08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Hayatlık Vals
Bekledim,
Bir ekmek kokusuna kanıp saatlerce sıcak ekmeği bekler gibi bekledim
Sustum,
Arsız bir yanılgıdan sonra yanlışa sessiz ağıt gibi sustum
Beklenen gel(e)medi, susan konuş(a)madı
Canım acıyor, avucumdaki can kırıkları batıyor bugün bedenime
Bebeksi bir tende unutulmuş öpücük gibiydi usulluğum
En savunmasız yenilgimi resmediyorum aynalara Düşlerim asılı kaldı kimsesiz kaldırım direklerinde Kimse sormadı ‘son isteğini’ Bilindik cevaplar olduğu için mi?
Huzurum eridi buhar oldu yüreğimin kırgınlığına/kırıklığına Edepsiz susuşlarım perdeyi yırttığında beri hiç güfteye tutunamıyorum, sevdanın yüzüne bakamıyorum
Arsız bir rüyadan uyanmak isterken uyanamamak gibiydi Bağırmak, haykırmak isterken seslerimi kitap arasında unutmuş gibiydim Bu düş bozumu ellerimi kanatıyor vakitli vakitsiz
Bu çırpınışlarım, ah çırpınışlarım…
Boş yere çabayla hazırlanmış ürkek bir tezdi Gereksiz çalışılmış/hazırlanmış tek kişilik tiyatro oyunu
Bir kare içinde dondurulmuş umut parçasıydı siyah beyaz
Defterimin arasında kurutuyorum sözlerini Defterimin kokusu dağılıyor yedi iklime Çikolata kokusu… Ve düş parçacıkları dökülüyor ruhumdan,
Tek kişilik
Sen; en zamansız yenilginin en güzel anı, En ateşli tango dansında unutulmuş bir karanfil Ve tınılar arasında kaybolmuş özgürlük
Bir gitarın yaz ve aşk melodilerine bıraktım düşlerimi, çırılçıplak soyunan benliğimi ayak yalın kumlara saldım
Sen; bir çingenenin ayak yalın dansın da kaybolmuş hırçınlık,
Hayatın dansı,
Ve en ulaşılmazım
|
|
|