Prof. Dr. Sinsi
|
--- Zinanin Ve Göz Zinasinin Fenâliği ---
Bakışı bakışa ekleme…!
Yine bununla alâkalı olarak, Peygamber Efendimiz (Sallu Aleyhi ve Sellem), Hazreti Ali(Radıyu Anhu)'a buyurdular ki: "Ya Ali! Bakışı bakışa ekleme Birincisi senin için (vebal yoktur; ama) ikincisi aleyhinedir " (Tirmizî, Edeb 28, -2778)
Imam Kurtubî (Rahimehullah) bu hadis-i şerifi zikrettikten sonra der ki: "Birinci bakışa mâni olmak, genellikle mümkün değildir (Bu âni göz çarpması) Kişinin iktisâbından olmayacağı gibi bununla mükellef de değildir " Demek ki, âniden göz çarpmasından bir günah yoktur Ama göz harama ilişince; “madem ki ilişti, şuna iyice bakayım” diyerek harama bakmak elbetteki günahtır, derhal gözü ondan çevirmek gereklidir
İslam dini; harama bakmayı yasakladığı gibi, aralarında nikâh düşen erkek ve kadının baş başa kalmasına da asla müsaade etmemektedir
( Zamanımızda haremlik-selamlık meselesi hemen hemen unutulmak üzeredir! Evin reisleri olan erkekler, hanımlarını, kızlarını, kendilerine haram olan kişilerin karşısına (misâfirliklerde, akraba ziyaretlerinde v s ) asla çıkarmamalıdır Kadınlarda kendilerine namahrem (haram) olan; isterse akraba çevresinde olsun (enişte, kayın, teyzeoğlu, amcaoğlu, dayıoğlu, halaoğlu v s gibi), isterse yakın çevrede olsun (kocanın erkek arkadaşı, komşunun oğlu ve bunun gibi) her türlü yabancı kişileri öğrenerek, böyle kendisine nikah düşen kişilerin karşısına çıkıp, onlarla beraber oturmamalıdır Bu haremlik-selamlığa riâyet etmeyerek bir arada bulunmak, beraber oturmak, beraber yemek yemek v s haramdır Erkeklerin de aynı şekilde; amca, hala, teyze ve dayı kızları, baldız ve yenge v s gibilerden kendisini sakınması lazımdır Misafirliklerde yapmamız gereken; kadın ve erkeklerin ayrı yerlerde oturması, eğer kadın, erkek cemaatine bir ikram yapacaksa , onların oturduğu odanın kapısını dışarıdan çalıp, yapacağı ikramı kocasının, oğlunun, kardeşinin, babasının v s eline vermesidir Ayrıca bu haremlik-selamlığa uymayarak, şeytan ve nefsin; “Bizim kalbimiz temiz” , ”Bu gibi hallerden birşey olmaz” , “Onlar yabancı değil” gibi vesveselerine de kanmamalıdır Kalp temizliği ancak hayırlı-sâlih amellerle olur! Hiç günah işlemeye devam ederek kalp temizliği olur mu? )
"Sakın bir erkek, yanında mahremi olmadıkça yabancı bir kadınla yalnız kalmasın " (Buhârî, Nikâh 11, Cezâü's-sayd 26, Müslim,Hac 424-1341)
Bu hadis-i şerif nikâh düşecek durumda olan bir kadınla halveti, yani baş başa kalmayı çok açık bir şekilde yasaklamaktadır Böylece İslam, zinaya götüren sebeplerin yolunu keserek, zinaya düşülmesine mâni olur Zorunlu haller dışında, kadınlı-erkekli karma bir hayata müsaade etmeyerek, onların baş başa kalmasını engeller Kadının süsler takarak açılıp-saçılmasını yasaklar Gücü yetenlerin evlenmesini teşvik eder Gücü yetmeyenlerin ise, oruç tutmalarını öğütler Evliliğe engel olan; mehirlerin çokluğu gibi, zor şartları hoş karşılamaz Namuslarını korumak amacıyla evlenmek isteyenlere yardımcı olmaya teşvik eder Bunlara rağmen zina suçu işlenmişse, o zaman en ağır cezayı uygular
Bir kadın; Allah-u Teâlâ’nın Nur Suresi 31, Ahzab Suresi 59 gibi âyetlerle sâbit bir emri olan şer’i tesettüre riayet etmezse günahkar olur, işlediği fiile göre âhirette azâba müstahak olur, eğer tesettür emrini inkar ederse; -Allah korusun- kâfir olur Yaratan, yarattığını en iyi bilendir
Allah kadını örtü ile şereflendiriyor Buna rağmen; Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmeyip, açık-saçık gezen kadınlar; eziyetlerden ve dünyada bir gibi kullanılmaktan kurtulamazlar Ayrıca açık-saçık gezmek suretiyle günaha girip, dışarıda kendilerine bakan yüzlerce
erkeği günaha sokmak,hemde onların günahına vesile olduğu için onlarında günahlarının bir mislini omuzlarına almak az birşey değildir Hiç
kimse açık-şaçık gezipte: “Banane canım,bakmasınlar” gibi saçma bir söz söylememelidir,çünkü erkek ve kadın, birbirine meyilli yaratılmıştır
Ayrıca; harama bakan hiçbir kimsede: “Göz benim değil mi canım? İstediğime bakarım, kimene !” diyemez O gözü ve diğer uzuvlarımızı bizlere emanet olarak veren Allah-u Teâlâ; bu emanetleri kendi istediği doğrultuda kullanmamızı istiyor Ve yaptığımız en ufak şeylerin bile hesabının sorulacağını bizlere şu âyet-i kerimesiyle haber veriyor; “Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir ” (Zilzal Suresi 7-8) Akıllı kişi nefsini hesâba çeker, hâlini düzeltir ve âhiret yurdu için hazırlığını yapar Günahların bile bile işlenmeye devam edilmesi, ve tövbenin ertelenmesi büyük gaflettir Niceleri “sonra yapacağım” diyerek, ansısın ölümle âhiret âlemine gözlerini açmıştır Şu âna kadar nasıl bir hayat yaşamış olursak olalım, tövbe ile herşeyi düzeltebiliriz İnsan; yaratılış itibariyle hatâ ve günahlara karşı meyillidir Nefsine ve şeytana uyarak yaptığı günahlardan pişman olup, tövbeye sarıldığı zaman, Allah onu affederek sâhip çıkar ve muhafazasına alır Her insan hatâ yapar, hata yapanların en hayırlısı da, tövbe edenlerdir
Osmanlı zamânındaki bir İslam ülkesinin sokaklarını düşünün, çıplaklık ve açılma nedir bilmeyen bir ülkenin Müslüman Türk kadınının günümüzdeki geldiği bir duruma bakın! Necip Fâzıl’ın ifâdesi ile; “Utanırdı süt ninem burnunu göstermekten” dediği gibi, burnunu bile göstermekten, erkeğin önünden geçmekten sakınan kadınlar vardı Kısa bir zamanda bu kadınların torunları sokakların çıplak metaı hâline geldi, o zamanın kadını ölürdü de başını açmazdı, şimdi ise sokaktaki bir kadına başını kapa denildiği zaman belki de ölse başını kapamayacaktır Bu hale nasıl geldik? Nasıl getirdiler? Cevabı; Müslümanları harple yenemeyen emperyalistlerin, yahudi-hristiyanların ve yerli işbirlikçilerinin medya silahını sinsice kullanmalarında bulabiliriz Avrupanın-batının tek hedefi Müslümanları her türlü ahlaksızlığın, çıplaklığın, zinânın, içkinin-uyuşturucunun içinde boğarak, ülkeleri içten yıkmaktır Aldıkları kararlardan bâzıları; “Internet, uydu, televizyon v s ile ahlaksızlığı doğuracak, cinsel duyguları tahrik edecek yayınları yaygınlaştıracağız Yeni-yeni diziler, flimler, çizgi flimler, müzikler, çeşitli spor dalları vâsıtasıyla, onların Kur’an’larını, Peygamberlerini, dinlerini öğrenmelerine fırsat vermeyeceğiz” , “Bir bardak içki ve bir çıplak dansözün Muhammed’in dinine uyanlarda yapacağı tahribatı, bin top yapamaz O halde Müslümanları içki ve şehvet bataklığında boğmaya çalışacağız ” , “Kur’an’larını kapattıracağız, kadınlarını açtıracağız” İşte bu sinsi düşmanlar, bu gibi hâin planlar için gece-gündüz çalışmaktadırlar Bizim ise bunlara karşı yapmamız gereken; Allah dostlarının yanında, Cemaat hâlinde, Kur’an ve Sünnet’e, Âlimlerimize, dini değerlerimize, vatanımıza sımsıkı sarılıp, hem meşru olan dünya işlerimize, hem de âhiret işlerimize çalışarak kuvvetli Mü’min olmaktır !
Günümüzde televizyon ekranları, gazete ve dergi sayfaları, internet siteleri şehevi duyguları kamçılayan görüntülerle dopdolu Bu tür görüntülere bakışlar insanda çok ciddi ve köklü bir unutkanlığa sebebiyet verdiği gibi, aynı zamanda kişinin manevi latifelerinide öldürmektedir Göz harama yöneldiğinde irâde hükümsüz kalmış olur ve akıl tamamen nefsin çekim alanına ve esâretine girmiş demektir Gözü harama kaydıran nefis -Allah korusun- bu haram yolculuk nihayete ulaşmadan,yani zina yapmadan teskin olmayacak(yatışmayacak)tır
İslam Âlimleri; “göz ne ile meşgul olursa,gönülde onunla meşgul olur” buyurmuşlardır Demek ki nâmahreme nazar eden insanın gönlü selâmette kalmaz, ayrıca bu günahlar sebebiyle insanın kalbi kararır, anlayışı ölür, sohbet ve vaaz insana tesir etmez olur, akıl örtülür; çünkü günahtan gelen delilik başka bir şeydir ve çok ağırdır Tek kurtuluş Allah’a tövbe edip, iyi insanlarla beraber olmaktadır…!
Zünnun-u Mısri (Rahimehullah) “Gözleri haramdan korumak, şehvetlere karşı ne güzel perdedir ” buyurmuştur Bazıları da “güzele bakmak sevaptır” diyerek utanmadan yarı çıplak bedenleri seyrediyor Bu söz ve anlayış ne kadar tehlikelidir Bizi yoktan var eden Rabbimizin yasakladığı, haram kıldığı bir şeye güzel demek ne çirkin ve tehlikeli bir ifâdedir Din büyükleri buyurmuşlardır; “Gözler kalbe akan iki nehir gibidir, ne görürlerse kalbe onu akıtırlar ” Demek ki devamlı haram görüntülere bakan insanın kalbine şerden başka bir şey akmaz ve o kişinin kalbi tövbe edip bu iş bırakılmadıkça, bırakmaya gayret edilmedikçe; günah lekeleriyle kararmak suretiyle ölü bir kalp hâlini alır Hazreti Ali (Radıyu anhu) der ki; “Gözlerine sahip olmayan kimsenin yanında kalbin bir değeri yok demektir ”
İllâ bir yerlere bakılacaksa, Allah’ın nimetlerine ve yarattıklarına bakıp Allah’ın yüceliği tefekkür edilmelidir Kişi gözlerini haramdan korumak için ne derece bakışlarını çevirir, kendisini ilgilendirmeyen lüzumsuz şeylere ne kadar bakmazsa, o derece gönlü ferah ve kalbi temiz olur Pek çok vesveseden uzak ve tehlikelerden güvencede olduğu gibi hayırlarıda artar Hazreti Osman (R a )’ın hilâfeti zamanında bir kimse O’nun huzuruna çıkmak için gelirken, yolda güzel bir kadına rastladı Kendini alamayarak ona baktı Sonra Hazreti Osman (R a )’ın huzuruna çıktı Rasulullah’ın (S A V ) üçüncü halifesi olan o yüce insan, o şahsı görür görmez hiddetlendi ve ona hitâben; “Ey filan! Gözünde zina eseri olduğu halde Allah Rasulü’nün Halife’sinin huzuruna nasıl çıkıyorsun?”! Peki bizlerin bizlerin durumu ne olacak hiç düşündükmü? Bu güne kadar kim bilir ne haramlar işleyip, nelere göz gezdirdik? Gözlerimizdeki bu yığın yığın zina eserleriyle, Halifesi’nin huzuruna dâhi çıkılmaması gerekiyorken, Rasulullah’ın (S A V ) huzuruna nasıl çıkacağız?! Daha da önemlisi Mevlâmız’ın huzuruna nasıl çıkacağız…?
Şair ne güzel demiş; “Sen bu gözlerle Leyla‘yı nasıl göreceksin? Onlarla başkalarını gördün, ama göz yaşlarıyla onları temizlemedin!”
Evet… Hadis’de geldiği üzere; “Üç kişi vardır ki gözleri kıyamet günü Cehennem ateşi görmez Bunlar; Allah korkusundan ağlayan göz, Allah yolunda nöbet tutan göz, Allah’ın haram kıldığı şeylere bakmaktan sakınan göz ” Bizler İmam-ı Rabbâni Hazretlerinin; “Allah’ım! ölüm beni uyandırmadan önce beni uyandır ” şeklindeki duasını çokça yapmalıyız Bir taksiye binen insan bile, ineceği yere yaklaşınca elini cebine atarda, taksiciye vereceği parayı hazırlar İşte bu misal gibi; insanın her kalp atışı ve aldığı her soluk kendi ecelinin ayak sesidir ve kabir durağına yaklaştığının, âhirete gideceğinin göstergesidir Mâdem bizler âhirete yolcuyuz, yolcuya hazırlık yapmak düşer, işte bizim yapacağımız hazırlık; Sâlih insanlarla beraber olup, tövbe ile yaşamak, günahları terk etmek ve sâlih (iyi) ameller işlemek olmalıdır!
NOT: İSTEYEN KARDEŞLERİMİZ BU SOHBETİ ÇOĞALTIP DAGITABİLİRLER veya E-MAİL ADRESLERİNE MAİL OLARAK İSTEYEBİLİRLER Adresimiz: ilim-nurdur*************
|