08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Dokunma Yanarsın
Çocukluğum çıraklıkta geçti,
Kir-pas içinde
Gençliğim korsan yürüyüşlerde, mitinglerde
Hapse erken düştüm,
Copla erken tanıştım,
Küçük voltalardan bıktım usandım!
Şimdi uçsuz bucaksız ovalarda,
Adımlarımı saymadan,
Geriye dönüp bakmadan,
Usanmadan, bıkmadan,
Deli taylar gibi koşmak istiyorum!
Ve görüyorsun ki;
Aşkı beceremiyorum  
Beni kendi halime bırak, yavrucuğum,
Ben yolumu nasıl olsa bulurum  
Upuzun çayırlarda,
Yalınayak koşmak istiyorum
Saçlarım rüzgâra konuk,
Yüzüm dağlara dönük  
Göğsümün çeperini,
Ölümle sınayan esaret,
Ve yüreğimi yararcasına zorlayan cesaret;
Kıyasıya vuruşsun istiyorum!
Koşmak  koşmak istiyorum, sevgilim
Dönemezsem, affet  
Firari gecelerin azmanı olmuşum,
Bütün istasyonlarda afişim durur
Beni bir çocuk bile bulur  
Dokunma bana, çıldırırsın!
Dokunma bana, ellerin tutuşur!
Koşmak istiyorum;
Eksozların, molozların,
Yağmaların kıyısından
Onca insafsızlıkların,
Onca haksızlıkların,
Manzarasızlıkların, parasızlıkların,
Allahsızlıkların kıyısından  
Kimseye ve hiçbir şeye değmeden,
Ciğerlerimi yok edercesine koşmak istiyorum!
Koşmak istiyorum;
Şiirimin ve yumruğumun namusuyla  
Kavgaya karışmadan, tutuklanmadan
Ve küfür etmeden
Kafamı kırarcasına koşmak istiyorum!
Avucunu son bir defa,
Ağlamadan tutmak istiyorum;
Gözlerim yüzüne küskün,
Sazım sevgine suskun  
Saati ayrılığa kurmuşum,
Olmaz teslimiyet!
Ziyan aklımı senle bozmuşum,
İçerim felâket!
Kurşunlara geleyim istiyorum,
Ölmek  ölmek istiyorum, sevgilim
Sağ kalırsam, affet! 
Firari acıların uzmanı olmuşum,
Bütün telsizlerde adım okunur;
Beni bir korkak bile vurur  
Dokunma bana, fişlenirsin!
Dokunma bana, sen de yanarsın! 
Yusuf HAYALOĞLU
|
|
|