08-24-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Esma-İ Hüsnâ'dan.................

ER-RAHİM  
Rahmeti yağdıran sensin kuru ağaç dallarına,
Halkedensin vahaları gariplerin yollarına,
Rahîm sensin, merhametin menba't sensin İlâhî,
Bağışlayansın günâhı, acıyansın kullarına  
Yârabbi! 
Sen ki Rahîm'sin, bağışlayıp acıyansın,
Merhamet bilmeyen yürek utanç ateşiyle yansın  
Kullarının arasında gerginliği ören eller,
Ham meyveyi acımadan dallarından deren eller,
Senin yarattığın canı, cansız yere seren eller
Merhamet bilmeyen yüreğe bağlı  
Elbette yücedir senin katında,
Sana niyaz için açık, rızân için veren eller,
Mazlumların yarasına merhameti süren eller  
Merhametin en yücesi şüphesiz sende İlâhî,
Merhametsiz rûh gerekmez şu garip tende İlâhî  
Bir koyun kuzusuna, bir ana yavrusuna,
Şefkat ve merhametle, sevgi ile yaklaşır
Sevgi bilmeyen insan özünden uzaklaşır  
Veren sensin sevgiyi en katı yüreklere,
Merhamettir sarılan gönülde dileklere  
Yâ İlâhî, rahmeyle biz garip kullarına,
Senin gazabın çetin,
Senin azabın elîm;
Sen merhamet etmezsen ulaşır mı yarına
Benim dünkü emelim? 
Kan donduran ayazlarda çocuklar,
Çıplak ayaklarıyla ısıtırken buzları;
Senin merhametindir
Isıtan sonsuzları  
Ve sen merhametlilerin en merhametlisi,
Sonsuz merhametinden
Zâlimlere de dağıt
Dağılsın metropollerin kör ve sağır sisi,
Dinsin iniltisi mazlumların,
Gülücükler gibi açsın dudaklarda ağıt,
Elem gözyaşları dönsün sevinç gözyaşlarına,
Ve ağıtlar tebessüme dönsün  
Rahmeyle Yârabbi,
Merhametle yarattığın şu dünya üzerinde
Mazlumların yüreğini yakan ateş sönsün
|
|
|