürünleri
bu dinlerin kutsal kitaplarının yazıldığı alfabeler ite yazılmıştı
Sonraki Dönemlendlrma Çalışmalarında Kullanılan Olgu
Türk dilini dönemlendirmek için son yıllarda yapılan çalışmalar ise buraya kadar saydığımız çalışmalardan farklılık göstermektedir
Bu farklılıkların başında
Eski Türkçe dönemi içinde yer alan yazı dillen ve Orta Türkçe dönemini Eski Türkçe döneminden ayırt edici olgu gelmektedir
Röna-Tas?ın bu çalışmasında dikkati çeken yan
Karahanlı Türkçesinin
Geç Eski Türkçe döneminin üçüncü alt grubunda değerlendirilmesidir
Diğer bir deyişle
Orta Türkçe döneminin 1200′lerden itibaren
Moğol istilası ile başlatılmasıdır
Türk dilinin yeni bir dönemini başlatmada Röna-Tas?ın seçmiş olduğu olgu
Türklerin İslimiydi kabulü değil Moğol istilasıdır
XIII
yy?da bir dünya sistemi kurmuş olan Moğolların yapmış olduğu istilâlar ile Türk dünyasının farklı yer ve zamanlarında yeni yazı dilleri ve bugünün bağımsız dil grupları oluşmuştu
XIII
yy?dan itibaren Türk dünyasının doğu kanadında ortaya çıkan Türk yazı dili yanında batı kanadında da yeni bir yazı dili daha kendini göstermişti
Bu yüzyılda
Orta Türkçe (X1II
-XX
yy):
Doğuda Harezm ve Çağatay Türkçesi; Batıda Eski Oğuz ve Osmanlı Türkçesi?dir
Orta Türkçe dönemi
XIII
yy?dan itibaren
Moğol istilası ile Türk dünyasının farklı yer ve zamanlarında onaya çıkan edebî dillerin istikrar kazanmaya başlayıp bugünün bağımsız dillerini ve dil gruplarını oluşturduğu dönemdir
Türk dilini sınıflandırmada Cengiz hareketinin ?Orta Dönem? diye tanımlayabileceğimiz belli bir dönemin başlangıcı olarak alınması bizce de son derece isabetlidir
çünkü 840′tan sonra batıya doğru hareketlenen Türk boylarının şekillenmesinde asıl etken
Moğol hareketi olmuştur
Bir bakıma Cengiz (öl
1227)
Orta Asya ve Batı Avrasya?nın bazı yeni unsurlarla da olsa Türkleşmesini sağlamış
ayrıca var ulan clnik-dılsel unsurların yeni oluşumlara dönüşmesine yol açmıştır
Başlıca Türk boylarından Oğuz
Kıpçak ve Uygurların bulundukları yerlerde 1200′lerden önce yerleşmiş oldukları iddiasına karşılık onlara şimdiki görünümlerini veren birleştirici tarihî olayın Cengiz çağı ve onun kargaşa dolu yılları olduğu tarihçilerin ortak görüşüdür
Orta Türkçe döneminin başlangıcından XV
yy?a kadarki dönem içinde doğuda Harezm Türkçesi ve batıda Eski Oğuz Türkçesi (Eski Anadolu Türkçesi) varken
XV
yy?dan XX
yy?a kadarki dönemde doğuda Çağatayca ve batıda Osmanlıca hâkim olmuştur
Bu iki yazı dili yani Osmanlıca ve Çağatayca XX
yy?m başlarına kadar Türk dünyasının batı ve doğu yakasında devam etmiş
yeni yazı dillenilin elu^ımuyla son bulmuştur
Özet
Türk dili
bu dili konuşanların sayısı
yazılı metinlerinin eskiliği ve çokluğu yönleriyle Altay dilleri arasında yazı dili kimliğini kazarımış en eski ve en önemli dilidir
Türk dilinin tarihlendirilmiş en eski yazıtı
VII
yy?a ait Çoyren (Çoyr
688-692) yazıtı olsa da Türk dilinin en az tahribata uğrayan
en uzun ve en fazla anlaşılabilen ilk yazıtları Orhun yazıtlarıdır (Kül Tigin
Bilge Kağan
Tonyukuk)
Dilimizin ve tarihimizin en önemli belgeleri ise Orhun yazıtlarıdır
Türk dilinin tarihi gelişimini şöyle sıralayabiliriz:
Ana Altayca ? İlk Türkçe ? Ana Türkçe ve Ana Çuvaşça ? Eski Türkçe ? Orta Türkçe ? Yeni Türkçe
?Altay Dil Teorisi?ni
yani bu dillerin genetik akrabalığını kabul etmeyenler için Türk dilinin sınıflandırılmasındaki ilk evre
5000 yıllık geçmişi olan İlk Türkçe dönemidir
Altay dil birlisini kabul edenler için ise bu dönemde Türk dili
Ana Altaycadan ayrılmış ve bağımsız bir dil olarak gelişmeye başlamıştır
İlk Türkçe dönemi
ogux şeklinde konuşanlar vardır
Daha sonraki Ana
Türkçe döneminde Türk dili
ogur şeklinde x değişkeninin r?li konuşurları ile oğuz şeklinde x değişkeninin z?li konuşurları olarak
yani Ana Çuvaşça ve Ana Türkçe diye ayrılmıştır
Çuvaşça dışında bütün Türk dil ve diyalektleri Ana Türkçe; Çuvaşça ise Ana Çuvaşçadan gelişmiştir
Türkologlar tarafından Türk dili
ilk yazılı ürünlerden başlanarak üç dönemde ele alınıp incelenmiştir
Bu dönemler genelde şu adlandırma ile verilir:
1
Eski Türkçe
2
Orta Türkçe
3
Yeni Türkçe
Eski Türkçe döneminin başlangıç aşaması Köktürkçedir
Köktürkçe
?Türk? adının tarihî kaynaklarda ilk olarak geçtiği
Türk dilinin ilk yazılı kaynaklarının bulunduğu ve Türk dilinin yapısını gerçek bilgilerle tespit edebildiğimiz ilk dönemdir
Eski Türkçe dönemi
Türk dilinin yazıya geçirildiği Köktürkçe (=Orhun Türkçesi)
Uygurca ve Karahanlı yazı dillerini (VII-X1I
yy) kapsar
XIII
yy?a kadar Türk dünyasının doğu kolunda iki ayrı bölgede iki ayrı yazı dili oluşmuştur
Bunlardan biri Ötüken?de ve daha sonra Doğu Türkistan?daki Tarım Bölgesi?nde kullanılan Köktürkçe ile Uygurca
diğeri de Kaşgar?da ortaya çıkan Karahanlı Türkçesidir
Orta Türkçe dönemi
XIII
yy?dan itibaren
Moğol istilası ile Türk dünyasının farklı yer ve zamanlarında ortaya çıkan edebi dillerin istikrar kazanmaya başlayıp bugünün bağımsız dillerini ve dil gruplarım oluşturduğu dönemdir
Orta Türkçe döneminin başlangıcından XV
yy?a kadarki dönem içinde doğuda Harezm Türkçesi ve batıda Eski Oğuz Türkçesi (Eski Osmanlıca) varken
XV
yy?dan XX
yy?a kadarki dönemde doğuda Çağatayca ve batıda Osmanlıca hâkim olmuştur
Yeni Türkçe dönemi
XX
yy?ın ilk çeyreğinde başlayıp bugünkü Türk dil ve Yeni Türkçe Dönemi XX yy?ın ilk çeyreğinde başlayıp bugünkü Türk dil ve lehçeleri (Türkiye Türkçesi
Azerbaycan TOrkçesi
Türkmence
Özbekçe
Kazakça
Kırgızca
Yakutça
Çuvaşça vs
) nin onaya çıktığı dönemdir
Türk dillerinin bugün kendine has gramer özellikleri vardır ve bunlar edebî eserler veren yazı dilleri hâline gelmişler-dir
Bu Türkçelerden basılan da siyasal nedenlerle yazı dili hâline getirilmiştir
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul