08-23-2012
|
#2
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Antikitede Bilimler Ve Diğer Disiplinler
TIP
Sokrates, öncesi doğa filozoflarının spekülasyonları karşısında Hippokrates'in (yaklaşık M Ö 460-375) Herodotos ve Thukydides'in tarih yazıcılığında başardıklarına benzer şekilde tıp bilimi içinde deneysel-bilimsel idealin savunuculuğunu yaptığını söyleyebiliriz: Spekülasyona değil fakat gözleme ve pra?*tik deneyime vurgu Bu nedenle, Hippokrates antik çağda olaylara ve deneyim?*lere dayanan eğilimin bir parçasıdır Bugün Hippokrates, herhalde en çok kendi adını taşıyan Hipokrat yemini diye bilinen tıbbi ahlak yasasını oluşturmuş olmasıyla tanınmaktadır: "Hekim Apollon Essculapions, hygia panacea, bütün Tanrı ve Tanrıçalar adına And içerim, onları tanık ve şahit tutarım ki, bu andımı ve verdiğim sözü gücüm kuvvetim yettiği kadar yerine getireceğim Bu sanatta hocamı, babam gibi tanıyacağım, rızkımı onunla paylaşacağım Paraya ihtiyacı olursa kesemi onunla bölüşeceğim Öğrenmek istedikleri takdirde O'nun çocuklarına bu sanatı bir ücret veya senet almak?*sızın öğreteceğim Reçetelerin örneklerini, ağızdan bilgileri şifahi malumatı ve başka dersleri evlatlarıma, hocamın çocuklarına ve hekim andı içenlere öğreteceğim Bun?*lardan başka bir kimseye öğretmeyeceğim Gücüm yettiği kadar tedavimi hiç bir va?*kit kötülük için değil yardım için kullanacağım Benden ağu isteyene onu vermeyece?*ğim gibi, böyle bir hareket tarzını bile tavsiye etmeyeceğim Bunun gibi bir gebe ka?*dına çocuk düşürmesi için ilaç vermeyeceğim Hayatımı, sanatımı tertemiz bir şekilde kullanacağım Bıçağımı mesanesinde taş olan muzdariplerde bile kullanmayaca?*ğım Bunun için yerimi ehline terk edeceğim Hangi eve girersem gireyim, hastaya yardım için gireceğim Kasıtlı olan bütün kötülüklerden kaçınacağım, ister hür, ister köle olsun erkek ve kadınların vücudunu kötüye kullanmaktan zarar vermekten sakı?*nacağım Gerek sanatımın icrası sırasında, gerek sanatımın dışında insanlarla münasebette iken etrafımda olup bitenleri, görüp işittiklerimi bir sır olarak saklayacağım ve kimseye açmayacağım Bu yemini bozmadığım sürece yaşamdan ve her zaman herkesçe hürmet edilen bu sanatın icrasından keyif almak bahşedilsin bana! Ancak olur da bu yemini bozar ve ihlal edersem, tam tersi olsun benim kaderim!”
Tıp ahlakı yasasının bu formu, klasik bir metin haline gelmiştir Bu yemin, doktor ile hastası arasındaki ve doktor ile toplum arasındaki ilişkiye dair düşünce mahsulü ve ahlakî bir görüşü ortaya koymaktadır Ayrıca bu, Hippokrates'in de savunduğu tıbbi uygulamada tedbirin gerekliliğini de göstermektedir: doktor birdenbire bıçağı kapıp ameliyat etmeye koyulmamalıdır Hippokrates'e göre, doktor kesin ve geri dönülemez biçimde müdahale etmekten ziyade ön?*celikli olarak ilaç tavsiye eden bir hekim olmalıdır Bunun temelinde doktorun doğanın karşısında değil doğa ile birlikte çalışması gerektiğini ileri süren görüş yatmaktadır Amaç; doğanın kendi işleyişini harekete geçirerek doğanın denge?*sini ve ahengini yeniden sağlamaktır Bu amaç günümüz için fazlasıyla edilgen görünüyorsa eğer, burada iki noktayı belirginleştirmek faydalı olabilir İlk ola?*rak, antiseptik ve teknik malzeme gibi etkenler yüzünden cerrahi işlemler antik çağda günümüzde olduğundan çok daha fazla tehlikeliydiler İkinci olarak ise, Hippokrates, Aristo'nunkine benzer bir doğa görüşüne sahipti: Her şey kendi yerini arar; insanlar da, hem akılları hem de bedenleriyle sağlığını arar; yani do-»al işlevlerinin ve yeteneklerinin düzen içinde olmasına ve ahenkli bir dengeye Ulaşmaya çabalar Bu işleyişte doktor, bir hekim olmanın yanı sıra diyet veya yaşam tarzı üzerinde tavsiyelerde bulunan bir danışman işlevi de görür, çünkü iyileştirilecek olan 'bütün' halindeki kişidir
Yunanlı cerrahlar kadavra üzerinde ve hatta canlı insan (ölüm cezasına çarptırılmış mahkumlar) üzerinde inceleme ve uygulama yapmışlar ve böylelikle anatomik ve fizyolojik bilgilerini geliştirmişlerdir: İç organları daha ayrıntılı olarak tanımlayabilmiş, organlar arasındaki işlevsel ilişkileri ortaya koyabilmiş?*lerdir; mesela göz, optik sinir ve merkezi sinir sistemini ilişkilendirmek gibi Eğer sadece çeşitli hastalıkların seyrini tanımlamak ve dışsal belirtileri gözle?*mek suretiyle ilaçlan denemekle yetinmeyecek ve fakat aynı zamanda eşyanın neden olduklarını da açıklayacaksak böyle bir bilgi gereklidir
Galenos (yaklaşık 130-200), bir Aristocu ve Hippokrates'in takipçisiydi O da doğal şeylerin ahenk ve uyum peşinde olduklarını ve doktorun bu işleyişte temkinli bir yardımcı olarak bulunduğunu vurgulamıştır Galenos, maddesel atomların doğanın temel unsurları olduğuna dair teoriye karşı çıkmıştır Galenos'a göre böyle bir görüş, yaşamın işleyiş biçimlerini yanlış olarak temsil eder Bu nedenle, Demokritos ve Epiküros tarafından öne sürülen doğa teorile?*rine dayanan tıbbi terapi kavramını reddetmiştir Galenos, zamanla kayda de?*ğer bir şöhret kazanmış ve Rönesans'ın sonuna değin tıpta bir otorite olarak kalmıştır Zamanın, bedenin fiziksel durumunun çeşitli vücut sıvıları arasında varolan dengeli bir ilişki tarafından idare edildiği şeklindeki görüşleriyle uyum içinde olarak, çeşitli mizaç özelliklerini bu ilişkide varolan bir dengesizlik bağ?*lamında teorik olarak açıklamaya çalışmıştır: Neşeli kişinin vücudunda çok fazla miktarda kan bulunur (Latince: sanguis), soğukkanlı kişinin vücudunda çok fazla miktarda balgam bulunur (Yunanca: phlegma), asabi kişinin vücudunda çok fazla miktarda sarı safra bulunur (Yunanca: chole) ve melankolik kişinin vü?*cudunda çok fazla miktarda siyah safra bulunur (Yunanca: melaina chole) Bu?*rada klasik Yunan fikirleri olan denge ve uyum ile karşılaşıyoruz
|
|
|
|