Yalnız Mesajı Göster

Pablo Picasso

Eski 08-23-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Pablo Picasso




Pablo Picasso

İspanyol ressamı, desinatörü, gravürcüsü, heykelcisi ve seramikçisi (Ma­lağa, 1881-Mougins, Fransa, 1973) Bir resim öğretmeninin oğlu olan ve asıl adı Pablo Ruiz Blasco y Picasso, olan Pablo Picasso,dehasını çok genç yaşta ortaya koydu ve harika çocuk olduğu herkesçe kabul edildi On üç yaşındayken gerçekleştirdiği tuvaller­le babasını çok şaşırttı ve onunfırçaları ve boyalarını oğluna bırakıp re­simden vazgeçmesine neden oldu 1895'te bir aylık bir süre içinde hazır­lanması gereken yarışma çalışmaları­nı bir günde gerçekleştirerek Barse­lona Güzel Sanatlar Okulu'na girdi 1897'de Madrid Güzel Sanatlar Sergisi'nde büyük bir kompozisyonundan (Bilim ve İyilikseverlik) dolayı mansi­yon aldı; yapıt kesin bir doğalcılık ve şaşırtıcı bir ustalıkla gerçekleştiril­mişti Gençlik yıllarını Madrid'de ge­çiren sanatçı, burada bohem yaşamı süren edebiyatçı ve sanatçıların toplandığı Dört-Kedi Kabaresi'ne girip çı­kıyordu Çizdiği desenler Madrid'de çıkan juventut dergisinde yayımlandı Picasso, Malaga'da ve San Fernando Akademisi'ne kabul edildiği Madrid' de belli süreler kaldıktan sonra ilk olarak l900'de Paris'e gitti l901'den başlayarak Vollard kendisi için ilk sergiyi düzenledi; bu sergide pek ba­şarılı olamayan sanatçı tablolarına PRuiz Picasso yerine Picasso imzasını atmaya başladı 1904'te Montmartre' daki Bateau-Lavoir'ın atölyelerden bi­rine yerleşen Picasso 1909'a kadar burada kaldı Picasso'nun "mavi döneminden" "pembe dönemine" geç­tiği yer olan bu atölye, öncü ressam ve ozanların iyi dostluklar kurdukla­rı bir beşikti Sanatçı bu arada pek çok yazarla, Max Jacob, Raynal, Salmon ve 1905'te Guillaume Apollinaire'le dost oldu Tüccar Gertrude Stein, Rus koleksiyoncusu Stşukin, 1907'de de tablolarının başlıca alıcısı olan tüccar Kahn Weiler ile tanış­tı

1908'de Matisse, Derain ve kübizm hareketini, kurdukları Braque'la "dostluk kurdu Mali durumu gide­rek düzelen sanatçının ünü de yavaş yavaş yayılıyordu- Sırasıyla Almanya (1909), New York (1911), Londra'da (1912) sergiler açtı Fransa'nın güne­yine birçokg gezi yaptı, İspanya'daki Cadaques'de Derain'le birlikte 1910'da Ceret'de Braqüe ve Juan Gris'yle 1911'den 1913'e kadar resim yaptı Bu arada Montmartre'dan ay­rılarak Montparnasse'a yerleşmişti (1912) Birinci Dünya savaşı sırasın­da Cocteau'yla Roma'ya gitti (1917), Rus balelerine katkıda bulundu Bu İtalya yolculuğu sanatını büyük ölçü­de etkiledi ve yeni-klasikçiliğe yönel­mesine yol açtı; daha sonra ressam özellikle İspanyol ruhundan esinlenen çok sayıda bale dekoru yapmayı sür­dürdü 1923'ten başlayarak sık sık Gö­te d'AzurAntibes, Monte Carlo, Juanles-Pins, iki kez de Bretagne'a git­ti

1914'ten önce yaptığı heykel çalışma­larıyla ve gravürle 1928'den sonra ye­niden ilgilenmeye başladı Vollard 193'1'de Bilinmeyen Başyapıt'nıı (Balzac'ın) yayımladı 1934"ten sonra İspanya'ya dönen sanatçı, 1936'da iç savaş sırasında devrimciler tarafın­dan Prado Müzesi'nin müdürlüğüne atandı Bunun üstüne ateşli bir cumhuriyetçiler yanlısı olan Picasso, 1937'te Franco'nun Düşleri ve Yalanları'nı yayımladı ve aynı yıl Paris Ev­rensel Sergisi'nde ünlü Guernica'sını sergiledi 7,82 m eninde, 3,35 m yükseklikte olan bu tuval, Alman uçakla­rının İspanyol iç savaşında bu küçük İspanyol kentini bombalamalarından esinlenilerek gerçekleştirilmiştir Sa­natçının duyduğu heyecanın şiddeti­ni gözler önüne serer Yapıttaki üslup­laştırma çabası Picasso'nun anlatım­cı dönemine özgüdür

1939'da Picasso'ya New York Mo­dern Sanat Müzesi'nde büyük bir retrospektif sergi düzenlendi İkinci Dün­ya savaşı sırasında Paris'te yaşayan Picasso ilginç bir piyes (Kuyruğun­dan Yakalanan Arzu) yazdı ve bu, kendi evinde yazar dostları Sartre, Simone de Beauvoir, Michel Leiris ta­rafından oynandı Vollard 1942'de Doğa Tarihi'ni (Buffon'un) yayımladı Kurtuluş Hareketi'nden sonra Sonba­har Sergisi nde (Salon d'Automne) bü­yük bir bütün sunduAynı tarihlerde komünist partiye giren ressam uzun yıllar barış hareketinin gösterilerine katıldı, hatta mizaç olarak yolculuğa pek yatkın olmadığı halde Varşova' ya kadar gitti ve ünlü güvercinli afi­şini gerçekleştirdi 1946'da Antibes' de Grîmaldi Müzesi kendisine atölye olarak sunuldu, 1947'de Vallauris'te seramik çalışmalarına başladı, bu alanda da ün yapan sanatçı çalışma­larım uzun yıllar sürdürdü 1950'de Venedik iki yılda bir sergisine katıldık­tan sonra, Roma, Lyon ve Sao Paulo' da (1953) adına retrospektif sergiler düzenlendi1955'te Cannes'deki La Californie adlı villasına daha sonra da 1959'da Vauvenargues şatosuna yer­leşti Bu arada birkaç büyük dekora­tif çalışmayla, Savaş ve Barış pano­larıyla ve UNESCO için dev bir panoy­la ilgilendi Her yıl değişik resim dizi­leri hazırlayan sanatçı bunları daha çok Delacroix, Manet, Velazquez'in ünlü yapıtlarından çeşitlemeler halin­de gerçekleştiriyordu ve yapıtları dü­zenli olarak Louise Leyris galerisinde sergileniyordu Yaşının ilerlemesine karşın çalışma temposu hiç yavaşla­mamış olan sanatçı heykel ve gravür sanatlarına da yöneldi Sekseninci yaşgünü dünyaca önemli bir olay ola­rak kutlandı

YAPITLARI
XX yy'ın en ünlü ressamı sayılan Pi­casso'nun yapıtları bütün dünyada koleksiyoncular ve müzeler tarafın­dan aranır
Çok değerli ve özgün yaratılarla do­natılmış heykel ve seramik çalışmala­rı vardır, ama sanatçı asıl dehasını resim, desen ve gravür alanında gös­termiştir Picasso'nun üslubu, her şeyden önce, sanat yaşamının ilk yılların­dan beri hemen hemen her yıl yenile­nen son derece çeşitliliğiyle dikkati çeker; bu büyük ressamın sanat yaşa­mında, dolayısıyla da üslubunda bir­birinden farklı pek çok dönem var­dır
Sanat yaşamının başlarında daha çok gerçekçi üslupta insan figürleri yap­mayı yeğleyen Picasso, küçük ve cılız akrobat görüntülerini uçuk pembe ve açık mavi tonlarda gerçekleştirmiş­tir
Picasso 1901-1904 yılları arasına raslayan "mavi döneminde" (Yaşlı Gi­tarcı, 1903) insanın sefaletini, etkili, keskin ve içe işleyen bir duyguyla vermiştir; bunu izleyen "pembe döneminde" [1905-1907] özellikle sirk sahneleri işlediği görülür (Oturan Nü, 1905) Yeşil tonların egemen olduğu bir başka resim dizisinde özellikle Cezanne'nin etkisi vardır (Kraliçe İsabe-au, 1907); bu etki de sanatçının önce çözümsel, sonra da bireşimsel kübiz­me ulaşan araştırmalara yönelmesi­ne yol açtı Gerçekten de, Picasso, Braque'la birlikte 1907'de resimde yeni bir üslup olan kübizmi yarattı Picasso Vollard'ın Portresi (1909) gi­bi tuvallerinde oldukça gizemli ve son derece yalın bir büyüklüğe ulaş­tı

1912'den 1914'e kadar kolajlar yapan sanatçı baleyle ilgili resimler yapma­ya, özellikle de büyük kompozisyonlar gerçekleştirmeye yöneldi (Üç Müzik Maskesi, 1921); Yunan-Roma estetik anlayışını benimsedikten sonra dev boyutlu, dingin ve dengeli yapıtlar (Ana ve Çocuk, 1921) gerçekleştiren sanatçı, bu arada İngres tarzında de­senler ve oğlunun portrelerini yapma­ya yöneldi (Boğa Güreşçisi Paul, 1925) Son derece usta ve kivrak be­cerisini tehdit eden akademizm enge­lini önlemek için, yeni bir değişim ge­çiren (1926) ressam,bu kez gerçeküstücülüğe yaklaştı (Ressam ve Modeli, 1928; Çarmıha Gerilme, 1930) 1936'da yeniden, dağınık ve parçala­rına ayrılmış figürler yapmaya başla­dı; yer yer, anlatımın şiddetle ağır bastığı bu tür yapıtların doruk nokta­sını Guernica (1937) oluşturur 1940'tan sonra, çağdaş dünyanın sı­kıntılı ve kaygılı ortamından kendisi­ni kurtaramayan Picasso, figürlerini giderek daha eklemsiz hale getir­di


Şiddetli ve sert renkler kullanarak korkunç görünümlü figürler yapmaya koyuldu; bu kahramanlara, halk yığın­ları sanatçının yapıtının temel görün­tüsü gözüyle bakmaya başladı Bu­nunla birlikte, Picasso tuvallerinin ço­ğunu her zamanki modellerinden, çev­resindeki nesnelerden, raslantılardan esinlenerek gerçekleştiriyordu 1945'ten sonra çağdaş sanat hareket­lerinden biraz uzaklaşarak, olağanüs­tü bir virtüözlükle, daha önceki bütün yaratılarını ele alarak, hem alışılmış hem de fantastik kompozisyonlar ge­liştirmeye başladı; bu çalışmalarda, ilk olarak kendinin bulup ortaya çı­kardığı arkaik ve ilkel sanatlara oldu­ğu kadar, geçmişin büyük ustalarına olan sonsuz merakı açıkça görülür Pi­casso, peyzaja pek ilgi duymamış, ama natürmort ve insan figürlerini çokça işlemiştir, ayrıca sözgelimi bo­ğa güreşi gibi İspanyol kültürüne öz­gü temalara yapıtlarında yer vermiş­tir Picasso, saflığı, naifliği yeniden keşfetmeye çalışmış bir sanatçıdır Bir çocuk resimleri sergisini gezdikten sonra bu konudaki düşüncelerini şöy­le açıklamıştır: "Onların yaşında Raffaello gibi resim yapardım, ama onlar gibi resim yapmayı öğrenmek için ba­na bütün bir ömür gerekti"

Alıntı Yaparak Cevapla