Yalnız Mesajı Göster

Bilim Felsefesi-2 Karl Raimond Popper

Eski 08-23-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bilim Felsefesi-2 Karl Raimond Popper




POPPER VE TOPLUMBİLİMLERİ


Popper'a göre yöntem kuralları hem doğa hem de toplum bilimlerinde uygulanmalıydı Mantıkçı pozitivistlerin tersine, Popper bütün bilimlerin temelde aynı tür olaylarla ilgili olduğu anlamında, tek bir bilimden hiç söz etmemiştir Buna karşılık Popper, görece soyut bir düzeyde kalınması koşuluyla, tüm bilimlerde aynı yöntembilimin uygulanabilirliğine inanır


Popper, ?Toplum bilimlerinde deney yapılamaz, çünkü toplumsal etkenler asla fizik etkenler gibi soyutlanamaz?; ?Toplum ve insanlar doğa bilimlerine konu olan olaylara oranla çok daha karmaşık olaylardır»; ?Toplum bilimlerinde özel bir sezgisel anlayış olabilir, çünkü burada kuramların konusu insandır? gibi savlara, yani doğabilimsel yöntembilimin toplum bilimlerine uygulanamayacağı görüşünün çeşitli savlarına açıkça karşı çıkmıştır Popper'ın karşı-savlarını kısaca ele alalım Popper'a göre deneyimlerde belirli etkenlerin birbirlerini etkileyip etkilemedikleri ya da belirli bir deneyimde değişik etkenlerin birbirinden soyutlanmış olup almadığı deneyöncesi (a priori) olarak belirlenemez Bu ancak etkenlerin belirlenmesi ve deneyimin yapılmasından sonra keşfedilebilir; ki bunun için de kuram biliniyor olmalıdır Toplumsal olayların doğal olaylardan daha karmaşık olduğuna ilişkin inanç, normal bir toplumsal olayla, etkenlerin soyutlandığı fiziksel bir olayın karşılaştırılmasından ileri gelir Oysa, normal bir toplumsal olayla normal bir fiziksel olay, örneğin bir yaprağın yere düşüşü, karşılaştırılacak olursa, her iki durumda da bir ön-deyide bulunmanın eşit ölçüde güç olduğu görülecektir Özdeşleşim ( ?Einfühlung? ) , Popper'a göre ancak buluş işlevi görebilir; bir varsayıma ulaşmamıza yardımcı olabilir ama varsayımın sınanmasında hiçbir rolü olamaz Benim nasıl hissettiğim, başkalarına ilişkin bir varsayım bakımından bir anlam taşımaz


Doğa ve toplum bilimlerinin bazı ortak yöntem kuralları bulunduğunu ve tek bir yöntembilimden sözedilebileceğini savunmak, bilimsel disiplinlerin kendilerine özgü belirli kuralları olduğu görüşüyle bağdaşır Popper, toplum bilimlerinde özel bir ?yöntembilimsel Bireycilik? koşulu arar


Der ki:


?[] toplumsal kuramların görevi, sosyolojik modellerimizi betimsel ya da adcı (nominalist) terimlerle, yani bireylere, onların tutumlarına, beklentilerine, ilişkilerine, vb ilişkin terimlerle, titizlikle oluşturmak ve çözümlemektir Bu, `yöntembilimsel bireycilik' diyebileceğimiz bir ilkedirCarnap'ın bireyleri somut temel-deneylerden kurulan mantıksal kurulumlar (constructions) olarak görmesi gibi (I Bölüm, Gözlemlenebilir Olan'a bakınız) , Popper da, sınıflar gruplar ve kurumlar gibi toplum bilim kategorilerini, somut bireylerden kurulu kuramsal kurulumlar alarak görür Tüm sosyolojik kuramlar, tutumlar, beklentiler, vb, psikolojik terimlerle çözümlenebilirse, o zaman sosyolojiyi psikolojiye indirgemek (psikolojizm) mümkün değil midir? Popper'in bu soruya yanıtı olumsuzdur Ancak, Popper'in yöntembilimsel bireyciliği ile psikolojizme yönelttiği eleştirilerin nasıl bağdaştırılacağını anlamak güçtür Bunun için, bu konudaki görüşlerini aşağıya aktaracağız:


[] psikolojizmin, yöntembilimsel bireyciliği savunarak ve yöntembilimsel kollektivizme karşı çıkarak kazandığı büyük er- demleri küçümsememeliyiz Psikolojizm, bütün toplumsal olayların ve özellikle bütün toplumsal kurumların işleyişinin, her zaman için bireylerin kârarlarının, eylemlerinin, tutumlarının, vb, sonucu olarak anlaşılması gerektiğini savunan ve sözde `kollektifler'e (devletler, uluslar, ırklar, vb) dayanılarak yapılan açık- lamalarla asla yetinilmemelidir diyen önemli öğretiyi destekler Psikolojizmin hatası, toplum bilimleri alanındaki bu yöntembilimsel bireyciliğin tüm toplum olaylarının ve tüm toplumsal düzenliliklerin (regixlarities) psikolojik olaylara ve psikolojik yasalara indirgenmesi programını içerdiğini varsaymasıdır


Popper'ın tarih bilimi üzerine de özel bazı görüşleri vardır: O'na göre, bilimsel açıklamalar ve ön-deyiler, daha önce verdiğimiz (I Bölüm, Nedensel Açıklamalar'a bakınız) şemayı izler Ancak genel olarak tarihsel olaylar bakımından bir sınırlama yapılması gerekir: bunlar konusunda ön-deyide bulunmak olanaksızdır Popper'ın gösterdiği gerekçeler şunlardır:


l - Tarihin akışı, insan bilgisinin gelişmesinden büyük ölçüde etkilenir


2 ? ?Akılsal (rational) ya da bilimsel yöntemlerle bilimsel bilgilerimizin gelecekteki ilerlemeleri üzerine ön-deyilerde bulunamayız [Bilimsel bir kuram üzerine ön-deyide bulunabilmek için, o kuram konusunda şimdiden bilgi sahibi olmak gerekir?


3 ? ?Dolayısıyla gelecekteki tarihsel olaylar konusunda ön- deyide bulunamayız?


Bu durumda, Popper'e göre, örneğin kuramsal fizik gibi bir kuramsal tarih disiplini olamaz O halde tarih kitapları nasıl yazılır? Önce tarihe belirli bir bakış açısından ( point of view ) bakmaya karar verilir; sonra da tarihteki bu görüş açısından geçerli olaylar betimlenir Popper, böyle bir bakış açısına, ?tarih anlayışı? adını verir ve bir tarih anlayışına sahip olmaksızın tarih yazılamayacağını savunur Bir tarih anlayışına sahip olmadıklarını söyleyenler de, bunun bilincinde olmasalar bile, böyle bir anlayışa sahiptirler Tarih anlayışları sınanamaz ve dolayısıyla doğru ya da yanlış oldukları söylenemez Herkes ilginç bulduğu tarih anlayışını benimseyebilir Tarih, sınıflar, ırkılar, dinsel fikirler, ?açık? ve?kapalı? toplumlar arasında bir mücadele olarak görülebilir

Alıntı Yaparak Cevapla