Yalnız Mesajı Göster

Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi

Eski 08-24-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi



Doğuya baktığında gözlerin
İlk sabah güneşi eşliğinde
Ve safran renginde,
Duygularımı düşle, düşle ki !
Aksın yüreğin, senin gidişin
Benim gözyaşım gibi

Güneşin yansıması
Kaplasın altın sarısı saçlarını
Hayalinde canlansın, ıslanmış yastığım
Ve satırların arasında, bulduğunda aşkımı
Anla yastığımın neden ıslandığını
‘’Erkekler ağlamaz ’’ derdim ya !
Yalanmış !

Neden mi ?
Gidişini gördüm gene düşümde
Ayrılığın hançeri vardı döşümde
Ben uğurlamaya gelirken seni,
Seni ısıtan güneş, kavuruyordu beni
Boğazımda gitme diyemeyişimin düğümü
O an başladı, senli hayallerimin ölümü

Bensiz bir kalabalığın içine yürüyordun
Heyhat ! Tarihi kilitliyor
Gittiğin o güne, ruhumu gömüyordun
Ogün Temmuz’un altısı,
Bana kalansa sevdamın son tortusu
Bu gün hala Temmuz’un altısı,
Dedim ya kilitledin zamanı

Her sevda kilitlenecek mi bir güne!
Aşk ne kadarda küçükmüş meğer
Küçücük bir günü sığdırıyorsa bir ömre
Ve sonbahar, yüreğim kadar temiz olsaydı
Ve bir o kadarda çalarken sevdamın yeşilini
Razıydım birde kışlara kalmasaydı
Ayazında kurumasaydı, sevdamın son tomurcukları

Yürümüştün,
Küçük bir kız çocuğu masumluğunda
Titreyen yüreğimi, hüzün ağaçlarının altında
Bıraktın mezarlığın kapısına
Hala bir yer bulamadı kendine
Oysa küçük olan bendim, o koskoca cüssemle
Küçüktüm, bak sen gitmeyi becerdin,
Ben bir ölmeyi bile beceremedim

Gökyüzü, yeryüzü ne varsa arasında kalan
Sustu o gün, yada ben sustum hepsine
Ne far eder ki, uzaksa yakın olması gereken
Ve uzaklık çağırıyorsa hep yakın olması gerekenleri
Heyhat ! Çoktan gömdüm ben çoktan
Yüreğimdeki fesleğenleri, gömemezken kendimi
Susmak değil midir bazen, gereğinden fazla konuşmak
Yanılsamalara yatırırız gözlerimizi
Ay mıdır güzelliği sunan, yoksa ışığı veren güneş mi ?
Ağaçların arasında kalmışsa, yaşar mı papatya ?
Güneşi görmüyorsa, kaplıyorsa düşen yapraklar üstünü

Ne kadar yaşamaktır sizce
Yaşamın mezbahasında beklerken
Sıradaki hep sizden önceki ise
Ve bakıp solgun donuk yüzünüze kasap
Heyhat ! Dönüp gidiyorsa her seferinde
Sizde özlemez misiniz ölümü ?

Belki işitirsiniz artık, uzağa yakın olanlar
Zamanıdır işitmenizin bitkin sesimi
Benim yiten sesimdir o, ruhumun son sessiz çığlığı
Yaşam mezbahasında kasabın henüz el değmediği
Son giden benden bir öncekiydi
Giderken “ bu gün yedi temmuz dedi “
Gelmedi kilitleyen, kırdım kilitleri
Ve duyuldu beklediğim ses
Sıradaki bendim artık, hoşça kalın uzak olanlar

Alıntı Yaparak Cevapla