08-23-2012
|
#1
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bunalim Gençliği!!!!
Ey genç adam! bu düstur sana emanet olsun/ Ötelerden habersiz nizama lanet olsun " Üstad Necip Fazılın mısraları çınlıyor kulaklarımızda Son zamanlarda yaşananlara baktığımızda gençliğin bilinmeyen eller tarafından "ötelerden habersiz" bir nizam üzere inşa edildiğini görüyoruz Kahrolmamak elde değil  
Olayların seyri gösteriyor ki bu neslin evlatları kendi elleri ile kendi sonlarını hazırlar oldu Ahlâk ve maneviyattan uzak, özendirilmiş çarpık hayatlar üzere yetişiyor gençler Her geçen gün artan ifsad ve sapkınlığın önünde, suda sürüklenen saman misali akıp gidiyor gençliğimiz… Bizler ise gözümüzün önünde cereyan eden bu hadiseye dur diyemiyor yada hep susturuluyor, konuşturulmuyoruz
Oysa böyle mi korunacaktı mukaddes emanet? Çanakkale´de şehit olanlar 18lik delikanlılar değil mi idi? 21 yüzyıl fitnesi bu kadar kolay yıkmamalı yeni bir dünyayı kuracak nesli Tüm dünyaya örnek olmuş bir ecdadın torunları bugün maalesef içki, kumar, uyuşturucu, kapkaç kıskacında can çekişiyor
Sinsi düşman medya
Her gecen gün yara alan, damarımıza zehrini şırıngalayan bir "mikrop" da medyadır Evlerimizin içine kadar girip birçok insanı hakkaniyetten uzak tutan en büyük tuzak… Bu tuzak öylesine sağlam kurulmuş ki anlayana kadar aldığınız yaralar bile kafi… Ahlaksızlığın adını cinsel özgürlük koyarak, zinanın adını özel hayat diye tanımlayarak sinsi sinsi gençliğimize sokulan medya, televolelerle ahlaksızlığa davetiye çıkarırken dizileriyle de şiddete de yol gösterir hale geldi
Sanatçı adı altında yasayan aciz mahlukların yozlaşmış hayatlarını taze beyinlere empoze eden medya, kızları ve erkekleri aynı eve tıkarak yaptığı programlarla evlilik gibi mukaddes bir emanete de darbe indirdi İçerdiği şiddet konularıyla gençleri adeta uçuruma iten diziler onları birer suç makinesi haline getirmektedir "Sevgili" tabiriyle İslam akidesine balta vurmaya çalışmakta ve daha küçücük çocuklara bu ahlaksız bulusunu enjekte etmektedir Bunların hepsini maneviyatsızlığı bu milletin evlatlarına aşılayanlardan aldığı güçle sürdürmektedir
Mayası bozulan nesil, zamanla bozuk bir gıda gibi bozuldu ve habis kokular sağmaya başladı Zarar verici potansiyel suçlu haline geldi Kimileri sevgilisiyle bir olup annesini oldördu, kimileri babasını kurşuna dizdi Lakin kaybeden yine biz olduk…
28 Şubat etkisi ve İHL ahı
Son dönemde yaşanan bu buhranların en önemli sebeplerinden birisi de 28 Şubattır 1999 yılında çıkarılan yasa ile kapatılan İHL ve Kur´an kursları 4 yıllık AKP döneminde hala bir çözüme kavuşamadı Tabiri caizse yaşken eğilmesi ve eğitilmesi gereken beyinlere 12 yaşına kadar iman aşılanamıyorsa elbette sonucu hazin olur 7 yıldır din eğitimi alamayan gençlerimiz yavaş yavaş dejenere olmaya başlamıştır
Yine o dönemde kapatılan İmam Hatip Liselerinin ahı tutarcasına artan bu suçlar ve önü alınamayan bu olaylar hala birilerine ibret olmaz mı? Şuurlu bir gençlik yetiştirmeyi amaç edinen ve bizzat millet tarafından kurulan bu okulların önüne her defa set çekilmesi ve dışlanması işte bu sakat doğumu meydana getirmiştir Maalesef mevkiler ve meydanlar modern çağın şahsiyetiz haramilerine kaldı
Gençlik manzaraları
1 Ocak 2006 Denizli: Cesedi evinde bulunan kadını 24 yaşındaki oğlunun satırla öldürdüğü belirlendi
5 Ocak 2006 Kocaeli: 6 gün önce dükkanında öldürülen vatandaşın katili 16 yaşındaki oğlu çıktı Okul yıllığına "ilerde mafya babası olacağım" yazan gencin silahını ve arabasını almak için babasını vurduğu belirlendi
20 Şubat 2006 İstanbul: 1993te annesini dövdü diye babasını vuran genç aftan yararlanıp çıktı Fakat bu kez de imam nikahlı diye annesini öldürdü
8 Mayıs 2006 Sivas: Yıldızelinde 16 yaşındaki lise öğrencisi M Ç kendisini hırpalayan babasını tabancayla vurdu
17 Mayıs 2006 Manisa: 17 yaşındaki lise öğrencisi H A annesiyle kavga eden 41 yaşındaki babasını öldürdü
Ayrıca İstanbulda Yeniden Sağlık Eğitim Derneği tarafından yapılan araştırmaya göre 2001den 2004e kadar 3168 lise 2 talebesi içinde:
Esrar kullanımı %75 arttı,
Eroin kullanımı %100 arttı,
Uyuşturucu kullanımı %184 arttı
İşte Türkiyeden gençlik manzaraları… Bir genç anne ve babasını vahşice öldürüyor ve içinde kaybolduğu dünyasını uyuşturucuyla süslüyorsa ortada bir suçlu var demektir Yine geçenlerde bir haber programında ekrana yansıyan durum felaketin tablosunu gözler önüne serdi
Bir lisede öğretmen ders anlatırken öğrencilerden birisi öğretmeninin pantolonunu indiriyor ve bunu yapmaktaki amacının şaka olduğunu belirtiyor Bizim şakalarımızda değişmiş sanki Şakadan ziyade saçmalamaya başlamış ve gafil bir hale gelmişiz Osmanlı medreselerinde muallimlerinin dizleri dibinde ilim tahsil eden talebeler nerede yıllarca batı meraklısı olarak yetiştirilen şimdiki gençlerin okuldaki vaziyetleri nerede Ve asıl içler acısı olan bu nesilin Türkiyenin geleceği olması
Dipsizliğin dibi
Artan bu olaylar ülkenin her kesimini olumsuz etkilemekte ve insanların ümitlerini kırmaktadır Gençlerin ümidinin kırılmasına sebep olmakta ve onları bunalımın kucağına itmektedir Hiçbir ideali ve dava şuuru olmayan sadece menfaat ve maddeyi düşünen bu nesil hangi ellerin isimsiz çocuğudur?
Bir insanı öldürenin kainatı öldürdüğü hakikatini bilen, ana- babaya öf bile denilmemesi gerektiğini idrak eden bir gençlik nerede, çağdaşlık ve modernlik yozlaşması içinde erimiş ve şahsiyetini yetirmiş olan gençlik nerede? Aslında bu planın da kökeninde, Fırat ve Nil arasında topraklara hükmetmek isteyenlerin parmağı olduğu aşikardır Birinci Dünya Savaşı´ndan sonra Baselde toplananların aldığı gizli kararlardan birisi şu idi: Onlara göre öyle bir gençlik yetişmeliydi ki, altmış- yetmiş sene sonra o nesil kendi eliyle Kur´anı çöpe atmalıydı Türkiye üzerinden, kullandıkları gizli piyonlarıyla planlarını işlettiler ve böyle bir nesil meydana geldi Eskiden sevgi, saygı, sadakat gibi değerleri göz önünde tutan gençlik, şimdi kendi başının çaresine bak politikasını benimsedi
Altın nesilden teneke nesile
Böyle bir neslinin evlatlarının bu gün içine düştükleri hal gerçekten yürekler dağlayacak bir hale gelmiştir Sefer sırasında bahçesinden geçmek zorunda kaldıkları bahçe sahibinin hakkına girmemek için ağaçlara kese ile altın takan Yavuz´un askerleri bu gün mateessüf, insanları gasp eder hale geldi
O nesilin gençlerini sevinç ile karşılayan halk, bugünkü gençlikten korkar ve sokakta yürüyemez oldu Peki ne oldu da o noktadan buraya gelindi? Bu sorunun cevabının maneviyatsızlık olduğu düşünülemez mi? İçi boşaltılmış şuursuz nesil kimlerin eseri?
Bayram ve Hacı Bayram
Gençliğin içine düştüğü bu acı tablonun bir karesi olarak zihnimde canlanan şu hatırayı paylaşmak istiyorum
Adı Bayram olan ve on yıldır Ankarada oturan bir gence, buluşma noktası olarak Hacı Bayram´ı teklif etmiştim Fakat ne mümkün Maneviyattan öylesine yoksun kalmış ki Hacı Bayram Veli gibi bir zattan habersiz Kaderin bir cilvesi olmalı ki; adı da Bayram… Diğer bir erzel durum da şu ki; yüzlerce insanın hidayetine vesile olan Hacı Bayram Velinin yüz metre ilerisinde genç kızlar pazarlanıyor ve buluşma noktası olarak da Tabakhane Camiinin arkası belirleniyor
Şahsiyetsizlik
İnsanda fıtraten olması gereken bir takım değerler vardır Hakkı söylemek, merhamet etmek, vicdan sahibi olmak, adil olmak gibi… Lakin yaşananlar gösteriyor ki şimdiki toplum bahsettiğimiz erdemleri kaybetmiş, ya da birileri kaybettirmiş Tahrip etmiş, ayarı ile oynamış ve işlemez hale getirmiş Bazı eller bu ülke evlatlarının mayasını bozarken bir çoğu da bunlara alkış tutmuş Modernizm, çağdaşlık gibi ne idüğü belli olmayan içi boş ve manasız kavramlar peşinde koşturulan gençlik sonunda ne istediğini bilmeyen, maymun iştahlı ve şahsiyetsiz bir hal almış
Bahsettiğimiz erdemlerin tutunma noktasıdır şahsiyet  Tam merkezde, imanın içinde imanla kendini bulan insanın asıl ve asli kimliğidir Eğer o olmazsa diğerleri koskocaman bir sıfırdır Eğer o olmazsa kötülüklerin önünde duracak kimse yok demektir ne vicdan işler o vakit nede merhamet…
Gelinen nokta da bu durumun ispatı için yeterli değil mi?
Bütün bu yaşanan ürkütücü tablonun tek bir sebebi vardır; o da şek ve şüphesiz maneviyatsızlıktır Yüzde 99unun Müslüman olduğu iddia edilen bu ülkede çocuklar on iki yaşından önce din eğitimi alamazken ve okullarda verilen din dersleri zaten yetersiz iken bu dersler hala birilerini rahatsız ediyorsa başka ne beklenebilirdi ki? Nasıl susuz kalan ağaç kurursa maneviyatsız gençte adeta kurur ve dünyaya niçin gönderildiğini unutur
Toplumun en hareketli ve dinamik yapısı olan gençlik hedef kitle olmasından ve kolay yönlendirilmesinden dolayı her türlü manipülasyona açıktır Maalesef bugün gençler Modernizm diye yutturulan yoz ve boş bir yaşam tarzı girdabında öğütülmektedir
|
|
|
|