08-23-2012
|
#110
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''
Marcus Aurelius
(M S 120 -180) Marcus Aurelius "Kendi Kendine Düşünceler" isimli eserinde Epiktet'ten sıkça söz eder Bu son iki Romalı Stoacıda Eski Stoa ruhunun bir daha canlandığına tanık oluyoruz Bunlar bireyin amacını, devlet içinde bir hizmette bulunmak olarak anlar
Marcus Aurelius'a göre her bireyin kendisini görev başında bulunan bir asker gibi, yani komutanın kendisine verdiği emri yerine getirmekte olan bir asker gibi anlaması gerekir Bir sipere belli bir görevle yerleştirilen bir asker, üzerine düşeni, elinden geldiğince yapmalıdır
Kendisine verilen görevin doğru olup olmadığını tartışmaya askerin hakkı yoktur Aynı bunun gibi her insana doğa ve devlet tarafından belli bir "görev" verilmiştir Herkesin kendisine verilen görevi elinden geldiğince yapması gerekir Sonraki Stoacıların ahlakında gittikçe artan bir değer kazanan bu görev düşüncesinin Roma dünya görüşünde önemli bir yeri vardır Roma en parlak dönemlerine görev düşüncesine dayanarak ulaşmıştır
Stoacılık yanında Epikürcülüğün de, yani sert bir görev ahlâkı yanında bir haz felsefesinin de Roma'ya girmiş olduğuna burada işaret etmeliyiz Buna, haz felsefesini kolay anlaşılır bir biçimde dile getiren ünlü Lâtin şairi Lecretius'tu örnek gösterebiliriz Lecretius (M Ö 91 - 55) şiirsel biçimde yazılmış bir eğitim eseri olarak anabileceğimiz "Eşyanın Doğasına Dair" adlı eseriyle tanınır
İşte Romalıların felsefe alanındaki başarılan, hemen hemen, bunlardır Eski Stoacılar ulusal Yunan dinini olumlu karşılarlar Nitekim Eski Stoacılar gerek astrolojiyi, gerek geleceği okumayı (kehaneti) benimsemişlerdi Panaitios Eski Stoaya bu noktada eleştiri yöneltir Ona göre astroloji (ilmi nücûm), geleceği okumak (kehanet)  birer uydurma inanç (batıl itikat)tan başka bir şey değildir
Panaitios'un bu karşı çıkışı etkili olmamıştır O kadar ki, Panaitios, bu gibi inançlarla uğraşanların sonuncusudur Çünkü bu türden inançlar, özellikle astrolojiye inanma, bundan sonraki dönemde daha da önem kazanmıştır Bu dönem için, özellikle iki düşünürden söz etmeliyiz: Bunlardan ilki Poseidonios'tur
|
|
|