| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Atasözleri Ve Deyimler 
 
             ATASÖZLERİ VE DEYİMLER
 
 
 
 DEYİMLER
 
 Birden fazla sözcükten oluşmuş, bir kavramı karşılamak amacıyla kulllanılan ve bir durumu en kısa yoldan anlatıp, cümleye çekici anlatım özelliği katan, çoğu mecaz anlamlı kalıplaşmış söz öbeklerine "deyim" denir
  
 Türkçede kullandığımız deyimler şu özellikler taşırlar:
 
 1
  Birden fazla sözcükten oluşmuşlardır  
 2
  Çoğunlukla bir anlam kayması (mecaz) söz konusudur  
 3
  Cümle içinde anlatıma çekicilik kazandırır  
 4
  Deyim kalıbı aynen kullanılmalıdır  
 a) Sözcüklerin yerini değiştiremeyiz
  
 b) Deyimi oluşturan sözcüklerin eşanlamlısını kullanamayız
  
 Örnek:
 
 Dam başında saksağan, vur beline kazmayı
  (Doğru) 
 Saksağan dam başında, beline vur kazmayı
  
 (Yanlış)
 
 Ekmeğini kayadan çıkarıyordu
  (Yanlış) 
 5
  Deyimlerin arasına başka sözcükler girebilir: 
 Örnek:
 
 Sen, ağzını hiçbir zaman hayra açmazsın
  
 6
  Dilimizde kullandığımız deyimlerin çoğu "-mak/-mek" mastar ekiyle adlandırılan "Deyimleşmiş Bileşik Eylem"lerdir  Bu kurala göre deyimleri oluştururken kullanılan adlar, bazı ad çekim eklerini alarak kullanılabilirler  
 Örnek:
 
 El ayak çekmek
  (mastar) 
 Hayattan elini ayağını çekmişti
  
 Deyimleri anlam ve biçim (kuruluş) yönünden iki grup altında değerlendirebiliriz:
 
 1
  Anlamlarına göre deyimler: 
 a) Gerçek anlamlı deyimler
 
 b) Mecaz anlamlı deyimler
 
 2
  Biçimlerine (Kuruluşlarına)göre deyimler: 
 a) Tam yargı anlamı vermeyen deyimler
 
 b) Tam yargı anlamı veren deyimler
 
 1
  Anlamlarına Göre Deyimler: 
 a) Gerçek anlamlı deyimler:
 
 Bu gibi deyimler anlatıma güzellik katmak amacıyla kurulmuştur
  Deyimi oluşturan sözcüklerin anlamı benzerlik (mecaz) anlamını düşündürmeden, kavramları olduğu gibi karşılayan kalıplaşmış söz öbekleridir  
 Örnek:
 
 Canı sağ olsun
 
 Beyni atmak
 
 Baskın çıkmak
 
 Ayda yılda bir
 
 Nerde akşam orda sabah vb
  
 Yukarıda verdiğimiz örneklerde görüldüğü gibi deyimi meydana getiren sözcüklerin anlamları ayrı ayrı gözden geçirildiğinde cümleye verdiği anlam ne ise sözcüğün anlamı da tek başına aynıdır (gerçektir)
  
 b) Mecaz anlamlı deyimler:
 
 Bu tür deyimlerde, kullanılan deyimin okuyu-cuya verdiği anlamın, gerçek anlamından farklı bir anlama büründüğünü görmekteyiz
  
 Mecaz anlamlı deyimlerde kullanılan sözcük-lerin ya biri ya da tümü gerçek anlamını yitir-miştir
  
 Türkçemizde bu çeşitteki deyimler gerçek anlamlı deyimlere nazaran daha çok karşımı-za çıkmaktadır
  
 Örnek:
 
 Buz gibi soğumak
 
 Beyninden vurulmuşa dönmek
 
 Başının etini yemek
 
 Dilini bağlamak vb
  
 Yukarıda verdiğimiz örnekler mecazlı sözcük-lerden meydana gelmiştir
  Yukarıdaki örnekler-de geçen sözcükler benzetmeler yoluyla farklı anlamlar içermektedir  
 2
  Biçimlerine Göre Deyimler: 
 a) Tam yargı anlamı vermeyen deyimler:
 
 Türkçemizdeki deyimlerin bazılarında sonunda eylem veya ekeylem yoktur
  Bu tür deyimler tam yargı anlamı vermezler  
 Örnek:
 
 Göz ağrısı, cebi delik, yarım ağız, sofrası açık, gözü açık vb
  
 b) Tam yargı anlamı veren deyimler:
 
 Bu türdeki deyimlere anlam yükleyebilmek için çekime girmeli veya cümle biçimindeki deyimler olmalıdır
  
 Çekime girecek biçimdeki deyimler "-mak/-mek" mastar ekiyle adlandırılan "anlamca bileşik eylem" özelliğindeki deyimlerdir
  Bu tür deyimler değişik ad çekim ekleri kip ve kişi ekleri ile çekime girerler  
 Örnek:
 
 Babası bağırınca dut yemiş bülbüle dönmüştü
  
 Cümle biçimindeki deyimler belli bir çekime girmiş ve cümle niteliğine bürünmüş deyimlerdir
  Bu tipteki deyimler; basit cümle biçiminde oluşabilir  
 Örnek:
 
 "Ağzı bozuk, elleri açıktı" gibi oluşabilir
  
 Ayrıca bileşik cümle biçiminde oluşmuş deyimler de vardır
  
 Örnek:
 
 Ağzını açtı gözünü yumdu
  
 Bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var
  
 Deyimlerin oluşumunda, ikilemler iyelik ve ad durum eki alarak meydana gelebilirler
  
 Örnek:
 
 "Baş başa, pisi pisine, el ele, göz göze, biz bize vb
  
 Not: İkilemeler (yavaş yavaş, ağır ağır) deyim olamazlar
  
 Deyimler bir de kafiye uygunluğu (uyak) ile meydana gelmektedirler
  Örneğin; Yere bakan yürek yakan  Buldum bilemedim, bildim bulamadım, Biri vardı geceden, biri düştü bacadan  
 Uyarı: Deyimler öz anlamı dışında kullanıldığı gibi sözcük anlamı dışında da kullanılabilir
  Bu durumda deyim olmaktan çıkmış gerçek anlama bürünmüştür  Örneğin; "Kötü arkadaşlarına uyan çocuk yoldan çıktı" cümlesin-deki "yoldan çıkmak", "bozulmak, kötü olmak, kurallara uymamak" anlamında kullanıldığı için deyim-dir  Bunun yanında, "Freni patla-yan araba yoldan çıktı  " cümlesin-deki "yoldan çıkmak" gerçek anlamda kullanıldığından deyim değildir  
 
 
 Deyimler bileşik sözcüklerle karıştırılmamalı-dır
  Deyimi oluşturan sözcükler ayrı, bileşik sözcüler bitişik yazılır  
 Örnek:
 
 Açgözlü bir çocuktu
  (Bileşik sözcük) 
 Onun yaptıklarına akıl sır erdirilemedi
  (Deyim) 
 Deyimler, bir sanat dalının tanımını içermediği için terim olamazlar
  Bunun tersi olarak iki ya da daha çok sözcükten oluşan terimler de deyim olamazlar  
 Örnek:
 
 Gözünüzde tavukkarası var
  
 Eşkenar üçgenlerin tüm açıları eşittir
  
 Deyimlerin oluşumunda bazı argo sözcükler kullanılabilir
  
 Örnek:
 
 Çok çalışmaktan cartayı çekti
  
 Banka soygununda vurulup, tahtalı köyü boyladı
  
 Cümle içinde söz öbeği veya başlı başına cümle oluşturan deyimler; ad, sıfat, zarf, ünlem,eylem göreviyle kullanılabilirler
  
 Örnek:
 
 Alnı açık, yüzü ak bir insandı
  (sıfat) 
 Zavallının basireti bağlanmış
  (eylem) 
 Deyimlerin bir bölümü de benzetme istiare, mecaz-i mürsel kurallarıyla kalıplaşmıştır
  
 Örnek:
 
 Dama taşı gibi oynatmak
  (Benzetme) 
 Eli kolu bağlı kalmak
  (İstiare) 
 Başını belaya sokmak (mecaz-ı mürsel)
 
 Örnek 1: (ÖSS/1995)
 
 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizgili deyim "merak edip gizlice dinlemek, işitmeye çalışmak" anlamına gelmektedir?
 
 A) Sınıfta bütün öğrenciler kulak kesilmiş öğretmenlerini dinliyorlardı
  
 B) Bu dedikodular onun da kulağına çalınmış olmalı
  
 C) Herkes kulağı tetikte müdürün kapısında bekliyordu
  
 D) Karşı masadakiler konuşurken o da kulak kabartmış dinliyordu
  
 E) Öğretmen ders anlatırken kulağını açıp dinlemelisin
  
 Çözüm:
 
 "Kulak kesilmek", dikkattle dinlemek ;"kulağına çalınmak", başkasına söylenen sözleri şöyle bir duymak; "kulağı tetikte"duymak için bütün dik-katini vermek; "kulak kabartmak" konuşanları gizlice, belli etmemeye çalışarak dinlemek; "kula-ğını açmak" dikkatle dinlemek anlamalarına gelir
  
 Yanıt: D
 
 Örnek 2: (ÖSS/1993)
 
 Aşağıdaki cümlerin hangisinde kullanılan deyim, açıklamasıyla birlikte verilmiştir ?
 
 
 
 A) Arkadaşını gözüm ısırıyor; daha önce bir yerde görmüş gibiyim
  
 B) O her zaman böyledir; hep işin kolayına kaçar
  
 C) Dün akşam, yolculuk heyecanından ola-cak,gözüme uyku girmedi
  
 D) Çocukların para sıkıntısı çekmesini istemez; onlara bol harçlık verirdi
  
 E) O olayı düşündükçe, tüylerim diken diken oluyor
  
 Çözüm:
 
 Yalnızca, A seçeneğindeki deyimin açıklaması cümlede vardır
  "Gözü ısırmak"deyimi, birini daha önce başka bir yerde görmüş olmak anlamını verir  
 Yanıt: A
 
 
 
 ATASÖZLERİ
 
 Söyleyeni belli olmayan (anonim) deneyimler sonucunda olmuş, gerçeği içeren, topluma yol gösteren ve öğüt veren özlü sözlere atasözü denir
  
 Atasözlerinin genel özellikleri şunlardır:
 
 1
  Söyleyeni belli değildir (anonim) ve ulusların ortak malı olmuştur  
 2
  Yol gösteren, öğüt veren sözlerdir  Gerçeği önerir, doğru yolu öğretirler; çünkü her biri bir deneyim ve bir olay sonucu söylenmiştir  
 3
  Kimi atasözleri, yazılıp söylendiği gibi gerçek anlamda kullanılır  
 Örnek:
 
 "Güneş girmeyen eve doktor girer
  " "Güvenme varlığa, düşersin darlığa  " gibi atasözleri bu anlamdadır  
 4
  Atasözlerinin bir çoğu da yazıldığı anlamda değil, mecaz anlamda kullanılmaktadır  
 Örnek:
 
 "İşleyen demir ışıldar
  " (Çalışkan kişi sağlıklı ve mutlu olur  ) "Güneş balçıkla sıvanmaz  " (Gerçekler gizli kalmaz  ) 
 Bu tür atasözlerinde sözcüklerin anlamları ile iletmek isteği mesaj arasında farklılık vardır
  
 5
  Atasözleri sözcüklerin eşanlamlısıyla ya da yerinin değiştirilmesiyle oluşturulamazlar  Çünkü atasözleri kalıplaşmış sözlerdir  
 Örnek:
 
 "İtle yatan, bitle kalkar
  " atasözü hiçbir zaman "Köpekle yatan pireyle kalkar  " şeklinde söylenemez  
 Ya da "sakla samanı gelir zamanı" atasözü "Samanı sakla, zamanı gelir
  " şeklinde söylenemez  
 6
  Konuya bakış açısından bazı atasözleri anlamca karşıtlık ya da çelişki doğurabilir  
 Örnek:
 
 "Akıllı düşman akılsız dosttan daha hayırlıdır
  " atasözü, "Akıllı düşününceye kadar, deli oğlunu everir (evlendirir)  " atasözüyle anlamca karşıtlık gösterir  
 
 
 7
  Bazı atasözleri, ait olduğu toplumun gelenek, görenek, inanç ve tavırlarını yansıtırken bir bölümü de evrensel düşünceyi dile getirir  
 Örnek:
 
 "Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al
  ", "Tekkeyi bekleyen çorbayı içer  " gibi atasözleri gelenek görenek, inanç ve töreleri yansıtır  
 "Öfke ile kalkan zararla oturur
  ", "Aklın yolu birdir  " gibi atasözleri ise evrensel boyutta olup nesnel bir yargı içerir  
 
 
 ATASÖZÜ NASIL AÇIKLANIR ?
 
 Atasözü sorularının çözümünde şöyle bir yol izlenmelidir
  
 1
  Açıklamasını yapacağımız atasözü, gerçek anlamda mıdır, yoksa mecazi anlamda mıdır ? 
 Önce bu bulunmalıdır
  
 2
  Açıklanması istenen söz "mecaz" anlamda ise hangi sözcükler hangi anlamı içermek-tedir ? 
 Örnek:
 
 "Çobansız koyunu kurt kapar
  " atasözünde "koyun"eti, sütü, tüyü ve derisi için yetiştirilen evcil hayvan değil; koruyucusu yöneticisi olmayan kişi veya topluluk anlamındadır  Aynı zamanda atasözünde geçen "kurt" sözcüğü de yırtıcı saldırgan hayvan anlamında değil; düşman anlamındadır  
 3
  Açıklanması istenen atasözünün temel düşüncesi nedir ? 
 Bu temel düşünce, en anlaşılır ve yorumsuz şekli ile bulunmalı
  
 4
  Her yazı türünün olduğu gibi atasözü açıkla-malarında da mutlaka bir planı olur  Bunu örnekle uygulayalım: 
 
 
 Örnek:
 
 "Deve büyük ot yer, şahin küçük et yer
  " 
 Deve: Kalıbı, kıyafeti yerinde olan, cüssece büyük, çalışma ve beceri yönünden güçsüz kişileri temsil eder (Mecaz)
  
 Şahin: Dış görünüşü çelimsiz, ancak büyük işler başaran yürekli kişileri temsil eder (Mecaz)
  
 Giriş:
 
 a) Deve ve şahinin işlevi nedir ?
 
 b) Deve ve şahin hangi tip insanları temsil eder ?
 
 Gelişme:
 
 a) Toplum ilk bakışta hangi tip insanlara inanır ?
 
 b) Toplum yürekli, becerikli insanları nasıl tanır ?
 
 c) İki tür insan arasındaki karşılaştırma ve örnekler
  
 Sonuç:
 
 Görüşleri ve iş yapma güçleri değişik kişiler karşısında değer yargınız ne olmalıdır ?
 
 ATASÖZLERİ İLE DEYİMLERİ
 
 KARIŞTIRMAMAK İÇİN İZLENECEK YOL:
 
 Atasözleri ile deyimler arasında benzer ve ayrılan yönler vardır
  
 Benzer yönleri; kalıplaşmış sözler olmaları, kısa ve özlü anlatım yollarından ve ulusların ortak malı olmasından dolayıdır
  
 Ayrılan yönleri; deyim bir kavramı, atasözü bir öğüt ya da kuralı tanıtır
  Ayrıca deyimler anlatıma çekicilik katar, atasözleri ise yol gösterir, öğüt verir  
 Deyimler; kişi ve zamana göre çekime girer, atasözleri ise daha çok emir ya da geniş zaman kipinde kullanılır
  
 Damlaya damlaya göl olur
  (Geniş Z  )-Atasözü 
 Güvendiği dağlara kar yağdı
  (-di'li geçmiş Z  )-Deyi |