08-24-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Esbab-İ Nüzul
Ders 3:
Nüzul sebeplerine dair bilgilerin tefsirlerde dağınık bir şekilde yer alması Türkçe tefsirler için de söz konusu olup maalesef bugüne kadar dilimizde müs*takil bir eser kaleme alınmış değildir Eski Konya Müftüsü Tahsin Emiroğlu'nun aslında bir esbab-ı nüzul yazmak gayesiyle başlayıp sonradan tefsire dönüşen Esbâb-ı Nüzûl'ü (Konya'da 1965 yılında neşredilmeye başlan*mış, 15 Cilde kadar neşredilmiş (1983), müellifin vefatı ile yarım kalmıştır) ile Abdulfettâh el-Kâdî'nin Esbâbu'n-Nuzûl ani's-Sahâbe ve'1-Mufessirîn adlı ese*rinin Türkçeye tercümesi (tere Salih Akdemir, Fecr Yayınları, Ankara 1986) dışında Türkçe olarak te'lif edilmiş nüzul sebeplerini toplayan kapsamlı bir esere rastlamadık
[color="gray"]Sebebu'n-nüzûl (çoğulu: Esbâbu'n-nüzûl), türkçesinde nüzul sebebi muhte*lif şekillerde tarif edilmiştir Bunlardan en cami tarifi Zerkani şöyle formüle etmiştir: "Nüzul sebebi, meydana geldiği günlerde bir âyetin veya âyetlerin, ondan bahsederek, veya hükmünü beyan ederek nazil olduğu şeydir " Bu da ya Kur'ân âyetlerinin nazil olduğu dönemde meydana gelen bir olay, ya da Hz Peygamber (sa)'e sorulan bir sorudan ibarettir
Yukarda da işaret olunduğu üzere nüzul sebeblerine dair rivayetlere sahabîlerin de re'yi bir ölçüde karıştığı veya sahabî, âyet veya âyetlerin nüzulüne tekaddüm eden şahid olduğu olayı anlattığı için nüzul sebeblerine dair rivayetler muhtelif olabilmektedir Hattâ bu rivayetler arasında bazan zıtlık bile olabilmektedir Bu arada bir âyetin nüzul sebebi olarak anlatılan olaylar da muhtelif olabilmekte; zaman zaman bunlar arasını te'lif dahi mümkün olamamaktadır Zaman itibariyle birbirine yakın olarak meydana gelen birden çok olayın bir âyetin iniş sebebi olarak anlatılması durumunda aralarını te'lif mümkün olmakla birlikte meselâ bir rivayette Mekke'de, başka bir rivayette Medine'de meydana gelmiş iki ayrı olayın bir âyetin iniş sebebi olarak rivayeti halinde bu rivayetlerin arasının bulunması mümkün olmamaktadır
İşte bu durumda tercihe ***ürecek başka karineler aranması gerekecektir ki usulcüler ve müfessirler genellikle ilk olarak rivayetlerin sıhhati üzerinde durmuşlar ve meselâ birbiri ile te'lif edilemiyen iki haberle karşılaştıklarında eğer biri daha sahih ve meselâ birisi müsned, diğeri mürsel iki haberle karşılaştıklarında müsned olanı mürsel olana tercih etmekle ihtilâfı gidermişlerdir
Bazan da nüzul sebebini bildirmede kullanılan ifadelerden hareketle tercihlere gidilebilmektedir Bu ifadelerden bazıları nüzul sebebini bildirmede açık iken bazısı da ihtimal bildirebilmektedir Yani nüzul sebebini bildiren bazı ifadeler nüzul sebebine delâlet etmesi yanında âyetin hükmü altına girmeye veya âyetin şümulünü bildirmeye de delâlet edebilmektedir Bu durumda elbette nüzul sebebini bildirmede açık olan ifadelerle gelen rivayet diğerine veya diğerlerine tercih edilmekle aradaki ihtilâf giderilmektedir
[color="gray"]Herhangi bir şekilde tercihe imkân verecek bir karine bulamama halinde ise müfessirler, âyetin inişinin tekrarlandığı (tekrâru'n-nüzûl), âyetin iki kere nazil olduğu görüşüne sapmışlardır Bunun örnekleri ilerde kitab içinde gelecektir
|
|
|