Konu: 39-Ez-Zümer
Yalnız Mesajı Göster

39-Ez-Zümer

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

39-Ez-Zümer




Mekke'de nâzil olmuştur 75 (yetmişbeş) âyettir Yalnız 53 - 55 âyetler Medine'de inmiştir Adını, 71 ve 73 âyetlerde geçen mümin ve kâfirlerin oluşturduğu topluluklar anlamına gelen "zümer" kelimesinden almıştır

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla

1 Bu Kitap izzet ve hikmet sahibi Allah katından indirilmiştir

2 (Resûlüm!) Şüphesiz ki Kitab'ı sana hak olarak indirdik O halde sen de dini Allah'a has kılarak (ihlâs ile) kulluk et

3 Dikkat et, hâlis din yalnız Allah'ındır O'nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir Şüphesiz Allah, yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez

4 Eğer Allah bir evlât edinmek isteseydi, elbette yarattıklarından dilediğini seçerdi O yücedir O, tek ve kahhâr olan Allah'tır

5 Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine sarıyor Güneşi ve ayı emri altına almıştır Her biri belli bir süreye kadar akıp gider Dikkat et! O, azîzdir, ve çok bağışlayandır

6 Allah sizi bir tek nefisten (Âdem'den) yarattı, sonra ondan da eşini yarattı Sizin için hayvanlardan sekiz eş meydana getirdi Sizi de annelerinizin karınlarında üç katlı karanlık içinde çeşitli safhalardan geçirerek yaratıyor İşte bu yaratıcı, Rabbiniz Allah'tır Mülk O'nundur O'ndan başka tanrı yoktur Öyleyken nasıl oluyor da (O'na kulluktan) çevriliyorsunuz?

7 Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir Bununla beraber O, kullarının küfrüne razı olmaz Eğer şükrederseniz sizden bunu kabul eder Hiçbir günahkâr diğerinin günahını çekmez Nihayet hepinizin dönüp gidişi, Rabbinizedir Yaptıklarınızı O size haber verir Çünkü O, kalplerde olan herşeyi hakkıyla bilendir

8 İnsanın başına bir sıkıntı gelince, Rabbine yönelerek O'na yalvarır Sonra Allah kendisinden ona bir nimet verince, önceden yalvarmış olduğunu unutur Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar (Ey Muhammed!) De ki: Küfrünle biraz eğlenedur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin!

9 Yoksa geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (o inkarcı gibi) midir? (Resûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür

10 (Resûlüm!) Söyle: Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır Allah'ın (yarattığı) yeryüzü geniştir Yalnız sabredenlere, mükâfatları hesapsız ödenecektir

11 De ki: Bana, dini Allah'a hâlis kılarak O'na kulluk etmem emrolundu

12 Bana müslümanların ilki olmam emrolundu

13 De ki: Rabbime karşı gelirsem, doğrusu büyük günün azabından korkarım

14 De ki: Ben dinimde ihlâs ile ancak Allah'a ibadet ederim

15 (Ey Allah'a eş koşanlar!): Siz de O'ndan başka dilediğinize tapın! De ki: Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem de ailelerini ziyana sokanlardır Bilesiniz ki, bu apaçık hüsrandır

16 Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da (öyle) tabakalar var İşte Allah kullarını bununla korkutuyor Ey kullarım! Yalnızca benden korkun

17 Tâğut'a kulluk etmekten kaçınıp, Allah'a yönelenlere müjde vardır Kullarımı müjdele:

18 O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler,sonra da en güzeline uyarlar İşte onlar, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir Gerçek akıl sahipleri de onlardır

19 (Resûlüm!) Hakkında azap hükmü gerçekleşmiş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın!

20 Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır Bu, Allah'ın verdiği sözdür Allah, verdiği sözden caymaz

21 Görmedin mi? Allah gökten bir su indirdi, onu yerdeki kaynaklara yerleştirdi, sonra onunla türlü türlü renklerde ekinler yetiştiriyor Sonra onlar kurur da sapsarı olduklarını görürsün Sonra da onu kuru bir kırıntı yapar Şüphesiz bunlarda akıl sahipleri için bir öğüt vardır

22 Allah kimin gönlünü İslâm'a açmışsa o, Rabbinden bir nûr üzerinde değil midir? Allah'ı anmak hususunda kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte bunlar apaçık bir sapıklık içindedirler

23 Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi Rablerinden korkanların, bu Kitab'ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah'ın zikrine ısınıp yumuşar İşte bu Kitap, Allah'ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz

24 Kıyamet gününde yüzünü azabın şiddetinden korumaya çalışan kimse (kendini ondan emin kılan gibi) midir? Zalimlere "Kazandığınızı tadın!" denilir

25 Onlardan öncekiler (peygamberleri) yalanladılar da farkına varmadıkları bir yerden onlara azap çattı

26 Bu suretle Allah, dünya hayatında onlara rezilliği tattırdı Ahiret azabı daha büyüktür Keşke bunu bilselerdi!

27 Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali verdik

28 Korunsunlar diye, pürüzsüz Arapça bir Kur'an indirdik

29 Allah, çekişip duran birçok ortakların sahip olduğu bir adam (köle) ile yalnız bir kişiye bağlı olan bir adamı misal olarak verir Bu ikisi eşit midir? Hamd Allah'a mahsustur Fakat onların çoğu bilmezler

30 Muhakkak sen de öleceksin, onlar da ölecekler

31 Sonra şüphesiz, siz de kıyamet günü, Rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız

32 Allah'a karşı yalan uyduran, kendisine gelen gerçeği (Kur'an'ı) yalan sayandan daha zalim kimdir? Kâfirlerin yeri cehennemde değil mi?

33 Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler var ya, işte kötülükten sakınanlar onlardır

34 Onlar için Rableri yanında diledikleri her şey vardır İşte bu, iyilik edenlerin mükâfatıdır

35 Böylece Allah, onların geçmişte yaptıkları en kötü hareketleri bile örtecek ve yaptıklarının en güzeline denk olarak mükâfatlarını verecektir

36 Allah kuluna kâfi değil midir? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar Allah, kimi saptırırsa artık onun yolunu doğrultacak biri yoktur

37 Allah kime de hidayet ederse, artık onu saptıracak yoktur Allah, mutlak güç sahibi ve intikam alıcı değil midir?

38 Andolsun ki onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan, elbette "Allah'tır" derler De ki: Öyleyse bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun bu rahmetini önleyebilirler mi? De ki: Bana Allah yeter Tevekkül edenler, ancak O'na güvenip dayanırlar

39 De ki: "Ey kavmim! Elinizden geleni yapın; doğrusu ben de yapacağım! Artık yakında bileceksiniz!"

40 "Kendisini rezil edecek azap kime geleceğini, ve sürekli bir azabın kimin üzerine konacaını"

41 (Resûlüm)! Şüphesiz biz bu Kitab'ı sana, insanlar için hak olarak indirdik Artık kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmış olur Sen onların üzerinde vekil değilsin

42 Allah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için ibretler vardır

43 Yoksa onlar Allah'tan başkasını şefaatçılar mı edindiler? De ki: Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi (Şefaatçı edineceksiniz)?

44 De ki: Bütün şefâat Allah'ındır Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur Sonra O'na döndürüleceksiniz

45 Allah, tek olarak anıldığı zaman, ahirete inanmayanların içlerine sıkıntı basar Ama Allah'tan başkası anıldığı zaman hemen yüzleri güler

46 De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin

47 Eğer yerde ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir misli daha o zulmedenlerin olsaydı, kıyamet gününde azabın fenalığından (kurtulmak için) elbette bunları fedâ ederlerdi Halbuki (o gün) onlar için, Âllah tarafından, hiç hesaba katmadıkları şeyler ortaya çıkmıştır

48 Onların kazandıkları kötülükler (o gün) açığa çıkmış, alaya aldıkları şey, kendilerini sarmıştır

49 İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır Sonra, kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimiz vakit, "Bu bana ancak bilgimden dolayı verilmiştir" der Hayır o, bir imtihandır, fakat çokları bilmezler

50 Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi

51 Bunun için yaptıkları kötülüklerin vebali onları yakaladı Bunlardan da zulmedenlerin işledikleri kötülükler, başlarına gelecektir Bu hususta Allah'ı âciz bırakamazlar

52 Bilmiyorlar mı ki Allah, rızkı dilediğine bol bol verir, dilediğinden de kısar Şüphesiz bunda inanan bir kavim için ibretler vardır

53 De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir

54 Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün, O'na teslim olun, sonra size yardım edilmez

55 Siz farkında olmadan, ansızın başınıza azap gelmezden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline (Kur'an'a) tâbi olun

56 Kişinin: Allah'a karşı aşırı gitmemden dolayı bana yazıklar olsun! Gerçekten ben alay edenlerdendim (diyeceği günden sakının)!

57 Yahut şöyle diyecektir:" Allah bana hidayet verseydi, elbette sakınanlardan olurdum"

58 Veya azabı gördüğünde: Keşke benim için bir kez (dönmeye) imkân bulunsa da iyilerden olsam!" demesinden

59 Hayır (dönemeyeceksin)! Âyetlerim sana gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve inkârcılardan olmuştun

60 Kıyamet gününde Allah hakkında yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün Kibirlenenlerin kalacağı yer cehennemde değil midir?

61 Allah, takvâ sahiplerini kurtuluşa erdirir Onlara hiçbir fenalık dokunmaz Onlar mahzun da olmazlar

62 Allah her şeyin yaratıcısıdır O, her şeye vekîldir

63 Göklerin ve yerin anahtarları (mutlak hükümranlığı) O'nundur Allah'ın âyetlerini inkâr edenler var ya, işte onlar hüsrana uğrayanlardır

64 De ki: Ey cahiller! Bana Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz?

65 (Resûlüm!) Şüphesiz sana da senden öncekilere de şöyle vahyolunmuştur ki: Andolsun (bilfarz) Allah'a ortak koşarsan, işlerin mutlaka boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun!

66 Hayır! Yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol

67 Onlar Allah'ı hakkıyla tanıyıp bilemediler Kıyamet günü bütün yeryüzü O'nun tasarrufundadır Gökler O'nun kudret eliyle dürülmüş olacaktır O, müşriklerin ortak koşmalarından yüce ve münezzehtir

68 Sûr'a üflenince, Allah'ın diledikleri müstesna olmak üzere göklerde ve yerde ne varsa hepsi ölecektir Sonra ona bir daha üflenince, bir de ne göresin, onlar ayağa kalkmış bakıyorlar!

69 Yeryüzü, Rabbinin nûru ile aydınlanır, kitap konulur, peygamberler ve şahitler getirilir ve aralarında hakkaniyetle hüküm verilir Onlara asla zulmedilmez

70 Herkes ne yaptıysa, karşılığı tastamam verilir Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir

71 O küfredenler, bölük halinde cehenneme sürülür Nihayet oraya geldikleri zaman kapıları açılır, bekçileri onlara: Size, içinizden Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı ihtar eden peygamberler gelmedi mi? derler "Evet geldi" derler ama, azap sözü kâfirlerin üzerine hak olmuştur

72 Onlara: İçinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin; kibirlenenlerin yeri ne kötü! denilir

73 Rablerine karşı gelmekten sakınanlar ise, bölük bölük cennete sevk edilir, oraya varıp da kapıları açıldığında bekçileri onlara: Selam size! Tertemiz geldiniz Artık ebedî kalmak üzere girin buraya, derler

74 Onlar: Bize verdiği sözde sadık olan ve bizi, dilediğimiz yerinde oturacağımız bu cennet yurduna vâris kılan Allah'a hamdolsun İyi amelde bulunanların mükâfatı ne güzelmiş! derler

75 Melekleri görürsün ki, Rablerine hamd ile tesbih ederek Arş'ın etrafını kuşatmışlardır Artık aralarında adaletle hükmolunmuş ve "alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun" denilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla