|
Prof. Dr. Sinsi
|
Esmâü’L Hüsnâ Dualar:::::
Yâ Mu’iz: Dilediğini aziz, güçlü kılıp şereflendiren Allah’ın ism-i şerifidir
“Çıplak söylenmişse söz
Sadra inşirah gerek
Mevsimi sarmışsa güz
Vakta inşirah gerek  ”
(Yusuf Özkan Özburun)
Alemlerin Sultanı olan büyük Allahım,
Ey dilediğini aziz eyleyen, kudretiyle şereflendiren Yâ Mu’iz,
Sevgili, Ey Sevgili, En Sevgili,
Yitirdiğim her ne varsa senin kapında arıyorum Senin kapın umut kapısı, senin kapın merhamet kapısı, şefkat kapısı Biçimde kaybolan ruhumun, surette kaybolan aklımın izini arıyorum  Sana geldim Kapına geldim Affına sığındım Senin kapında fevkalade emniyetteyim Çokları kaybettim Bir’i bulmak için Kaderimin izini sürdüm Senin kapında kötü kader yok, kader var Kaderimin bütün renklerini, bütün çizgilerini çizen nakkaş ne güzel nakkaş, ne güzel yaratan ne güzel yar, yaran  Sen dilersen her şey olur Senin her şeye gücün yeter
Yâ Mu’iz,
Biz mümin kullarınız,yalvarıyoruz sana duaları ah!olan   
Bir yağmur düşür çöllerimize, adı inşirah olan 
*Mü’minleri güçlü eyle
İzzet ver n’olur “Yâ Mu’iz”
Sıdk-ı Salih iman ile
Servet ver n’olur “Yâ Mu’iz”
Ey Sevgili, En Sevgili,
Sultanım,
Yâ Mu’iz,
Gönül ayinesini sevginle merhametinle saran, gayrın hayalinden arıtan, kışlarımı bahara yoran sensin Senin masmavi, derin, sonsuz göklerinin seyrangahı çekiyor beni Göklerin eşref saatine düşüyor aklım Bu saatte dualarım bir yıldız şehrayini gibi küme küme diziliyor göğün avuçlarına Yalvarıyorum İki elem arasındayım  Bir “ inşirah” yağmuruna hasret yüreğim Samimiyetsiz, sevgisiz, riyakar, hüzünlü bir çağın yaralı bir yetimiyim Günler büyümüş gözümde Seneler uzamış  Vaktin elleri kanlı Küfür ehli raksediyor zamanın kadranında
İki elem arasındayım Rabbim iki elem arasındayım
Sevgisiz ve riyakar bir çağın karasındayım
Yâ Mu’iz,
Biz mümin kullarınız,yalvarıyoruz sana duaları ah!olan   
Bir yağmur düşür çöllerimize, adı inşirah olan 
Sen “azizün züntikamsın”
Kafirler nârında yansın
Küfür ehli hep utansın
Zillet ver n’olur “Yâ Mu’iz”
Ey Kudretli padişahım,
Sultanım,
Yâ Mu’iz,
İşte bir gece daha taze güne yenik düştü Gün taze , yaşananlar kirli ve bayat Birazdan kirli eller gezinecek hayatın üzerinde Besmelesiz ayaklar dolanacak tertemiz toprağın bağrında Zamanı kahredenlerin sözleri, tutuklayacak güzellikleri Taze günün hakkı için, temiz toprağın hakkı için, inci demeti gibi sana yollanan duaların hakkı için, kötüleri ıslah et Allahım Islah et günahkar kullarını, zalimleri Bir bahar ikindisinde gönlümüze leylak kokulu umut salkımları düşerken, aklımıza sen düşerken, ellerimize yağmur düşerken, küfür ehlinin üzerine felaket düşür Düşür ki huzura doysun cümle kainat Temizlensin taze gün, ayıklansın çiçekli bahçeler ayrık otlarından
Biz mümin kullarınız,yalvarıyoruz sana duaları ah!olan   
Bir yağmur düşür çöllerimize, adı inşirah olan 
Hep ihsan-ı teâlayla
Mûti kullarını toyla
Dû cihanda aziz eyle
Kıymet ver n’olur “Yâ Mu’iz”
Allah’ım
Ey Sevgili, En Sevgili,
Ulu Sultanım,
Ümitsizlik dünyasında senin umut dolu dergahına yüz çevirdim Mavi göklerine yükselen umut merdiveninde yürüyorum ardıma bakmadan Her adımda seyir içinde seyir düşüyor gözlerime Hayat bir hikaye imiş meğer Yalancı bir hikaye Hayat asıl gerçeğe yürüyen şu merdivenmiş önümde uzayıp giden Her basamağı bin hikmet dolu bu merdivende seyir var seyir içinde Anahtarı sen de olan şifre var şifre içinde çözemediğimiz, akıl erdiremediğimiz Şüphesiz sen büyüksün Her türlü güzellik, esenlik sendendir Senin Celâl’in pek yücedir Önünde eğiliyorum Allahım Levh-i mahfuz içre donattığın kainatın sırları karşısında, kör topal kalan aklıma izan ve marifet ver Rabbim Görmeyen kalp gözüme basiret ver Gören olayım Tevazuda toprağa düşen cemren olayım, izin ver Rabbim
İnanmayan kullarına kudretinden işaret ver Allahım 
Ve  İnkarcılara her yerde rezalet ver Allah’ım  Ver ki zulümleri nihayet bulsun
Yâ Mu’iz,
Biz mümin kullarınız,yalvarıyoruz sana duaları ah!olan   
Bir yağmur düşür çöllerimize adı inşirah olan 
Lutfu ihsanın yüce hâl
Sıfatınla eyle hemhâl
Biz kullara güzel amel
Niyyet ver n’olur “Yâ Mu’iz”
Yâ Mu’iz,
Kudretli Allahım,
Her şeyi hikmetle yaratansın, nizam ve intizamlarla donatansın, her şeyi lâyık olduğu şekil ve surette intizam edensin, gizli açık her ne varsa bilensin, görensin  İhsanınla bizi şereflendiren, irfan denen nazlı çiçeği, el değmemiş vadilerin bağrına takansın Üzerimizdeki göğün, altımızdaki yerin her zerresini bin hikmetinle süsleyip nazarlarımıza hediye etmişsin Bilin demişsin Rabbim  Her zerrede bin hakikat gizli Her hakikatte bin marifet, her marifette bin zarafet var Bil ya kulum demişsin İbret al demişsin Gör demişsin Her şey seni anlaırken, her yol sana çıkarken, her an sana doğru akarken, biz aciz kullarını şaşırtma Allah’ım Bize şefkat ve merhametin sırmadan elbisesini giydir Üşüyoruz Her birimiz okyanuslar içindeki yalnız ve kimsesiz bir bahri kuşuyuz Bizi kanatlandır Bizi sar, sarmala, koru Rabbim Senin masmavi derin göklerine kanatlandır bizi Senin sevgine ve şefkatine muhtacız
Yâ Mu’iz,
Biz mümin kullarınız,yalvarıyoruz sana duaları ah!olan   
Bir yağmur düşür çöllerimize, adı inşirah olan 
İnsan eşrefi mahlukat
Emrinde bütün kâinat
İmansıza karşı kat kat
Kuvvet ver n’olur “Yâ Mu’iz”
|