08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ümit Yaşar Oğuzcan...Mektup
Bu gün bendeki resimlerini ve mektuplarını yakıyorum
Küllerini sana göndereceğim İşte! Hepsi önümde
duruyor Şu resim çekilirken karşında ben vardım,
hatırladın mı? Üzerini diyerek
imzalamışsın Bu seni en çok anlatan resimdi
biliyorum Bana en yakın olduğun resimdi  Karşında
ben vardım, gözlerin gözlerimdeydi  İçin benimle
doluydu, bakışların gibi Önce bu resmini yakacağım,
bu en çok sen olan resmini Sonra da diğerlerini
yakacağım Hepsi birer birer kıvrılıp kül olacak
sonunda Ya mektupların? Herbirini çok çok öptüğüm
mektupların  Satır satır içimde çakılı duran mektupların
Onlarda yanacak Senden madde olan hiçbir şey kalmasın
istemiyorum bende İçimde bıraktığın eziklik yeter artık
Artık seninle değil, verdiğin acılarla avunacağım Seni bütün
arzuların üzerinde, bütün özlemlerin ötesinde
seveceğim artık Sensiz bir dünya yaratacağım senden
Dünya duracak ama sen durmayacaksın Zaman bitecek,
ama sen bitmeyeceksin Bir gün bütün çiçekleri solacak
bahçelerin, yıldızlar ışık vermeyecek, güneş
doğmayacak hiç Ama sen solmayacaksın, sen
eksilmeyeceksin Seni maddenin dışına çıkarıyorum
Ölümsüzlüğün kapılarını açıyorum sana  Anlamıyor
musun?
Daha düne kadar her yerini ayrı ayrı seviyordum
Ellerini tuttuğum zamanlar ürperirdim, başım dönerdi
gözlerine bakınca Dudakların her öpüşte yeniden
dünyaya getirirdi beni Al işte, hepsini sana
bırakıyorum Güzelliğinde senin olsun dişiliğinde 
Göreceksin, bir gün her yerin şu mektuplar, şu
resimler gibi kül olup dağılacak
Bir tel bile kalmayacak saçlarından Niceleri gibi sen
de göçüp gideceksin bir gün  Önce güzeliğin terk
edecek seni Ellerin buruşacak, belin bükülecek,
ak pak olacak saçların Boş bir çuvala döneceksin
Gözlerinde o vahşi pırıltı kalmayacak, bütün ateşi sönecek dudaklarının  
Ama ben o halinle bile seni terketmeyeceğim Çünkü
benim içimde hep bugünkü gibi kalacaksın Taptaze,
sımsıcak ve korkunç güzel! Yalnız benim gözlerimde
bir manası olacak bakışlarının Ben yok olduğum zaman
da satırlarımda yaşayacaksın Hiç ihtiyarlamadan,
hiç değişmeden, hiç tükenmeden  Adım adınla anılacak,
adın adımla  
Mektuplarınla resimlerini yakacak gücü kendimde
bulamasam, o zaman da kendimi yakardım Şu herkeste
seni gören gözlerimi, şu her yerde sana koşan
ayaklarımı ve şu her zaman sana yazan ellerimi
yakardım Tenimden yükselen alevler ta Allaha kadar
uzanır, ona çaresizliğimi anlatırdı
Seni güçsüz, zayıf bir insan tarafından sevilmenin
hayal kırıklığına uğratmamak için, şimdi benim yerime,
senden kalanları yakacağım Ben yaşadıkça, varlığım bütün çaresizliklere meydan okuyacak Unutma; seni sevdiğim için ölebilirdim, seni sevdiğim için yaşayacağım
Biraz sonra mektuplarınla resimlerni tutuşturacak bir
kibrit çöpü gibi çekiliyorum hayatından Her şeyiyle
onu sana bırakıyorum Hayatın senin olsun İstersen
hayatım da Ama sen kendinin bile olamayacaksın
artık Ben yaşadıkca, adım söylendikçe  
Seni bensizliğe ve kendimi sana mahkum ediyorum
|
|
|