08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bugün
Yalnız bir delikanlı kırmızı kalplere boğulmuş caddelerde bir başına dolaşırken yalnızlığından daha da efkârlanacak bugün  Erkenden yatağa girip bir an önce uyumaya ve yalnızlığını böyle unutmaya karar verecek
Dağ başında silahına sarılmış bir asker, uzaktaki kentini ve yârini düşünürken soğuk geceye tül gibi üfleyecek sigarasının dumanını  
Dul bir kadın, yitirdiğine hâlâ inanamadığı eşinin eski eşyalarında kokusunu arayacak
Bir fanatik, takımını ölesiye sevmesinin, daha önce ölesiye sevmeye değer biriyle karşılaşmamasından kaynaklandığının ayırdına varacak; şimdi cüzdanında ölesiye sevdiği kızın resmini taşırken  
Düşkünler yurdunun komşu odalarında uzun bir ömrün uzatmalarını oynayan iki ihtiyar, evlenip odaları birleştirmeye ve ölümü birlikte beklemeye karar verecek
Kerhane kapısındaki adam, delice âşık olduğu kadını "mesai" çıkışı karşılarken ona yan bakan adamlara küfredecek
El kadar çocuklara kalp şeklinde balonlar sattıran berduş, tıpkı sattırdıkları gibi içi boş bir kalp taşıdığının farkına bile varmayacak
Çok görüp geçirmiş bir kadın, yalnızlığını paylaşan kedisine sarılırken "Hepsi yalan; gerçek olan senin sevdan" diye iç geçirecek
Yüzlerce kızın hayalini süsleyen pop star, sabaha karşı yatağındaki iki kıza ne kadar yalnız olduğunu anlatacak
Ecelinin yakın olduğunu yeni öğrenmiş bir kadın onca yıl kutsal bir emanet gibi sakladığı bedenine giderayak bir dünyevi ödül vermek için şehevi planlar yapacak
Yeni evli garson, çalıştığı bardaki çılgın parti bir an önce bitsin diye sabırsızlanırken gördüğü iştahlı âşıklara özenmesin diye eve dönünce genç karısını iyice dövmeye karar verecek
Tecavüze uğramış Rus kız, kilitlendiği odanın penceresinden sokağa bakarken "Tam intiharlık gün bugün" diye düşünecek
Üst katta oturan dilberin posta kutusuna atılan aşk mektubunu yırtan çocuk, geceyi onun balkonundan çaldığı iç çamaşırıyla geçirecek
İnternet başındaki çapkın, adını bilmediği, yüzünü görmediği birine ilanı aşk edecek, adını vermeden, yüzünü göstermeden  Adsızlaştıkça yüzsüzleşecek; yüzsüzleştikçe gerçek yüzünü keşfedecek
Her gece aynı kadının numarasını bir kez arayıp kapatan telefon sapığı sevgililer günü şerefine ilk kez konuşmayı deneyip yakayı ele verecek
Metruk bir aşktan yeni kurtulmuş kadın,bir zamanlar uğruna ölmeye hazır olduğu adamı başkasıyla görüp zerrece etkilenmemesine şaşacak
Erkek soyunun ne mal olduğunu kendinden bilen bir baba, kızını böyle bir günde, babasının mazideki halinden korumanın derdine düşecek
Kavuşması imkânsız iki genç, ayrı yerlere kök salmış iki ağaç gibi dallarını, kollarını uzatacak yele  tarifsiz bir kederle  
Mecburiyetten evlenmiş bir çift, "Başka bir hayat mümkün müydü"nün muhasebesini yapacak telafisiz bir gecikmeyle  
Aynı tuhaf asırda, aynı garip coğrafyayı paylaşan insanlar, apayrı âlemlerde kendi meşreplerince yaşayacaklar 14 Şubat'ı  
Hiç bilmeyecek ya da çok önem verecekler  kutlayacak ya da lanetleyecekler; kâh süslü püslü sözler, kâh kirli paslı hislerle 
Kâh umursamazmış gibi yapan bir böbürlenmeyle, kâh keyfini çıkarmaya çalışarak, kan ter içinde  
Ne kadar farklı olmaya çalışsalar da; hayat boyu sevgiyi yaşadıkları gibi yaşayacaklar, Sevgililer Günü'nü de  
Can Dündar
|
|
|