Yalnız Mesajı Göster

Safsata Kılavuzu

Eski 08-23-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Safsata Kılavuzu




ŞAŞIRTMA SAFSATALARI
Devede Kulak Safsatası

(Fallacy Of The Beard)

Bir iddiayı, konuyu saptırma ve karşısındakini şaşırtacak şekilde sunmak suretiyle yapılan hatalı çıkarımlara Şaşırtma Safsataları deniyor Bu grupta da yedi değişik safsata var: Devede Kulak Safsatası, Siyah/ Beyaz Safsatası, İspatlama Mecburiyeti Safsatası, Felaket Tellallığı, İmalı Soru Safsatası, Çok Sorulu Safsata, Sınırlı Seçenek Safsatası


Tanım:





Bir iddianın kabulünü sağlamak için iddiaya uymayan ayrıntıların hiç bir farklılık yaratmayacağını ve en küçük bir önem taşımadığını iddia etmekten oluşan hatalı çıkarıma Devede Kulak Safsatası diyoruz





Örnek 1:





Sigara içilmesi, Ankara’da hava kirliliğine etki edecek değil ya





Güncel Örnek 1:





Anayasa bir kez çiğnenmekle bir şey olmaz





Turgut Özal

Turgut Özal anayasanın bir kere ihlal edilmesinin önemsiz olduğunu ve önemli problemler yaratmayacağı çıkarımını yapıyor


Güncel Örnek 2:





Yürümekle yollar aşınmaz





Süleyman Demirel

Süleyman Demirel yürümenin yolların aşınmasına etkisinin önemsiz olduğunu öne sürerek yürümekle bir şeyin değişmeyeceği çıkarımını yapıyor




Ya Siyah ya Beyaz Safsatası

(False Dilemma, Black And White Fallacy)


Tanım:





Gerçekte çok seçenek olmasına rağmen, karşıdakini iki seçenek arasında bırakmak suretiyle yapılan hata





Örnek 1:





Beni sevmiyorsan, benden nefret ediyorsun demektir





Örnek 2:





Ya bana karşısın ya da benim yanımdasın





Örnek 3:





İnsanlar ya melektir ya da şeytan





Örnek 4:





Ülkeni ya sev ya da terket





Örnek 5:





Hakan: Ben Liselere din dersinin konulmasını destekliyorum

Koray: Ben böyle bir şeyin faydasına inanmıyorum

Hakan: Sen ateist misin yoksa Koray?





Güncel Örnek 1:





“Komünist-Kapitalist” çatışması nasıl aşıldı, aşılıyor?

Özellikle son 2 yüzyılı kapsamış olan bu çatışmanın temeli, şu 2 sorunun değerlendirilme biçiminde yatar:

1 “İnsan beyni” Doğa’nın, yahut Kainat’ın, yahut Evren’in, yahut Kozmos’un genel bütünü içinde ve onun bir “parçası” olan bir olgu mudur?

2 “İnsan beyni” Doğa’nın, yahut Kainat’ın, yahut Evren’in, yahut Kozmos’un genel bütünü dışında ve kendine özgü “ayrı” bir olgu mudur?

Birinci soruya “evet” diyenler, “Monist” bir değerlendirmenin düşünürleridir; ikinci soruya “evet” diyenler ise, “Düalist” bir değerlendirmenin

Bu 2 ayrı değerlendirme yüzünden son 2 yüzyılda milyonlarca ve milyonlarca insan öldü





(Çetin Altan, 2882000, Sabah)

Yazar son iki yüzyılı kapsayan Komünist-Kapitalist çatışmasını iki tür değerlendirmeden çıktığı yorumunu yaparak insanların birine evet diğerine hayır cevabını vermek zorunda oldukları çıkarımını yapıyor


Güncel Örnek 2:





Devlet küçülmez Ya anarşistlerin dediği gibi ‘‘havaya uçurulur’’, ya Engels’in dediği gibi vakti geldiğinde eriyip, tükenip gider

Memur atarak, tuttuğunu yaparak, her bulduğunu özelleştirerek olmaz





(Kurthan Fişek, 592000, Hürriyet)

Yazar, aradaki kararları iki seçenekten birine indirgeyerek iddiasını kanıtlamaya çalışıyor


Güncel Örnek 3:





Bu ülkede Peyami Safa isminde bir adam yaşamış Onu biraz tanıyan “her gün ne yazılır?” diyemez Şunu, yadırganacağını bildiğim halde, inanarak söylüyor ve iddia ediyorum ki, Peyami Safa’nın köşe yazıları, romanlarından daha önemlidir Vaktiyle gençlere romanlarını değil, önce “objektif” serisini tavsiye ediyordum Belki münasebetini ilk bakışta görebilmek zordur; ama, burada bir İslâm âliminin bir sözünü hatırlatmak istiyorum: “Ya her şeyi biliyorum, ya da hiçbir şey bilmiyorum” Bir cümleyle vuzuhlandırmaya çalışayım: “Bütünü bilmeyen parçanın bütün içindeki yerini bilemez





(Ahmet Selim, 9102000, Zaman)

Yazar, her şeyi bilmeyenin hiçbir şeyi bilemeyeceğini öne sürüyor




İspatlama Mecburiyeti Safsatası

(Argument From Ignorance, Burden Of Proof, Argumentum Ad Ignorantiam)


Tanım:





Bir şeyin yanlışlığının ispatlanamamış olması nedeniyle doğru olduğunu ya da doğruluğunun ispatlanamamış olması nedeniyle yanlış olduğunu ileri sürmek Bu “Siyah-Beyaz Safsatası”nın özel bir şeklidir Bu safsata “Bir şey aksi ispatlanamadığı sürece doğrudur” varsayımına dayanır








Örnek 1:





Allah’ın varlığı kimse tarafından kanıtlanmamıştır Öyleyse Allah yoktur





Örnek 2:





UFO’ların olamayacakları ispat edilemediğine göre, UFO lar mevcuttur





Örnek 3:





Hayaletlerin olmadığı kanıtlanamadığına göre, hayaletler vardır





Örnek 4:





Bilim adamları “küresel ısınma” nın varlığını ispat edemediklerine göre, küresel ısınma yoktur





Örnek 5:





Mehmet, Barış’tan daha yakışıklı olduğunu söyledi Fakat bunu ispat edemediğine göre, demek ki değil





Örnek 6:





Peki, uzaylıların hükümette kontrolü ele geçirdiğine inanmıyorsun Bunu ispatlayabilir misin?





Örnek 7:





Emin: Bazı insanların telepati gücüne sahip olduğunu düşünüyorum

Akın: Delilin var mı?

Emin: Hiç kimse insanların telepati gücüne sahip olmadığını ispatlayamaz





Güncel Örnek 1:





Muhabir telefonda haberi Erbakan’a çok yakın kaynaklardan aldığını ileri sürüyor, Erbakan Ailesi’nden yalanlama gelmemesini de haberin doğruluğuna kanıt olarak gösteriyordu Ahmet Hakan ise birincil kaynağının kendisi olması gereken haberin tamamen yalan olduğunu öne sürüyordu





(392000, Hürriyet)

Muhabir, haberin yalanlanmamasını haberin doğruluğuna kanıt olarak öne sürmektedir




Felaket Tellallığı Safsatası

(Fallacy of Slippery Slope)


Tanım:





Önermenin kabul edilemez olduğunu göstermek için, bu önermeyi bir dizi olayların takip ettiğinin gösterilmesi suretiyle bir olayı diğerinin takip edeceğine kesin olarak inanmaktan doğan hatadır








Örnek 1:





Pompalı tüfeklerin yasaklanması ile ilgili kanunu kabul edersek, çok geçmeden bütün silahları yasaklayan kanunları kabul etmek zorunda kalırız, ve bunu diğer hakların sınırlandırılması izler, ve sonunda komünist bir ülke oluruz Bu nedenle pompalı tüfekleri yasaklamamalıyız





Örnek 2:





Programına radikal islamcı birini davet edersen, önce radikal islamcı sempatizanı, sonra radikal islamcı olursun





Örnek 3:





Asla kumar oynamaBir kere başlarsan, durması zordur Çok geçmeden bütün paranı kumarda kaybedersin ve sonunda geçimini temin etmek için suç işlemek zorunda kalırsın





Örnek 4:





Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanlığına seçildiğine göre, artık demokrasi rayına girecek, insan hakları ihlal edilmeyecek, ekonomi düzelecek





Güncel Örnek 1:





Gazetecilerin kılık kıyafetleri Sayın Cumhurbaşkanımızın hoşuna gitmemiş olabilir Kimi meslektaşlarımız yerine göre giyinme konusunda biraz hatalı davranıyor olabilirler Ama ‘‘demokrat’’ cumhurbaşkanları, bu işi yönergeyle düzenlemeye kalkışmazlar ‘‘Demokrat’’ cumhurbaşkanına yakışan, Gazeteciler Cemiyeti’ne bu yöndeki dileği belirten bir yazı yollamaktır Bu konuda bir gelenek, bir üslup oluşmasına öncülük etmek başkadır, parti gazetesi çalışanlarına emir verir gibi yönerge hazırlamak başka Bu kafayla, yarın Köşk önünde ‘‘tırnak kontrolü’’ yapılırsa hiç şaşmam Sonra sıra belki de iç çamaşırı rengimize kadar uzanır





(Fatih Altaylı, 2052000, Hürriyet)

Yazar; Cumhurbaşkanı’nın gazetecilerin kıyafetlerine karışmasının kabul edilemez olduğunu kanıtlamak için bir dizi olayın (tırnak kontrolü, iç çamaşırının rengine karışma) bunu takip edebileceği iddia edilmiş


Güncel Örnek 2:





Halbuki, İslâmsız bir hayat şehvetle dolar Şahsi menfaat ve gayeleri hükümran eder Faiz doğar Hırsızlık, meslek haline gelir Şefkat ve merhameti ortadan kaldırır İşçinin gözünü patronun kasasına, patronun gözünü işçinin alın terine musallat eder Fert ve cemiyetlerdeki sevgi ve saygıyı ortadan kaldırıp itaatsız bir toplum oluşturur Anarşi alır başını gider Doğrunun aç kalacağı inancı cemiyete sülük gibi yapışır Kimsenin kimseye itimadı kalmaz





(Mevlut Özcan, 2582000, Milli Gazete)

Yazar İslamsız hayatın kabul edilemez olduğunu göstermek için bir dizi kötü olayın gerçekleşeceğini iddia ediyor


Güncel Örnek 3:





Hele kadınlar, şimdi allanıp, pullanıp, süslenip daldan dala konup gönül eğlendiriyorlar Ya yarın? Orta yaşlarında, paraları varsa, evli değillerse jigololarla gönül eğlendirebilirler Ya daha sonra? Yapayalnız ve sevgisiz ne yapacaklar? İçki ve zillet Ya intihar ya da bir huzur evinde tevehhürler içinde geçecek acılı bir ömür





(Abdurrahman Dilipak, 9102000, Akit)

Yazar, kadınların evlenmemelerinin kabul edilemez olduğunu göstermek için gelecekte kendilerini bir dizi kötü olayın beklediğini öne sürüyor




İmalı Soru Safsatası

(Complex Question)

Alakasız iki nokta birleştirilerek tek bir önerme gibi sunulur Karşısındakinin her ikisini de ya kabul veya reddetmesi beklenir Gerçekte biri kabul edilebilirken diğeri edilemez


Tanım:





Genellikle soranın kabul veya önyargıları ile bir uyumluluk ortaya çıkarmak üzere cevap vereni, “evet” veya “hayır” demesi durumunda suçlu duruma düşürecek sorular sorulmasından doğan hata








Örnek 1:





Karını dövmekten hala vazgeçmedin mi? (Ne zaman dövdüm ki?!!!)





Örnek 2:





Korsan kitap satışını durdurdun mu? (Ne zaman korsan kitap sattım ki?!!!)





Örnek 3:





Muhafazakarlar bu konuya ne zaman ağırlıklarını koyacaklar?





Örnek 4:





Diyelim ki ben nüdistim Okula çıplak gelsem bu sizi rahatsız etmez değil mi?





Güncel Örnek 1:





İş dünyası, medya ve sair düşünce odakları, aydınlar, sanatçılar

“vatan haini” mi ki Sezer onlarla görüşmesin?





(İlker Sarıer, 1582000, Sabah)

Yazar, Sezer’in bazı gruplarla görüşmek istememesini böyle bir soruyla gündeme getirerek Sezer’i zor duruma düşürmeye çalışmış Soruya olumlu yanıt verildiğinde bu grupların vatan haini olduklarını kabul edilmiş olacak, olumsuz cevap verildiğinde Sezer’in onlarla görüşmesi gerektiği sonucu çıkacak


Güncel Örnek 2:





Çünkü Haydar Kutlu, sözlerini şöyle bitiriyor: “Şimdi bana komünizmin yerine neyi koyuyorsun diye soranlara, yine komünizm diyorum” Ben de diyorum ki, “Komünizm, yerine konulacak hiçbir şey bulunmadığı zaman konulan bir şey midir?”





(İlker Sarıer, 2182000, Sabah)

Yazar, muhatabını zor durumda bırakmak için böyle bir soru sormuş Muhatabı evet dese komünizmi küçümsemiş olacak, hayır dese kendi dediğini yalanlamış olacak


Güncel Örnek 3:





Bölücü ve irticai eylemlere karşı devleti savunmasız bırakmakla suçlanan bir Cumhurbaşkanı veya hukuku bile bile çiğnemekle suçlanan bir hükümet ile mi Avrupa Birliği’ne gireceğiz veya enflasyonu yeneceğiz





(Güngör Mengi, 23-8-2000, Sabah)

Yazar, burada evet yada hayır diye cevaplandığında, hükümet veya Cumhurbaşkanı hakkında suçlayıcı ifadelerini kabul ettirecek şekilde soru soruyor


Güncel Örnek 4:





Bu kimi rahatsız eder? İran’ı, diktatör Saddam’ı, hanedan yönetimindeki Arap ülkeciklerini Rahatsız olsunlar, olmalılar Kaldı ki kimdir bunlar? Dünya bilimine, sanatına, üretimine ne katkıları vardır? İslamiyet güneşi bütün bir evreni aydınlatmaya yetecek enerjiyi öz kaynaklarında tutarken neden kendilerine “İslam ülkesi“ denilen kabileleri aydınlatmıyor?

MOSSAD mı engelliyor, CIA mı yasaklıyor, Siyonizm’in gölgesi mi güneşimizi söndürüyor?





(Nuh Gönültaş, 2172000, Zaman)

Yazar, İslamiyet’in bütün dünyayı aydınlatabilecek potansiyeli olduğu halde, İslam ülkelerini aydınlatmamasının gerekçesinin dışarıda aranmaması gerektiğini sorular sorarak ima ediyor “MOSSAD mı engelliyor, CIA mı yasaklıyor, Siyonizm’in gölgesi mi güneşimizi söndürüyor?” sorusuna “evet” dense bu defa da bahis konusu ülkelerin diğer nitelikleri tartışma konusu olabilecek




Çok Sorulu Safsata

(Fallacy Of Many Questions)

[Plurium Interrogationum]


Tanım:





Tek ve basit bir cevap talep edermiş gibi sunulan bir sorunun aslında birden fazla cevap ihtiyacı yaratması durumudur








Örnek 1:





İnsanların kendi inançlarına göre çocuklarını yetiştirmesini ve evde eğitimi destekliyor musun?








Örnek 2:





Sizce yüksek vergiler iş hayatını etkiliyor mu?





Örnek 3:





Nükleer santraller sizce istenir şeyler mi?





Güncel Örnek 1:





Bölücü ve irticai eylemlere karşı devleti savunmasız bırakmakla suçlanan bir Cumhurbaşkanı veya hukuku bile bile çiğnemekle suçlanan bir hükümet ile mi Avrupa Birliği’ne gireceğiz veya enflasyonu yeneceğiz





(Güngör Mengi, 2382000, Sabah)

Yazar, soruyu evet ya da hayır şeklinde cevaplama gerektirecek şekilde soruyor, halbuki bunun açıklaması birden fazla cevaba ihtiyaç gösterir Bu konuda Cumhurbaşkanının suçlanması , hükümetin suçlanması, Avrupa birliğine girilmesi, enflasyonun yenilmesi hakkında cevaplar verilebilir




Sınırlı Seçenek Safsatası

(Fallacy of Limited Alternatives)


Tanım:





Tam bir inceleme araştırma ve delil ortaya koymadan, bir hareket seyrinin başka seçenekleri yok saydığı veya dışladığı konusunda ısrar etme yanlışlığı





Örnek 1:





Vergi yasalarında reform yapılması için hükümeti düşürmeliyiz Başka seçeneğimiz yok, çünkü iktidardaki hükümet geçmişte vergileri indirmemişti





Örnek 2:





Microsoft’un yazılım endüstrisine hakim olmasına memnunum Eğer onlar olmasalardı şu anda sahip olduğumuz bilgisayar verimliliği olmayacaktı





Örnek 3:





Eğer Demirel’i yeniden Cumhurbaşkanlığa seçmezsek istikrar bozulur





Güncel Örnek 1:





Bir üniversite, hemşirelik okulunu durup dururken niçin kapatır? Çünkü orada genç kızlara türbanlı eğitim veriliyordu YÖK, bu okulun eğitime böyle devam edemeyeceğini Fatih Üniversitesi’ne defalarca ve sözlü olarak bildirmişti Bunun üzerine kapatıldı





(Emin Çölaşan, 2552000, Hürriyet)

Yazar ortaya delil koymadan sanki okulun kapatılmasına tek sebep türbanlı eğitim verilmesiymiş gibi çıkarımda bulunuyor


Güncel Örnek 2:





Sayıştay’ın 12 milyon dolara mal olan ve 9 yılda ancak bitebilen lüks binası; “Önce sen kapacaksın Hayır ben kapacağım” çekişmesinin kurbanı olmuştur Plajdaki boş şezlonga kim erken gelir, havlusunu kim önce atarsa şezlong onun oluyor ya

İşte onun gibi

Binayı önce kapmak için kıskançlık krizine girdiler Sayıştay’ın üst yönetiminin binaya oturma izni almadan arşiv yerleştirmesinin başka açıklaması yoktur





(Necati Doğru, 3182000, Sabah)

Yazar ortaya bir delil koymadan Sayıştay üst yönetiminin binaya oturma izni almadan arşiv yerleştirmesinin tek sebebinin binayı sahiplenmek istemesi olduğunu iddia ediyor

Alıntı Yaparak Cevapla