Yalnız Mesajı Göster

V...İle Baslayan Deyimler Ve Anlamlari

Eski 08-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

V...İle Baslayan Deyimler Ve Anlamlari





Vadesi gelmek (yetmek): 1 Ömrü sona ermek eceli gelmek ölmek 2 Süresi dolmak ödeme zamanı gelmek"Vadesi geldi geçiyor ama senet sahibi hâlâ ortalıkta görünmüyor"

Vakit geçirmek: Oyalanmak bazı şeylerle meşgul olarak zamanın geçmesini sağlamak"Top oynayarak vakit geçirebiliriz sanırım"

Vakit kazanmak: 1 Karşı tarafı oyalayarak zamanı uzatmak 2 Bir şeye ayrılan ya da harcanan zamanı uzatmak"Sen onu meşgul et ki hemen yola çıkmasın bu sayede biz de biraz vakit kazanmış oluruz"

Vakitli vakitsiz: Rastgele bir zamanda gelişigüzel uygun bir zamanı gözetmeden"Vakitli vakitsiz gelip giderdi evine"

Vaktini almak: Epey zaman harcanmasını gerektirmek başka bir işe ayrılmış zamanı tutmak"Vaktini alıyorum ama başka çarem de yok"

Vaktini öldürmek: Zamanını yararsız gereksiz boş işlerle ya da hiç iş yapmadan boş yere geçirmek"Bu kazanç getirmeyen işle bütün vaktini öldürecek misin yani?"

Vaktini şaşmamak: Tam zamanında"Vaktini şaşmaz o göreceksin şimdi gelecek"
BilgicikCom Türkçe Edebiyat Roman Özetleri Duvar Yazıları Atasözleri Hızlı Okuma Özlü Sözler Türk
Vara yoğa karışmak: Her şeye üstüne lâzım olsun olmasın her işe karışmak"Üvey annemin vara yoğa karışmasından bıkmış usanmıştım iyice"

Varlık göstermek: Beğenilir bir iş yapmak; kendini kanıtlayacak göze görünür bir görevini yerine getirmek; kendini göstermek"Oynadığı ilk oyunda bir varlık gösteremedi"

Varlıkta darlık çekmek: Elinde her imkân olduğu hâlde bunlardan yararlanamamak sıkıntıya düşmek


Vay canına!: Şaşma öfke duygusunu dile getirmek için kullanılır

Vebali boynuna olmak: Bir işin günahını yüklenmek

Velveleye vermek: Gereksiz bir heyecana telâşa düşürmek"Bir anda ortalığı velveleye verdiler; bağırmaya sağa sola koşmaya başladılar"

Verip veriştirmek: Ağır sözler söylemek ağzına ne gelirse söylemek"Yüzüne karşı verip veriştirdi ama o tek kelime bile söylemedi"

Veryansın etmek: Hiç insaf göstermeden acımadan saldırmak; ağzına geleni söylemek

Vıcık vıcık: Sulu ve gevşek olmak basıldığında ses çıkarmak"Etraf vıcık vıcık çamurdu yürüyemiyorduk"

Vıdı vıdı etmek: Söylenip durmak hemen her şeyi eleştirip beğenmediğini söyleyerek durmadan konuşmak etrafındakileri rahatsız etmek"Sus artık vıdı vıdı edip kafamı şişirdiğin yeter"

Vız gelmek (vız gelip tırıs gitmek): Hiç önemsememek aldırış etmemek"Onun sözleri vız gelir bana önce kendine söz geçirsin"

Viraneye çevirmek: Yakıp yıkmak yıkıntı durumuna getirmek harap etmek"Beş gün geçmeden viraneye çevirdiler evi"

Voli vurmak: Haksız olarak kazanç elde etmek vurgun vurmak

Volta atmak: Bir aşağı bir yukarı dolaşmak gidip gelmek"Canımız sıkıldıkça avluda volta atıp dururduk"

Vur abalıya: Bütün yükün yumuşak huylu kişiye yüklenmesi; sessiz güçsüz kimsenin hırpalanması hakkının çiğnenmesi durumunda karşıdaki kişiye sitem yollu söylenir

Vur dedikse öldür demedik ya!: Bir isteği dileği yerine getirirken aşırılığa kaçıp da işi berbat edene karış söylenir

Vurduğu yerden ses getirmek: Eli ağır olmak çok kuvvetli vurmak

Vurdumduymaz Kör Ayvaz: Umursamaz aldırmaz duygusuz ve kayıtsız kimse

Vur patlasın çal oynasın: Aşırı zevk ve eğlence; aşırı zevk ve eğlenceye düşkün kimsenin parasını bu yolda harcamasını anlatır"Vur patlasın çal oynasın sabaha kadar tepinip durdular"

Vurucu güç: Çok etkin silâhlarla donatılmış özel eğitim görmüş askerî birlik"Ordu içinde vurucu bir gücün oluşturulması konusunda fikir birliğine vardılar"

Vücuda getirmek: Oluşturmak meydana getirmek var etmek"Bütün bu canlıları Yüce Allah`tan başka kim var edebilir ki?"

Vücudunu ortadan kaldırmak: Öldürmek"Sabaha kadar adamın vücudunu ortadan kaldırın yoksa başımıza çok iş açacak"

Alıntı Yaparak Cevapla