Konu
:
Tanzimat Dönemi Türk Tiyatrosu Genel Özellikleri
Yalnız Mesajı Göster
Tanzimat Dönemi Türk Tiyatrosu Genel Özellikleri
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Tanzimat Dönemi Türk Tiyatrosu Genel Özellikleri
Tanzimat Dönemi Türk Tiyatrosu Genel Özellikleri
Tanzimat Dönemi Türk Tiyatrosunun Genel Özellikleri
-Tanzimat edebiyatı ile edebiyatımıza giren tiyatro
tıpkı Tanzimat romanında olduğu gibi tarihi ve sosyal konuları işlemiştir
-Bu dönem tiyatro çalışmaları telif
tercüme ve adaptasyon olmak üzere üç gurupta toplanabilir
-Daha ziyade komedi türünde eserler yazılmış ve oynanmıştır
-Tiyatro eserlerinde üç birlik kuralına uyulur
Ancak Tanzimat’ın ikinci döneminde Abdülhak Hamit’in tiyatroları bu yargının dışındadır
-Tiyatro eserlerinde iyiler çok iyi
kötüler çok kötüdür
Eserler
öğütle biter
İyiler ödüllendirilir
kötüler cezalandırılır
-Bu dönem tiyatrosu Batı tiyatrosunun etkisi altındadır
Özellikle Shakespeare ve Moliere
tiyatro yazarlarımızın taklit ettikleri büyük ustalardır
Tiyatro
Türkler sahne gereksinimlerini Tanzimat dönemine kadar Meddah
Karagöz ve Orta Oyunu ile karşılamışlardır
Ne taklide dayanan Meddah ne şahısları perde üzerine yansıtılarak hikâyesi canlandırılan Karagöz ne de olayı kişiler aracılığıyla halk arasında temsil eden Orta Oyunu
bugün tiyatro adına verdiğimiz seyirlik edebiyat türünün karşılığıdır
Batılı anlayışa uygun bugünkü modern tiyatro
edebiyatımıza Tanzimat’tan sonra girmiştir
Tanzimat’ın daha ilk yıllarında tiyatro binaları yapılmaya başlanmış
önceleri rakipsiz yıllarında tiyatro binaları ve grupları zamanla yerlerini yerli topluluklara bırakmışlardır
Dönemin koşullarına göre tiyatronun seyircisi Batı kültürüyle yakından ilgilenen küçük bir gruptan ibarettir
Bunun yanında pahalı bir eğlence olması
Türk kadınının sahneye çıkamaması gibi sebeplerden dolayı Türk tiyatrosu kısa zamanda gelişememiş
uzun süre sanatçı olarak Türk yaşam biçimini benimsemiş olan Ermeni azınlıktan yararlanmıştır
Sahneye Afife Jale 1919 yılında Müslüman Türk kadını olarak ilk kez “Yamalar” oyununda çıkmıştır
İlk tiyatrolar
İtalyan ve Fransız girişimciler tarafından kurulmuştur
Hoca Naum
Hasköy
Şark ve Ortaköy tiyatroları ilk yerli tiyatrolardır
Daha sonra ilk ciddi tiyatro 1867′de kurulan yarı resmi Osmanlı Tiyatrosu’dur
Uzun süre hizmet veren Osmanlı Tiyatrosu
Ahmet Mithat’ın
Çerkez Özdenler adlı dramının hürriyet duygularını aşıladığı bahanesiyle 1884′te II
Abdülhamit tarafından kapatılmıştır
Basılı ilk tiyatro eserimiz
İbrahim Şinasi’nin 1859′da yazıp 1860 yılında Tercüman-ı Ahval’de tefrika ettiği Şair Evlenmesi’dir
1859′dan önce yazılan İskerleç adında bir yazara ait olan Vakayi-i Acibe ve Havadis-i Garibe-i Keşger Ahmet (Pabuççu Ahmet’in Garip Vak’alar ve Maceraları) adlı eser ile Hayrullah Efendi’nin Hikâye-i İbrahim Paşa ve İbrahim-i Gülşeni adlı eseri 1859′dan sonra basıldığı için ilk Türkçe piyes olarak kabul edilmemektedir
Namık Kemal
tiyatroda eğlence ile toplumsal yararı birleştirir
Vatan yahut Silistre (1873) Celâlettin Harzemşah (1881) oyunlarında tarihsel konuları
Gülnihal (1875)
Zavallı Çocuk (1873) ve Akif Bey (1874) adlı oyunlarında ise toplumsal konulan işler
Ahmet Vefik Paşa
tercüme ve adaptasyon tarzında eserler vermiştir
Moliere’den çevirdiği ve Zor Nikâh
Zoraki Tabip adını verdiği Türkçeye adapte edilmiş eserleriyle büyük başarı sağlamıştır
Ali Bey
Kokana Yatıyor
Misafir-i İstiskal gibi birer perdelik komedileri yanında Moliere’den adapte ettiği Ayyar Hamza ile tiyatromuza katkıda bulunmuştur
Ebu-Ziya Tevfik
Ecel-i Kaza; Şemsettin Sami
Besa yahut Ahde Vefa
Gave
Şeydi Yahya adlı eserleri ile tiyatroya katkıda bulunmuştur
Ahmet Mithat Efendi de Eyvah adlı dramıyla tiyatro türünde eser vermiştir
1870′ten sonraki piyes yazarlarından biri de Recaizade Mahmut Ekrem’dir
Recaizade Mahmut Ekrem
Atala ve Amerika Vahşileri adlı eserlerinin
yazılan ilk eser olduğunu belirtir
Çok Bilen Çok Yanılır (1914) komedisi Batılı anlamda tiyatronun bütün özelliklerini taşır
Tanzimat edebiyatında tiyatro türünde çok sayıda eser veren bir diğer sanatçı da Abdülhak Hamit’tir
Eserlerinin bir kısmını mensur bir kısmını da manzum yazmıştır
Abdülhak Hamit’in eserleri:
Mensur olanlar:
Macera-yı Aşk (1873)
Sabr-ü Sebat (1874)
İçli Kız (1874)
Duhter-i Hindu (1875)
Finten (1916)
Yadigâr-ı Harb Manzum olanlar:
Nazife (1878)
Nesteren (1877)
Eşber (1880)
Tarhan (1916)
Sardanapal (1917)
İlhan (1918)
Hakan (1935)
Eserlerini dram türüyle yazan Hamit; Finten’de Shakespeare; Nesteren ve Eşber’de Corneille’in etkisinde kalmıştır
İlk piyeslerinde tiyatro tekniğine (üç birlik kuralı) uyarken sonraları bu anlayışı bırakmış
1880′den sonraki tiyatro eserlerini okunsun diye yazmıştır
Piyeslerinde sosyal gerçeklere pek değinmemiştir
Bireyin iç dünyasına yönelerek daha bireysel konuları işlemiştir
Hâmit’in piyeslerindeki en büyük kusur dilde ve üsluptaki düzensizliktir
İlk piyeslerinde konuşma diline ve üslubuna yaklaşmış olmasına rağmen sonraki eserlerinde bu dil ve üsluptan uzaklaşmıştır
Bu dönemin tiyatro yazarları arasında Manastırlı Rıfat
Hasan Bedrettin Paşa
Ali Haydar
Sami Paşazade Sezai
Muallim Naci
Mehmet Şakir gibi isimleri de sayabiliriz
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul