Yalnız Mesajı Göster

Ayasofya Müzesi | Ayasofya Camisi (İstanbul)

Eski 08-23-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ayasofya Müzesi | Ayasofya Camisi (İstanbul)



Orta Nef





Tam karşıda pencerelerin bulunduğu kilisenin absidi görülmektedir Absid içinde, aşağıda caminin mihrabı görülmektedir Solda hünkâr mahfili görülmektedir Sağda, altta ise müezzin mahfili denilen cami döneminde mevlit okunan balkon görülmektedir


Orta nef ya da iç mekan karmaşık bir yapıya sahiptir 100 x 70 m ölçüsündeki binanın 7467 x 6980 m ölçüsündeki orta nefinin (ana salonun) ortasında ağırlığı dört paye (ayak) üzerine oturtulmuş, payelere geçişin pandantiflerle sağlandığı bir ana kubbe yer alır Ayasofya?nın devrim niteliği taşıyan kubbesi birçok sanat tarihçisinin, mimarın mühendisin özel ilgisini çekmiştir Daireden dikdörtgene geçiş içbükey üçgen pandantiflerle sağlanır Bu tür yapılarda daha önce kullanılmamış bu pandantifler estetik bakımdan şık bir şekilde, daireden, yani kubbeden payelerce oluşturulan kare biçimine, hatta yarım kubbeler de sisteme dahil sayılırsa, dikdörtgen biçimine geçişi sağlarlar Böylece, kubbe pandantifler vasıtasıyla dört büyük kemer üzerine oturur Bu kemerler de Osmanlı döneminde Mimar Sinan?ın talimatlarıyla istinat duvarlarıyla desteklenmiştir


Tarih boyunca tamirat gördüğünden kubbe dairesel düzgünlüğünü kaybetmiş ve elips biçimine yaklaşmıştır Bu yüzden farklı uzunlukta iki yarıçapı vardır 5560 m yüksekliğinde ve içten 3080 - 326 m çaplarındaki ana kubbenin ağırlığı doğu ve batısındaki iki yarım kubbeyle hafifletilmiştir Ana kubbenin güney ve kuzeyde yarattığı baskı ise payandalarla karşılanmıştır Bir şemsiyenin telleri gibi, kubbenin tepesinden başlayıp kubbe pencereleri arasından geçerek pandantiflere inen 40 kaburga, kubbenin ağırlığının payelere aktarılmasında önemli bir rol oynar Binanın ağırlığını 40'ı aşağıda, 67'si üst katta olan 107 sütun taşımaktadır Bu sütunların bir kısmı orta nefin her iki yanında, iki katlı bir dizi oluştururlar Orta nefin kuzey kenarını oluşturan çift katlı sütun dizisinin üzerindeki duvarda (tympanon) Ortodoks Kilisesi patriklerinin mozaikleri bulunur Bunlar çok yüksekte olduklarından dürbünsüz pekiyi görülemezler Ana mekân, duvarlardaki ve kubbedeki pencerelerden ışık alır


Mozayiklerle kaplı ana kubbenin ortasında Bizans döneminde İsa?yı tasvir eden bir mozaiğin yer aldığı bilinmektedir Kilise camiye çevrildiğinde diğer insan figürlü mozaiklerin sıvayla kaplanmasına karşın bu mozaik 17 yüzyıl ortalarına açık bırakılmış, 17 yüzyıl ortalarında Kazasker Mustafa İzzet efendi tarafından üzerine ?Allahü Nurüssemavat? diye başlayan ayetin işlendiği bir sıvayla kapatılmıştır Bununla birlikte mozaiğin 1894 depreminde düşmüş olduğu da iddia edilmektedir


Ana kubbede hem kubbenin ağırlığını azaltmak, hem de ana mekanın aydınlanmasını sağlamak üzere 40 pencere açılmıştır Kubbenin mozaiklerini onarmak üzere kurulan 60 ton ağırlığındaki metalik iskele onarım çalışmalarının sürmesi nedeniyle henüz kaldırılamamış olup, kubbenin tümüyle görülmesini engellemektedir


Kubbenin zemine izdüşümü olan çember araştırıldığında, zeminde taşa 40 adet haçın bir çember oluşturacak şekilde kazınmış olduğu görülür Bu haçların hiçbir sembolik değeri yoktur, mimari bir yöntemin uygulanması için bazı noktaların kesişen iki çizgiyle işaretlenmesinden ibarettir Bir yapıya kubbe inşa edilmeden önce zemine, inşa edilecek kubbenin çemberi işaretlenir ve daha sonra bu noktalara çekül tutularak kubbe inşa edilir Bu mimari yöntem günümüzde de uygulanmaktadır; tek fark artık çekül yerine lazerin kullanılmasıdır







Kerubi Yada Seraphim Fresklerinden Biri





Kubbeden payelere geçişi sağlayan dört pandantif üzerinde Hıristiyan melekler hiyerarşisindeki bir melek sınıfını tasvir eden freskler bulunmaktadır Bunların Kerubi melekleri mi, yoksa Seraphim melekleri mi oldukları konusu kesinlik kazanmamıştır Bizans?ın erken devirlerinde bunların mozaik olduğu belirtilir, tahrip olduklarında freske çevrilmiş oldukları düşünülmektedir Üzerleri Osmanlı döneminde hiç kapatılmamış, yalnızca yüzlerine altın yaldızla kaplı oval bir yıldız yerleştirilmiştir Bu 6 kanata sahip melek fresklerinden ikisinin birkaç yıl önce restore edilmiş olmasına karşın, yağmurun sızması nedeniyle yeniden tahrip oldukları görülmektedir Bu tahribatın nedeni Bizanslıların yapıda dere kumu yerine deniz kumu kullanmış olmalarıdır Zira deniz kumu inşaatta kullanılmadan önce suyla yıkansa da, bir miktar tuzu bünyesinde tutmakta ve kumun yapıda kullanılmasından sonra bu tuz, yağmur sularını çekici ve emici bir işlev görmektedir (Bu tahribat özellikle üst kattaki tavan mozaiklerinde etkili olmuştur)


Orta nefin iç nartekse yakın kısmında Helenistik dönemden kalma (MÖ 4 yy), bektaşi taşından (İng alabaster) yapılma iki büyük küp bulunmaktadır Bunlar III Murad döneminde Bergama?da bulunmuş, Ayasofya?ya getirilerek su içme gereksinimlerini karşılamak üzere kullanılmıştır Küplerden büyük olanı 1200 litrelik bir kapasiteye sahiptir


Duvarlardaki boş taş çerçevelerde Bizans döneminde ikonalar bulunmaktaydı Orta nefte iç nartekse paralel olarak uzanan iki küçük tünelde Ayasofya?nın en eski mozaikleri bulunur Bunlardan birinde ilk Hıristiyanların kullandıkları, Yunan alfabesinin beş harfini içeren sekiz dilimli daire sembolü bulunur

Alıntı Yaparak Cevapla