Prof. Dr. Sinsi
|
Sultan Süleyman (İi) Han


Baba adı: İbrahim Han
Anne adı: Saliha Dilaşup Sultan
Doğum: 15 04 1642, İstanbul
Saltanatı: 1687 - 1691, 4 yıl
Tahta çıkış yaşı: 45
Tahttan ayrılma sebebi: Ölüm
Ölümü: 22 04 1691, 49 yaşında, istiska ve böbrek yetmezliği nedeniyle, Edirne'de
Mezar yeri: Süleymaniye, İstanbul
Eşleri: Hatice Haseki, Behzad Haseki, İvaz Haseki, Şehsuvar Haseki, Zeynep Haseki, Süğlün Haseki
Merakı: Hattatlık, tasavvuf
Halifeliği: 85 halife 
II Süleyman, Sultân I İbrahim’in Hasekisi Sâliha Dil-âşûb Vâlide Sultân’dan 1642 yılında dünyaya gelen ikinci oğludur Osmanlı tarihçileri II Süleyman ve Avrupalı tarihçiler ise, III Süleyman derler Çünkü I Süleyman, Osmanlı tarihçilerinin Emir Süleyman dediği Yıldırım’ın oğludur Hocaları Arabzâde Abdülvehhâb Efendi ve Celvetî Şeyhi Atpazarî Osman Fâzıl Efendi’den ciddi bir eğitim görmesine rağmen, yaşadığı kafes hayatının etkisiyle, eski Osmanlı Padişahlarını andıran bir şahsiyeti yoktu 1687 yılında isyancıların IV Mehmed’i tahttan indirmesiyle Padişah olmuştur Padişah olduğunda Osmanlı Devleti, içte ve dışta buhranlı günler yaşamaktaydı
İçerde devletin yaya kuvvetleri olan yeniçeriler ve süvari kuvvetleri olan sipahiler, bir kısım devlet adamlarının görevden alınması bahanesiyle isyan halindeydiler Kasım 1687’den Mart 1688’e kadar 4 ay süren zorbaların isyan hareketleri neticesinde, Sadrazam Siyavuş Paşa katledildiği gibi, zorbacı başı Hacı Ali Yeniçeri Ağalığına, Tekeli Ahmed ve Deli Pîrî gibi bazı zorba başları da istedikleri makamlara tayin edildiler
İçerideki bu kargaşayı fırsat bilen düşman da dört cepheden Osmanlı Devleti’ne saldırıyordu Avusturya, Almanya, Venedik ve Ruslar dörtlü müttefikler halinde Osmanlı topraklarına saldırıyorlardı Her sene bir sadrazam ve serdâr değişikliğine gidiyordu Macaristan’da kan gövdeyi götürüyor ve General Caraffa eyâlet merkezi Eğri’yi 1687’nin son ayında teslim alıyordu Almanlar, Müslüman bir şehir olan Eğri’yi her şeyiyle Hıristiyan bir şehir haline getirdi ve yüzlerce cami harap edildi Aynı yıl Venediklilerin güçlü kumandanı Morosini de, Mora’yı Osmanlı kuvvetlerinin elinden alıyordu Avusturya cephesi kumandanı Yeğen Osman Paşa ile sadrazam İsmail Paşa arasındaki kavgalardan istifade eden Avusturya (Nemçe) kuvvetleri 1688 Eylül’ünde Belgrad’ı zapt ettiler 100’ün üzerinde cami kiliseye çevrildi
Polonya (Lehistan) ve Rusya cephelerinde ise, kara gün dostu Kırım Hanı Selim Giray’ın kahramanlıklarıyla zafer Osmanlı Devleti’nin elindeydi Avusturya’nın sulha yanaşmaması ve diğer haçlı kuvvetlerinin de onlara destek çıkması üzerine Padişah sefere çıktı Ancak Sofya’ya kadar gelen Padişah, serdâr Recep Paşa’nın mağlubiyeti, orduda isyan belirtilerinin başlaması ve de Niş’in düşmesi üzerine, geri döndü
II Süleyman, bütün bu sıkıntılar karşısında, Şeyhülislâm Debbağ-zâde Mehmed Efendi’nin tavsiyeleriyle Köprülü-zâde Fâzıl Mustafa Paşa’yı, ağalar işlere karışmamak şartıyla sadrazamlığa getirdi (Ekim 1689) Sadrazam’ın ilk icraatı, yersiz bazı vergileri kaldırarak re’âyâyı memnun etmek oldu Arkasından kendisi cepheye gitmek istediğinden, kendisi cephede iken Sultân’a etki edecek bütün ağaları devreden çıkarmak oldu Nisan 1690’da Kanije’nin düşmesi haberi gelmesine rağmen, sancağı alarak Avusturya cephesine koşan Fâzıl Mustafa Paşa, Eylül 1690’da Semendire’yi ve Kasım 1690’da ise Belgrad’ı geri aldı İstanbul’a geldiğinde Padişah bizzat karşıladı ve sevincini belirtti Bu arada fitne ateşi sönmüyordu Padişah’ın hastalığından ve sadrazamın yaptıklarından rahatsız olan bazı çevreler, ısrarla saltanatta değişiklik istiyorlardı II Almanya seferine çıkmak üzere Edirne’ye gelen II Süleyman burada vefat etti Yerine sadrazamın da tesiriyle küçük kardeşi II Ahmed getirildi
Çocukları yoktur Zira şehzadeliğinde çocuk sahibi olmasına müsaade edilmemiş ve padişahlığında da çocuğu olmamıştır Aslında gençliğinde iyi bir eğitim alan II Süleyman, aynı zamanda meşhur bir hattat idi Müstakim bir padişah olan II Süleyman, ömründe bir tek vakit namazını terk etmemiştir Şer’-i şerife aykırı tek bir hali görülmemiş ve kimseye de kızmamıştır 
Dönemindeki Sadrazamlar;
Abaza Siyavuş Paşa: Devam - 1688, azil sonra yeniçeriler tarafından katledildi
Nişancı İsmail Paşa: 1688 - 1688, azil sonra idam
Tekirdağlı Bekri Mustafa Paşa: 1688 - 1689,azil
Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşa: 1689 - devam 
Dönemindeki Şeyhülislamlar;
Debbağzade Mehmed Efendi: Devam - 1688,azil
Hacı Seyyid Feyzullah Efendi: Birinci kez, 1688 - 1688, azil
Debbağzade Mehmed Efendi: İkinci kez, 1688 - 1690, azil
Ebu Saidzade Feyzullah Feyzi Efendi: Birinci kez, 1690 - devam 
Osmanlı Padişahları iyografileri
|