Konu
:
Kursağıma Bırakıldı Aşk
Yalnız Mesajı Göster
Kursağıma Bırakıldı Aşk
08-24-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Kursağıma Bırakıldı Aşk
Ey her satırı kitap olan adam;
İki kez uğradığın şehrimde yine hüzün var
Demek ki yine kirpiklerinden “ hüzün “ kapmış bulutlar
Sana kaç kez söyledim be sevgili “ bana ölümden “ söz etme diye
Bana ölüm masallarını anlatma / dinlemeyeceğim
Ölümden bahis açılmışsa senin yerine ben ölürüm de yine de seni yar etmem o kara toprağa
Ah be kirpiklerinden yüreğine bir yağmur gibi aktığım sevdam nereye gidiyorsun ? Daha kollarına / sana Elif’i hediye eyleyeceğim
Elif’i sana kavuşturmadan gidemezsin bir yerlere
Sökemezsin ellerimi ellerinden
Gidemezsin diyorum
Beni “sensiz “ bırakıp ölümü dudaklarından öpemezsin
Demirlediğin gönül limanlarımı terk edemezsin
Hani biz ölümsüzdük ? Hani biz sonsuzluktuk ? Gideceksen git diyeceğim ama bırakamam seni
Sen beni bıraksan da ben seni ölüme uğurlayamam
Ey kirpikleri bana umut olan yâr,
İmkansızlığa açtığımız savaşı kazanmadan nereye gitmektesin? Mavi bilyeleri Elif’imize bırakıp bizi hüzne mi emanet etmektesin ? Susma ölümü dudaklarına kutsayan genç
Kelimelerini dudaklarına gömme sakın
Hani sen yazardın, hani sen hüznü en iyi anlatandın
Susmasana
Anlatsana bizi / beni
Sığınma kapısı açık bırakılmış cümle sonlarına
Sen benim sevdiğimsin / bu kadar çabuk pes edemezsin
Beni sensizliğe itemezsin koca yürekli adam
Hani tedavin sonrası kentime ilk geldiğinde gözlerimden izleyecektin denizleri
Hani gözlerim kirpiklerine dayandığında avuç içlerine sakladığın gülleri serpecektin saçlarıma
Ne oldu yaşamak zor mu geldi yoksa ya da sevdaya kanat çırpmak yordu mu seni ? Susuyorsun hala / susabildiğin kadar yaşa o zaman
Hani sen kelimeleri ustaca örerdin satırlara
Hani yazdığın her aşk denemesinde okuyanları kendine hayran bırakırdın
Ne oldu da tüm sesli kelimelerini yuttun
Yoksa suskunluğun bıçağı mı değdi boğazına
Ey kendine ölümü en iyi çare gören yalnızlığım / canım,
İçi boş kelimeleri bırak
Boynuna geçirdiğin ölüm yalnızlığını da çıkar
Sonbahar türküleri söyleyen bu kadın varken ölüme kollarına sıvamak niye ? Hani ben senin sığlığına dua genişliği katan kadınımdım
Ne oldu da ölümü bu kadar sevmeye başladın
Saf tuttuğumuz sevdadan hani vazgeçmek yoktu
Bırakma ellerimi sakın
Bakma bana sana özenip cümleleri mertçe kullandığıma
Sen düşersen ardından gelecektek kişi benim
Sensiz yaşayamam be can
Sanıyor musun ki sensiz geçecek günlere dayanacak gücüm var ? Senden başka dayanağım yok
Söylemeyemesem de sana olan özlemimi / kaç geceden beri gönderdiğin bezden kız cocuğuna sarılıyorum
Kaç gündür seninle ilk buluştuğumuz yerde dolaşmaktayım
Ve inanmayacaksın sevgili, hala kokun orada ve hala orada duruyor saçlarıma serptiğin gül taneleri
Ey gözlerini görmeden gözlerimi kurban ettiğim adam,
Sımsıkı giyin yüreğimi
Üşümesin ellerin
“ Serzone “ sinmiş ellerine benim ellerimi de al
Öznesi sen olmayan tüm cümleleri reddetmişken bir dilim söz bırak dudaklarıma
Gözlerimin derinliğindeki umut yalnızlığını sen Elif bereketine çevir
Sen ki yüreğimin kelimelere sığdıramadığı, bırakma beni karanlığa
Bırak kendini bensizliğin öznesizliğine
Göz etme sakın ölümün sana gülümseyen haline
Nefesin kesilir olduğuna nefesimi al
Hoyratça kullan canımı
Sen yaşa be can
Ben göreceğimi gördüm
Bari sen gülümse be can…
Ey kendini yarım cümlelik gören adam…
Söz verdim sana
Seni bana kavuşturmadan hiçbir yere gitmeyeceğim
Bak göreceksin bir Cumartesi günü baba ocağımdan sana topladığım güneşler ıslak kirpiklerine değecek
Ey bana bir Elif miktarı gülümsemeyi öğreten hayat
Gitme
Sırtını hayata dönüp ölüme gülümseme Ellerini uzatma kara toprağa
Geçen gece gördüğün rüyayı ne kadar gizlesen de ben biliyorum o rüyanın mahiyetini
Sen anlatma bakalım
Görmedim/ yanlış biliyorsun diye yalanlar uydurma
Sus ve tek bir kelime etme sakın
Rüyanda yıllar önce kaybettiğin baban ile düğün daveti dağıtıyordun Gediz sokaklarında
Düğün demek ölüm demek sevgili
Bu rüyayı ben üzülürüm diye anlatmadığını da biliyorum
Dudaklarından düşmese de ölüm cümleleri ben seni ölüme bırakmayacağım
Sakın sırtını bana dönüp gitme
Hayatın avuçlarından düşerim
Umutsuzluğuma bir hüzün eker sensizliğe serilirim
Sakın gitme
Sakın pes etme
Ardında içindeki her şeyi kağıda dökülebilen kadın bırakacağım diye yüreğinle övünme
Sen ölürsen ben sensizliğe yazamam
Hem ne çabuk unuttun sonbahara benzediğimi
Bırakma ellerimi
Göğsünden başka sıcaklık bilmediğim yürek, düşmeme izin verme
Bir umut yalnızlığında kanamasın nihaventlerim
Susturma beni suskunluğunla
Sakın gitme sevgili…Gitme diyorum git-me
Ölümü bu kadar çok seviyorsan git sevgili
Git
Aşkı / sevdayı kursağıma bırak ta git
İhanet et gözlerime
Git
Ölümü dudaklarından delice öp
Ardında beni yetim bırakarak git…
Madem ölümü bu kadar çok seviyorsun
Yolun açık olsun…
Seni sensiz yaşatacak güçteyim ben…
Senden bana yadigar kalacak
Bir dilim söz,
Bir dirhem Elif yeter bana
Ben seni “ varlığınla “ sevmedim ki
Öldüğünde seni terk edeyim…
“ Ne kadar çok sevildiğinin farkında olmayan adama “
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul