08-24-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sen Gittin Gideli...
Sevgili Babam;
Bugün hayatta olsan, bana kızdığında sesini işitebilecek kadar, şefkatini hissettirdiğinde ellerinin başımı okşadığını duyumsayabileceğim kadar yakınımda dursan; acaba ben yine bugünkü “ben” olur muyum?
Bugünkü “ben”i hesaba çekerken yokluğuna attığım suçların yersiz olduğunu kabullenecek miyim?
İmtihandan imtihana girerken benliğim, mücadele ettiğimin sadece nefsim mi, yoksa sensizlik mi olduğuna nasıl inandırabilirim kalbimi?…
Sensizlik, varlığının hayatıma müdahale etmemesi, dizlerine oturup ta gülümseyen gözlerle sana bakamıyor olmam; acaba hazmedemediğim duyguların ayaklanmasına mı sebeptir?
Yoksa gafletli benliğim mi bunu ileri sürmekte?…
Canım Babam;
Sen hayatımda olsan şimdi, sıkışan kalbimin umutlarla açılması mümkün olur muydu?
Olurdu elbet…
Annemin de aşkla sana bağlılığını görüp te mutlu ve umutlu olmaz mıydım? 
Bugün yanımda olup her işime karışıyor olsaydın da, hiçbir işim yolunda gitmeseydi 
Her şeyden alıkoysaydın beni, ama sensizliğe koymasaydın babam!…
Bu zor geldi küçük kalbime 
Her bastığım bir sonraki yaşta, koca bir yılı daha sensiz geçirmenin verdiği ıstırapla, bu hasret daha da körükleniyor yüreğime…
Her ağlayışlara uğradığımda, yoldaşımın “sen” olduğunu bilip te tebessüme selâm verdim gözlerim kapalı 
Babam…Babacığım…
Ne çok özledim böyle seslenmeyi biliyor musun?
O gün gelecektir değil mi?
Seninle aynı mekânı paylaşma ümidi ile, Rabb’imden; seni, beni ve ailemizi cennette aynı makamda buluşturmasını, avuçlarıma kanlı gözyaşlarımı bıraka bıraka yalvararak niyaz ediyorum…
Senden payıma muntazam bir şeref kaldı ya babam, yolum açık demektir…
Seni binbir özlemle içimden hayatıma sızarcasına seviyorum babamm…
Buluşmak duasıyla…
|
|
|