Yalnız Mesajı Göster

Kılıc Kuşanan Evliyalar

Eski 08-24-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kılıc Kuşanan Evliyalar




Seyyid Muhammed 1895 yılında ölünce yerine oğlu Muhammed Mehdî es-Senûsî geçti Hareket onun zamânında alabildiğine genişledi Bütün sâha kontrol altına alındı Kısa zamanda Güney ve Batı Afrika´da milyonla zencinin sistemli bir şekilde müslüman olmasını sağladılar Ara bistan´a, Malezya´ya ve hattâ Hin distan´a tarîkatlarının mümessillerini göndererek İslâm dünyâsı çapında bir uya nış sağlamaya çalışıldı Senû- sî tarîkatı âdetâ hakîkî bir devlet hâline geldi

1902´de ise Muhammed el-Mehdî´nin ölümü üzerine yeğeni Ahmed eş-Şerîf es-Senûsî hazretleri daha büyük bir azimle dâvâyı eline aldı

Ahmed eş-Şerîf, 1873´te Cağbûb´da doğdu Babası Muhammed eş-Şerîf´tir Küçük yaştan îtibâren mükemmel bir tahsîl ve terbiye gördü Din ilimlerinde âlim oldu Her türlü silâh kullanmakta mahâret sâhibi idi Or duların sevk ve idâ resinde fevkalâde meziyet sâhibiydi

Tarîkatin başına geçtikten sonra faâliyetleri hızlandırdı Her tarafa yayılan ihvanlar (kardeşler) örnek ekonomik organizasyonlara girişerek, müşterek zirâî, sınâî ve ticârî teşebbüsler kurdular Her yerde okullar açarak örnek bir ahlâkın yenilmez îmânlı fertlerini yetiştirdiler Senûsîlik tarîkatı 1911´de İtalyanların Trablusgarb´ı ele geçirmek için giriştikleri bü yük askerî harekâta kadar tamâmen bir kültür hareketi olarak sulhçu metodlarla çalıştı Ancak Trablusgarb´ın tehdîd altına girmesiyle derhâl burayı müdâfaa mevkıinde bulunan Türk kuvvetlerinin yanında yer aldı lar Türk askerlerinin gerilemeye mecbûr olmasından sonra da memle ketlerini dağlık mıntıkaya çekilerek azimle müdâfaa ettiler Bu mücâde lelerde sayıca, düşman kuvvetlerinin çok altında bulunmalarına rağmen cihân târihinin en büyük kahramanlık örneklerini verdiler Ahmed es-Se- nûsî, bu savaş sırasında ilk defâ, yayımladığı beyannâmeleri, el-Hükû- metü´s-Senûsiyeti´l-Celîle adı ile imzâlamaya başladı Böylece Senûsiye hareketini ilk kez bir devlet olarak îlân etti

Birinci Dünyâ Savaşında İtalya müttefikleriyle harbe girince Senûsîler mec burî olarak onun karşısında yer aldılar 1915´te Mısır´ı işgâl eden İn gilizlere karşı giriştikleri harplerde büyük kayıplar verdiler Ahmed es-Senûsî, Birinci Dünyâ Savaşının sonlarında Sultan Mehmed Reşâd´ın isteği üzerine İstanbul´a geldi O, son derece bağlı bulunduğu Osman-oğullarına ve Türk milletine, İslâm dünyâsı üzerindeki nüfûz ve îtibâ- rından istifâde ederek faydalı olmak istiyordu Fakat bir müddet sonra Mondros mütârekesinin imzâlanmasıyla son müstakil İslâm devleti olan Türkiye´nin de Batı emperyalistlerinin taksimine mâruz kal dığını elem ve dehşetle gördü

Birinci Dünyâ Savaşında İngilizler, İslâm dünyâsını parçalayıp yut mak için çok kesif bir câsusluk ve propaganda faâliyetlerine girişmişlerdi Bu çalışmalar sonucunda Hint müslümanlarının aşırı dostluk ve bağlılık larına mukâbil Arap dünyâsında bâzı çözülmeler başlamıştı Birçok Arap liderlerine Osmanlı Devle tinin yıkılmasıyla kurulacak devletlerden taçlar vâdedilerek ayrılık telkin edil mekteydi Sultan Reşâd Han sarsılan İslâm birliğini "hilâfeti hâiz olan Türkler" etrâfında yeniden tesis ve takviye için Şeyh Senûsî hazretlerini huzûruna kabûl etti Ondan Müslüman Âlemini dolaşarak Hilâfet etrafında bozulan birliği yeni den kurmasını ricâ etti Gerçekten de o devirde müslümanların en fazla sözünü dinleyecekleri şahsiyet gâyet haklı bir şöhrete mâlik olan Şeyh Senûsî hazretleri idi Şeyh hazretleri derhâl muvâfakat ederek Sultana, Türk milletine hizmete ha zır bulunduğunu bildirdi Ancak tam İslâm Dünyâsını dolaşmaya çıka cağı sırada kendisini dâvet eden Sultan Reşâd Han vefât etti Sultan Vahideddîn´in cülûs merâsiminde bulunmak üzere seyâhat ertelendi

Osmanlı pâdişâhlarının saltanata çıkışlarında cülûs merâsimi denilen bir me râsim yapılırdı Bu merâsimde devrin en kıymetli İslâm âlimi tara fından Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin türbesinde yeni pâdişâha umûmi yetle hazret-i Ömer´in kılıcı kuşatılırdı Sultan Vahideddîn´in cülûs merâ siminde ona bu kılıç Şeyh Ahmed es-Senûsî tarafından kuşatıldı Şeyh hazretleri pâdişâha kılıcı takarken şöyle duâ etti: "Cenâb-ı Hak´tan zât-ı şâhânelerine ömrü tavil (uzun ömür), ecr-i cemîl (sevap) niyâz ederim, efendimiz"

Ancak bu sırada netîceleri îtibâriyle bir felâket olan Mondros mütâre kesi imzâlanınca, Pâdişâh, Senûsî hazretlerine maiyetiyle birlikte Bur sa´da oturma sını irâde etti Şeyh Ahmed Senûsî hazretleri daha sonra yine Vahideddîn Hanın isteği üzerine Türk Kurtuluş Savaşında çalışmak üzere Anadolu´ya geçti Ana dolu´yu, daha ziyâde doğu ve güney vilâyet lerimizi bir bir dolaşarak halkı Anka ra´ya bağlamaya çalıştı Her gittiği yerde beyazlara sarınmış olarak mahallî kıyâ fetiyle kürsüye veya min bere çıkıyor, vâz ve irşâdlarıyla ordumuza gönüllüler kazandırıyordu Onun her sözü bir nasîhattı Elinde kılıcı, at üstündeki hali, heybeti, Ana dolu Türk insanının üzerinde efsânevî tesirler meydana getiriyordu Onun Kurtuluş Savaşındaki vâz ve nasîhatları, halkı birliğe dâvet edişi yalnız Anadolu´da değil, bütün İslâm dünyâsında derin akisler uyandırdı Bu maksatla rastladığı gazetecilere Türk milletinin mücâdelesinin meşrûlu ğunu ve bütün müslümanların kendilerini desteklemelerinin dînen vâcib olduğunu ifâde eden kat´î beyânatlar vermekteydi

Alıntı Yaparak Cevapla