Yalnız Mesajı Göster

Kısa Günlük Örnekleri

Eski 08-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kısa Günlük Örnekleri





Kısa Günlük Örnekleri


OKTAY AKBAL’DAN

28 Aralık Çarşamba

Ocak’ın 29’unda tam on yıl olacak Ziya Osman Saba’yı karlı bir havada Eyüp’te toprağa vermiştik Yıllar çabuk mu geçiyor belirli bir yaştan sonra? Çocuklukta günler haftalar bitmezdi bir türlü Ama yolun yarısına gelmeye gör her şey kopuk bir film gibi akıveriyor… Ziya Osman’ı son görüşümde ince bir dosya çıkarmıştı çekmeceden “Nefes Almak” yazıyordu üzerinde Yeni kitabıydı “Ölümümden sonra çıkacak” demişti “Haydi haydi” demiştim “Okurları o kadar bekletmeye hakkın var mı?” Gülümsemişti Birkaç hafta sonrasını mı düşünerek Ben düşünememiştim o günden ötesini Canlı bir insanın hele bir dostun bir sevilenin yok olabileceğini düşleyemiyoruz

On yıl geçip gitmiş bile Şiirlerini karıştırıyorum Bilmeyen Ziya Osman’ı yaşamı süresince ölümü özleyerek bekleyen biri sanır Hep ölüm hep ölüm düşünceleri O ölümü değil dünyada bulunamayacak bir çeşit “yaşam”ı özlüyordu

(Anılarda Görmek)


ALİ CANİP YÖNTEM’DEN

Cuma 5 Mart 1920

Bugün öğleye kadar evde uyudum Sonra sokağa çıktım Arkadaşlardan diş tabibi Şevki Bey’le Cafer Ömer’i ziyarete gelmişlerdi Fakülteye götürdüğümüzü söyledim Oraya gittiler

Cumartesi 6 Mart 1920

Öğle üzeri fakülteye gittim Doğru Ömer’in odasına girdim Bitap yatıyordu Elini elime aldım Ter içindeydi Burnunun delikleri kararmış gibiydi Nefesi de intizamsızdı Hizmetçi kadınlara sordum Gece çok sayıklamış “Burası hastane değil tımarhane… Ben Canip’e gideceğim!” demiş Dalgındı “Ömer! Ömer!” diye seslendim Gayet fersiz gözlerle bana baktı: “Tanıdın mı?” dedim Kendine mahsus çabuk ifadeyle kafasını sallayarak “Canip!” dedi yine daldı Kâğıdına baktım: hararet “392” şeker litrede 28 Bir müddet bekledim Sonra tekrar seslendim: “Ömer konsültasyon günü yarınmış erkenden gelirim Artık gideyim mi?” Kafasını salladı “Git git!” dedi Yeis içinde ayrıldım Fakat hâlâ ümit ile doluydum Çünkü Ömer ve ölüm birbirine tamamıyla yabancı iki şeydi Eve gelirken deniz kenarında hizmetçime rasgeldim Bana doğru koşuyordu “Ne var?” dedim “Sizi Tıbbiye’den istiyorlarmış Rıdvan Beyler’de bekliyorlar” cevabını verdi Soluk soluğa komşumuza gittim Ortada bir fevkalâdelik vardı Nihayet anlaşıldı: Ömer ölmüş!…

(Ömer’in Ölüm Hastalığına Dair Notlarım-Ömer Seyfettin 1947)

Alıntı Yaparak Cevapla