|
Prof. Dr. Sinsi
|
Esmâü’L Hüsnâ Dualar:::::
Ya Halîm: Her şeyi bilen, kullarına yumuşak ve merhametli davranan anlamına gelen Yüce Allah’ın İsm-i Şerifidir
Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih eder O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız O, Halîmdir, Bağışlayıcıdır "
(İsra Suresi 44 Âyet Meali)
Bismihi,
Ey Allahım, Sultanım,
Ya Halîm,
Cümle kainat, ve cümle mahlukat senin ol! Deyince vücuda getirdiğin, donattığın, can verdiğin, kan verdiğin nesnelerle vecd vecd sana akıyor Sana geliyor bütün ırmakların çağıltısı En geniş gökyüzü, en derin okyanus, en uzun ırmak hepsi seni anıyor, seni zikrediyor Sen Alîm’sin, her şeyi görür, bilirsin Sen Halîm’sin, her şeyi görür, hilminle, şefkatinle sarar, lütufkar ve efsunkar hikmetinle kuşatır, acizliğimizi, zaaflarımızı layık ve münasip bir vakte kadar sabrının ellerine verirsin Senin iraden her şeyi kaplamıştır Rabbim Biz kullarının bin bir hikmetinin ışıltısı altında hala karanlıkta gezmişliğimizi sabırla bekler, ceza ve hükmünü şefkatinle, merhametinle teyir edersin
Ey Alemlerin Rabbi olan Allahım,
Sultanım,
Şevketlim, bizi bağışla, bizi sar, merhametinin kucağında uyut
Bizi hilminle bağışla, merhamet et
*
Yumuşak huyu kullara
İkram eyleyen “Ya Halîm”
Tüm inanan gönüllere
Kerem eyleyen “Ya Halîm”
Rabbim,
Yâ Halîm, Sultanım,
Biz kullarının ki öfke geldiğinde aklının gittiği, şükrü terk ettiğimizde isyanın geldiği, çıkmaz sokaklarda yolunu yitirdiği aciz kullarız Vehmin ellerinde perme perişan olduğumuz yetmezmiş gibi günde kırk bin yalanı, günahı heybelerimize doldurup yollara düşmüşüz Gittiğimiz bütün yollar dikenli, girift, karanlık Işıklarımız sönmüş, deniz yürekli ulular gitmiş gelmeyesi Kalakalmışız bir başımıza, göz yaşlarımızla  Öfkeden, hasetten, riyadan uçurumlar inşa etmişiz düşülesi Issız vadilere düşmüşüz gidilmeyesi Rüzgar tersinden tersinden esiyor Sokaklar, caddeler, evler öfke kusuyor gülümseyen yüzlere Törpülenmiş merhametin beyaz eli Yüreğimiz titriyor acıdan, ihanetten, kimsesizlikten, çaresizlikten…
Medet ya Halîm medet
Hilminle aydınlat dünyamızı, mühürle öfkeli yüreklerin karanlık dehlizlerini
Kudretlim, bizi bağışla, bizi sar, şefkatinin ellerinde uyut…
Hilminle ellerimizden tut…
Öfkeleri yatıştıran
Kalbi aşka tutuşturan
Demet demet yediveren
İrem eyleyen “Ya Halîm”
Ey Sevgili, En Sevgili,
Sultanım, Yâ Halîm,
Asilerin zamanı müstehzi müstehzi gülerken yüzümüze, bizim sizden ümidimiz vardır Sabrınızın denizi tükenmez, biliriz Oysa pervasız zaman biz aciz kularının sabrını deniyor Ruhumuz ötelerin ötesini özlüyor çarnaçar Öfkenin semtine uğramadığı, kötülüğün, riyanın ellerini çırpmadığı, kararmış yüreklerin konmadığı ötelerin ötesinde sığınacağımız, güvende olacağımız, kalplerimizin güvertelerine senin sevginden başka hiçbir düşüncenin uğramadığı o başkentler başkentini bize nasip kıl Rabbim Kurtar bizi bu karanlıklar ülkesinden Şüphesiz senin sabrın, senin hilmin sonsuzdur Zira asilere, kötülere, zalimlere verdiğin mühlet elbette bir gün son bulacaktır Elbette dile gelecektir cümle yanlışlar, kötülükler Elbete ak ve kara belli olacak, senin adil terazinde tartılacaktır cümle mahlukatın düğümlenmiş yürekleri  
Ve elbette gelecektir o gün…
Medet ya Halîm medet…
Devletlim, hilminle bizi bağışla, bize merhamet et, bizi kudretinin ellerinde tut…
“Allah, onları hoşnut olacakları bir yere cennete elbette koyacaktır Şüphesiz Allah Alîmdir herşeyi bilir, Halîmdir, Kullarına yumuşak davranır ”
(Ayet-i Kerime)
Mühlet verir asilere
Fırsatı lütfuna göre
Kötülüğü mü’minlere
Haram eyleyen “Ya Halîm”
Ey büyük Allah’ım,
Sultanım,
Yâ Halîm,
Sensin her şâkir tarafından kendisine şükredilen meşkûr Sensin her zâkir tarafından zikredilip anılan mezkûr Şüphesiz senden gayrı ilah yoktur Azametinle, kudretinle, şefkatinle, rahmetin ve merhametinle her dem her yerde tecelli ediyorsun Hayat sana yürüyor… Sana akıyor bütün zamanlar ve dahi bütün cümle kainat ve mahlukat Her şey seni tespih ediyor Bize gönderdiğin yasaların önünde eğiliyoruz Rabbim Bu yasalara eğilmeyip, haddini bilmeyenlere insaf edip, cezalarını geciktiriyorsun her dem Sen Alîmsin, görüyor, biliyorsun Sen Habîr’sin işitip, duyuyorsun, sen Halîm’sin sabrediyorsun Biz bir an bile nefsimize sahip çıkamazken, öfkemiz gözümü kör ederken, sen, kullarının, yarattıklarının cezaların erteliyor erteliyorsun Bir şükür yakarışı ve bir de tövbe münacatı bekliyor kapıların Bütün kapılarını açıyorsun sonuna kadar Bilen giriyor Rabbim, bilen tövbe sularında yıkanıyor …
Ya bilmeyenler, ya gaflet uykusuna dalanlar…
Medet Ya Halîm medet…
Sultanım, şefkatinle, merhametinle ve hilminle bizi uyandır gaflet uykularından, düşüyoruz bizi tut
Acele etmez cezada
Daima rah-ı rızada
İsmail’e koçlar feda
Yâran eyleyen “Ya Halîm”
Ey Allah’ım,
Sultanım,
Yâ Halîm,
Sen bize yetersin Rabbim Senden başka bir isteğimiz, senin rızanı kazanmak dışında bir arzumuz yoktur Ey mülkün gerçek sahibi, sen istediğine istediğini verir, istediğinden geri çekip alırsın Sen hiçbir kulun arasında ayırım yapmaz, terazinde günah ve sevaplarını tartar öyle karar verirsin Sen Halîm’sin Günahkar kullarını tövbe kapılarını açarak, af için zaman ve mühlet verirsin Sen ey merhametin güneşi! Sen ey şefkatin denizi, sen ey sonsuzluğun pınarı, bütün günahlarımızla kapındayız, senden af diliyoruz Ey hiçbir noksanı olmayan, sonsuz mükemmel sıfatların sahibi olan sultanım, farkında olup da af dilediğimiz günahlarımız yanında, bir de farkında olmadan işlediğimiz günah ve kusurlarımızı affet Rabbim Bizi bağışla, bizi affet, bizi sevdiğin kullarından eyle
Medet Yâ Halîm medet,
Senden af diliyoruz
Bizi bağışla, bizi merhametinin kalbinde uyut…
Sükunette selameti
Yerin göğün tesbihati
“Gafurun halîm” ayeti
Kur’an eyleyen “Ya Halîm”
|