08-24-2012
|
#7
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Mânevî İlim Ve Edep
İşte O’nu yakından tanıyabilenlerden bir âbide şahsiyet daha:
MEDİNE ÇARŞISINDA
BİR KÖLE  
Güçlü, kuvvetli Almak için talibi çok
Fakat kölenin, kendisini satın almak isteyenlere, her türlü hizmet mukabili tek şartı var Üzerine düşen hizmetleri fazlasıyla yapacağına dair söz vererek söz istiyor Diyor ki:
“–Ezân-ı Muhammedî okununca gideceğim, Allah Rasûlü’nün arkasında namaz kılacağım Hizmetime mukabil tek şartım bu!”
Nihayet bu şartı kabul eden birine satıldı Köle, beyan ettiği üzere hizmette kusur etmiyordu ve namaz vakitlerinde de mutlaka Mescid-i Nebî’de Hazret-i Peygamber’in ardında saf tutuyordu Efendimiz ile onun arasında muhabbetle dolu öyle bir cereyan hattı meydana gelmişti ki, Rasûlullah Efendimiz, mescide her gelişinde gönlüyle ve gözleriyle onu arıyordu Bir gün onu göremeyince sahibine sordu:
“–Kölen nerede efendi?”
Sahibi cevapladı:
“–Yâ Rasûlâllah, hasta ”
Bunun üzerine Efendimiz;
“–Haydi hep birlikte o köleyi ziyarete gideceğiz ” buyurdu
Böyle bir şey, o zamana kadar görülmüş değildi O devrin, hele ki cahiliye insanlarına göre bir köle alt tabakanın alt tabakasıydı Neredeyse diğer mahlûkattan farkı yoktu Onlara insanlık şahsiyetini tekrar kazandıran Hazret-i Peygamber , bir de bu tavrıyla bir insanın gerçek mânâda nasıl değerli olduğunu da cümle âleme yaşayarak îlân etmekteydi Hazret-i Peygamber’le beraber namaz kılmanın âşığı olmuş bir gönül, elbette ki çok yüce bir gönüldü O belki zâhiren bir köleydi, ama mânen her türlü nefsânî kölelik ve esâretten kurtulmuş, hür bir kuldu Hakk’a kulluğun da mânevî saltanatına nâil olmuş bir bahtiyardı Hem de Hazret-i Peygamber’in iltifat ve alâkasına mazhar bir bahtiyar  
O bahtiyar kul, Efendimiz’in ziyaretinden bir müddet sonra yine bir gün mescide gelemedi Onu Ravza’da göremeyen Hazret-i Peygamber j yine, onun sahibine sordu:
“–Efendi, kölen nerede?”
Adamcağız üzüntüyle;
“–Yâ Rasûlâllah, sekerât-ı mevt hâlinde  Öldü ölecek  ” diye cevap verdi
Bunun üzerine Efendimiz bu defa da;
“–Haydi hep birlikte yine kölenin yanına gideceğiz ” buyurdu
Yine ashâb-ı kirâmı topladı, kölenin yanına gittiler Efendimiz, kölenin yanından ayrılmadı Köle rûhunu teslim etti, yine yanından ayrılmadı Gömülene kadar yanında durdu
Bu hâdise karşısında muhâcirîn-i kiram dedi ki:
“–Biz bu kadar bir iltifat görmedik ”
Ensar-ı kiram da aynı şekilde;
“–Biz de bu kadar bir iltifat görmedik ” dedi
O zaman âyet-i kerîme indi:
اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰیكُمْ
“  Muhakkak ki Allah katında en değerli olanınız, takvâ bakımından en üstün olanınız, yani O’ndan en çok korkanınızdır  ” (el-Hucurât, 13)
Bu âyetin muhtevasına giren o mübârek köle, demek ki , Efendimiz’i yakından tanıdı ve O’na her bakımdan yakın oldu İşte;
GERÇEK FAZÎLET  
|
|
|