08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Dünyâyı İsteyenlere
Şu ölümlü dünyada ömür süren insanların herbirinin takip ettiği bir yol ve yine her birinin ayrı bir başarısı vardır İşler ve ameller her ne kadar farklılık arzetse de iman nokta-i nazarında birleşmek gerekmektedir
Buhârî’nin rivayet ettiği bir Hadîs-i şerif’te Hazret-i Ali -radiyALLAHu anh- Efendimiz buyuruyorlar ki:
“Bakî-i Gargad mezarlığında bir cenazede bulunuyorduk Resûlullah -sallALLAHu aleyhi ve sellem- yanımıza gelip oturdu Biz de etrafına oturduk Elinde bir asâ vardı Başını eğdi ve asâsıyla yere vurmaya başladı Sonra buyurdu ki:
“Sizden hiçbiriniz müstesnâ olmamak üzere hepinizin cennetteki yeri de cehennemdeki yeri de yazılmıştır Şakî veya said olacağı tesbit olunmuştur ”
Bunun üzerine Ashâb-ı kiram’dan bir zât sordu:
“Öyle ise yâ Resulellah, amel ve ibâdeti bırakıp Cenâb-ı Hakk’ın takdirine itimad edemez miyiz? Zira bizden saâdet ehli olanları, ilâhî takdir saâdet ehlinin ameline sevkeder, kişi cennete girer Yine bizden şekâvet ehli olanları, ilâhî takdir şekâvet ehlinin ameline sevkeder, kişi cehenneme girer ”
Resul-i Ekrem -sallALLAHu aleyhi ve sellem- Efendimiz cevâben:
“Güzel ameller yapmaya devam edin Çünkü herkes niçin yaratıldıysa, o iş kendisine kolaylaştırılmıştır Saâdet ehli olan saâdet amelleri yapar Şekâvet ehli olan ise şekâvet amelleri yapar ” buyurdu ve akabinde şu Âyet-i kerime’leri okudu:
“Kim ki verir, (masiyetten sakınır) ALLAH’tan korkarsa ve o en güzel (kelime-i tevhid)i tasdik ederse; biz de ona kolay olanı hazırlarız, (hayra karşı tatlı bir arzu veririz)
Fakat kim de cimrilik edip inayet-i ilâhîden kendisini müstağni görüp, o güzel kelimeyi tekzip ederse, biz de ona en güç olanı kolaylaştırırız, (hayra karşı bir isteksizlik veririz) ” (Leyl: 5-10)
ALLAH-u Teâlâ onu her kolaylıktan mahrum eder Attığı her adım onu ALLAH yolundan uzaklaştırır O artık şekavet yolunda ilerler durur Geleceği hesaba katmaz, ahiret nimetlerine ihtiyaç duymaz olur
Kişi baktığı zaman kendisini bu hakikat aynasında görebilir
Yine bu hususta Hakk Celle ve Alâ Hazretleri Kelâm-ı kadim’inde şöyle buyuruyor:
“Kim bu çarçabuk geçen dünyayı isterse, biz de burada ona, evet kimi dilersek ona, dilediğimiz kadar hemen veririz Sonra da ona cehennemi hazırlarız Kınanmış ve rahmetimizden kovulmuş olarak oraya girer
Kim de inanmış olarak âhireti ister ve çalışmasını da onun için yaparsa, işte onların bu çalışmaları meşkûr ve makbul olur
Dünyâyı isteyenlere de âhireti isteyenlere de, Rabb’inin vergisinden birbiri ardınca veririz Esasen Rabb’inin ihsanı hiç kimseye yasak kılınmış değildir ” (İsrâ: 18-19-20)
|
|
|