08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kullarım Sana Beni Sorduklarında
Kullarım sana beni sorduklarında, de ki, ben onlara çok yakınım Bana dua edenlerin dualarını kabul ederim Bakara 186
Dua; kulun Rabbini tanıyarak O’nun yüceliği, sınırsız ve sonsuz kudreti karşısında kendi acizliğini, zayıflığını ve güçsüzlüğünü itiraf etmesi, derin bir sevgi ve saygı içinde O’ndan yardım niyâz etmesidir Allah’ın birliğini dile getirme ve O’nu övgüyle anma hem bir zikir hem de duadır

Allah’tan af dilemek, merhametini niyâz etmek gibi manevi isteklere ve dünya ile ilgili dileklere de dua denir Zaten zikirle duayı, şükür ve hamd-ü senâ ile duayı, tövbe ve istiğfar ile duayı birbirinden ayırmak mümkün değildir İnsanın Cenâb- ı Hakk’a kulluğunu, bağlılığını dile getirmesi, O’nsuz olmayacağını, O yardım etmeden hiçbir şey yapamayacağını belirtmesi de bir duadır
Dua kulun Allah’a bağlılığını en güzel şekilde dile getirdiği için Peygamber Efendimiz tarafından ibadetin özü sayılmıştır “Tirmizi, Daavât” “Duanız olmazsa Rabbim size ne diye değer versin” (Furkan s (25), 77) âyeti Cenâb-ı Hakk’ın duaya verdiği önemi pek açık bir şekilde ortaya koymaktadır İşte bunun için Allah-ü Teâlâ kendisine dua etmemizi yani kendisine olan bağlılığımızı sunmamızı, O’nun saltanatının ihtişamı karşısında kendi yoksulluğumuzu ve hiçliğimizi itiraf etmemizi istemektedir

Bu alemi, dünya, dünyadaki hayat mucizesini ve o hayatın içinde bizi yarattığı için kendisine şükranlarımızı sunmamızı emretmektedir Müminlerin ise, bütün bunların üstünde ve ötesinde, nice kimseler inançsızlık buhranı içinde bocalayıp dururken, hidayete erdirilmiş olmalarından dolayı Allah’a dua ve şükretmeleri gerekmektedir
Dayanılamayacak dertten, insanı helâke götürecek talihsizlikten, başa gelecek fenalıktan ve düşmanı sevindirecek felâketten Allah’a sığınınız Buhari – Müslim

Darda kalan, sıkıntıya düşen, tehlikeyle karşı karşıya kalan kim-senin tutunacak bir dal araması, dalların en sağlamı ve sığınılacak limanların en kuytusu olan Cenâb-ı Hakkın himayesini dileyerek O’na yalvarıp yakarması insanın tabiatında vardır
Dayanılamayacak dertler, sabre-dilemeyecek hastalıklar vardır Bu dertlerden kurtulmanın bir yolunu bulamayan kimse “Allah’ım canımı al da kurtulayım” diye feryada başlar İnsanın geçimini üstlendiği kişilerin çok olup onları geçindirecek maddi gücünün bulunmaması, sevdiklerinden birinin tedavisi büyük harcamaları gerektirdiği halde çaresiz kalması bu nevi dertlerdendir

İnsanı helâke götürecek talihsizlikler ile başa gelecek fenalıklar onun canında ve malında görülebileceği gibi aile fertlerine de musallat olabilir Böylesine ağır sıkıntılar düşmanı sevindiren felâketlerdir Peygamber Efen-dimizin böyle dertlerden Allah’a sığınmayı tavsiye buyurduğunu dikkate alarak sıkıntıya düşünce Cenâb-ı Hakkın yardımını niyâz etmeliyiz
Zira âlemlerin Rabbi bir kuluna böyle bir dert bir sıkıntı takdir buyursa bile onun dua edip yalvarması sebebiyle o sıkıntıyı kulundan uzaklaştırabilir Peygamberimizden bir dua örneği:“Allah’ım bütün işlerimin başı olan dinim konusunda hataya düşmekten beni koru Yaşadığım şu dünyadaki işlerimin yolunda gitmesini sağla Dönüp varacağım âhiretimi kazanmama yardım et Ömrümde daha çok hayır yapmama imkân ver Her türlü kötülükten kurtulmamı sağlayacak bir ölüm nasip et ” (Müslim; Zikir, 71)

|
|
|