Yalnız Mesajı Göster

Konyanin Manevi Bekçileri 2 Mevlana Celaleddin Rumi

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konyanin Manevi Bekçileri 2 Mevlana Celaleddin Rumi




MEVLANA CELALEDDİN RUMİ
1207 - 1273




Mevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan yöresinde , Belh şehrinde doğmuştur Mevlâna' nın babası Belh şehrinin ileri gelenlerinden olup sağlığında "Bilginlerin Sultanı" ünvanını almış olan Hüseyin Hatibî oğlu Bahaeddin Veled' dir Annesi ise Belh Emiri Rükneddin' in kızı Mümine Hatun' dur

Sultânü'l-Ulemâ Bahaeddin Veled , bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh' ten ayrılmak zorunda kalmıştır 1212 veya 1213 yıllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'ten ayrılan Sultânü'l-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur Nişâbur şehrinde tanınmış Mutasavvıf Ferîdüddin Attar ile de karşılaşmıştır Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Ferîdüddin Attar'ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır

Sultânü'l-Ulemâ Nişâbur' dan Bağdat' a ve oradan da Hac için Mekke' ye uğradıktan sonra o tarihlerde her türlü düşüncenin hoşgörüyle karşılandığı , tartışılabildiği Anadolu' ya geçti Önce Lârende' ye (Karaman) geldi Burada Selçuklu Emiri Musa' nın yaptırdığı medreseye yerleşti ( 1222 ) Ailesiyle burada 7 yıl kalan Sultânü'l-Ulemâ 1225 yılında Mevlana' yı Semerkantlı Lala Şerafettin' in kızı Gevher Hatun ile evlendirdi Bu evlilikten Mevlâna' nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adında iki oğlu oldu

Bu yıllarda Anadolu'nun büyük bir kısmı Selçuklu Devletinin egemenliği altında idi Konya ise bu devletin başşehri idi Konya sanat eserleri ile donatılmış , ilim adamları ve sanatkarlarla dolup taşmıştı Kısacası Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve devletin hükümdarı Alâeddin Keykubad idi Alâeddin Keykubad , Sultânü'l-Ulemâ' yı Konya' ya davet etti ve Konya' ya yerleşmesini istedi Sultânü'l-Ulemâ , sultanın davetini kabul etti ve 1228 yılında ailesi ve dostları ile Konya' ya geldi Sultan Alâeddin onu muhteşem bir törenle karşıladı ve ona ikametgâh olarak Altunapa (İplikçi) Medresesi' ni tahsis etti

Sultânü'l-Ulemâ , 12 Ocak 1231 yılında Konya' da ölünce talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna' nın çevresinde toplandılar Mevlâna' yı babasının tek varisi olarak gördüler Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş , İplikçi Medresesi' nde vaazlar veriyordu Medrese kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu Ancak Mevlana babasının eski müridlerinden olan Burhanettin Muhakık-i Tirmizi' nin çağrısı üzerine ona katıldı ve onun ölümüne kadar , 9 yıl süreyle ona müridlik etti ( 1232-1242 )

Tirmizi' nin ölümünden sonra bir süre medreselerde ders veren Mevlana 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaştı İkisi arasında büyük bir yakınlaşma ve mistik sevgi doğdu Mevlâna Şems' te "mutlak kemâlin varlığını" cemalinde de "Tanrı nurlarını" görmüştü Ancak bu yakınlaşma Mevlana' nın ailesi ve öteki müridler arasında tepkilere yol açtı Sonunda Şems bıçaklanarak öldürüldü ve bir kuyuya atıldı Şems' in öldürülmüş olacağına bir türlü inanamayan ve Şam' a kaçmış olabileceğini düşünen Mevlana onu aramak için Şam' a gitti Ancak sonunda Şems' in kendi içinde yaşamını sürdürdüğüne inanarak avundu ve ona karşı duyduğu sevgiyi gazellerinde dile getirdi

Çok geçmeden Şems' in yerini Selahattin Zerkubi aldı O öldükten sonra yerine , Mesnevi' sini yapmasına neden olan Türk kökenli Hüsamettin Çelebi geçti (1263 ) Çelebi on yıla yakın bir süre halifelikle birlikte Mevlana' nın katipliğini de yaptı Mevlana Mesnevi' sini bitirdikten bir süre sonra 17 Aralık 1273 te öldü Müslümanların yanısıra öteki dinlere mensup olanların da katıldığı görkemli bir cenaze töreniyle Konya' da bugünkü türbesindeki yerine gömüldü

Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu O öldüğü zaman sevdiğine , yani Allah' ına kavuşacaktı Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i Arûs" diyordu Bu nedenle günümüzde Mevlana her yıl ölüm günü olan 17 Aralıkta Şeb-i Arûs törenleriyle anılmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla