Yalnız Mesajı Göster

Flora Tristan

Eski 08-23-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Flora Tristan




Tarihin bu dönemi için çok iddialı bir yemindi bu; çünkü:

- Her kadın kocasının mülkü sayılıyordu
- Napoleon'un yasalarına göre, boşanma olanaksızdı
- Kadınların okul ya da meslek eğitimi görmeleri olanaksızdı
- Kadınlar, loncalara sokulmuyordu; yani bağımsız olarak çalışmak ve geçimlerini sağlamak olanağından yoksundular

Evlilik dışı bir çocuğun da yükünü üstlenmiş olan Flora Tristan, kızına daha iyi bir gelecek vaat ederken, neye yemin ettiğini iyi bilmektedir! Bu amaç uğruna her şeyini koyar ortaya Hatta kocasının, Flora ve çocuklar üzerinde her türlü hakka sahip olmasına ve çocuklarını ondan zorla almasına karşın Polis tarafından sürekli koğuşturulmasına karşın Maceralı bir yolculuktan sonra arayıp bulduğu Peru'daki zengin akrabalarının, onu babasının mirasından yoksun bırakmalarına karşın

Flora Tristan'ın tüm yaşamı böyle "karşınlarla dolu olmuş ve o bütün bunlara karşı savaşmak zorunda kalmıştır Tek başına Ezilen, haklarından yoksun bir parya gibi Çünkü hakların nasıl dağıtılacağına erkekler karar vermektedir Çünkü o arada esniyor da olsalar -Flora'nın İngiliz Avam Kamarası'nda gördüğü gibi- kadınlar hakkında yasaları da onlar çıkarmaktadır

Flora Tristan, yolculuklarında günbegün duyduğu haksızlıklardan bunalarak, yaşadıklarını açıklamaya başlar Daha da önemlisi, taleplerde bulunur ve yapılması gereken değişiklikleri önerir

İlk olarak, "Yabancı kadınları iyi karşılamanın gerekliliği üzerine" başlığıyla bir broşür çıkarır "Madam T" imzasıyla, taşradan gelen, iş arayan, kocasından kaçan ya da fahişelikten kurtulmak isteyen kadınlar için sığınma evlerinin açılmasını önerir Yalnız yaşayan kadınlar artık daha alt bir sınıf gibi görülmemelidir Kadınlar, aynı erkekler gibi yolculuklar yaparak kendilerini geliştirmek olanağından yararlanabilmelidir Büyük kentlerde, okuma odası, gazeteler, eğitsel yardım ve kentin sakinleriyle temas olanakları sağlayan konukevleri bulunmalıdır

Broşürün bazı bölümleri, ilk sosyalist grupların içinde en nüfuzlusu olan Saint Simoncuların çağrılarını andırmaktadır Bu grup, en yüce hedef olarak, "kadınların özgür olması"nı göstermiştir Gerçekten de Flora Tristan, zamanının ilerici düşünür ve reformcularının fikirlerinden yararlanmış, ancak değişik "ekol"lerin yörüngesine girmekten özellikle kaçınmıştır Onun düşüncelerine yön veren, kendi yaşam deneyimleridir

Bir sonraki kitabı da bunu yansıtır: Bir Parya'nın Yolculukları Burada, kendi geçmişini ve Peru'ya yolculuğunu anlatır Önsözünde şöyle yazar: "Büyük talihsizlikler yüzünden yaşamları işkenceye dönüşen kadınlar, çektikleri dertler ve önyargılar yüzünden katlanmak zorunda kaldıkları zorlukları bir yazsalar! Toplumsal ilişkilerde adaletli bir reform, ancak bu tür açıklamaların temelinde yapılabilir" İstatistiklere göre, Fransa'da kocalarından ayrı yaşadıkları için toplumca hor görülen üç yüz binden fazla kadın olduğunu ortaya koyar Flora Tristan; kendisi de onlardan biridir

Millet Meclisi'ne yazdığı bir mektubu da kitabına ek yapmıştır; burada boşanmanın tekrar yasallaştırılması çağrısında bulunur:

"Evliliğin sona erdirilememesinin getirdiği ıstırabı ben de yaşadım Meteliksiz olarak kocamdan ayrılmak zorunda kaldım Kendim ve çocuklarım için, tek başıma mücadele vermek zorundaydım Bu tür bir yükü taşımak, çoğu kadının dayanma gücünü aşar, çünkü mesleki bir eğitim almamıştır Meclisinize sunmakla onur duyduğum kitabımda, benim durumumdaki kadınların çektikleri ıstırabı kısmen belirttim Bir ailenin mutluluğu ancak özgürlüğe dayalı bir hukuk çerçevesinde gerçekleşebilir Hazreti İsa, Tanrı'nın birleştirdiğini ayırmayın' demişti Bunu Tanrı'nın ayırdığım birbirine zincirlemeyin' diye tamamlamamız gerekmez mi? Meclisinizden, karşılıklı hakkaniyet ilkesine uygun olarak boşanmanın yine yasallaşmasını, Napoleon Yasası'ndan önceki yasanın öngördüğü gibi, her iki tarafın da boşanma isteminde bulunabilmesine izin verilmesini rica ediyorum" Bu rica geri çevrilir

Bir Parya'nın Yolculukları'nın yayınlanmasından kısa süre sonra, Flora Tristan'ın kocası Chazal, evinin kapısı önünde pusuya yatıp ona tabancayla ateş eder Flora canını kurtarır ama kurşunlardan biri göğsünün altında kalır ve çıkarılamaz

Bu suikast girişiminden dört ay sonra, "Andre Chazal'ın karısına karşı cinayete teşebbüsünden dolayı açılan dava başlar Sanık koca, suçsuzluğundan emindir Sonuçta, annesinin kötü etkisinden korumak istediği kızının geleceğini düşünmüştür Gerekeni yapmak zorunda kalmıştır Hepsi bu kadar

Flora Tristan'ın serserice yaşantısına kanıt olarak ise, onun son kitabını mahkemeye sunar EVLİ BİR KADININ YANLIŞ ADIMLARI ibaresini başlığın üstüne büyük harflerle yazmış, bir de buna BÂTILLIKLARIN BÂTILLIĞI'NI eklemiştir Duruşmalar sırasında bağırır durur, "Bu kitapta öyle yerler var ki! Yüzlercesi! Nereden başlayacağını bilemiyor insan! Avukatım, en çarpıcı olanlarını anlatacak!"

Flora Tristan'ın eserinde evliliğin dokunulmazlığına karşı çıkması, sanık tarafından "utanmazlık ve ahlaksızlık" olarak aleyhinde kullanılır Aslında tüm mahkeme boyunca, cinayete teşebbüs edenden ziyade Flora Tristan'ın "yaşam tarzı" yargılanıyor gibidir

Chazal, sonuçta yirmi yıl zorunlu çalışmaya mahkûm edilir, sonra cezası yirmi yıl hapse çevrilir

Artık Flora Tristan gayrı resmi olarak çoktan attığı Chazal soyadını, resmen atabilecektir

"O her şeyi görmek, gözlemlemek istiyordu!" Bir dostu (Elenore Blanc) Flora'nın belirgin özelliğini böyle tanımlar Hakkında o kadar iyi düşünmeyen başka çağdaşları ise, "Burnunu her şeye sokuyor," derler

Öyle de yapar Üstüne üstlük, gördüklerini yazar Avam Kamarası'ndaki olayı, Londra'da Gezintiler kitabında anlatır örneğin İngiltere'nin "kanayan yaralarını" keşfettiği tüm röportajlarını bu kitaba koymuştur Fabrikaları, gecekondu mahallelerini, hapishaneleri ve meyhaneleri gezmiştir Okuyucularına, yoksulluk, ezilmişlik ve sıkıntının (o zamanlar vaaz edildiği ve inanıldığı gibi) gerekli olmadığını, giderilebileceğini anlatır __________________

Alıntı Yaparak Cevapla