Konu
:
Falci
Yalnız Mesajı Göster
Falci
08-24-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Falci
Olay 1999 yazında gerçekleşmişti
Ben bu tarihte Erdek'te bir otelin barında çalışıyordum
Bu nedenle geceleri geç yattığım için öğlen kalkıyordum
Yine böyle gece geç saatlere kadar çalıştığım bir günün ertesi;öğlen saat 4 gibi kalktım ve her zaman yemek yediğim yer olan otelin karşısındaki büfeye gittim
Orada otelin güvenliklerinden biriyle karşılaştım ve beraberce bir masaya oturduk
Yemeğimizi yerken yanımıza benim arkamdan biri yanaştı ve aynen şu cümleyi söyledi:
-"falına bakmamı ister misin?"
Ben bu lafın bana söylenmediğini düşünerek tostumu yemeğe devam ederken
Sesinden kadın olduğunu anladığım o şahıs aynı soruyu tekrarladı:
-"falına bakmamı ister misin?"
Bunun üzerine dayanamayıp arkamı döndüm
Ben de herkes gibi, döndüğümde o tipik falcı kılığındaki birini göreceğimi sandığımdan hızlı ve sinirli bir dönüş yaptım ki bunun bir diğer nedeni o güne kadar fala inanmıyor olmamdı
Kadınla göz göze geldik ve kadın az önce sorduğu soruyu benim ona herhangi bir şey söylememe fırsat vermeden yineledi:
-"falına bakmamı ister misin?"
Ben de üzerimde neden olduğunu bilmediğim o bir anlık şaşkınlığı atarak hızlı bir şekilde “hayır” diyerek arkamı döndüm
Bunun üzerine yanımdaki güvenlik arkadaşımın kadına "benim falıma bak" dediğini duydum
“Duydum” diyorum çünkü o 3-5 saniye arası sanki yaşanmamış gibi geliyordu
Arkadaşım kolumu tutarak benim de baktırmamı parasını kendisinin vereceğini söyledi
Ben de gayri ihtiyari sanki bunu yapınca rahatlayacakmışım gibi kafamı olur anlamında salladım
İşte tam bu sırada falcı kadın arkadaşıma onun falına bakmayacağını söyledi ve benim yanıma gelerek sanki bir “Rıdvan”(cennetin bekçisi) gibi tepemde dikildi
Bunun üzerine ben de ne istediğini istediğinin para mı olduğunu sordum
Falcı kadın aynen şunları söyledi:
-falına bakıcam!
Ben de sanki bu bir oyunmuşçasına;
"-niye"dedim
Kadın buz gibi donuk sesiyle
“-çünkü az önce istediğini söyledin” dedi
Az önce kaynağını bilmediğim o -irkilme sebebim- gibi görünen kadın bana bir anda çekici gelmeye başladı
Ve aklımdan ““neden olmasın ki ne kaybedersin ki zaten”” denen o en tehlikeli düşünce geçti ve falcı kadına “TAMAM” dedim
Kadın hiç duraksamadan yanıma oturdu ve kafasını yere doğru eğerek bana sağ elimi uzatmamı söyledi
Ben de biraz yaramazlık olsun diye aklımdan sol elimi uzatmak geliyordu ki falcı kadının ağzından beynimdeki tüm kanı donduran şu sözler döküldü
“Sakın ha yanlış elini uzatmak gibi haylazca bir şey yapma
”
İşte o an kendimi felç olmuş gibi hissettim
Oradan gitmek istiyordum ama mümkün değildi
Ayaklarım sanki yere mıhlanmış gibiydi
Ben bu korkuyla karışık durumda sağ elimi kadına uzattım
Kadın parmaklarımın arasına bir bezden sıktığı sıvıyı sürdü ve sağ elimi sol elimle kapattı
Ve sonra sanki bana acırmışçasına baktı
Ardından elimi açtı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı
Bi an sustu ve bana kelimelerine hiç aralık vermeden şunları söyledi:
“Bir kağıt alacaksın ve bu seni büyük bir topluluğun içine sokak, 3 gün içerisinde çok sevdiğin iki insanı kaybedeceksin
Şu an sıkıntıların var ama yarın bunların hepsi sona erecek
Annen çok uzaklardan bir haber alacak
Ve en son söylediği söz ise şuydu 2 abinden büyük olanı küçük olanından daha uzak bir yere gidip sizden ayrılacak
Olayın hikaye kısmını geçerek size o hafta olan olaylardan bahsedeyim
2 gün sonra üniversite sınav sonuç kağıdım geldi ve ben artık bir kalabalığın içinde olmaya hak kazanmıştım
Bundan bir gün sonra kuzenim intahar ettiği haberini aldık ve aynı gün dayım kalp krizinden öldü
Ortanca abim aniden askere gitmeye karar verdi ve diğer abim de üniversite için Avusturalya'ya gitti
Ben bu olayın üzerinden yaklaşık 3 yada 4 ay sonra tesadüfen tekrar Erdek'e gittim
Aklıma bu kadın geldi ve aramaya karar verdim
ancak tüm aramalarım boşa çıkmıştı ki
Son bir kez uğradığım benzin istasyonundakilere sorarken birisi bana o kadını tanıdığını ancak o kadının yaklaşık 3 sene önce öldüğünü söyledi
Benim o anki halini tarif edemiyeceğim için bu tarifi size bırakıyorum
Daha sonra adama olayı anlattım
Adamın bana inanmamış olduğunu anlasam da kadının yaşadığı yeri bilip bilmediğini sordum
Bana kadının evini tarif edebileceğini söyledi
Ben tarif doğrultusunda eve gittim
Ancak gittim yer bir ev değil harabeydi
Yanmış yıkık dökük içinde şarap içenlerin olduğu yıkıntı bir yerdi
Ben evin içine girdim biraz dolaştım içerde şarap içen insanlara böyle birini görüp görmediklerini sordum
Kimse görmediğini söyledi ben de ümidimi kesmiş evden tam ayrılacağım sırada az önce çıktığım merdivenlerin üstünde kadının benim elimin üstüne sıktığı bezi gördüm
Diyeceksiniz ki aynı bez olduğunu nerden biliyorsun
ÇÜNKÜ O GÜNDEN SONRA SAĞ ELİMDEKİ KOKU HİÇ ÇIKMADI
Alıntıdır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul