08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sarıkamış Dramı
Yüzyılın en güçlü örgütü İttihat Terakkî çalışmalarının meyvesini almak üzereydi
31 Mart vakası bahane edeilerek padişah II Abdülhamid tahttan indirilmiş ve devletin ipleri artık İttihat ve Terakkînin eline geçmişti
Bu ipi elinde tutanda Enver Paşa idi
İttihatçılar daha devlet yönetmenin ne olduğunu anlamadan önce Trablusgarp sonrada Balkan Savaşı patladı
Savaş başladığında yasaklı padişah II Abdülhamid, Selanik'te eski bir konakta hapis tutuluyordu
Patlak veren I Dünya savaşında, Enver Paşa'nın Alman hayranlığının da etkisiyle ittifak devletlerinin yanında savaşa girildi
Bunlara karşılık Enver Paşa ve arkadaşları devletin eski günlerine kavuşabilmesi için bir tez üretti
"Genişleyerek büyümek"
Bu teze göre daha çok yer fethedilmeliydi 
Ve ilke genişleme alanı gösterildi; Kafkaslar 
Plan şöyleydi;
Büyük bir hızla kafkaslara girecek olan Osmanlı orduları, Rusları ezecek ve buradaki Türklerle birleşerek büyük
Turan İmaparatorluğu kurulacaktı 
Ruslar Osmnalı'ya savaş ilan ettikten bir gün sonra Erzurum ve Sarıkamış önlerinden Türk sınırına girdi
Birkaç kasabayı aldıktan sonra durdu Zira karakış ilerlemelerine izin vermiyordu Neticede baharı beklemeye karar verdiler
Ama Enver Paşa öyle düşünmüyordu 
Hedef Sarıkamış!
Birbuçuk metre kar, -40 derece soğuk, 2500 m yükseklik ve inanılmaz engebeli bir arazi!
Bütün mesafeler yürüyerek geçilecek
Askerlerin durumu içler acısı Bir kısmı yazlık kıyafetler giymiş, ayaklarında tarih öncesinden kalma çarıklar 
Askerlerin birçoğu evden getirdikleri elbiseleri giyiyordu "Ordu verir" diye düşünmüşlerdi ama ordu birşey veremedi
Çünkü Almanlardan gelen kışlık yardımlar Karadenizde Ruslar tarafından batırılmıştı
Yola çıkan Asker sayısı 120 bin civarındaydı
Ölümüne yürüyüş 22 Aralık günü başladı
Yürükçe terliyorlar, terler sırtlarında donuyordu Bir metrelik karda yürümek için insan üstü bir çaba sarfediyorlardı
Çaresizlik bir yandan, emirler bir yandan 
Sarıkamış alınmalıydı!
Önce ayaklarda bir sızı duyuluyor ardından bir hissizlik başlıyordu Bu parmakların donduğunu gösteriyordu
Sonra donma bileklere çıkıyor ve asker aniden yere düşüyordu Kurtların bile saklanacak delik aradığı bu havada,
yere düşen askere yardım etmenin imkanı yoktu Artık o askermiz bir kenara geçip uykuya dalıyordu Uyku ölümün kapısıydı
Ölüm o tatlı uykunun ardında 
Sağa sola serpilmiş, ayakları kolları havada, ağzı açık, gözleri buz mavisine dönmüş kaskatı asker bedenleri artık
bir sırrı açığa çıkarıyordu: Ordu eriyordu 
Ne yakılan ateşler ne de ölmemek için askerlerin zıplaması beyaz ölümün gelişini sadece geciktiriyordu
Ölüm, yere düşen, biraz uyuklayan askeri alıp götürüyordu
Bozkırın ortasında sönen 90 bin meşale
Bazı kaynaklarda daha fazla veya az olduğuda savunulmakta
Sarıkamış Harekatı’nın üstünden yıllar geçti
O günleri gören Sarıkamışlı bir ihtiyar, yıllar öncesinde yaşanan olayların vahametini bakın nasıl anlatıyor:
“Buradan o dağlara baktığımızda, üzerinde kar düşmüş çalılıklar görürdük O çalılıkların, kurda kuşa yem olmuş askerlerimizin kemikleri olduğunu
oraya gidince anladık ”
Isı biraz arttığında, kardelen çiçekleri gibi, askerlerin donuk bedenleri çıkıyordu ortaya
Ölümlere, donmalara, açlığa ve soğuğa rağmen, asker insan üstü bir gayretle hücum ediyor, mermisi birtince süngüyle, süngüsü düşünce elleriyle Rus askerlerini öldürmeye çalışıyordu
Tarih bir ordunun, böyle insan üstü bir çabayla savaştığını yazmamıştı Yine tarih; böyle bir ordunuz bir dağın yamacında, kitleler halinde donup gittiğini de yazmamıştı
Türk Ordusunun bütün saldırıları sonuçsuz kaldı!
Ruslar güçsüz düşen Türk askerlerine karşı hücuma geçti Nihayet Enver Paşa 4 Ocak günü geri çekilme emri verdi Aynı tarihte Rus Generali de zafer telgrafını komutanlarına çekmişti
Sarıkamış Harekatı, Türklerin ağır yenilgisiyle sona ermişti
Bu savaştan 12 Bin asker sağ kurtulmuş, 7 Bin ise esir düşmüştü 90 Bin asker ise, Ruslarla ciddi bir çatışmaya girmeden şehid olmuştu 90 Bin genç… 90 Bin insan… Karlar altında kalmış koca bir orduydu bu
Dram bununla da bitmedi Kurtulan askerlerde bir gariplik vardı, yüksek ateş kaşıntı v s Sonuç: Tifüs!
Tarih boyunca orduları yiyip bitiren tifüs…
Salgından ölenlerin sayısı ise öğrenilemedi
Umarız bunlar Sarıkamış’ın ne olduğunu anlatmaya yetmiştir ve umulur ki, tarih bir daha tekerrür etmez Mezarları dahi bilinmeyen binlerce şehid… Şairin dediği gibi;"Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı"
Hepsine Allah'tan rahmet diliyoruz 
Resimler slayttadır İndirmek için tıklayınız
|
|
|