Yalnız Mesajı Göster

Halil Dikmen - Ressam

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Halil Dikmen - Ressam




Halil Dikmen - Ressam

İlk ve orta öğrenimini İstanbul'da tamamladıktan sonra, Sanayi-i Nefi­se Mektebi'ne (Güzel Sanatlar Aka­demisi) girerek İbrahim Çallı'nın atölyesinde çalışan Halil Dikmen, 1924'te Avrupa yarışmasını kazana­rak devlet hesabına gittiği Paris'te, Paul-Albert Laurens ve Andre Lhote atölyelerinde sanat eğitimini geliş­tirdi 1931'de Avrupa'dan dönüşün­de Kayseri'ye resim öğretmenliğine atandı ve uzun süre bu ilde görev yaptı Daha sonra aynı görevini, İs­tanbul Galatasaray Lisesi'nde sür­dürdü Kısa bir süre Akademi'de öğretmenlik yaptıktan sonra, Resim ve Heykel Müzesi müdürlüğüne ata­narak 1961 yılına kadar bu görevde kaldı Daha sonraki Güzel Sanatlar genel müdürlüğü göreviniyse, ölü­müne kadar sürdürdü Yurt dışı ser­gilerin hazırlanmasında ve Ankara' nın güzel bir konser salonuna kavuş­masında özverili çabalar gösterdi

SANATI
Halil Dikmen, yaşamının son birkaç yılını dolduran soyut-geometrik an­layıştaki resimleri dışında, genellik­le sanatın çetin arayışlara dayanan ve büyük ustaların yapıtlarında anlam kazanan kalıcı yönüyle ilgi­lenmiştir Paris'te sanat eğitimini geliştirdiği yıllarda, özellikle Louvre'da dikkatli incelemelerde bulu­nan, zamana karşı duran büyük tab­loların gizlerini, kroki defterine çiz­diği desenlerle çözmeye çalışan sanatçı, sanatın akademik eğitimi üstünde önemle durmuş ve bu eğilim, onun figüre ve yöresel yaşa­ma ilişkin resimlerine sağlam bir de­sen, mimari bir kuruluş ve hesaplı bir ışık-gölge dengesi olarak yansı­mıştır: Portakal toplayanları, de­nizden ağ çeken balıkçıları, savaşta cephane taşıyan Türk kadınlarını konu alan büyük boyutlu kompozis­yonlarında, bu yönelişin derin izleri görülebüir
Halil Dikmen, çağdaş Türk resmine 1930 kuşağı sanatçılarının, Zeki Kocamemi ile Ali Çelebi'nin getirdiği hacimsel estetiği, büyük bir dikkat ve titizlikle yöresel konulara uygu­lamış ve bu yönüyle Andre Lhote kübizminin, kural ve kurama dayalı görüntüsüne daha yumuşak ve esnek bir görüntü vermiştir Açıldığı yıllardan başlayarak devlet sergilerine verdiği kompozisyon türüne giren resimlerinde, kuşağının eği­limlerini paylaşır görünen Dikmen, daha sonraki döneminde geometrik biçimlerin yalın düzeninden hareket ederek, figürü resminden bütünüy­le ayıklamış ve eski resimleri ile yenüeri arasına kesin bir sınır koy­muştur Bu son dönem çalışmaları­na, soyut-kübist bir eğilimin örnek­leri gözüyle bakılabilir

Alıntı Yaparak Cevapla