08-23-2012
|
#7
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bilim Felsefesi-2 Karl Raimond Popper
ELEŞTİREL AKILCILIK
Popper'ın bilim felsefesinin insan bilimleri ve politika konusundaki görüşleriyle nasıl bağlandığını görmeden önce, koymuş olduğu yöntem kuralları üzerine görüşlerini ele almamız gerekir Popper'a göre, yöntem kuralları, daha iyileri bulunana kadar kabul edilmesi kararlaştırılan uzlaşımlardan (conventions) ibarettir Yöntem kuralları değişmez değildir ve bilimin gelişmesinde oynadıkları rol açısından her zaman için eleştirilebilirler Bir kuramı eleştirmek, onu yanlışlamaya çalışmaktır Bir yöntem kuralını eleştirmek ise, onun bilîmin gelişmesine nasıl engel olduğunu göstermeye çalışmaktır Her iki durumda da hata ve- ya yanlış aranır: Ancak hatanın bulunması için (kuramı veya kuralı) denemek gerekir Popper'e göre her iki durum da genel bir yöntemin, ?deneme ve yanılma? ( ?trial and eror? ) ya da ?eleştirel akılcılık? ( ?critical rationalism? ) yönteminin örnekleridir Yapılan hatalardan ders alınır Her zaman bir sorundan (P2) hareket edilir Sonra buna bir çözüm önerilir (TT = ?tentative theory?/ ?deneme kuramı? ) ve bu çözümün yanlış olduğu gösterilmeye çalışılır (EE --- ?error elimination? / ?yanlış-eleme?) Bu gösterilince de yeni bir sorunla (P2) karşılaşılır; ancak bu kez bilgiler artmıştır Popper bu metodu P1? TT ?EE ? P2 şemasıyla ifade eder Popper'a göre bu şema tüm bilimsel disiplinlere, yöntem kurallarına, felsefeye ve politikaya uygulanabilir ve uygulanmalıdır Bu şema, kişinin her zaman yanılabileceği görüşüne dayanır Bu görüşe, başkalarının da doğru olabileceği görüşünü eklersek, şema Popper'in ?eleştirel akılcılıkı? adını verdiği tutumu temsil eder
?Bu tutum, tartışma ve deneye verdiği önemden dolayı, `Ben yanılıyor olabilirim, sen de haklı olabilirsin; birlikte çalışarak doğruya yaklaşabiliriz' Şeklindeki yaklaşımıyla, daha önce de değindiğimiz gibi, bilimsel tutumla çok yakından ilişkilidir Bu tutum, herkesin hata yapabileceği; bu hatanın kendisi, başkaları veya başkalarının yardımıyla kendisi tarafından keşfedilebileceği görüşüne bağlıdır Kimsenin kendi kendinin yargıcı olamayacağı fikrini ve tarafsızlık fikrini içerir [  ] Bu tutumun akla olan inancı, yalnızca kişinin kendi aklına değil, -belki daha da çok- başkalarının aklına olan inançtır ?Eleştirel akılcılık?ın bu belirlenişi, pozitivistlerin (bilimle metafiziği ayıran) ayrım-ölçütü' ne 'tekabül eder Popper'a göre, (özneler-arası) eleştirilebilir ve eleştirilemez önermeler; daha doğrusu, önermeleri , özneler-arası olarak eleştirilebilir sayan ve saymayan iki ayrı tutum vardır Popper, metafizik saydığı önermelerin çoğunu eleştirilebilir bulur Örneğin, determinizm ve idealizm başlıkları altına giren felsefi görüşler yanlıştır ve eleştirilebilir, ancak bunları yanlışlamak olanaksızdır Pozitivistlerin bilim - metafizik ayrımının Popper'daki karşılığının akılcılık - akıldışıcılık (irrationalism) ayrımı olduğu, Popper'ın akıldışılığa ilişkin olarak söylediklerinden anlaşılmaktadır Bu sözler, pozitivistlerin metafizik hakkındaki sözlerini anımsatır Kısa bir örnek verelim:
«Marx bir akılcıydı Sokrates ve Kant gibi o da, insanlığın birliğinin temeli olarak insan aklına, inanıyordu Ancak, fikirlerin sınıf çıkarları tarafından belirlendiği şeklindeki öğretisi, insan aklına inancın çöküşünü hızlandırdı Hegel'in, fikirlerin ulusal çıkarlar ve gelenekler tarafından belirlendiği şeklindeki öğretisi gibi, Marx'ın bu öğretisi de akla olan akılcı inancı sarsıcı bir eğilim taşıyordu Hem sağdan hem de soldan tehdit edilen tutum, yani toplumsal ve ekonomik sorunlara değgin akılcı tutum, tarihsici (historicist) kehanet ve kehanetçi akıldışıcılığın cepheden saldırısına uğradığında kendini savunamadı Akılcılık ile akıldışıcılık arasındaki çatışmanın, çağımızın en önemli düşünsel ve belki de ahlaksal sorunu oluşunun nedeni budur
Popper'a göre akılcı tutumun kendisi akılsal savlara dayandırılamaz İnsanlığın ortak bir akılsallığı olduğuna inanmak gerekir Buna inanarak ancak Popper'ın bu terime verdiği anlamda akılcı olunur
|
|
|