08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
El-Bakara Suresi Ayet-102 (Şeytanın İzlediği Yol )

وَاتَّبَعُواْ مَا تَتْلُواْ الشَّيَاطِينُ عَلَى مُلْكِ سُلَيْمَانَ وَمَا كَفَرَ سُلَيْمَانُ وَلَـكِنَّ الشَّيْاطِينَ
كَفَرُواْ يُعَلِّمُونَ النَّاسَ السِّحْرَ وَمَا أُنزِلَ عَلَى الْمَلَكَيْنِ بِبَابِلَ هَارُوتَ وَمَارُوتَ وَمَا يُعَلِّمَانِ مِنْ أَحَدٍ حَتَّى يَقُولاَ إِنَّمَا نَحْنُ فِتْنَةٌ فَلاَ تَكْفُرْ فَيَتَعَلَّمُونَ مِنْهُمَا مَا يُفَرِّقُونَ بِهِ بَيْنَ الْمَرْءِ وَزَوْجِهِ وَمَا هُم بِضَآرِّينَ بِهِ مِنْ أَحَدٍ إِلاَّ بِإِذْنِ اللّهِ وَيَتَعَلَّمُونَ مَا يَضُرُّهُمْ وَلاَ يَنفَعُهُمْ وَلَقَدْ عَلِمُواْ لَمَنِ اشْتَرَاهُ مَا لَهُ فِي الآخِرَةِ مِنْ خَلاَقٍ وَلَبِئْسَ مَا شَرَوْاْ بِهِ أَنفُسَهُمْ لَوْ كَانُواْ يَعْلَمُونَ
102- O (Yahudi ola) nlar (Allah-u Teala’nın kitabını arkalarına atıp) Süleyman’ın (hükümranlığı döneminde ki) mülkünde şeytanların art arda okumakta oldukları (sihir ve büyü kitapları) na iyice uymuşturlar
Süleyman ( büyüyle uğraşıp) kâfir olmamıştır velakin şeytanlar ( bu sihri ilim halinde derleyip,kötü yolda kullanarak) kafir olmuşturlar ki , insanlara sihri ve Babil’deki iki meleğe;Hârut ve Mârut’a (sihir namına) indirilmiş olan şeyi öğretiyorlardı
Halbuki o ikisi (kendilerinden bu ilmi öğrenmek isteyenlere ) : “Biz ancak bir fitneyiz (ve imtihan vesilesiyiz) Öyleyse sen (bu büyüyü öğrenip,helal olduğu inancıyla kullanarak)kâfir olma!” demedikçe hiçbir kimeseye (sihir namına bir şey) öğretmiyorlardı 
Yine de o (insa)nlar kişiyle eşinin arasını kendisiyle ayıracakları (büyü gibi) şeyleri o ikisinden öğreniyorlardı Oysa o (büyü yapa)nlar Allah’ın izni olmaksızın,on(ca yaptıkları büyü ve efs ) unla hiçbir kimseye asla zarar verici kişiler değildirler
Böylece o (tembihlere aldırış etmeyen insa)nlar kendilerine fayda vermeyecek,üstelik onlara zarar verecek şeyleri öğreniyorlardı…Andolsun ki ;
Elbette ( bunu yapan Yahudiler şunu) kesinlikle bilmişlerdi ki,(Allah’ın Kitabını bırakıp da ) onu(n yasak ettiği büyüyü) kim satın almışsa ,ahirette o kişi için elbette hiçbir nasip yoktur Yemin olsun ki ; karşılında canlarını sattıkları o şey elbette ne kötü olmuştur! Eğer (büyüyü öğrenip uygulamanın fenalığını ve çarpılacakları cezanın gerçek yüzünü ) bilmekte bulunmuş olsaydılar (kesinlikle ondan vazgeçerlerdi) !
*****************************************
Ehl-i sünnet ulemasına göre sihir;gerçeği olmayan birtakım boş hayallerden ibaret olmayıp,diğer varlıklar gibi hakikati olan bir şeydir Nitekim Allah’u Te’ala kitabında bunu konu etmiş,öğrenilen ve öğretilen bir şey olduğundan bahsetmiş,yapılmasının helal olduğuna inanılması durumunda kişiyi kâfir edeceğini ve kişiyle ailesinin arasını ayırabileceğini beyan etmiştir ki,varlığı sabit olmayan batıl şeylerin bu şekilde vasıflanması mümkün değildir Ayrıca büyücüden başka kimsenin bilmediği ,derlenmiş bir takım sözler konuşulduğunda yahut bazı cisimler bir araya getirildiğinde veya bir takım güçler birleştirildiğinde ,Allah’u Te’ala’nın dilemsi durumunda imtihan hikmetine binaen hârikulâde bazı leyler yaratabileceği hususu ,aklım reddedeceği bir şey değildir Sahih hadis-i şerifler de büyünün varlığını açıkça ortaya koymaktadır Yalnız bilinmesi gereken ;Allah’u Te’ala’dan başka yaratıcı bulunmadığıimeydana gelen büyülerin ise,Allah’u Te’ala’nın ,dilediği kullarının eliyle icra ettiği bir kanunu olduğu ve sihrin en büyük günahlardan biri oluşudur Ancak büyü yapmak ,yapılan işin kendi kendine tesir ettiğine ya da helal olduğuna inanılmadıkça,yapanı da yaptıranı da kâfir etmez! Ama Kur’an-ı Kerim-i kanla yazmak ve çöplük gibi pis yerlere atmak suretiyle yapılan sihirler elbette ki sahibini kâfir eder…
kaynak: KUR'AN-I MECÎD Mahmud Ustaosmanoğlu
|
|
|