Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'de 20 İstanbul'da 10 Kişiden Biri Astım
Kirli hava, sanayileşme, kedi köpek beslenen evlerin sayısındaki artış ve havadaki nem oranının yüksekliği  Tüm bu faktörlerin tetiklediği Astım, dikkat edilmediği ve kontrol altına alınmadığı takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor
Suadiye Memorial Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz Dr İlkay Keskinel, ülkemiz genelinde ortalama her 20 kişiden birinde, İstanbul’da ise ortlama her 10 kişiden birinde astım görüldüğüne dikkat çekerek “Astım hastalığı ve korunma yolları” hakkında bilgi verdi
Astım, hayat boyu sürebilen bir rahatsızlıktır
Astım, havayollarının mikrobik olmayan iltihabi bir hastalığıdır Astımlı hastaların havayolları normale göre daha duyarlı olup tetikleyici faktörlerle geri dönüşlü olarak daralmaktadır
Astım, uzun süreli, hatta hayat boyu sürebilen bir rahatsızlıktır Uygun tedavi ve düzenli kontrolle astımlı hastalar tamamen normal bir hayat sürebilmektedir Önemli olan, astımlı hastanın şikayeti olmadığı dönemde dahi kontrolü terketmemesi ve hekiminin gerekli gördüğü ilaçları kullanmaya devam etmesidir, çünkü belirtiler olmadığı zamanlarda bile astımlı hastaların havayollarındaki iltihabi olay, varlığını sürdürmektedir Erken evrede dönemsel olan astım şikayetleri, eğer düzenli ve yeterli tedavi alınmazsa süreklilik kazanabilmekte, havayollarında kalıcı değişiklikler meydana gelmektedir Bu aşamada astımın tedavisi zorlaşmakta ve hasta daha çok ilaç kullanmak zorunda kalmaktadır
Bu belirtilere dikkat:
Nefes darlığı
Hırıltılı/hışıltılı solunum
Islık sesi şeklinde solunum
Hava açlığı
Öksürük (özellikle gece ya da sabaha karşı)
Koyu kıvamlı, yapışkan, genellikle az miktarda balgam
Astım gelişimi için risk faktörleri:
-Kalıtsal yatkınlık (ailede astım hastalığı olması)
-Bazı meslekler (marangozluk, doğramacılık, mobilyacılık, fırıncılık, kuaförlük, sağlık personeli, veterinerlik, kümes hayvanı yetiştiriciliği, lehimcilik, kaynakçılık, dökümcülük, çiftçilik, plastik/kauçuk/kimya/ilaç endüstrileri, çay/tütün üretimi, demiryolu işçiliği, itfaiyecilik, kuru temizleyicilik, temizlik işinde çalışma)
-Bebeklikte alerji yapan maddelere yoğun maruziyet
-Özellikle ilk 2 yaşta ağır solunum yolu hastalıkları
-Gebelikte annenin sigara içmesi (bebek için risk faktörü)
-Ebeveynlerin sigara içmesi
-Anne karnındayken bebeğin yetersiz beslenmesi ve düşük tartılı doğması
Tetikleyici faktörlerden korunun!
Ev tozu akarları:
Astımlılarda en sık görülen alerjendir Akarlar, gözle görülmeyecek kadar küçük canlılardır Yatak, yastık, halı, tüylü oyuncaklar ve tekstil liflerinde yaşarlar Yaşayabilmek için nemli ve sıcak ortamlara ihtiyaç duyarlar Deriden dökülen ölü hücrelerle beslenirler Kuruyarak toz haline gelen dışkıları alerjiye neden olur Akar alerjisi olanların yakınmaları ilkbahar ve sonbahar aylarında ve genellikle sabaha karşı artar
Akarlardan korunmak için;
Özellikle yatak odasındaki halılar, kadife kumaşlı mobilya/perdeler, tüylü oyuncaklar, koltuklar, kitap gibi toz tutan eşyalar mümkünse tamamen kaldırılmalı hiç değilse azaltılmalıdır
Mobilyalarda kumaş yerine deri veya vinleks kaplama tercih edilmelidir
Yatak, yorgan ve yastıkların pamuklu/yün/kuştüyü olanları yerine orlon/dakron gibi sentetik olanları tercih edilmelidir
Çarşaf ve nevresimler 60?C veya üzerinde haftada bir yıkanmalıdır
Akar geçirmeyen özel yatak kılıfları kullanılabilir Bu kılıflar iki haftada bir ıslak bezle silinmelidir
Perdeler, kilimler, giysiler iki haftada bir 60?C veya üzerinde yıkanmalıdır
Halılar, güçlü bir elektrik süpürgesiyle en az haftada bir temizlenmelidir
Temizlik yapılan odaya hasta en az 20 dakika sonra girmelidir, kendi temizlik yapıyorsa maske/tülbentle ağzını ve burnunu örtmelidir
Ev içi nem kontrol altına alınmalıdır Havadaki nem %45’in altına düştüğünde akarlar ölür
Odalar iyice havalandırılmalıdır
Buhar makineleri ve nemlendiriciler kullanılmamalıdır
Temizlikte akar öldürücü kimyasal maddeler kullanılabilir Ancak bunlar hastanın kendisi tarafından uygulanmamalıdır
Polenler:
Mevsimsel yakınmalara neden olur Burunda ve genizde akıntı ve kaşıntı, hapşırık, gözlerde sulanma/yaşarma/kızarıklık görülebilir Ağaç polenleri daha çok Şubat-Mayıs, ot polenleri Mayıs-Haziran aylarında şikayetlere neden olur
Polen mevsiminde;
Araba ve evlerin pencereleri kapalı tutulmalıdır
Hasta mümkün olduğunca sokağa çıkmamalıdır
Yapabiliyorsa maske kullanmalıdır
Dışarıdan eve gelindiğinde hemen giysiler değiştirilerek yıkanmalı, mümkünse burun içini dahi yıkayarak banyo yapılmalıdır
Çamaşırlar dışarıda kurutulmamalıdır, üstlerine polen yapışabilir
Kedi/köpek/hamamböceği alerjenleri:
Kedi ve köpeklerin kürkünde, tüylerinde, tükürüğünde, idrarında ve dışkısında bulunan allerjenler, evin her tarafına kolaylıkla yayılabilir Kediler, köpeklere göre daha fazla alerji yapıcı etkiye sahiptir Bir evden kedi uzaklaştıktan 3 ay sonra bile allerjen etkisi devam etmektedir
Hamamböcekleri, özellikle mutfaklarda sıktırlar ve yiyecek artıklarının dolduğu girintilerde yaşarlar
Kedi/köpek alerjisinden korunmanın en etkili yolu, evden bu hayvanların uzaklaştırılması ve bulundukları ortamlara girilmemesidir
Hayvanlar evden uzaklaştırılamıyorsa, her hafta veya iki haftada bir yıkanmalı, her gün açık havada tüyleri fırçalanmalı, yatak odalarına asla sokulmamalı ve ev en az haftada iki kez elektrik süpürgesi ile temizlenmelidir
Hamamböceği alerjisinde tek çözüm, bu canlıların ilaçlamayla ortadan kaldırılmasıdır Ancak, ilaçlama hasta evde yokken yapılmalı ve eve girmeden en az 2 saat önce iyice havalandırılmalıdır
Ev içi mantarları:
Nemli, karanlık, serin bodrum katları ve banyo gibi havalandırması iyi olmayan yerlerde mantarlar üreyebilir
Mümkün olduğunca evdeki nem azaltılmalı, ev sık sık havalandırılmalıdır
Odun, eski kitaplar, kağıtlar, meyve ve sebzeler uzun süre evde tutulmamalıdır
Nemli yüzeyler sık sık çamaşır suyuyla slinmelidir
Üzerinde mantar üremiş eşyalar evden uzaklaştırılmalıdır
Dış ortam kirliliği:
Hava kirliliğinin arttığı durumlarda gereksiz fiziksel aktivitelerden ve mümkün olduğunca dışarı çıkmaktan sakınılmalıdır
Çok zorunlu olduğu zaman, dışarı çıkmadan önce doktorun önereceği kısa etkili bir bronş genişletici kullanılmalıdır
Hava kirliliği söz konusu olduğunda pencereler kapalı tutulmalıdır
İç ortam kirliliği:
Astımlı hasta sigara içmemeli ve içilen ortamlarda bulunmamalıdır
Bacasız soba/şömine kullanılmamalı, sık sık baca temizlenmelidir
Yemek pişirilirken aspiratörle ocak ya da fırının dumanı çekilmeli, mutfak iyice havalandırılmalıdır
Astımlı hasta mümkün olduğunca kömür/odun/sıvı yakıt dumanına, parfüm, temizlik maddeleri, kızartma, sprey, boya ve cila kokularına maruz kalmamalıdır
Mikrobik solunum yolu hastalıkları:
Astımlı hastalar normale göre daha kolaylıkla solunum yollarının mikrobik hastalıklarına yakalanırlar ve bu hastalıklar astımlıların şikayetlerini alevlendirebilir
Astımlılar solunum yolu infeksiyonu geçiren kişilerle temastan kaçınmalıdır
Astımlı hastalara her yıl Eylül-Ekim aylarında grip aşısı önerilir
Mikrobik hastalıklar sırasında astım ilaçlarının dozunu arttırmak veya yeni ilaç eklemek gerekebilir
Olumsuz hava koşulları:
Mümkün olduğunca soğuğa maruz kalmamalıdır
Soğukta egzersiz yapmaktan kaçınmalıdır
Egzersiz:
Egzersizden önce kısa etkili havayolu genişleticiler kullanılabilir
Egzersiz kısıtlanmamalı, tersine hastanın tolere edebildiği sporlar yapılmalıdır
Gastroözofageal reflü:
Mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır Özellikle yemeklerden ½-1 saat sonra göğüste yanma şikayetine neden olabilir Yanma, sırtüstü yatıldığında ve mide asidini arttıran yiyecek ve içeceklerle artar Öksürük görülebilir Bu rahatsızlığın tanısı konduğunda doktor tarafından tedavi önerilir
Alınacak genel önlemler:
Yemek sonrası en az 3 saat yatılmaması
Yatak başının (sadece yastığın değil, belden itibaren tüm yatak başının) en az 20 cm yükseltilmesi
Düzenli öğünlerle yemek yenmesi, her öğünde aşırı yemek yenmemesi
Yağlı yemeklerden ve baharat, çay, kahve, asitli içecekler, çikolatadan kaçınılması
Sigara ve alkol kullanılmaması
Besinler:
Besinlere bağlı olarak gelişen alerjilerde hastalarda kaşıntı, döküntü, dudaklarda yanma, yüzde kızarma, burun tıkanıklığı ve akıntısı, hapşırık, gözlerde kaşıntı ve yaşarma, nefes darlığı, dilde şişme, karın ağrısı, ishal, kusma görülebilir Bu şikayetler besinin alınmasından yarım saat sonra görülebileceği gibi, 1 gün sonra da ortaya çıkabilir
Alerjiye en çok neden olan besinler arasında yumurta, soya, fındık-ceviz, balık, süt sayılabilir Ancak hastada her türlü besine karşı alerji saptanabilir Hangi besine karşı alerjisi olduğunu, hasta şüphelendiği besini tek başına (diğer besinlerle karıştırmadan) tüketerek saptayabilir
Besin alerjisinden korunmanın yolu sorumlu besinin kesilmesidir
Bazı besinlere eklenen katkı maddeleri de (boyalar, sülfit, tartarazin, benzoat, monosodyum glutamat) şikayete neden olabilir Bu katkı maddelerini içeren besinler arasında konserveler, kuruyemişler, patates cipsi, bira, şarap ve Çin yemekleri bulunur
İlaçlar:
Astımlı hastalarda aspirin ya da diğer ağrı kesicileri aldıktan yarım saat sonra göğüste sıkışma, öksürük, burun akıntısı, gözlerde kızarma, baş-boyunda kızarıklık görülebilir Daha ciddi durumlarda şok ve şuur kaybı görülebilir
Aspirin alerjisi bulunan astımlı hastalarda beraberinde burun polipleri de bulunabilir Gerekli durumlarda hastanın alerjisi olmayan bir ağrı kesici tercih edilir
Bazı tansiyon ve kalp ilaçları, glokomda kullanılan göz damlaları, anestezide kullanılan maddeler ve radyolojik tetkikler esnasında kullanılan ilaçlar da astımlı hastalarda şikayetlere neden olabilir Doktorunuza herhangi bir ilaç reçete edilmesinden önce astımınız olduğunu bildirirseniz, size uygun ilacı yazacaktır
|