Yalnız Mesajı Göster

Gurur: 2. Gururun Kötülüğü Ve Çeşitleri

Eski 08-24-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gurur: 2. Gururun Kötülüğü Ve Çeşitleri




*******************************


Hasan el-Basrî şöyle demiştir: "Günah işledikleri hâlde ALLAH’ın affını ümit edenlerin ümidi samimiyetten uzak boş bir temennidir Çünkü hakikaten bir şey ümit edenler onu elde etmek için çalışırlar Bir şeyden korkanlar da o şeyden kaçarlar" ALLAH Teâlâ her işi bir sebebe bağladığı gibi, af ve merhametini de iman ve ibadete bağlamıştır "Bu ALLAH’ın âdetidir Sen O'nun âdetinde değişiklik göremezsin" (Feth, 23; Fâtır, 43; Ahzâb, 62) ALLAH Teâlâ'nın bu âdetine uymayanlar hayâl kırıklığına uğrarlar Bu kimseler, "ALLAH'tan akıllarına getirmedikleri kötü bir muamele görürler" Ve o zaman şu istekte bulunurlar: "Rabbimiz! Gözlerimizle görüp kulaklarımızla işittik Bizi dünyaya geri çevir, sâlih amel işleyelim" (Secde, 12)

Günahkâr kimseler iki hâlde ALLAH Teâlâ’nın af ve rahmetini ümit edebilirler:

Bu hâllerden birincisi, tevbe etmeleri hâlidir Buna göre, günahkâr bir kimse samimî olarak tevbe ederse, ALLAH Teâlâ’nın af ve merhametini bekleyebilir Çünkü, bu ümidi veren ayet-i kerimeler vardır ALLAH Teâlâ şöyle buyurmuştur:

"De ki: Ey nefisleri aleyhine israf eden (kendi zararlarına çokça günah işleyen) kullarım! ALLAH’ın rahmetinden ümit kesmeyin Çünkü ALLAH, (isterse) bütün günahları affeder O bağışlayıcı ve merhametidir Onun için size azap gelmeden önce (tevbe edip) Rabbinize dönün ve O'na teslim olun Azap gelirse, bir yerden yardım göremezsiniz" (Zümer, 52)
"ALLAH kullarından tevbeyi kabul eden, günahlarını affeden ve yaptıklarını bilendir" (Şura, 25)
"Ben tevbe eden, iman edip sâlih amel işleyen ve hidayet üzerinde sebat edenleri bağışlayanım" (Tâhâ, 82)

İkincisi ise, kişinin gücünü aşan sebeplerle ibadet ve tâatta kusur ve eksikliğin bulunması hâlidir Bu kusurların da ALLAH Teâlâ’nın rahmeti ve affıyla karşılanabileceğini ümit etmek câizdir Kusur, amel ve kullukta ideâl ölçülerin altında kalmaktır Bunun bir türü de, ameli kendi seviyesine göre değil, daha aşağıdakilerin seviyesine göre yapmaktır Bunu belirtmek için şöyle denilmiştir:

"Ebrâr sınıfından olanların amelleri (kusurlu ve eksik olduğu için) mukarrab sınıfından olanlar için günahlardır" Güç ve takati aşan mükellefiyetler ise ALLAH Teâlâ’nın af ve rahmetine tabidirler Bu konuda şöyle buyurulmuştur:

"ALLAH bir kimseye ancak gücü kadar sorumluluk yükler", "Kim çaresiz kalırsa, başkasının hakkına zarar vermediği ve çaresizlik sınırını geçmediği takdirde, bilsin ki, ALLAH bağışlayıcı ve merhametlidir" (Nahl, 115; Tevbe, 173; En'âm, 145)

Şer'î ve geçerli olan ümit, insanı ibadet ve hayır yapmaya sevk eder Şeytanî ve boş ümit ise, günahta ısrar ve amelde tembelliğe iter
ALLAH Rasûlü’ne nisbet edilen bir sözde şöyle denilmiştir: "Bir zaman gelecek, Kur’ân'ın kalplerdeki tesiri azalacak ve korku unsuru kalkıp yalnızca ümit kalacaktır Bu sebeple, bir kimse bir hayır yaptığı zaman, 'Kesinlikle kabul edilmiştir’ diyecek, bir kötülük yaptığı zaman da, 'Bağışlanacaktır’ hükmünü verecektir" Bu hâl, daha önceki milletlerin de başına gelmiştir Kur'ân-ı Kerim bunlardan şöyle bahsetmiştir:
"Peygamberlerden sonra kitaba vâris olanlar, bu değersiz dünyanın (haram olan) kısmını alıp, 'Nasıl olsa, bağışlanacağız’ derlerdi Bunun bir katını daha bulsalar onu da alırlardı Kitapta, ALLAH hakkında doğru olmayan bir şeyi konuşmamaları için bunlardan söz alınmadı mı? Kendileri kitaptakini okumadılar mı? Ahiret, haramlardan ve ALLAH’ın emirlerine muhalefet etmekten sakınanlar için daha hayırlıdır Akıllarınızı kullanıp düşünmüyor musunuz?" (A'râf, 169)

Kur'ân-ı Kerim baştan sona kadar ALLAH'tan korkmayı ve O'nun azap ve gazabından sakınmayı emreden ve bu konuda ısrarlı uyarıda bulunan âyetlerle doludur Bu sebeple, onu (Kuran'ı) anlayıp tefekkür ederek okuyan bir müminin korkusu artar ve kendisi daha çok çalışma ihtiyacını duyar

Bazı kimselerin bir miktar tâatları vardır Fakat günahları da vardır Kendileri ise, günahlarını önemsemez, tâatlerinin kendilerini kurtaracağını zannederler Bu sebeple de, kendilerini iyi durumda görürler Bunların bu hâli de bir aldanış ve gururdur Çünkü, kıyâmet günündeki hesapta hem tâatlara, hem de günahlara yer verilir ve ikisi karşılıklı olarak tartılır Ondan sonra, "Kimin tartılan ameli ağır gelirse, o kimse razı ve memnun olduğu bir hayata kavuşur Kimin ameli hafif gelirse, onun yeri de kızgın ateştir" (Karia, 7-9)

Diğer bazı kimseler, günahlarını hiç görmez, yalnızca tâatlarını görürler ve bu sebeple kendilerini çok iyi bir durumda sanırlar ALLAH Teâlâ, bunlar hakkında şöyle buyurmuştur:

"O gün ALLAH hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir ALLAH bunların yaptıklarını unutmaz, fakat kendileri unuturlar ALLAH her şeye şahittir" (Mücâdele)
"O gün, hesaba katmadıkları şeyler ALLAH tarafından önlerine çıkarılır" (Zümer, 47)

Alıntı Yaparak Cevapla