Konu
:
Yavuz’Un Küpesine Ve Bıyığına Takılmak(M.Armağan)
Yalnız Mesajı Göster
Yavuz’Un Küpesine Ve Bıyığına Takılmak(M.Armağan)
08-23-2012
#
2
Prof. Dr. Sinsi
Yavuz’Un Küpesine Ve Bıyığına Takılmak(M.Armağan)
Yavuz'un¸ gerçek olan resimlerinde pala bıyık bıraktığı doğrudur ve yalnızca savaşlarda düşmana gözdağı vermek amacıyla böyle bir yola müracaat ettiğine tarihi kaynaklarda işaret edilmektedir
Ne kadar ilginç ki¸ aynı resimlerde Yavuz'un küpe takmadığı da dikkati çekmektedir
"
Tarihimizin çarpıtma ve karalamalara en fazla hedef olmuş dilimi hiç kuşkusuz Osmanlılar zamanıdır
Bazı Osmanlı padişahları¸ iç ve dış kaynaklı birtakım çirkin iftiralara ve önyargılı acımasız eleştiri oklarına hedef olmaktan kendilerini alıkoyamamışlardır
Kimi çevreler¸ bu yalan ve uydurmaları¸ yıllardır ağızlarına sakız yapmakta¸ zaman zaman temcit pilavı gibi bıkmaksızın gündeme getirmekte ve her defasında Osmanlı'ya ve padişahlara taarruz etmektedir
Kronikleşen malum yalanlar ve iğrenç isnatlarla aslında Osmanlı-İslâm düşmanlığı körüklenerek Osmanlı'nın temsil ettikleri değerler ve medeniyet tahrif edilip yıkılmak istenmiştir
Bu yazıda kimi padişahlara ilişkin insaf ve ahlâk sınırlarını aşan¸ bilgisizlik mahsulü zihin bulandıran bir kısım iddia ve iftiralar ile merak uyandıran¸ çok defa da paranoyak bir hal alıp kısırlaşan tartışmalı mevzuların içyüzünü aydınlatmaya gayret edeceğiz
Yavuz'un Küpe Taktığı ve Pala Bıyık Bıraktığı Doğru mu?
İslâm hukukuna göre¸ kulakların delinmesi ve küpe takılması kadınlar için caiz görülmüş¸ erkeklere izin verilmemiştir
Bazı hukukçular¸ Hz
Peygamber zamanında yaşanan bir olaya dayanarak¸ erkek çocukların kulaklarının delinebileceğini ileri sürmekle beraber; çoğu hukukçu¸ ergen erkeklerin kulak deldirip küpe takmalarını mekruh¸ hatta haram derecesinde caiz görmemişlerdir
Sadece kölelere¸ kölelik alâmeti olarak kulaklarına küpe takma usulü yaygınlaşmıştı
Bu şerî hükmü bilen ve şahsi hayatında gayet sade yaşayan¸ süs ve gösterişten hoşlanmayan ve Topkapı Sarayı'ndaki en sade kaftan onun olan Yavuz Sultan Selim'in kulağını deldirip küpe taktırdığı ihtimali oldukça zor görünmektedir
Mısır Seferi dönüşünde oğlu Süleyman'ın (Kanuni)¸ son derece süslü bir elbise giydiğini görünce¸ "Süleyman¸ sen böyle giyinirsen¸ anan ne giysin?" dediğini kaynaklar zikretmektedir
Bazı yazarların¸ Yavuz'un küpeyi; cihan hâkimi olmasına rağmen Allah'ın aciz bir kulu (kölesi) olduğunu anlatmak ve insanlığa güzel bir emsal teşkil etmek maksadıyla taktığını ifade etmeleri; gönle ve akla hoş gelmekle birlikte gerçeğe dayanmayan zayıf bir yorum olarak görünmektedir
Zira uzman tarihçi ve araştırmacıların konuyla ilgili çalışmalarını esas aldığımızda¸ "küpeli resmin ‘uydurma' olduğu¸ Yavuz'a ait olmadığı¸ hatta Şah İsmail'e ait olduğu" ihtimali oldukça kuvvetli gözükmektedir
Bu mevzuda Ahmet Akgündüz'ün "Bilinmeyen Osmanlı" kitabında geçen bilgiler özetle şöyledir: Topkapı Sarayı'nın Portreler Bölümünde¸ 1926 yılında getirilmiş 17/66 numarada bulunan tablo ile Macar bir ressama ait olduğu söylenen 1530'larda yapılmış bir tabloda¸ yalnızca Yavuz'un küpeli portresi mevcuttur
Fakat Yavuz'un diğer resimlerinde ve minyatürlerde bunu doğrulayacak bir üçüncü küpe hadisesi bulunmamaktadır
Bunun dışında çeşitli tarihî kaynaklarda¸ Yavuz'a isnat edilen¸ Avrupalı ve İranlı ressamlarca yapılan pek çok hayalî ya da uydurma resmin varlığından söz edilmektedir
Dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da şudur: Tabloda yer alan küpe¸ incili madalyon ve taç¸ Osmanlı padişahlarının genel kıyafetleri ve süsleri ile bağdaşmadığı; daha ziyade İran Şahlarına ve Şiilere mahsus alâmetler ve usuller olduğu otoritelerce belirtilmektedir
Zira Yavuz'un başında¸ Şii Mezhebinin alâmeti olan kızıl börk ve onun üzerinde İran Şahlarına mahsus taç vardır ve küpe de aynı mezhepçe caiz sayılmıştır
Dolayısıyla¸ küpe takmak gibi bir hafifliği¸ azametiyle öne çıkan Yavuz gibi celalli bir Osmanlı padişahına yakıştırmak son derece yanlıştır
Öte yandan¸ Yavuz'un¸ gerçek olan resimlerinde pala bıyık bıraktığı doğrudur ve yalnızca savaşlarda düşmana gözdağı vermek amacıyla böyle bir yola müracaat ettiğine tarihi kaynaklarda işaret edilmektedir
Ne kadar ilginç ki¸ aynı resimlerde Yavuz'un küpe takmadığı da dikkati çekmektedir
Şükrî'nin "Selimnâme"si haricinde Yavuz'un Osmanlı ressamları onu hep sakal tıraşını olmuş ve bıyıklı¸ hem de pos bıyıklı göstermişlerdir
Bunlar arasında Nakkaş Osman'ın "Şemâilnâme"deki minyatürü¸ Topkapı Sarayı Kütüphanesi'nde 1263 numarada kayıtlı bulunan "Terceme-i Şakâyık-ı Nu'mâniyye"yi resimleyen Nakşî Ahmed'in Yavuz'u elinde ok ve yayla gösteren minyatürü ile "Hünernâme"de Yavuz'u cülus töreninde ve İran seferinden dönerken gösteren minyatürleri açıkça bıyıklıdır
Şükrî'nin Yavuz'u ölüm döşeğinde yatarken gösteren sakallı minyatürüne gelince¸ bu resim¸ muhtemelen ıstıraplı geçen son hastalık aylarında Yavuz'un artık sakal bıraktığına bir işaret sayılabilir
İslâm hukukuna göre¸ Hz
Peygamberin "Bıyıkları kısaltınız¸ sakalları da bırakınız
" manasını ifade eden hadisi sebebiyle bıyıkların kısaltılması sünnet olarak kabul edilmiştir
Ancak¸ savaş durumlarında düşmanı korkutmak ve heybetli görünmek niyetiyle komutan ve askerlerin bıyıklarını uzatmalarına da izin verilmiştir
İşte Yavuz'un pala bıyığının hikmeti ve şer'î dayanağı da aynı şeydir
Nitekim Ebussuud Efendi¸ bir fetvasında bu hakikati şöyle dile getirmiştir: "Sufiler¸ bıyıkları dibinden kırkmak sünnettir diye itikad eyleseler¸ şer'an mezburlara (ismi geçenlere) nesne (herhangi bir şey) lazım olur mu? El-cevab: İftiradan içtinab etmek (kaçınmak) lazımdır
Mesnun (sünnet) olan¸ kaş miktarı kalınca almaktır
O dahi gazilerden gayrıyadır (başkasınadır)
Gaziler¸ uzatmak mendubdur (Şeriat'ın yasaklamadığı veya emretmediği sevap amel); adüvve (düşmana) heybetli görünmek için
"1
1)Heyet¸ Resimli-Haritalı Mufassal Osmanlı Tarihi¸ İstanbul¸ 1958¸ c
2¸ s
717-739¸ 788; M
Zeki Kuşoğlu¸ Tılsımdan Takıya¸ İstanbul¸ 1998¸ s
52 vd
; İlhan Bardakçı¸ Tarihten Bugüne 1982¸ İstanbul¸ 1983¸ s
121-122; İbn-i Abidin¸ Redd'ül-Muhtar¸ c
6¸ s
407¸ 420; Halil Gönenç¸ Günümüz Meselelerine Fetvalar¸ İstanbul¸ 1983¸ c
2¸ s
164¸ 176-177; Ebussuud¸ Fetava¸ Süleymaniye Kütp
Şehid Ali Paşa¸ nr
1028¸ vrk
276/b; Ahmet Akgündüz¸ Sait Öztürk¸ Bilinmeyen Osmanlı¸ İstanbul¸ 1999¸ s
147-148
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul